Akar: Yunanistan ismine öbürleri konuşuyor! MİLLİ Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’a sıkıntıları konuşma teklifinde bulunduklarını belirtti. Yunanistan’ın tutumunu ise başlıktaki sözlerle özetledi.
TSK’nın planlı eğitim faaliyetlerinden Atış Özgür Tatbikatı önceki gün Polatlı Yakınlarındaki Sakarya Kışlasında yapıldı. Faaliyete katılan bütün silah sistemlerinin gayeleri tam isabetle vurduğu tatbikat daha sonrası sorularımızı yanıtlayan Savunma Bakanı Hulisi Akar, tatbikatın ve yapıldığı bölgenin kıymetini şu sözlerle anlattı: “Sakarya Meydan Muharebesi gördüğünüz bu bölgede gerçekleşti. Gençlerimizin hem de bu tarihi muharebeyi güzel anlamaları, güzel kavramaları lazım. Burası taarruzun durdurulduğu yer, son nokta. Bu tatbikatın özü; askeri öğrencilerimizin mesleklerinin başındayken TSK’nın sahip olduğu ateş gücünü, yerli ve ulusal imkanlarımızı görmelerini, deneyim etmelerini sağlamaktır.”
Yunanistan’la bağlantılardan terör örgütü PKK’yla çabaya kadar pek hayli hususta görüşlerini paylaşan Akar’ın verdiği bildiriler özetle şöyleki:
YUNANİSTAN İSMİNE ÖBÜRLERİ KONUŞUYOR: hiç bir oldu bittiye müsaade etmeyeceğiz. Hakkımızı hukukumuzu koruyacağız. İşgalci istilacı değiliz. Tüm komşularımızın sonlarına, egemenlik haklarına saygılıyız. Biz diyalog, dostluk, kardeşlik deyince güya bir zafiyet üzere anlaşılıyor o denli bir şey yok. Bizim askeri heyetimiz iki kere Yunanistan’a gitti, onlar bir kere Ankara’ya geldi. Artık 4’üncü toplantı için Yunan heyetini Türkiye’ye bekliyoruz. Biz gelin bu toplantılara devam edelim derken kimileri “Türkler diyaloğa gelsin” diyorlar. Aslında diyaloğu isteyen biziz. Brüksel’deki son toplantısında da Savunma Bakanı Panagiotopoulos’u eşiyle birlikte Türkiye’ye davet ettim. Olumlu havanın esmesi, oluşması için ancak güya bundan da rahatsız olanlar var. Biz Türk-Yunan meselelerinin çözülebileceğini, çözülemezse bile denetim altında tutulabileceğini, ülkelerimize, bölgeye ve NATO’ya ziyan vermeden bir biçimde çözmemiz, yönetmemiz gerektiğini kıymetlendiriyoruz.
Siz Lozan’da ve Paris Mutabakatlarında, fazlaca açık ve net 12’nci ve 14’üncü hususlarda “Bu adalar silahlandırılamaz” denmesine karşın adaları silahlandırdınız. Dünyanın hiç bir yerinde olmadığı biçimde karasuları 6 mil, hava alanı 10 mil üzere bir garabetle bizi karşı karşıya bıraktınız. Tüm bunlara karşın, oturup konuşalım diyoruz. Yunanistan ismine diğerleri da konuşuyor. Biz de bırakın bunları kendi ortamızda oturup konuşalım diyoruz. Herkes eteğindeki taşı döksün istiyoruz. Muahedeler çerçevesinde adaların silahsızlandırılması lazım. Bu büsbütün mutabakatlara alışılmamış. Ayrıyeten Yunanistan’da ana kara yahut adalarda silahlanma teşebbüslerinin beyhude bir çaba olduğu görülmeli ve bunun da en büyük ziyanı Yunan halkının refahınadır.
