- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
800 gündür kayıp Yusuf Bilge Tunç nerede
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda Mali Hizmetler Uzmanı olarak nazaranv yaparken 29 Ekim 2016 tarihinde KHK ile vazifesinden ihraç edilen Yusuf Bilge Tunç’un 6 Ağustos 2019’dan bu yana, yani tam 800 gündür kayıp olduğunu hatırlattı.
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri MustafaYeneroğlu açıklamasında son senelerda zorla kaybetme olaylarındaki artışa dikkat çekti. 2019 yılında zorla kaybetme kapsamına girecek biçimde kaybolan altı kişinin Ankara Vilayet Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Uğraş Şubesi’nde tutulduğunun aylar daha sonra anlaşıldığını şu sözlerle hatırlattı:
‘Zorla kaçırılan altı kişi aylar daha sonra emniyette ‘bulundu’
“Türkiye’de 1980’ler ve 1990’lar boyunca yüzlerce zorla kaybetme hadisesi yaşandı. Son senelerda da siyah transporter marka araçlarla hareket eden kimi şahısların bilhassa FETÖ şüphelilerini zorla kaybettiği (kaçırdığı) istikametinde güçlü kuşkular bulunmaktadır. 2019’da en az altı kişi (Salim Zeybek, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen) zorla kaybetme kapsamına girebilecek biçimde kayboldu. Kaybolmalarından aylar daha sonra bu şahısların Ankara Vilayet Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Gayret Şubesi’nde tutulduğu anlaşıldı. Kimileri sonrasındasında mahkemede hangi şartlarda zorla kaybedildiğini dahi anlattı.”
‘Savcılık kaçırma aksiyonlarını faal soruşturmuyor’
Yeneroğlu kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Şubat 2020’de Gökhan Türkmen 271 gün boyunca en ağır azaplara, tehdit ve hakaretlere maruz bırakıldığını, yapay bir ışığın devamlı yandığı kapalı bir yerde tutulduğunu, dayanılmaz derecede uzun müddetler boyunca ayakta durmaya zorlandığını, kendisine fazlaca az yemek verildiğini, elbiselerinin soyularak tacize uğradığını tabir etti ve hata duyurusunda bulundu. Bu kaçırılan şahısların birtakım emniyet müdürlüklerinde ‘bulunmaları’ ve birçoklarının kendi haklarında artık gündem oluşturulmamasını talep ederek suskunluğa bürünmeleri zorla kaybetme tezlerinin gerçekliğine dair fikir vermektedir. Savcılıklar ise ne yazık ki konusu kabahat teşkil eden bu kaçırma aksiyonlarını faal bir biçimde soruşturmamaktadır.’
‘Zorla kaybetme hukuk devletinin sonları haricindedır’
“Zorla kaybetmeye maruz bırakılan bireyler, daha sonradan bu bireyleri alıp götürdüklerini inkâr eden yahut bu şahısların nerede olduklarını söylemeyi reddeden devlet vazifelileri tarafınca gözaltına alındıktan, tutuklandıktan, alıkonulduktan yahut diğer bir biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakıldıktan daha sonra ortadan kaybolan şahıslardır. Zorla kaybetme olayları hukuk devleti bir yana kanun devletinin dahi hudutları dışarısındadır. O denli ki; zorla kaybetme, insan varlığını bir hiçliğe dönüştürür. Yozlaşma ve gücü berbata kullanma halinin doruk noktasıdır.”
‘Soru önergelerimize karşılık verilmemektedir’
“Yusuf Bilge Tunç’un kaçırılmasından daha sonra ailesi emniyet müdürlüğüne kayıp başvurusu yapmasına karşın hiç bir biçimde faal bir arama çalışması gerçekleştirilmemiştir. Eşi Nuray Tunç tarafınca 12.08.2019 ve 08.09.2019 tarihlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan kayıp şahıs temalı müracaatlar ile Yusuf Bilge Tunç’un FETÖ/PDY üyeliğinden kuşkulu olduğu soruşturma belgeleri anlamsız bir biçimde birleştirilmiştir. Birinde mağdur sıfatına başkasına kuşkulu sıfatına sahip olunan evrakların birleştirilmesi hususun sümen altı edilmek istendiğini göstermektedir. Sırf kolluk güçleri ve yargı makamları değil ne yazık ki İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı da mağdur ailenin feryatlarına kulaklarını tıkamaktadır. Yusuf Bilge Tunç hakkında vermiş olduğumuz soru önergelerine hiç bir yanıt verilmemektedir. “
‘İsnat edilen kabahat ne olursa olsun, hayat hakkı elinden alınamaz’
“DEVA Partisi olarak zorla kaybedilen Yusuf Bilge Tunç’un durumunun hemen ortaya çıkarılması davetinde bulunuyoruz. “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu” vecibesini iktidar sahiplerine hatırlatırız. İsnat edilen cürüm her ne olursa olsun bir vatandaşın hukuk devleti garantilerinden mahrum bırakılarak hayat hakkı, kişi güvenliği ve özgürlüğü haklarının ihlal edilmesi, azap ve eziyete açık hale getirilmesi asla kabul edilemez. En kısa müddette Yusuf Bilge Tunç’un bulunması için bahsin yakın takipçisi olacağız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda Mali Hizmetler Uzmanı olarak nazaranv yaparken 29 Ekim 2016 tarihinde KHK ile vazifesinden ihraç edilen Yusuf Bilge Tunç’un 6 Ağustos 2019’dan bu yana, yani tam 800 gündür kayıp olduğunu hatırlattı.
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri MustafaYeneroğlu açıklamasında son senelerda zorla kaybetme olaylarındaki artışa dikkat çekti. 2019 yılında zorla kaybetme kapsamına girecek biçimde kaybolan altı kişinin Ankara Vilayet Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Uğraş Şubesi’nde tutulduğunun aylar daha sonra anlaşıldığını şu sözlerle hatırlattı:
‘Zorla kaçırılan altı kişi aylar daha sonra emniyette ‘bulundu’
“Türkiye’de 1980’ler ve 1990’lar boyunca yüzlerce zorla kaybetme hadisesi yaşandı. Son senelerda da siyah transporter marka araçlarla hareket eden kimi şahısların bilhassa FETÖ şüphelilerini zorla kaybettiği (kaçırdığı) istikametinde güçlü kuşkular bulunmaktadır. 2019’da en az altı kişi (Salim Zeybek, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen) zorla kaybetme kapsamına girebilecek biçimde kayboldu. Kaybolmalarından aylar daha sonra bu şahısların Ankara Vilayet Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Gayret Şubesi’nde tutulduğu anlaşıldı. Kimileri sonrasındasında mahkemede hangi şartlarda zorla kaybedildiğini dahi anlattı.”
‘Savcılık kaçırma aksiyonlarını faal soruşturmuyor’
Yeneroğlu kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Şubat 2020’de Gökhan Türkmen 271 gün boyunca en ağır azaplara, tehdit ve hakaretlere maruz bırakıldığını, yapay bir ışığın devamlı yandığı kapalı bir yerde tutulduğunu, dayanılmaz derecede uzun müddetler boyunca ayakta durmaya zorlandığını, kendisine fazlaca az yemek verildiğini, elbiselerinin soyularak tacize uğradığını tabir etti ve hata duyurusunda bulundu. Bu kaçırılan şahısların birtakım emniyet müdürlüklerinde ‘bulunmaları’ ve birçoklarının kendi haklarında artık gündem oluşturulmamasını talep ederek suskunluğa bürünmeleri zorla kaybetme tezlerinin gerçekliğine dair fikir vermektedir. Savcılıklar ise ne yazık ki konusu kabahat teşkil eden bu kaçırma aksiyonlarını faal bir biçimde soruşturmamaktadır.’
‘Zorla kaybetme hukuk devletinin sonları haricindedır’
“Zorla kaybetmeye maruz bırakılan bireyler, daha sonradan bu bireyleri alıp götürdüklerini inkâr eden yahut bu şahısların nerede olduklarını söylemeyi reddeden devlet vazifelileri tarafınca gözaltına alındıktan, tutuklandıktan, alıkonulduktan yahut diğer bir biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakıldıktan daha sonra ortadan kaybolan şahıslardır. Zorla kaybetme olayları hukuk devleti bir yana kanun devletinin dahi hudutları dışarısındadır. O denli ki; zorla kaybetme, insan varlığını bir hiçliğe dönüştürür. Yozlaşma ve gücü berbata kullanma halinin doruk noktasıdır.”
‘Soru önergelerimize karşılık verilmemektedir’
“Yusuf Bilge Tunç’un kaçırılmasından daha sonra ailesi emniyet müdürlüğüne kayıp başvurusu yapmasına karşın hiç bir biçimde faal bir arama çalışması gerçekleştirilmemiştir. Eşi Nuray Tunç tarafınca 12.08.2019 ve 08.09.2019 tarihlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan kayıp şahıs temalı müracaatlar ile Yusuf Bilge Tunç’un FETÖ/PDY üyeliğinden kuşkulu olduğu soruşturma belgeleri anlamsız bir biçimde birleştirilmiştir. Birinde mağdur sıfatına başkasına kuşkulu sıfatına sahip olunan evrakların birleştirilmesi hususun sümen altı edilmek istendiğini göstermektedir. Sırf kolluk güçleri ve yargı makamları değil ne yazık ki İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı da mağdur ailenin feryatlarına kulaklarını tıkamaktadır. Yusuf Bilge Tunç hakkında vermiş olduğumuz soru önergelerine hiç bir yanıt verilmemektedir. “
‘İsnat edilen kabahat ne olursa olsun, hayat hakkı elinden alınamaz’
“DEVA Partisi olarak zorla kaybedilen Yusuf Bilge Tunç’un durumunun hemen ortaya çıkarılması davetinde bulunuyoruz. “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu” vecibesini iktidar sahiplerine hatırlatırız. İsnat edilen cürüm her ne olursa olsun bir vatandaşın hukuk devleti garantilerinden mahrum bırakılarak hayat hakkı, kişi güvenliği ve özgürlüğü haklarının ihlal edilmesi, azap ve eziyete açık hale getirilmesi asla kabul edilemez. En kısa müddette Yusuf Bilge Tunç’un bulunması için bahsin yakın takipçisi olacağız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı