‘AKP’nin bütün siyaseti çamur atmak üzerine’ GÜZEL Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Prof. Dr. Bahadır Fazilet, Antalya’da düzenlediği basın toplantısında AKP’yi sert sözlerle eleştirdi.
ÂLÂ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri ve Genel Lider Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Fazilet, Antalya’da düzenlediği basın toplantısında epeyce sert sözlerle AKP’ye yüklendi.
ÂLÂ Parti Vilayet Lideri Mehmet Başaran, YETERLİ Parti Milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi, Demre Belediye Lideri Okan Kocakaya, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri, Vilayet Divanı ve İlçe Liderlerinin katıldığı görüşmede konuşan Fazilet, Türkiye’nin epey büyük bir ekonomik krizden geçtiğine vurgu yaptı.
“TEK ADAM REJİMİYLE OLMUYOR”
“Üzülerek söylüyorum; buna ekonomik kriz demek epey yavaşça kalır” diyen Fazilet, şöyleki konuştu: “Bu, büyük bir idare krizi hatta buhrandır. Türk lirasının dolar karşısında kıymet kaybedişini ve bu paha kaybının akabinde ülkemizin borçlarının yükselişinin sancısını son bir haftadır daima birlikte yaşıyoruz. Her şeyin bir niçini var. Bu krizin niçini, Türkiye’nin şu anda içine bulunduğu idare sistemidir. Biz üç yıldır bu sistemin ortasındayız.
Sistemin ismi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lakin o denli bir başkanlık sistemi ki dünyada başkanlık sistemiyle yönetilip başarılı olmuş ülkelerin sistemi değil. Biz büsbütün tüm yetkilerin tek bireyde bulunduğu bir idare sistemi ortasında yaşıyoruz. aslına bakarsanız Türkiye, AKP’nin kendini kuvvetli hissettiği senelerdan bugüne tek adam rejimiyle yönetiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği andan itibaren alışılmamış hiç bir fikre, hiç bir muhalif siyasi partinin kanısına değer vermeden ‘Ben ne dersem o olur’ anlayışıyla ülkeyi yönetiyor.”
“HUKUK BOZULURSA İKTİSAT DE BOZULUR”
Hukuk ne kadar bozulursa ülkenin iktisadının de o oranda bozulduğunun altını çizen Fazilet, “Hukuk, ömrün kendisidir. Hukuk, hayat demektir. Hukukun bozulduğu, adaletin bozulduğu her ortamda ekonomik muvaffakiyetin ya da kalkınmanın var olması mümkün değildir. Vatandaşlarımız hayli haklı olarak aile bütçelerini düşünüyorlar.
Vatandaşların bildiği bir şey var artık; hukuk ne kadar bozulursa ülkenin iktisadı de o oranda bozuluyor. AKP iktidarı üç anayasa değiştirdi. Her değiştirmesi Türkiye’nin başına büyük belalar açtı. En sıradan örneği, 2010 anayasa değişikliği daha sonrası yargı şuurlu bir biçimde FETÖ’ye teslim edildi. daha sonra ‘Kandırıldık’ dediler. Kandırıldıkları yoktu. AKP’nin, FETÖ’nün bu ülkeye verdiği her ziyanda en az yüzde 50 hissesi vardır” dedi.
“AKP HESAP VERMEK İSTEMİYOR”
Türkiye’nin çaresiz olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Fazilet, “Sayın Genel Liderimiz birinci defa 2018 yılında Güzelleştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönmemiz gerektiğini söylemiş oldu. ‘Tam manasıyla halka hizmet etmek için halktan oy alan ve halkın gücüyle iktidara gelen sistemin, bir daha halkın temsilcisi olan milletvekilleri tarafınca tam olarak denetlenebildiği bir sistem getirelim’ dedi.
İçinde kuvvetler ayrılığı olan bir sistemde halk, adalet ve refah ortasında yaşar. Biz o denli bir sistemden geçiyoruz ki; tüm kararlar tek bir kişi tarafınca veriliyor ve bu kişi kimseye hesap vermiyor. AKP iktidarı hesap vermek istemiyor. Hesap vermeden ülke yönetilmez. Bunlar, ‘Biz ülkeyi canımızın istediği üzere yönetiriz’ diyorlar. Türk Milleti’nin bütçesi, alın teri, emeğinin karşılığı birkaç müteahhitte ve onların beslediklerine ekmek kapısı değildir. bu biçimde rezil bir idare olamaz” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ OLACAK”
Parlamenter sisteme geçiş prensipleri belirlediklerini de kaydeden Fazilet, açıklamalarını şöyleki sürdürdü: “Bu unsurları altı muhalefet partisi olarak bir arada hazırlıyoruz. Dünyada altı muhalefet partisinin bir ortaya geldiği fazlaca örnek yok. Bunu başaran da AKP’nin kendisi. Vatandaşlara o kadar eziyet ettiler ki; herkese demokrasinin, hukukun, adaletin ve refahın değerini gösterdiler.
Kendileri inatla aksini yaparak muhalefet partilerini ‘Ben değil, biz. Ülke için birlikte hareket etmeliyiz’ noktasına getirdiler. Bu prensiplere bakılırsa, Cumhurbaşkanı bakılırsav mühleti 7 yıl olacak ve misyon müddeti bittikten daha sonra tekrar etkin siyasete dönemeyecek. kuvvetli bir parlamento ve parlamentonun hükümeti, başbakanı, bakanları denetleme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak.
Devleti ve milleti temsille bakılırsavli, ülkenin en üst, en onursal makamı olacak. Tek bir parti anayasa hazırlayamaz, bir anayasa azamî mutabakatla hazırlanmalıdır. Milletimiz bize yetki verdikten daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası; tüm partilerle, yargı mensuplarıyla, STK’lar ve akademiyle birlikte hazırlanacak.”
“GENÇLER ÜLKEDEN GİTMEK İSTİYOR”
Tam bağımsız yargı, adalet, liyakat ve gençlerin bir daha ülkeye dair umudu olmasını istediklerini söz eden Fazilet, “Ülkede adalete itimat yüzde 2, ülkenin gençlerinin yüzde 70’ten çoksı ‘Bu ülkeden birinci fırsatta giderim’ diyor. ‘Geri dönemeyecek olsan bile masraf misin?’ diye soruluyor, ‘Giderim’ diyor. Ben bu ülkeyi 20 yıldır yönetiyor olsam, 20 yıldır AKP’nin yahut ona dayanak olan MHP’nin en ufak bir neferi olsam samimi söylüyorum sokağa çıkacak yüzüm olmaz. Biz iktidara geldikten daha sonra adaletin ve hukukun peşinde olacağımız için işlenen cürümlerin hesabının sorulmaması mümkün değil.
Zira esasen onlar Cumhuriyetin bağımsız savcılarının ve adaletin kovuşturması, soruşturması altında olacaklar. Fakat, intikam üzere bir şeyin peşinde asla olmayız. Biz bu ülkede ‘ilk 100 gün, 300 gün ne yapılmalı’ hesabının ortasındayız. Yeni arbedeler, mağduriyetler yaratmayız. Sayın Genel Liderimizin dediği üzere, biz makulün peşinde olan bir partiyiz. Her hukuksuzluğu, her hırsızlığı, vatandaşın cebinden haksız yere çıkan her kuruş parayı bu ülkenin savcıları kesinlikle araştıracaktır. Türkiye sahipsiz değil.
Sayın Genel Liderimizin liderliğinde, hakikaten hayli çalışan ve orijinal takımlarla dolu bir partiyiz. beraberinde da epeyce deneyimliyiz. Bizim muhalefet olarak ülkeyi seçime götürecek gücümüz yok; ancak bugün seçim yapılacakmış üzere hazırız. Daima birlikte bu ülkeye refah getireceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını inşallah demokrasiyle kutlayacağız” dedi.
“AKP’NİN BÜTÜN SİYASETİ ÇAMUR ATMAK”
Fazilet, bir gazetecinin YETERLİ Parti’nin HDP ile birlikte olduğuna yönelik algı yaratılmaya çalışılıyor, bu hususta ne düşünüyorsunuz’ biçimindeki sorusuna şu karşılığı verdi: “AKP’nin bütün siyaseti yalnızca çamur atmak üzerine kuruluyor. AKP’nin birinci 6-7 yılıyla son 13-14 yılını birbirinden büsbütün farklıdır. Birincisinde vatandaşlara vaatlerde bulunan bir partiyken, gücü eline aldıktan daha sonra vatandaşları bölen büsbütün ayrıştıran, düşmanlaştıran bir siyaset izleyerek oy topladı. Bana sorarsanız bu son derece onursuz bir siyaset yapma formülü ve hala bunu yapıyorlar. Herkesi beka ile korkutarak yapıyorlar bunu.
Ülkenin ekonomik kasvetine tahlil bulamayınca, tahlil üretmeyince işin kolayına kaçıp, insanları vatandaşın gözünde düşmanlaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu ülke 27 yıldan beri Meral Akşener’i tanıyor. Bu ülkede ‘Meral Akşener HDP ile iş tutar’ diyebilecek adamın ben alnını karışlarım.
Şu salondaki vilayet liderimizin, milletvekillerimizin ve partililerimizin HDP ile iş tutacağını söyleyenin alnını karışlarım. Ancak sakın unutulmasın, biz burada demokrasi istiyoruz. Her vatandaşımız için istiyoruz. Bizim için Türk’ü ya da Kürt’ü yok. Diyarbakır’ı, Konya’sı, Antalya’sı yok. Biz 83 milyona hizmet etmek için varız.”
ÂLÂ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri ve Genel Lider Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Fazilet, Antalya’da düzenlediği basın toplantısında epeyce sert sözlerle AKP’ye yüklendi.
ÂLÂ Parti Vilayet Lideri Mehmet Başaran, YETERLİ Parti Milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi, Demre Belediye Lideri Okan Kocakaya, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri, Vilayet Divanı ve İlçe Liderlerinin katıldığı görüşmede konuşan Fazilet, Türkiye’nin epey büyük bir ekonomik krizden geçtiğine vurgu yaptı.
“TEK ADAM REJİMİYLE OLMUYOR”
“Üzülerek söylüyorum; buna ekonomik kriz demek epey yavaşça kalır” diyen Fazilet, şöyleki konuştu: “Bu, büyük bir idare krizi hatta buhrandır. Türk lirasının dolar karşısında kıymet kaybedişini ve bu paha kaybının akabinde ülkemizin borçlarının yükselişinin sancısını son bir haftadır daima birlikte yaşıyoruz. Her şeyin bir niçini var. Bu krizin niçini, Türkiye’nin şu anda içine bulunduğu idare sistemidir. Biz üç yıldır bu sistemin ortasındayız.
Sistemin ismi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lakin o denli bir başkanlık sistemi ki dünyada başkanlık sistemiyle yönetilip başarılı olmuş ülkelerin sistemi değil. Biz büsbütün tüm yetkilerin tek bireyde bulunduğu bir idare sistemi ortasında yaşıyoruz. aslına bakarsanız Türkiye, AKP’nin kendini kuvvetli hissettiği senelerdan bugüne tek adam rejimiyle yönetiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı, seçildiği andan itibaren alışılmamış hiç bir fikre, hiç bir muhalif siyasi partinin kanısına değer vermeden ‘Ben ne dersem o olur’ anlayışıyla ülkeyi yönetiyor.”
“HUKUK BOZULURSA İKTİSAT DE BOZULUR”
Hukuk ne kadar bozulursa ülkenin iktisadının de o oranda bozulduğunun altını çizen Fazilet, “Hukuk, ömrün kendisidir. Hukuk, hayat demektir. Hukukun bozulduğu, adaletin bozulduğu her ortamda ekonomik muvaffakiyetin ya da kalkınmanın var olması mümkün değildir. Vatandaşlarımız hayli haklı olarak aile bütçelerini düşünüyorlar.
Vatandaşların bildiği bir şey var artık; hukuk ne kadar bozulursa ülkenin iktisadı de o oranda bozuluyor. AKP iktidarı üç anayasa değiştirdi. Her değiştirmesi Türkiye’nin başına büyük belalar açtı. En sıradan örneği, 2010 anayasa değişikliği daha sonrası yargı şuurlu bir biçimde FETÖ’ye teslim edildi. daha sonra ‘Kandırıldık’ dediler. Kandırıldıkları yoktu. AKP’nin, FETÖ’nün bu ülkeye verdiği her ziyanda en az yüzde 50 hissesi vardır” dedi.
“AKP HESAP VERMEK İSTEMİYOR”
Türkiye’nin çaresiz olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Fazilet, “Sayın Genel Liderimiz birinci defa 2018 yılında Güzelleştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dönmemiz gerektiğini söylemiş oldu. ‘Tam manasıyla halka hizmet etmek için halktan oy alan ve halkın gücüyle iktidara gelen sistemin, bir daha halkın temsilcisi olan milletvekilleri tarafınca tam olarak denetlenebildiği bir sistem getirelim’ dedi.
İçinde kuvvetler ayrılığı olan bir sistemde halk, adalet ve refah ortasında yaşar. Biz o denli bir sistemden geçiyoruz ki; tüm kararlar tek bir kişi tarafınca veriliyor ve bu kişi kimseye hesap vermiyor. AKP iktidarı hesap vermek istemiyor. Hesap vermeden ülke yönetilmez. Bunlar, ‘Biz ülkeyi canımızın istediği üzere yönetiriz’ diyorlar. Türk Milleti’nin bütçesi, alın teri, emeğinin karşılığı birkaç müteahhitte ve onların beslediklerine ekmek kapısı değildir. bu biçimde rezil bir idare olamaz” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ OLACAK”
Parlamenter sisteme geçiş prensipleri belirlediklerini de kaydeden Fazilet, açıklamalarını şöyleki sürdürdü: “Bu unsurları altı muhalefet partisi olarak bir arada hazırlıyoruz. Dünyada altı muhalefet partisinin bir ortaya geldiği fazlaca örnek yok. Bunu başaran da AKP’nin kendisi. Vatandaşlara o kadar eziyet ettiler ki; herkese demokrasinin, hukukun, adaletin ve refahın değerini gösterdiler.
Kendileri inatla aksini yaparak muhalefet partilerini ‘Ben değil, biz. Ülke için birlikte hareket etmeliyiz’ noktasına getirdiler. Bu prensiplere bakılırsa, Cumhurbaşkanı bakılırsav mühleti 7 yıl olacak ve misyon müddeti bittikten daha sonra tekrar etkin siyasete dönemeyecek. kuvvetli bir parlamento ve parlamentonun hükümeti, başbakanı, bakanları denetleme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanı tarafsız olacak.
Devleti ve milleti temsille bakılırsavli, ülkenin en üst, en onursal makamı olacak. Tek bir parti anayasa hazırlayamaz, bir anayasa azamî mutabakatla hazırlanmalıdır. Milletimiz bize yetki verdikten daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası; tüm partilerle, yargı mensuplarıyla, STK’lar ve akademiyle birlikte hazırlanacak.”
“GENÇLER ÜLKEDEN GİTMEK İSTİYOR”
Tam bağımsız yargı, adalet, liyakat ve gençlerin bir daha ülkeye dair umudu olmasını istediklerini söz eden Fazilet, “Ülkede adalete itimat yüzde 2, ülkenin gençlerinin yüzde 70’ten çoksı ‘Bu ülkeden birinci fırsatta giderim’ diyor. ‘Geri dönemeyecek olsan bile masraf misin?’ diye soruluyor, ‘Giderim’ diyor. Ben bu ülkeyi 20 yıldır yönetiyor olsam, 20 yıldır AKP’nin yahut ona dayanak olan MHP’nin en ufak bir neferi olsam samimi söylüyorum sokağa çıkacak yüzüm olmaz. Biz iktidara geldikten daha sonra adaletin ve hukukun peşinde olacağımız için işlenen cürümlerin hesabının sorulmaması mümkün değil.
Zira esasen onlar Cumhuriyetin bağımsız savcılarının ve adaletin kovuşturması, soruşturması altında olacaklar. Fakat, intikam üzere bir şeyin peşinde asla olmayız. Biz bu ülkede ‘ilk 100 gün, 300 gün ne yapılmalı’ hesabının ortasındayız. Yeni arbedeler, mağduriyetler yaratmayız. Sayın Genel Liderimizin dediği üzere, biz makulün peşinde olan bir partiyiz. Her hukuksuzluğu, her hırsızlığı, vatandaşın cebinden haksız yere çıkan her kuruş parayı bu ülkenin savcıları kesinlikle araştıracaktır. Türkiye sahipsiz değil.
Sayın Genel Liderimizin liderliğinde, hakikaten hayli çalışan ve orijinal takımlarla dolu bir partiyiz. beraberinde da epeyce deneyimliyiz. Bizim muhalefet olarak ülkeyi seçime götürecek gücümüz yok; ancak bugün seçim yapılacakmış üzere hazırız. Daima birlikte bu ülkeye refah getireceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını inşallah demokrasiyle kutlayacağız” dedi.
“AKP’NİN BÜTÜN SİYASETİ ÇAMUR ATMAK”
Fazilet, bir gazetecinin YETERLİ Parti’nin HDP ile birlikte olduğuna yönelik algı yaratılmaya çalışılıyor, bu hususta ne düşünüyorsunuz’ biçimindeki sorusuna şu karşılığı verdi: “AKP’nin bütün siyaseti yalnızca çamur atmak üzerine kuruluyor. AKP’nin birinci 6-7 yılıyla son 13-14 yılını birbirinden büsbütün farklıdır. Birincisinde vatandaşlara vaatlerde bulunan bir partiyken, gücü eline aldıktan daha sonra vatandaşları bölen büsbütün ayrıştıran, düşmanlaştıran bir siyaset izleyerek oy topladı. Bana sorarsanız bu son derece onursuz bir siyaset yapma formülü ve hala bunu yapıyorlar. Herkesi beka ile korkutarak yapıyorlar bunu.
Ülkenin ekonomik kasvetine tahlil bulamayınca, tahlil üretmeyince işin kolayına kaçıp, insanları vatandaşın gözünde düşmanlaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu ülke 27 yıldan beri Meral Akşener’i tanıyor. Bu ülkede ‘Meral Akşener HDP ile iş tutar’ diyebilecek adamın ben alnını karışlarım.
Şu salondaki vilayet liderimizin, milletvekillerimizin ve partililerimizin HDP ile iş tutacağını söyleyenin alnını karışlarım. Ancak sakın unutulmasın, biz burada demokrasi istiyoruz. Her vatandaşımız için istiyoruz. Bizim için Türk’ü ya da Kürt’ü yok. Diyarbakır’ı, Konya’sı, Antalya’sı yok. Biz 83 milyona hizmet etmek için varız.”