- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
40 yaş üzerindeki herkes iki yılda bir diyabet denetimi yaptırmalı Medical Park Çanakkale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “Dünya Sıhhat Örgütü, diyabet sıklığının yüzde 10’un üzerinde olduğu toplumlarda riskli bireylerin kilosu ne olursa olsun 40 yaş üstündeki her insanın iki yılda bir, obezlerin ise daha erken yaşlardan başlayarak yılda bir taranmasını önermektedir” dedi.
Evvelden yalnızca riskli bireylerin diyabet tarafından tarandıklarına dikkat çeken Medical Park Çanakkale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “Dünya Sıhhat Örgütü, diyabet sıklığının yüzde 10’un üzerinde olduğu toplumlarda riskli bireylerin taranması ile yetinilmeyerek kilosu ne olursa olsun 40 yaş üstündeki her insanın iki yılda bir, obezlerin ise daha erken yaşlardan başlayarak yılda bir taranmasını önermektedir. Toplumumuzdaki diyabet sıklığı yüzde 13.2’ye ulaşmıştır” açıklamasında bulundu.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü niçiniyle kıymetli açıklamalarda bulunan ve 2021’in diyabet hastalarında kullanılan insülinin keşfinin 100’üncü yılı olduğunu hatırlatan Medical Park Çanakkale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “İnsülinin keşfinin 100’üncü yılına ulaştığımız bu yılın diyabet açısından farklı bir manası var. Zira bu geçtiğimiz bir asırlık müddette diyabet ile gayrette büyük yol kat edildi” dedi.
Geçmişte şeker hastalığı tanısı alan bireylerin süratle öldüklerini ve hastalığın seyrinin durdurulamadığını söz eden Prof. Dr. Semir Paşa, tıptaki gelişmeler yardımıyla evvel şeker hastalarının hayata tutunmalarının sağlandığını, ondan sonrasındaki periyotta ise gün geçtikçe hastalığın tipleri, maksat organlar üstündeki tesirleri, tedavi halleri ve alınabilecek önlemlerde hastaların faydasına değerli uzaklık kaydedildiğini belirtti.
ŞEKER HASTALIĞI KONUSUNDA UZMANLIK ARTTI
İç Hastalıklarından daha sonra oluşturulan yan kollardan biri olan Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı’nın şeker hastalığı için kıymetli bir yere sahip olduğundan bahseden Prof. Dr. Semir Paşa, “Zaman ortasında Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Kısmı ortasında başka bir alt kol olarak diyabetolojinin doğmasına ve bu husus ile ilgilenen, uzmanlaşan birfazlaca bilim insanı ve kuruluşun oluşmasına şahit olduk” tabirlerini kullandı.
ÇOK KALORİLİ BESLENME VE AZALAN ANTRENMAN DİYABET niçinİ
Diyabet hastalığında insülin eksikliği, insülin tesirine direnç yahut her ikisinin beraberliği niçiniyle organizmanın karbonhidrat, yağ ve proteinlerden gereğince yararlanamadığını belirten Prof. Dr. Semir Paşa, şu ayrıntıları paylaştı:
“Sürekli tıbbi bakım gerektiren, kronik bir metabolizma hastalığı olan diyabete artan ilginin kıymetli niçinlerinden biri de diyabet pandemisidir. Pandemi sözünü Covid-19 sebebi ile medya ve toplumumuz son vakit içinderda hayli sık duymaya başladı. halbuki, bu söz endokrinolojide diyabetin tarifinde uzun vakittir çoğunlukla kullanılmaktaydı. Çağdaş çağda giderek artan kalori alımı ve azalan antrenman üzere ömür usulümüzde oluşan olumsuz değişiklikler tüm dünyada insülin direnci ile ortaya çıkan metabolik sendroma, obeziteye ve devamında diyabete niye olmaktadır. 1997’de Türkiye’de toplumun yüzde 7.2’si diyabetik ve yüzde 6.7’sı insülin direnci basamağındaki prediyabetik bireylerden oluşmakta iken 2010 yılında diyabetiklerin oranının yüzde 13.7’ye ve prediyabetiklerin ise yüzde 13.9’a yükselmesi, artan hastalık sıklığını göstermektedir. Bu oranlar dünyada emsal biçimde artarak hastalığı global bir salgın haline dönüştürmüştür.”
OBEZLER VE 40 YAŞ ÜZERİNDEKİ HERKES TARANMALI
Daha evvelce yalnızca riskli şahısların yahut diyabeti düşündürecek ağızda kuruma, epeyce su içme, kilo kaybı, ayaklarda yanma ve güzelleşmeyen yaralar üzere şikâyetleri olanların diyabet tarafından tarandıklarına değinen Prof. Dr. Semir Paşa, “Dünya Sıhhat Örgütü, diyabet sıklığının yüzde 10’un üzerinde olduğu toplumlarda riskli bireylerin taranması ile yetinilmeyerek kilosu ne olursa olsun 40 yaş üzeri her insanın 2 yılda bir, obezlerin ise daha erken yaşlardan başlayarak yılda bir defa taranmasını önermektedir” diye konuştu.
ERKEN TEŞHİS VE NİZAMLI TEDAVİNİN KOLLAYICI OLDUĞU UNUTULMAMALI
Diyabetin uygun olmayan hayat şeklinin haricinde genetik yatkınlık, ilaçlar, hastalıklar, uzamış ömür, çevresel etkenler üzere bir hayli sebeple bağlı olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Semir Paşa, “Özellikle ailesinde diyabet olan, obez yahut fazla kilolu, kan basıncı yüksek (hipertansif), iri bebek doğurmuş yahut gebelikte şekeri yükselmiş olan, yumurtalıklarda kistleri olan, kolesterolü yüksek, kalp hastalığı yahut inme kıssası olan hastaların bu mevzuda epey daha hassas olmaları gerekir. Erken teşhis ve tertipli tedavi ile diyabet hastalıklarının denetim altına alınmasının; bu şahısları uzun devirde birtakım önemli kalp-damar hastalıklarından, böbrek yetersizliğinden, şekere bağlı körlükten ve ayak yaralarından koruyacağı unutulmamalıdır” diyerek ihtarlarını noktaladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Evvelden yalnızca riskli bireylerin diyabet tarafından tarandıklarına dikkat çeken Medical Park Çanakkale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “Dünya Sıhhat Örgütü, diyabet sıklığının yüzde 10’un üzerinde olduğu toplumlarda riskli bireylerin taranması ile yetinilmeyerek kilosu ne olursa olsun 40 yaş üstündeki her insanın iki yılda bir, obezlerin ise daha erken yaşlardan başlayarak yılda bir taranmasını önermektedir. Toplumumuzdaki diyabet sıklığı yüzde 13.2’ye ulaşmıştır” açıklamasında bulundu.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü niçiniyle kıymetli açıklamalarda bulunan ve 2021’in diyabet hastalarında kullanılan insülinin keşfinin 100’üncü yılı olduğunu hatırlatan Medical Park Çanakkale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “İnsülinin keşfinin 100’üncü yılına ulaştığımız bu yılın diyabet açısından farklı bir manası var. Zira bu geçtiğimiz bir asırlık müddette diyabet ile gayrette büyük yol kat edildi” dedi.
Geçmişte şeker hastalığı tanısı alan bireylerin süratle öldüklerini ve hastalığın seyrinin durdurulamadığını söz eden Prof. Dr. Semir Paşa, tıptaki gelişmeler yardımıyla evvel şeker hastalarının hayata tutunmalarının sağlandığını, ondan sonrasındaki periyotta ise gün geçtikçe hastalığın tipleri, maksat organlar üstündeki tesirleri, tedavi halleri ve alınabilecek önlemlerde hastaların faydasına değerli uzaklık kaydedildiğini belirtti.
