- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
16 Ekim Dünya Besin Günü: Sürdürülebilir Besin Sistemi için Besin ve Tarım Siyasetleri Gözden Geçirilmeli Prof. Dr. F. Yeşim Ekinci, besin sistemini tehdit eden Covid-19 ve iklim değişikliğinin besin garantisinin yanı sıra besin güvenliğini etkileyen tehlikeler üzerinde de epeyce taraflı tesiri olacağını belirterek süratli tahlil için besin ve tarım siyasetlerinin bir daha gözden geçirilerek fazlaca uluslu ve disiplinlerarası işbirliğine gereksinim olduğunu söylemiş oldu
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına nazaran tüm dünyada 2019 yılında yüzde 8,4 olan yetersiz beslenme oranı, geçen yıl yüzde 9,9’a çıktı. BM’ye göre genel olarak 2,3 milyardan fazla insan yani dünya nüfusunun yüzde 30’u, yıl boyunca kâfi besine erişimden mahrum kaldı. Açlık yaşayan ve yetersiz beslenen kişi sayısı 2020’de salgın niçiniyle 118 milyonluk bir artışla yaklaşık 768 milyona yükseldi.
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Besin Mühendisliği Kısmı Lideri Prof. Dr. Yeşim Ekinci, 16 Ekim Dünya Besin Günü vesilesiyle, Covid-19 ve iklim değişikliği tesirindeki besin sistemine ait değerlendirmelerde bulundu.
Sürdürülebilirlik Tehdit Altında
İnsan nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağının kestirim edildiğini belirten Prof. Dr. Ekinci, bu durumun inançlı ve daima besin arzı konusunda değerli bir kaygı yarattığını vurguladı. İklim değişikliğinin yarattığı hava şartlarının besin üretimini, güvenliğini, istikrarını, besine erişimi, beslenmeyi ve çevresel sürdürülebilirliği tehdit ettiğini anımsatan Ekinci, iklim değişikliği sebebi ile artan açlık oranlarının Covid-19 pandemisi ile birlikte birleşerek daha da artış gösterdiğine işaret etti.
“Güvenlik Açıkları Ortaya Çıktı”
Covid-19’un besin yoluyla bulaştığına dair bir bilgi olmasa da pandemi sürecinin üretimden tüketime kadar tüm besin sisteminin işleyişini etkilediğinin altını çizen Ekinci, “Covid-19 pandemisi; hijyen, antimikrobiyal direnç, zoonotik hastalıklar, iklim değişikliği ve besin sahtekarlığı üzere besin ile ilgili biroldukça bahiste besin üretim ve denetim sistemlerindeki güvenlik açığının da öne çıkmasına niye oldu” dedi.
“Covid-19 Besin fiyatlarında Enflasyona Yol Açtı”
Prof. Dr. Yeşim Ekinci, Covid-19’un besin sisteminde, besin kaybı ve israfına niye olan gibisi görülmemiş bir zorluk da oluşturduğunu vurgulayarak “Stoklama, arz kıtlığı ve fiyat artışları, talebin düşmesine ve besin arzının bozulmasına yol açtı. Çok sayıda ülke, Covid-19 toplumsal uzaklık tedbirleri, döviz devalüasyonları ve öteki faktörlerden dolayı devam eden arz kesintilerini perakende düzeyinde yüksek besin fiyatı enflasyonu ile karşı karşıya kaldı. Artan besin fiyatları, gelirlerinin büyük bir kısmını besine harcayan düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları yüksek gelirli insanlara bakılırsa daha fazla etkiledi” diye konuştu.
“İki Katına Çıkması Bekleniyor”
1961 yılından bu yana kişi başı besin arzının yüzde 30’dan fazla artış gösterdiğini anımsatan Ekinci, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Gıda sistemini tehdit eden Covid-19, iklim şokları, çekirge salgınları ve silahlı çatışmalar niçiniyle besin güvencesizliği yaşayan insan sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu süreçte etkilenen ülkeler, besin kaynaklarının halka açık ve uygun fiyatlı kalmasını sağlamak için besin ve tarım siyasetlerini bir daha gözden geçirmek ve değiştirmek zorunda kaldı.”
“Gıda Sistemi bir daha Tasarlanmalı”
Ulusal besin kaynaklı olayların süratle memleketler arası acil durumlara dönüşebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Ekinci, şunları kaydetti:
“Bu da fazlaca uluslu ve disiplinlerarası (tarım, sıhhat, etraf, ticaret, ticaret) işbirliği gereksinimini hayli kıymetli hale getiriyor. Besin güvenliği konusundaki eş vakitli eforlar, ülkelerin uzun vadede dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olacaktır. Covid-19, besin sisteminde olduğu kadar insanların sistem hakkındaki fikirlerinde de büyük bir değişim oluşturdu. Global besin sisteminin nasıl daha esnek hale getirileceği ve her insanın kaliteli besine erişebilmesi için besin üretme ve dağıtma halimizin bir daha tasarlanması gerekliliğini ortaya çıkardı.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına nazaran tüm dünyada 2019 yılında yüzde 8,4 olan yetersiz beslenme oranı, geçen yıl yüzde 9,9’a çıktı. BM’ye göre genel olarak 2,3 milyardan fazla insan yani dünya nüfusunun yüzde 30’u, yıl boyunca kâfi besine erişimden mahrum kaldı. Açlık yaşayan ve yetersiz beslenen kişi sayısı 2020’de salgın niçiniyle 118 milyonluk bir artışla yaklaşık 768 milyona yükseldi.
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Besin Mühendisliği Kısmı Lideri Prof. Dr. Yeşim Ekinci, 16 Ekim Dünya Besin Günü vesilesiyle, Covid-19 ve iklim değişikliği tesirindeki besin sistemine ait değerlendirmelerde bulundu.
Sürdürülebilirlik Tehdit Altında
İnsan nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağının kestirim edildiğini belirten Prof. Dr. Ekinci, bu durumun inançlı ve daima besin arzı konusunda değerli bir kaygı yarattığını vurguladı. İklim değişikliğinin yarattığı hava şartlarının besin üretimini, güvenliğini, istikrarını, besine erişimi, beslenmeyi ve çevresel sürdürülebilirliği tehdit ettiğini anımsatan Ekinci, iklim değişikliği sebebi ile artan açlık oranlarının Covid-19 pandemisi ile birlikte birleşerek daha da artış gösterdiğine işaret etti.
“Güvenlik Açıkları Ortaya Çıktı”
Covid-19’un besin yoluyla bulaştığına dair bir bilgi olmasa da pandemi sürecinin üretimden tüketime kadar tüm besin sisteminin işleyişini etkilediğinin altını çizen Ekinci, “Covid-19 pandemisi; hijyen, antimikrobiyal direnç, zoonotik hastalıklar, iklim değişikliği ve besin sahtekarlığı üzere besin ile ilgili biroldukça bahiste besin üretim ve denetim sistemlerindeki güvenlik açığının da öne çıkmasına niye oldu” dedi.
“Covid-19 Besin fiyatlarında Enflasyona Yol Açtı”
Prof. Dr. Yeşim Ekinci, Covid-19’un besin sisteminde, besin kaybı ve israfına niye olan gibisi görülmemiş bir zorluk da oluşturduğunu vurgulayarak “Stoklama, arz kıtlığı ve fiyat artışları, talebin düşmesine ve besin arzının bozulmasına yol açtı. Çok sayıda ülke, Covid-19 toplumsal uzaklık tedbirleri, döviz devalüasyonları ve öteki faktörlerden dolayı devam eden arz kesintilerini perakende düzeyinde yüksek besin fiyatı enflasyonu ile karşı karşıya kaldı. Artan besin fiyatları, gelirlerinin büyük bir kısmını besine harcayan düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları yüksek gelirli insanlara bakılırsa daha fazla etkiledi” diye konuştu.
“İki Katına Çıkması Bekleniyor”
1961 yılından bu yana kişi başı besin arzının yüzde 30’dan fazla artış gösterdiğini anımsatan Ekinci, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Gıda sistemini tehdit eden Covid-19, iklim şokları, çekirge salgınları ve silahlı çatışmalar niçiniyle besin güvencesizliği yaşayan insan sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu süreçte etkilenen ülkeler, besin kaynaklarının halka açık ve uygun fiyatlı kalmasını sağlamak için besin ve tarım siyasetlerini bir daha gözden geçirmek ve değiştirmek zorunda kaldı.”
“Gıda Sistemi bir daha Tasarlanmalı”
Ulusal besin kaynaklı olayların süratle memleketler arası acil durumlara dönüşebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Ekinci, şunları kaydetti:
“Bu da fazlaca uluslu ve disiplinlerarası (tarım, sıhhat, etraf, ticaret, ticaret) işbirliği gereksinimini hayli kıymetli hale getiriyor. Besin güvenliği konusundaki eş vakitli eforlar, ülkelerin uzun vadede dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olacaktır. Covid-19, besin sisteminde olduğu kadar insanların sistem hakkındaki fikirlerinde de büyük bir değişim oluşturdu. Global besin sisteminin nasıl daha esnek hale getirileceği ve her insanın kaliteli besine erişebilmesi için besin üretme ve dağıtma halimizin bir daha tasarlanması gerekliliğini ortaya çıkardı.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı