Dehşetli tez: Ağaçlar biyokütle santrali için kesiliyor Atakum ilçesinde bulunan ve yaklaşık bin 350 metre rakımlı Kocadağ, bilhassa hafta sonları kentin gürültüsünden ve kalabalığından kaçmak isteyenlerin, dağcıların ve tabiat tutkunlarının kamp yaptığı, kentin seyir terası pozisyonunda bulunmasıyla dikkat çekiyor. Tabiat yürüyüşü, yamaç paraşütü ve tabiat sporları yapanların birinci tercih ettiği yer olan Kocadağ ormanları, son senelerda taş ocakları, orman içine açılan geniş yollar, bakım ve gençleştirme çalışması ismi altında yapılan kesitler ile yok edilmeye başlandı. Ormanın ortasında açılan geniş yollar ve kesilen ağaçları nazarann bölge halkı yapılan kısımlara reaksiyon gösterdi.
“HER ŞEY BİLGİMİZ DAHİLİNDE”
SON 4 YILDA ODUN ÜRETİMİ YÜZDE 100 ARTTI
Ağaç kısımlarının yapıldığı bölgede inceleme yapan SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ, Kocadağ’ın beton yığınına dönen kentin akciğerleri olduğunu fakat bir yandan taş ocakları bir yanda da gençleştirme ismi altında dağdaki ormanların yok edildiğini söylemiş oldu. Ormanın içerisinde kilometrelerce yeni ve pek geniş yollar açıldığını ve fazlaca sayıda ağacın kesildiğini lisana getiren Özdağ;
“Gençleştirme ve yol açma öne sürülen nedeni ile orman varlığımızın eksildiğine şahit oluyoruz. Ülkemizde orman alanı olan her yerden, bu tip şikayetler artarak devam ediyor. Samsun Valiliği ve ilgili resmi kurumlardan yapılan gençleştirme, sağlıklı hale getirme gayesiyle kesim yapıldığı telaffuzlarının tam olarak gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz. Zira, Türkiye genelinde 2016 yılından 2020 yılına kadar ormanlarda yapılan dikili damga ölçüsünün 20 milyon metreküpten 30 milyon metreküpe çıktığını, bir daha tıpkı devirde odun üretiminin yüzde 100 artarak iki katına çıktığı resmi kaynaklarda yer almaktadır. 4 yılda mevcut orman varlığımız iki katına mı çıktı ki, odun üretimi de iki katına çıkıyor?” diye konuştu.
ORMANLAR BİYOKÜTLE GÜÇ SANTRALLERİNİN TEHLİKESİ ALTINDA
Özdağ açıklamasında, Milletlerarası Doğayı Muhafaza Birliği (IUCN) datalarına bakılırsa, dünyada korunan karasal ekosistemlerin dünya karasal alanına oranının yüzde 15,6, Avrupa’da yüzde 26 ve Türkiye’de ise 2020 sonu prestijiyle yüzde 9’a kadar düştüğünü lisana getirdi. Türkiye’nin ormanlarının son 4 yılda yüzde 100 azaldığına dikkat çeken Mehmet Özdağ,
“Son senelerda biyokütle santralleri çığ üzere arttı. Çarşamba’daki biyokütle santralinin günde 630 ton, Sinop’taki günde 230 ton orman varlığını azalttığını biliyoruz. Şuanda Türkiye’de 106 tane biyokütle santrali var. Son senelerda döviz – TL içindeki kur farkının açılması ile iç piyasaya yönelen orman sanayicilerinin ağaç muhtaçlığı ve olağan üstü kamusal takviyeler verilen biyokütle güç santrallarının yakacak odun muhtaçlığı orman varlığımız üzerinde büyük gerilim yaratmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatının, orman eserleri sanayicilerinin ile biyokütle güç santrallarının baskı altında kaldığı görülmektedir” tabirlerini kullandı.
“HER ŞEY BİLGİMİZ DAHİLİNDE”
SON 4 YILDA ODUN ÜRETİMİ YÜZDE 100 ARTTI
Ağaç kısımlarının yapıldığı bölgede inceleme yapan SAMÇEP Sözcüsü Mehmet Özdağ, Kocadağ’ın beton yığınına dönen kentin akciğerleri olduğunu fakat bir yandan taş ocakları bir yanda da gençleştirme ismi altında dağdaki ormanların yok edildiğini söylemiş oldu. Ormanın içerisinde kilometrelerce yeni ve pek geniş yollar açıldığını ve fazlaca sayıda ağacın kesildiğini lisana getiren Özdağ;
“Gençleştirme ve yol açma öne sürülen nedeni ile orman varlığımızın eksildiğine şahit oluyoruz. Ülkemizde orman alanı olan her yerden, bu tip şikayetler artarak devam ediyor. Samsun Valiliği ve ilgili resmi kurumlardan yapılan gençleştirme, sağlıklı hale getirme gayesiyle kesim yapıldığı telaffuzlarının tam olarak gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz. Zira, Türkiye genelinde 2016 yılından 2020 yılına kadar ormanlarda yapılan dikili damga ölçüsünün 20 milyon metreküpten 30 milyon metreküpe çıktığını, bir daha tıpkı devirde odun üretiminin yüzde 100 artarak iki katına çıktığı resmi kaynaklarda yer almaktadır. 4 yılda mevcut orman varlığımız iki katına mı çıktı ki, odun üretimi de iki katına çıkıyor?” diye konuştu.
ORMANLAR BİYOKÜTLE GÜÇ SANTRALLERİNİN TEHLİKESİ ALTINDA
Özdağ açıklamasında, Milletlerarası Doğayı Muhafaza Birliği (IUCN) datalarına bakılırsa, dünyada korunan karasal ekosistemlerin dünya karasal alanına oranının yüzde 15,6, Avrupa’da yüzde 26 ve Türkiye’de ise 2020 sonu prestijiyle yüzde 9’a kadar düştüğünü lisana getirdi. Türkiye’nin ormanlarının son 4 yılda yüzde 100 azaldığına dikkat çeken Mehmet Özdağ,
“Son senelerda biyokütle santralleri çığ üzere arttı. Çarşamba’daki biyokütle santralinin günde 630 ton, Sinop’taki günde 230 ton orman varlığını azalttığını biliyoruz. Şuanda Türkiye’de 106 tane biyokütle santrali var. Son senelerda döviz – TL içindeki kur farkının açılması ile iç piyasaya yönelen orman sanayicilerinin ağaç muhtaçlığı ve olağan üstü kamusal takviyeler verilen biyokütle güç santrallarının yakacak odun muhtaçlığı orman varlığımız üzerinde büyük gerilim yaratmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatının, orman eserleri sanayicilerinin ile biyokütle güç santrallarının baskı altında kaldığı görülmektedir” tabirlerini kullandı.