ŞEKER HASTALIĞI KONUSUNDA UZMANLIK ARTTI
İç Hastalıklarından daha sonra oluşturulan yan kollardan biri olan Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı’nın şeker hastalığı için kıymetli bir yere sahip olduğundan bahseden Prof. Dr. Semir Paşa, “Zaman ortasında Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Kısmı ortasında başka bir alt kol olarak diyabetolojinin doğmasına ve bu husus ile ilgilenen, uzmanlaşan birfazlaca bilim insanı ve kuruluşun oluşmasına şahit olduk” tabirlerini kullandı.
ÇOK KALORİLİ BESLENME VE AZALAN ANTRENMAN DİYABET niçinİ
Diyabet hastalığında insülin eksikliği, insülin tesirine direnç yahut her ikisinin beraberliği niçiniyle organizmanın karbonhidrat, yağ ve proteinlerden gereğince yararlanamadığını belirten Prof. Dr. Semir Paşa, şu ayrıntıları paylaştı:
“Sürekli tıbbi bakım gerektiren, kronik bir metabolizma hastalığı olan diyabete artan ilginin kıymetli niçinlerinden biri de diyabet pandemisidir. Pandemi sözünü Covid-19 sebebi ile medya ve toplumumuz son vakit içinderda hayli sık duymaya başladı. halbuki, bu söz endokrinolojide diyabetin tarifinde uzun vakittir çoğunlukla kullanılmaktaydı. Çağdaş çağda giderek artan kalori alımı ve azalan antrenman üzere ömür usulümüzde oluşan olumsuz değişiklikler tüm dünyada insülin direnci ile ortaya çıkan metabolik sendroma, obeziteye ve devamında diyabete niye olmaktadır. 1997’de Türkiye’de toplumun yüzde 7.2’si diyabetik ve yüzde 6.7’sı insülin direnci basamağındaki prediyabetik bireylerden oluşmakta iken 2010 yılında diyabetiklerin oranının yüzde 13.7’ye ve prediyabetiklerin ise yüzde 13.9’a yükselmesi, artan hastalık sıklığını göstermektedir. Bu oranlar dünyada emsal biçimde artarak hastalığı global bir salgın haline dönüştürmüştür.”
OBEZLER VE 40 YAŞ ÜZERİNDEKİ HERKES TARANMALI
Daha evvelce yalnızca riskli şahısların yahut diyabeti düşündürecek ağızda kuruma, epeyce su içme, kilo kaybı, ayaklarda yanma ve güzelleşmeyen yaralar üzere şikâyetleri olanların diyabet tarafından tarandıklarına değinen Prof. Dr. Semir Paşa, “Dünya Sıhhat Örgütü, diyabet sıklığının yüzde 10’un üzerinde olduğu toplumlarda riskli bireylerin taranması ile yetinilmeyerek kilosu ne olursa olsun 40 yaş üzeri her insanın 2 yılda bir, obezlerin ise daha erken yaşlardan başlayarak yılda bir defa taranmasını önermektedir” diye konuştu.
ERKEN TEŞHİS VE NİZAMLI TEDAVİNİN KOLLAYICI OLDUĞU UNUTULMAMALI
Diyabetin uygun olmayan hayat şeklinin haricinde genetik yatkınlık, ilaçlar, hastalıklar, uzamış ömür, çevresel etkenler üzere bir hayli sebeple bağlı olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Semir Paşa, “Özellikle ailesinde diyabet olan, obez yahut fazla kilolu, kan basıncı yüksek (hipertansif), iri bebek doğurmuş yahut gebelikte şekeri yükselmiş olan, yumurtalıklarda kistleri olan, kolesterolü yüksek, kalp hastalığı yahut inme kıssası olan hastaların bu mevzuda epey daha hassas olmaları gerekir. Erken teşhis ve tertipli tedavi ile diyabet hastalıklarının denetim altına alınmasının; bu şahısları uzun devirde birtakım önemli kalp-damar hastalıklarından, böbrek yetersizliğinden, şekere bağlı körlükten ve ayak yaralarından koruyacağı unutulmamalıdır” diyerek ihtarlarını noktaladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı