KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Karavanla dünya cinsine çıkan Fransız aile, Türkiye’ye hayran kaldı Fransız fotoğrafçı Eric Guedeney, eşi Joelle Bezal ve oğlu Tao Guedeney 2 yıl önce karavanla dünya tipine çıktı.
Tüm mal varlığını satıp dünya cinsine çıkan aile, 2,5 ay evvel geldikleri Türkiye’ye hayran oldu.
Eric Guedeney, “Belki bundan daha sonraki hayatımızı, insanın kendini inançta hissettiği bu hoş insanların içinde, Türkiye’de sürdürürüz” dedi.
ÇİN’E KADAR GİDECEKLER
Ülkeden 2 yıl evvel yola çıkan aile, sırasıyla İtalya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Yunanistan’ı gezip, 2,5 ay evvel Edirne’den Türkiye’ye giriş yaptı.
Fransız aile; Türkiye’de İstanbul, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli ve Muğla üzerinden Antalya Demre’ye geldi. Gittikleri her ülkede uzun müddet kalan, Türkiye’deki 3 aylık vize müddetlerini ise 6 ay yahut 1 yıla çıkarmak isteyen aile, ülkeyi baştan başa gezecek.
çabucak sonrasında İran’a geçecek olan aile, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Moğolistan ve Rusya üzerinden Çin’e kadar gitmeyi planlıyor.
İRAN’A GİDİP TÜRKİYE’YE GERİ DÖNECEKLER
Çin’den dönüş yaparak Tayland, Kamboçya, Myanmar, Malezya, Nepal, Hindistan, Pakistan, Afganistan ve İran’ın ardından yeniden Türkiye’ye dönecek olan aile, Karadeniz kıyısını takip edip, seyahatlerini sürdürecek.
Dönüş yolunda Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya ve İsviçre’yi geçip, yeniden Fransa’ya dönmeyi planlayan aile, şu ana kadar 9 bin kilometre yol katetti.
Guedeney çiftinin oğlu Tao Guedeney ise gezi boyunca derslerine uzaktan devam etti.
“KARAVAN KONUTUMUZ OLDU”
Fotoğraf sanatkarı Eric Guedeney, eşinin sıkıntı durumdaki insanlara yardım eden hemşire olduğunu söylemiş oldu.
Dünyanın her yerinde işlerini yapabileceklerini, çocukları Tao’nun da uzaktan eğitim alabileceğini düşünüp, yola çıkmaya karar verdiklerini anlatan Guedeney, “Fransa’daki konutumuzu ve öbür varlıklarımızı sattık. Aldığımız karavanla 2 yıl evvel yola çıktık. Artık bu karavan meskenimiz oldu. Ben fotoğraf ve görüntü çekerek, Fransa’daki bir televizyon kanalına satıyorum.
bu biçimdece para kazanmaya devam ediyorum. Ayrıyeten bir ölçü birikmiş paramız da var. Türkiye’de uzun mühlet kalmak istiyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TABİATINI FOTOĞRAFLADIM”
Türkiye’deki seyahatlerine Edirne’den başladıklarını belirten Guedeney, “Başta İstanbul’un tarihi zenginliğini; Bafa ve Salda’yı, Bergama, Efes, Pamukkale, Dalyan’daki İztuzu Plajı’nı, Akyaka, Ölüdeniz, Kayaköy, Patara Antik Kenti’ni, Kalkan ve Kaş’ı fotoğraflayarak, Demre’ye geldim. Demre’de Myra Antik Kenti, Simena Antik Kenti’ni, Kekova’yı çektim.
Türk insanını, Türkiye’nin tarihini, tabiatını, denizini de fotoğrafladım; görüntülerini çektim. Çektiğim fotoğraf ve görüntüleri, Fransa’daki televizyon kanalına satmanın yanında bir kanalım var, orada yayınlıyorum.
Oradan abonelerimden küçük bulunmasına karşın bir para kazanıyorum. Türkiye’nin ve gittiğim yerlerin tanıtımını yapıyorum. Türkiye’de bir fotoğraf sanatkarı için o kadar hayli zenginlik var ki yıllar uzunluğu burada kalabilirsiniz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ İNSANLARI”
Ailece birinci sefer geldikleri Türkiye’ye hayran kaldıklarını söyleyen Guedeney, “Dostlarımıza Türkiye’ye gelmeleri konusunda davet yapıyoruz. Bu hoş ülkenin içten, yardımsever insanlarını tanımalarını istiyoruz. Her yer tarih dolu. Tabiat, tarih, deniz iç içe.
Her yerin farklı bir hoşluğu, özelliği var lakin Türkiye’nin en büyük zenginliği, içten, konuksever, yüzleri her şartta gülümseyen, sizlere bir şeyler ikram etmek için yarışan sıcakkanlı insanları.
Dostlarımıza bunu anlatmaya çalışıyoruz. ‘Çay, yufka ekmeği, zerzevat, meyve ellerinde ne var ise size ikram eden, armağan eden bu insanları tanıyın’ diyoruz.
Bu yılın sonuna kadar Türkiye’de kalmak istiyoruz. Tahminen Fransa’ya tekrar dönmeyiz. Tahminen hiç güvenlik sorunu olmayan, insanın kendini inançta hissettiği bu hoş insanların içinde Türkiye’de bundan daha sonraki hayatımızı sürdürürüz” dedi.
Tüm mal varlığını satıp dünya cinsine çıkan aile, 2,5 ay evvel geldikleri Türkiye’ye hayran oldu.
Eric Guedeney, “Belki bundan daha sonraki hayatımızı, insanın kendini inançta hissettiği bu hoş insanların içinde, Türkiye’de sürdürürüz” dedi.
ÇİN’E KADAR GİDECEKLER
Ülkeden 2 yıl evvel yola çıkan aile, sırasıyla İtalya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Yunanistan’ı gezip, 2,5 ay evvel Edirne’den Türkiye’ye giriş yaptı.
Fransız aile; Türkiye’de İstanbul, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli ve Muğla üzerinden Antalya Demre’ye geldi. Gittikleri her ülkede uzun müddet kalan, Türkiye’deki 3 aylık vize müddetlerini ise 6 ay yahut 1 yıla çıkarmak isteyen aile, ülkeyi baştan başa gezecek.
çabucak sonrasında İran’a geçecek olan aile, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Moğolistan ve Rusya üzerinden Çin’e kadar gitmeyi planlıyor.
İRAN’A GİDİP TÜRKİYE’YE GERİ DÖNECEKLER
Çin’den dönüş yaparak Tayland, Kamboçya, Myanmar, Malezya, Nepal, Hindistan, Pakistan, Afganistan ve İran’ın ardından yeniden Türkiye’ye dönecek olan aile, Karadeniz kıyısını takip edip, seyahatlerini sürdürecek.
Dönüş yolunda Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya ve İsviçre’yi geçip, yeniden Fransa’ya dönmeyi planlayan aile, şu ana kadar 9 bin kilometre yol katetti.
Guedeney çiftinin oğlu Tao Guedeney ise gezi boyunca derslerine uzaktan devam etti.
“KARAVAN KONUTUMUZ OLDU”
Fotoğraf sanatkarı Eric Guedeney, eşinin sıkıntı durumdaki insanlara yardım eden hemşire olduğunu söylemiş oldu.
Dünyanın her yerinde işlerini yapabileceklerini, çocukları Tao’nun da uzaktan eğitim alabileceğini düşünüp, yola çıkmaya karar verdiklerini anlatan Guedeney, “Fransa’daki konutumuzu ve öbür varlıklarımızı sattık. Aldığımız karavanla 2 yıl evvel yola çıktık. Artık bu karavan meskenimiz oldu. Ben fotoğraf ve görüntü çekerek, Fransa’daki bir televizyon kanalına satıyorum.
bu biçimdece para kazanmaya devam ediyorum. Ayrıyeten bir ölçü birikmiş paramız da var. Türkiye’de uzun mühlet kalmak istiyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TABİATINI FOTOĞRAFLADIM”
Türkiye’deki seyahatlerine Edirne’den başladıklarını belirten Guedeney, “Başta İstanbul’un tarihi zenginliğini; Bafa ve Salda’yı, Bergama, Efes, Pamukkale, Dalyan’daki İztuzu Plajı’nı, Akyaka, Ölüdeniz, Kayaköy, Patara Antik Kenti’ni, Kalkan ve Kaş’ı fotoğraflayarak, Demre’ye geldim. Demre’de Myra Antik Kenti, Simena Antik Kenti’ni, Kekova’yı çektim.
Türk insanını, Türkiye’nin tarihini, tabiatını, denizini de fotoğrafladım; görüntülerini çektim. Çektiğim fotoğraf ve görüntüleri, Fransa’daki televizyon kanalına satmanın yanında bir kanalım var, orada yayınlıyorum.
Oradan abonelerimden küçük bulunmasına karşın bir para kazanıyorum. Türkiye’nin ve gittiğim yerlerin tanıtımını yapıyorum. Türkiye’de bir fotoğraf sanatkarı için o kadar hayli zenginlik var ki yıllar uzunluğu burada kalabilirsiniz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ İNSANLARI”
Ailece birinci sefer geldikleri Türkiye’ye hayran kaldıklarını söyleyen Guedeney, “Dostlarımıza Türkiye’ye gelmeleri konusunda davet yapıyoruz. Bu hoş ülkenin içten, yardımsever insanlarını tanımalarını istiyoruz. Her yer tarih dolu. Tabiat, tarih, deniz iç içe.
Her yerin farklı bir hoşluğu, özelliği var lakin Türkiye’nin en büyük zenginliği, içten, konuksever, yüzleri her şartta gülümseyen, sizlere bir şeyler ikram etmek için yarışan sıcakkanlı insanları.
Dostlarımıza bunu anlatmaya çalışıyoruz. ‘Çay, yufka ekmeği, zerzevat, meyve ellerinde ne var ise size ikram eden, armağan eden bu insanları tanıyın’ diyoruz.
Bu yılın sonuna kadar Türkiye’de kalmak istiyoruz. Tahminen Fransa’ya tekrar dönmeyiz. Tahminen hiç güvenlik sorunu olmayan, insanın kendini inançta hissettiği bu hoş insanların içinde Türkiye’de bundan daha sonraki hayatımızı sürdürürüz” dedi.