“DEDEAĞAÇ RUSYA’YA KARŞI” DİYORLAR:1990’da Yunanlılar ABD’yle Savunma ve Ekonomik İş birliği Muahedeleri yapıyorlar ve 2020’de bunu yeniliyorlar. Evvelce 5 olan üs sayısını 9’a çıkarıyorlar. Dedeağaç da bunlardan birisi. Buraya Lojistik Merkezi kuracaklarını ve bunun Rusya’ya karşı olduğunu belirtiyorlar. Ayrıyeten Rus gazına bağımlılığı azaltmak için buraya LNG deposu da kuracaklarını ve buradan Avrupa’ya gaz sağlayabileceklerini söylüyorlar. Savunma ve güvenlik, önlem ve takip problemidir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
TACİZLER KONUSUNDA NATO’YA GARANTİ: NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in talebi üzerine yaptığımız toplantıda Yunanistan’ın gerçekleştirdiği taciz ve ihlallerle ilgili evrakları kendilerine teslim ettik. Ve biz o toplantıda “Yunanlılar bize rastgele bir tacizde, ihlalde bulunmadan bizim onlara havada, denizde taciz yapmadığımızı garanti ediyoruz” dedik. Kesinlikle bundan öncesinin olduğunu vurguladık. Dalaman, Didim, Datça’ya kadar gelmiş bizim ana karamızın hava alanını taciz ediyor, bu gözle bakın dedik.
ABD’YLE F-16 GÖRÜŞMELERİ: Tahminen eski alışkanlıklardan dolayı kabullenmede badire olsa da asılda bir sorun olmadığını, bunun iki hâkim devlet içinde bir konuşma, görüşme olduğunu da herkes kabul ediyor. Türkiye çaresiz değil. Bizim Hava Kuvvetlerimiz de bir F-16 kültürü var. O niçinle öncelikli tercihimiz dost ve müttefik ülkelerden tedarik faaliyetimizi yürütmektir.
TERÖR ÖRGÜTÜNDEKİ ÇÖKÜNTÜ GÖRÜLÜYOR: PKK’daki çöküntü açıkça görülüyor. Terörle çabada Zap uzun senelerdan beri girilmeyen bir yerdi. Orası o denli bir hale gelmiş ki teröristler bizim girebileceğimizi tahayyül dahi edemiyorlardı. TSK oraya girince onların elebaşları 1 hafta, 15 gün ortasında kaçtı. Zap’ta gerçekleştirilen Pençe-Kilit Operasyonu’nda Nisan ayından bu yana 417 terörist etkisiz hale getirildi. Çok ağır arazi ve iklim koşulları olan yerde 2 bine yakın EYP etkisiz hale getirildi. Şu ana kadar 500’den çok mağara ve sığınak temizlendi. Zap büyük ölçüde teröristlerden temizlendi, denetim altına alındı, arama-tarama faaliyetleri devam ediyor. Çok güç bir coğrafyada Mehmetçik büyük bir fedakarlık, kahramanlık ve muvaffakiyet ile orayı temizliyor.
Şimdi elebaşları başkalarına çıkmayın, yerinizde kalın talimatı veriyor lakin onlar da kaçıyorlar. Kaçmaya çalışıyorlar. Kaçış yok. Orası teröristler için çıkmaz sokak. Tek kurtuluş adalete teslim olmak. Burada bir kere daha tabir ediyorum ki bizim tek maksadımız teröristler, terörist neredeyse gayemiz orası!
ÇÖZÜM SÜRECİ PERİYODU DEĞERLİ: 2013-2015 yılları içindeki Tahlil Süreci periyodu değerli. Nitekim bir sabır ve şefkat vardı lakin bunu suiistimal ettiler. Kürt kardeşlerimiz o süreçte devletin tek kaygısının teröristler olduğunu şahsen gördü. Teröristlerin kaygısının de Kürtler olmadığını şahsen Kürt kardeşlerimiz yaşayarak anladı.
24 Temmuz 2015’ten bu yana kadar 36 bin 412 terörist etkisiz hale getirildi. Bu yılda, ocak ayından itibaren Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde 3 bin 143 terörist etkisiz hale getirildi.
FETÖ İLE ÇABA HALA SÜRÜYOR: 15 Temmuz’dan itibaren 24 bin 717 ihraç oldu, 2 bin 830 emeklinin rütbeleri geri alındı. 1 Ocak’tan itibaren de bin 572 ihraç ve rütbesi geri alınan var. Yani bitti diye bir şey yok. Elde edilen yeni bilgi, evrak ve datalarla bir bütün halinde uğraşa kararlılıkla devam ediyoruz. Bu kararlı çabanın nereye varırsa oraya kadar gideceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. TSK’nın ulu üniformasını hiç bir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bundan herkes emin olsun. 15 Temmuz daha sonrası yurt içi ve hudut ötesinde düzenlenen harekatlarda ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen muvaffakiyetler, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesidir.
