- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Uzmanı anlattı: Toplumsal medyanın çocuklar üstündeki tesirleri Teknolojik gelişmeler ile bir arada hayatın bir modülü haline gelen internet ve toplumsal medya, akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar aracılığıyla çocukların da erişimine açık hale geldi. Bu durumun çocuklarda toplumsal medya bağımlılığına niye olduğunu söz eden Klinik Psikolog Betül Çubuk, “Sosyal medya kullanan bireyler yapmış oldukları paylaşımlardan kendilerini yeteri kadar sorumlu hissetmiyor bu da siber zorbalığı birlikteinde getiriyor” dedi.
Son periyotlarda bilhassa çocuklara karşı yapılan siber zorbalık oranlarında artış olduğuna dikkat çeken Betül Çubuk, bu durumun çocuklarda tasa ve depresyonu tetiklediğini söyleyerek, siber zorbalık yüzünden intihar eden çocukların olduğunu belirtti.
“SOSYAL MEDYA ÇOCUKLARDA DEPRESYON VE TELAŞA niye OLUYOR”
Psikolog Betül Çubuk, gün içerisinde 3 saatten çok olmamak kaydıyla toplumsal medyanın çocukların bilişsel gelişimlerine katkıda bulunduğunu ancak bu mühletin uzadıkça dikkat dağınıklığını arttırıp, algı seviyelerinde düşüş gösterdiğini lisana getirdi. Betül Çubuk, çocukların toplumsal medya üzerinden beğenildiklerini düşündüklerinden, duygusal olarak onlara uygun geldiğini lakin olumsuz yorumlar arttıkça duygusal olarak da çökmeye başladıklarını bunun da depresyon ve tasayı birlikteinde getirdiğini, duygusal eksikliklere niçiniyet verdiğini söylemiş oldu.
“SİBER ZORBALIK YAPMAK, GERÇEK ZORBALIK YAPMAKTAN DAHA KOLAY”
Toplumsal medyada bulunan düzmece hesaplar üzerinden yapılan zorbalıklara vurgu yapan Çubuk, “İnsanlar kendilerini bir bahiste ikna etmeye başladıklarında öteki fikirleri, fikirleri eleştirmeye başlıyor ve bunu internet üzerinden epeyce daha kolay yapıyor. Tıpkı şeklide siber zorbalık yapmak gerçekte zorbalık yapmaktan daha kolay. Hakikaten son periyotlarda siber zorbalık oranları arttı. Bilhassa pandemi sürecinde çocukların bundan dolayı intihar ettiğini biliyoruz. Aileler çocuklarını yeteri kadar denetim edemediği için çocukların kendilerine ziyan verdiklerini biliyoruz” dedi.
“ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ OLUŞTURUYOR”
Çocukların vücutları üstündeki farkındalıklarına değinen Çubuk, “Ergenlik ile birlikte çocuklar vücut imgelerine düşkün olmaya başlıyorlar. Filtreler toplumsal medyada bizi gerçeklikten uzaklaştırıyor. Toplumsal hayata girdiklerinde genelde şunu söylüyorlar ‘ya oradaki üzere olmadığım fark edilirse’, bu da onlarda daha hayli beğenilmeme korkusunu arttırıyor. Filtreler gerisinde çok uygunlar lakin gerçek hayata döndüklerinde bu onlarda özgüven eksikliği oluşturuyor. Filtreler yardımıyla bir yandan zayıflayıp bir yandan da makyaj yapabiliyorlar. Bir yerden daha sonra bu onlarda egosal bir kırılmaya niye oluyor. ‘Ben gereğince uygun değilim’ ya da ‘iyi olmam için başkalarına benzemem lazım’ gibi” diye konuştu.
“SORUMLULUK ALMAMAK KENDİLERİNİ ORTAYA KOYAMAMAYA niye OLUYOR”
Çocukların toplumsal medya ile gerçek hayat içindeki bağı tam kuramamasından dolayı toplumsal hayatlarında külfetler yaşayabileceklerini aktaran Çubuk, “Sosyal medya üzerinden yorum yapıyorlar, toplumsal medya üzerinden dünyayı takip ediyorlar. Okulların açılması ve gerçek hayata dönülmesi onlar için bir sorun oldu. Gerçek hayatta bir şey söylemek sorumluluk almak demek. ötürüsıyla sorumluluk almamak onlarda kendini ortaya koyamamaya niye oluyor. İçe kapanık ve toplumsal ortamlardan uzak olabiliyorlar. Gerçek hayat onlar için güç ve meşakkatli olabiliyorlar” formunda konuştu.
“ONLARI GERÇEK MESLEKLERE İKNA ETMEK ÇOK SIKINTI OLUYOR”
Z neslinin epeyce yorulmadan, daha kolay yoldan para kazanmanın peşinde olduğunu ve bu hayallerini gerçekleştirmek için en uygun yerin toplumsal medya olduğunu düşündüklerini lisana getiren Çubuk, “Gençlerin Instagram fenomeni, Youtuber olma gayeleri var. Yaşıtları olan Youtuber’ların meskenlerini, otomobillerini gördükten daha sonra onları gerçek mesleklere ikna etmek hayli sıkıntı oluyor. En âlâ bildikleri yer olan internete kayıyorlar, İnternet üzerinden meslekler seçmeye çalışıyorlar ancak bu onlar için kısa periyodik bir hayal. Bunun çabucak hemen farkında değiller. Onları öteki bir mesleğin uzun vadeli hayatlarında olacağına çabucak hemen ikna edemedik. Zira kolay yoldan para kazanma yalnızca onların değil, her insanın istediği bir şey. Onlar yalnızca bunu daha beğenilerek, göz önünde olarak yapmak istiyorlar” dedi
“EBEVEYNLERİN KENDİSİNE SORMASI GEREKİYOR”
Toplumsal medyanın biraz filtrelenmesi gerektiğini söyleyen Çubuk, ayrıyeten ebeveynlerin, çocukların art planda hangi sitelere girdiğini, telefonda ne kadar vakit geçirdiğini ve çocuğun kendileri ile olan bağının ne kadar kopuk olduğunu takip etmelerinin değerli olduğunu aktararak, “Ebeveynlerin çocuklar niye bu kadar gerçek dünyadan kaçmak istiyorlar sorusunu biraz kendilerine sormaları gerekiyor. Çocuğun telefonla daha fazla vakit geçirmesinin anne-baba için de fazlaca konforlu. Zira çocuk internette olduğunda aile içerisindeki arbede ve tartışmalar azalıyor. Gerçekten ebeveynlerin çocuklarla biraz daha fazla bağ kurması kıymetli” tabirlerinde bulundu.
Son periyotlarda bilhassa çocuklara karşı yapılan siber zorbalık oranlarında artış olduğuna dikkat çeken Betül Çubuk, bu durumun çocuklarda tasa ve depresyonu tetiklediğini söyleyerek, siber zorbalık yüzünden intihar eden çocukların olduğunu belirtti.
“SOSYAL MEDYA ÇOCUKLARDA DEPRESYON VE TELAŞA niye OLUYOR”
Psikolog Betül Çubuk, gün içerisinde 3 saatten çok olmamak kaydıyla toplumsal medyanın çocukların bilişsel gelişimlerine katkıda bulunduğunu ancak bu mühletin uzadıkça dikkat dağınıklığını arttırıp, algı seviyelerinde düşüş gösterdiğini lisana getirdi. Betül Çubuk, çocukların toplumsal medya üzerinden beğenildiklerini düşündüklerinden, duygusal olarak onlara uygun geldiğini lakin olumsuz yorumlar arttıkça duygusal olarak da çökmeye başladıklarını bunun da depresyon ve tasayı birlikteinde getirdiğini, duygusal eksikliklere niçiniyet verdiğini söylemiş oldu.
“SİBER ZORBALIK YAPMAK, GERÇEK ZORBALIK YAPMAKTAN DAHA KOLAY”
Toplumsal medyada bulunan düzmece hesaplar üzerinden yapılan zorbalıklara vurgu yapan Çubuk, “İnsanlar kendilerini bir bahiste ikna etmeye başladıklarında öteki fikirleri, fikirleri eleştirmeye başlıyor ve bunu internet üzerinden epeyce daha kolay yapıyor. Tıpkı şeklide siber zorbalık yapmak gerçekte zorbalık yapmaktan daha kolay. Hakikaten son periyotlarda siber zorbalık oranları arttı. Bilhassa pandemi sürecinde çocukların bundan dolayı intihar ettiğini biliyoruz. Aileler çocuklarını yeteri kadar denetim edemediği için çocukların kendilerine ziyan verdiklerini biliyoruz” dedi.
“ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ OLUŞTURUYOR”
Çocukların vücutları üstündeki farkındalıklarına değinen Çubuk, “Ergenlik ile birlikte çocuklar vücut imgelerine düşkün olmaya başlıyorlar. Filtreler toplumsal medyada bizi gerçeklikten uzaklaştırıyor. Toplumsal hayata girdiklerinde genelde şunu söylüyorlar ‘ya oradaki üzere olmadığım fark edilirse’, bu da onlarda daha hayli beğenilmeme korkusunu arttırıyor. Filtreler gerisinde çok uygunlar lakin gerçek hayata döndüklerinde bu onlarda özgüven eksikliği oluşturuyor. Filtreler yardımıyla bir yandan zayıflayıp bir yandan da makyaj yapabiliyorlar. Bir yerden daha sonra bu onlarda egosal bir kırılmaya niye oluyor. ‘Ben gereğince uygun değilim’ ya da ‘iyi olmam için başkalarına benzemem lazım’ gibi” diye konuştu.
“SORUMLULUK ALMAMAK KENDİLERİNİ ORTAYA KOYAMAMAYA niye OLUYOR”
Çocukların toplumsal medya ile gerçek hayat içindeki bağı tam kuramamasından dolayı toplumsal hayatlarında külfetler yaşayabileceklerini aktaran Çubuk, “Sosyal medya üzerinden yorum yapıyorlar, toplumsal medya üzerinden dünyayı takip ediyorlar. Okulların açılması ve gerçek hayata dönülmesi onlar için bir sorun oldu. Gerçek hayatta bir şey söylemek sorumluluk almak demek. ötürüsıyla sorumluluk almamak onlarda kendini ortaya koyamamaya niye oluyor. İçe kapanık ve toplumsal ortamlardan uzak olabiliyorlar. Gerçek hayat onlar için güç ve meşakkatli olabiliyorlar” formunda konuştu.
“ONLARI GERÇEK MESLEKLERE İKNA ETMEK ÇOK SIKINTI OLUYOR”
Z neslinin epeyce yorulmadan, daha kolay yoldan para kazanmanın peşinde olduğunu ve bu hayallerini gerçekleştirmek için en uygun yerin toplumsal medya olduğunu düşündüklerini lisana getiren Çubuk, “Gençlerin Instagram fenomeni, Youtuber olma gayeleri var. Yaşıtları olan Youtuber’ların meskenlerini, otomobillerini gördükten daha sonra onları gerçek mesleklere ikna etmek hayli sıkıntı oluyor. En âlâ bildikleri yer olan internete kayıyorlar, İnternet üzerinden meslekler seçmeye çalışıyorlar ancak bu onlar için kısa periyodik bir hayal. Bunun çabucak hemen farkında değiller. Onları öteki bir mesleğin uzun vadeli hayatlarında olacağına çabucak hemen ikna edemedik. Zira kolay yoldan para kazanma yalnızca onların değil, her insanın istediği bir şey. Onlar yalnızca bunu daha beğenilerek, göz önünde olarak yapmak istiyorlar” dedi
“EBEVEYNLERİN KENDİSİNE SORMASI GEREKİYOR”
Toplumsal medyanın biraz filtrelenmesi gerektiğini söyleyen Çubuk, ayrıyeten ebeveynlerin, çocukların art planda hangi sitelere girdiğini, telefonda ne kadar vakit geçirdiğini ve çocuğun kendileri ile olan bağının ne kadar kopuk olduğunu takip etmelerinin değerli olduğunu aktararak, “Ebeveynlerin çocuklar niye bu kadar gerçek dünyadan kaçmak istiyorlar sorusunu biraz kendilerine sormaları gerekiyor. Çocuğun telefonla daha fazla vakit geçirmesinin anne-baba için de fazlaca konforlu. Zira çocuk internette olduğunda aile içerisindeki arbede ve tartışmalar azalıyor. Gerçekten ebeveynlerin çocuklarla biraz daha fazla bağ kurması kıymetli” tabirlerinde bulundu.