TSK’nın planlı eğitim faaliyetlerinden Atış Özgür Tatbikatı önceki gün Polatlı Yakınlarındaki Sakarya Kışlasında yapıldı. Faaliyete katılan bütün silah sistemlerinin gayeleri tam isabetle vurduğu tatbikat daha sonrası sorularımızı yanıtlayan Savunma Bakanı Hulisi Akar, tatbikatın ve yapıldığı bölgenin kıymetini şu sözlerle anlattı: “Sakarya Meydan Muharebesi gördüğünüz bu bölgede gerçekleşti. Gençlerimizin hem de bu tarihi muharebeyi güzel anlamaları, güzel kavramaları lazım. Burası taarruzun durdurulduğu yer, son nokta. Bu tatbikatın özü; askeri öğrencilerimizin mesleklerinin başındayken TSK’nın sahip olduğu ateş gücünü, yerli ve ulusal imkanlarımızı görmelerini, deneyim etmelerini sağlamaktır.”
Yunanistan’la bağlantılardan terör örgütü PKK’yla çabaya kadar pek hayli hususta görüşlerini paylaşan Akar’ın verdiği bildiriler özetle şöyleki:
YUNANİSTAN İSMİNE ÖBÜRLERİ KONUŞUYOR: hiç bir oldu bittiye müsaade etmeyeceğiz. Hakkımızı hukukumuzu koruyacağız. İşgalci istilacı değiliz. Tüm komşularımızın sonlarına, egemenlik haklarına saygılıyız. Biz diyalog, dostluk, kardeşlik deyince güya bir zafiyet üzere anlaşılıyor o denli bir şey yok. Bizim askeri heyetimiz iki kere Yunanistan’a gitti, onlar bir kere Ankara’ya geldi. Artık 4’üncü toplantı için Yunan heyetini Türkiye’ye bekliyoruz. Biz gelin bu toplantılara devam edelim derken kimileri “Türkler diyaloğa gelsin” diyorlar. Aslında diyaloğu isteyen biziz. Brüksel’deki son toplantısında da Savunma Bakanı Panagiotopoulos’u eşiyle birlikte Türkiye’ye davet ettim. Olumlu havanın esmesi, oluşması için ancak güya bundan da rahatsız olanlar var. Biz Türk-Yunan meselelerinin çözülebileceğini, çözülemezse bile denetim altında tutulabileceğini, ülkelerimize, bölgeye ve NATO’ya ziyan vermeden bir biçimde çözmemiz, yönetmemiz gerektiğini kıymetlendiriyoruz.
Siz Lozan’da ve Paris Mutabakatlarında, fazlaca açık ve net 12’nci ve 14’üncü hususlarda “Bu adalar silahlandırılamaz” denmesine karşın adaları silahlandırdınız. Dünyanın hiç bir yerinde olmadığı biçimde karasuları 6 mil, hava alanı 10 mil üzere bir garabetle bizi karşı karşıya bıraktınız. Tüm bunlara karşın, oturup konuşalım diyoruz. Yunanistan ismine diğerleri da konuşuyor. Biz de bırakın bunları kendi ortamızda oturup konuşalım diyoruz. Herkes eteğindeki taşı döksün istiyoruz. Muahedeler çerçevesinde adaların silahsızlandırılması lazım. Bu büsbütün mutabakatlara alışılmamış. Ayrıyeten Yunanistan’da ana kara yahut adalarda silahlanma teşebbüslerinin beyhude bir çaba olduğu görülmeli ve bunun da en büyük ziyanı Yunan halkının refahınadır.
“DEDEAĞAÇ RUSYA’YA KARŞI” DİYORLAR:1990’da Yunanlılar ABD’yle Savunma ve Ekonomik İş birliği Muahedeleri yapıyorlar ve 2020’de bunu yeniliyorlar. Evvelce 5 olan üs sayısını 9’a çıkarıyorlar. Dedeağaç da bunlardan birisi. Buraya Lojistik Merkezi kuracaklarını ve bunun Rusya’ya karşı olduğunu belirtiyorlar. Ayrıyeten Rus gazına bağımlılığı azaltmak için buraya LNG deposu da kuracaklarını ve buradan Avrupa’ya gaz sağlayabileceklerini söylüyorlar. Savunma ve güvenlik, önlem ve takip problemidir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
TACİZLER KONUSUNDA NATO’YA GARANTİ: NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in talebi üzerine yaptığımız toplantıda Yunanistan’ın gerçekleştirdiği taciz ve ihlallerle ilgili evrakları kendilerine teslim ettik. Ve biz o toplantıda “Yunanlılar bize rastgele bir tacizde, ihlalde bulunmadan bizim onlara havada, denizde taciz yapmadığımızı garanti ediyoruz” dedik. Kesinlikle bundan öncesinin olduğunu vurguladık. Dalaman, Didim, Datça’ya kadar gelmiş bizim ana karamızın hava alanını taciz ediyor, bu gözle bakın dedik.
ABD’YLE F-16 GÖRÜŞMELERİ: Tahminen eski alışkanlıklardan dolayı kabullenmede badire olsa da asılda bir sorun olmadığını, bunun iki hâkim devlet içinde bir konuşma, görüşme olduğunu da herkes kabul ediyor. Türkiye çaresiz değil. Bizim Hava Kuvvetlerimiz de bir F-16 kültürü var. O niçinle öncelikli tercihimiz dost ve müttefik ülkelerden tedarik faaliyetimizi yürütmektir.
TERÖR ÖRGÜTÜNDEKİ ÇÖKÜNTÜ GÖRÜLÜYOR: PKK’daki çöküntü açıkça görülüyor. Terörle çabada Zap uzun senelerdan beri girilmeyen bir yerdi. Orası o denli bir hale gelmiş ki teröristler bizim girebileceğimizi tahayyül dahi edemiyorlardı. TSK oraya girince onların elebaşları 1 hafta, 15 gün ortasında kaçtı. Zap’ta gerçekleştirilen Pençe-Kilit Operasyonu’nda Nisan ayından bu yana 417 terörist etkisiz hale getirildi. Çok ağır arazi ve iklim koşulları olan yerde 2 bine yakın EYP etkisiz hale getirildi. Şu ana kadar 500’den çok mağara ve sığınak temizlendi. Zap büyük ölçüde teröristlerden temizlendi, denetim altına alındı, arama-tarama faaliyetleri devam ediyor. Çok güç bir coğrafyada Mehmetçik büyük bir fedakarlık, kahramanlık ve muvaffakiyet ile orayı temizliyor.
Şimdi elebaşları başkalarına çıkmayın, yerinizde kalın talimatı veriyor lakin onlar da kaçıyorlar. Kaçmaya çalışıyorlar. Kaçış yok. Orası teröristler için çıkmaz sokak. Tek kurtuluş adalete teslim olmak. Burada bir kere daha tabir ediyorum ki bizim tek maksadımız teröristler, terörist neredeyse gayemiz orası!
ÇÖZÜM SÜRECİ PERİYODU DEĞERLİ: 2013-2015 yılları içindeki Tahlil Süreci periyodu değerli. Nitekim bir sabır ve şefkat vardı lakin bunu suiistimal ettiler. Kürt kardeşlerimiz o süreçte devletin tek kaygısının teröristler olduğunu şahsen gördü. Teröristlerin kaygısının de Kürtler olmadığını şahsen Kürt kardeşlerimiz yaşayarak anladı.
24 Temmuz 2015’ten bu yana kadar 36 bin 412 terörist etkisiz hale getirildi. Bu yılda, ocak ayından itibaren Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde 3 bin 143 terörist etkisiz hale getirildi.
FETÖ İLE ÇABA HALA SÜRÜYOR: 15 Temmuz’dan itibaren 24 bin 717 ihraç oldu, 2 bin 830 emeklinin rütbeleri geri alındı. 1 Ocak’tan itibaren de bin 572 ihraç ve rütbesi geri alınan var. Yani bitti diye bir şey yok. Elde edilen yeni bilgi, evrak ve datalarla bir bütün halinde uğraşa kararlılıkla devam ediyoruz. Bu kararlı çabanın nereye varırsa oraya kadar gideceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. TSK’nın ulu üniformasını hiç bir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bundan herkes emin olsun. 15 Temmuz daha sonrası yurt içi ve hudut ötesinde düzenlenen harekatlarda ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen muvaffakiyetler, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesidir.