Avukatlardan Seyahat için adalet nöbeti Avukatlar, Seyahat davasındaki kararları protesto etmek için Çağlayan’da adalet nöbeti aksiyonu düzenlediler. Aksiyonda, dün tutuklanan Can Atalay’ın Silivri Cezaevi’nden gönderdiği bildiri okundu.
Avukatlar, Seyahat davasında çıkan sonucu protesto etmek ve tutuklanan avukat Can Atalay’ın yanında olduklarını duyurmak için Çağlayan Adliyesi’nde adalet nöbeti hareketi yaptılar. Adliye ortasında toplanan avukatlar, adliye kapısı önünde de bir forum düzenlediler.
CAN ATALAY’IN MEKTUBU OKUNDU
Forumda avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Can Atalay’ın Silivri Cezaevi’nden yolladığı bildirisi okudu. Atalay’ın iletisi şöyleki:
“Ülkenin gündemi açlık, yoksulluk ve mesela besin güvenliği olması gerekirken hiç bir hukuk kuralı tanımadan saçma sapan şeylerle meşgul ediyorlar. Biz İstanbul’un kent merkezinde son kalan müşterek kamusal bir yeşil alanın, afet daha sonrası toplanma alanını savunduk. Polisin şiddetine karşı çıkan her bir insanımız kendi itirazını aldı, geldi.
Taksim Gezi’si farklı fikirlerin, dünya görüşlerinin çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamda barış ortasında yaşayabileceğinin somut ispatıdır. Taksim Gezi’si ekmeği paylaşmanın, imecenin tadını bu memlekete bir daha anımsatandır.
Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umududur. Seyahat’in toplumsal, politik ya da türel bakiyesini fakat onurla taşırız. Gezi’yi savunduk, savunuyoruz ve savunacağız. Adalet istiyoruz. İnsan, hava, toprak ve su için adalet! Daima bir arada çaba edeceğiz. Daima bir arada kazanacağız.”
“ÖFKEMİZ BÜYÜK LAKİN KARARLILIĞIMIZ DA BİR O KADAR YÜKSEK”
Forumda avukatların yanı sıra milletvekilleri ve siyasetçiler de kelam aldı. CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, “Buradaki herkes ve Türkiye’deki milyonlar dün akşam fazlaca berbat bir uyku uyudular, tahminen de uyuyamadılar” diye başladığı konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* Öfkemiz büyük lakin kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Buradan sözüme, sözümüze kıymet veren herkese tek bir şey söylüyorum: Buradan daha sonra nereye çağrılırsanız oraya gidin, baro çağırıyorsa oraya gidin, adalet nöbetine çağırıyorlarsa oraya gidin, meslek örgütünüzün, sivil inisiyatiflerin barışçıl davetlerine vücudunuzla, yüreğinizle, zihninizle katkı verin. Karşımızdaki bu büyük kötücül aklı hiç birimiz tek başımıza yenemeyiz lakin Seyahat’te olduğu üzere daima birlikte yeneriz.
* Seyahat, Recep Tayyip Erdoğan’ı yendi, onu mahkum etti. Onu hazmedemediği için Gezi’yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor, içeriye tıkıyor, zulmediyor. Seyahat başarıldı. Seyahat orada duruyorsa, o ağaçlar orada duruyorsa, Recep Tayyip Erdoğan Seyahat sürecinde öncesinde söylemiş olduklerinde yapamadıysa Seyahat yardımıyladir. Seyahat’te 81 vilayette tek yürek olan on milyonlar yardımıyladir. Bu ülkenin bir diktatörden kurtuluşu fakat bir daha hepimizin omuz omuza, yürek yüreğe vermesiyle olacak. Biz bu diktatörü, Seyahat ruhuyla, Seyahat’in başardığı üzere bir sefer daha yeneceğiz. Buna kelam veriyoruz.”
HUKUKUN EN AZA İNDİRİLDİĞİ BİR DAVADIR
CHP Milletvekili ve anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu ise şunları söylemiş oldu:
Bizler burada hepimiz anayasal tertibin koruyucularıyız. Tıpkı 10 yıl evvel Seyahat’e giderek anayasal sistemi, sağlıklı etrafta yaşamak için orada olduğumuz üzere. Orada yetkilerini berbata kullanarak kapatmak isteyenler, AVM inşa etmek isteyenlere karşı orayı kurtardık, koruduk. 10 yıldır devam eden davalar aslında adil yargılanma hakkı nasıl ihlal edilir yargıçlar eliyle, bunun örnekleri.
Tamamen hukukun en aza indirildiği bir davadır, katledildiği bir karar sürecine şahit olduk. Sağlıklı, istikrarlı bir etrafta yaşamak hedefiyle anayasal sistemi korumak isteyen milyonlar aslında bunu başardılar.
Fakat 15 Temmuz silahlı teşebbüsünde anayasal sistemi ortadan kaldıramadılar birileri ancak başkaları 2017 anayasa oylamasıyla demokratik anayasal tertibi ortadan kaldırdılar. İşte bu bunun rövanşıdır.
HUKUKLA DEMOKRASİ İLE ALAKASI YOK
Eylemde kelam alan başka isimler şunları söylemiş olduler:
Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş:
Dünkü karar nitekim ülkemizi, demokrasiyi savunan insanları, tüm halkımızı epeyce üzmüştür. Ayrıyeten reaksiyonlu hale getirmiştir. niye? Zira Seyahat hareketi çeşitli görüşlerden, yaklaşımlardan, bayan erkek genç yaşlı tabiatıyla bir ortaya gelerek kentimizin nefes alınacak bir yeri savunmakla işe başladılar.
Ama gördük ki Seyahat Parkı’nı savunmak demokrasiyi, kent hakkını, insan haklarını savunmaktır. Bunu yürüten arkadaşlarımızın bu cezalara çarptırılmaları asla kabul edilemez. Hukukla demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Halkımızın örgütlü bölümlerin, tüm demokrasi yanlısı insanların gayretleriyle bu yanlış karar kesinlikle ortadan kalkacaktır.
TİP Milletvekili Ahmet Şık:
Bugün herkes sustuğu için bunu yapabildiler. Konu Osman Kavala, Mücella Yapan, Can Atalay, Tayfun Kahraman değil. Hepinizsiniz, herkes. Bakın bu karar diyor ki, şayet ki bu kuvvetli uğraşta ben bir daha galip çıkarsam hepinizi onların yanına göndereceğim diyor. Artık bir karar vakti. Yapabiliyorlar dedik ya zira yapıyorlar itiraz yok. İtiraz etme vakti. Bugün ses çıkarmazsanız yarın ses çıkarmaya hakkınız olmayacağı üzere çocuklarınız nezdinde haddiniz de olmayacak.
Şu binanın ortasında olan tıpkı siyasi parti kılığına giren bir mafya var ya, burada da hakim, savcı kılığına girmiş o mafyanın tetikçiliğini üstüne alanlere şunu söyleyeceğim: biat ettikleri o cürüm örgütü başkanından başlayarak sizin yaptıklarınızın hesabını sormazsak, sizi arkadaşlarımızı gönderdiğiniz yere sokup onları oradan çıkarmazsak biz şerefsiziz, biz namerdiz, biz onursuzuz.
Avukat Kemal Aytaç:
Siyasal iktidarın nazaranvlendirdiği infaz memurları aracılığıyla bugün ismine hukuk diyemeyeceğimiz bir kepazeliği yaşadık. Bu yüreği kimden alıyorlar? Bunun yanıtını vermek sıkıntı. Bu cellatlardan bunun hesabını soracağız.
PEN Türkiye Lideri gazeteci Zeynep Oral:
Milyonların katıldığı, Türkiye’nin her yerinde resen oluşmuş, ömür haklarını, ömür biçimlerini, niyetlerini korumak isteyen insanların gerçekleştirdiği Seyahat’in cürmünü -suçsa- 20 bireye bağlamak istemek yeryüzünün en berbat romanı, en makus yazısı, en makûs makalesi, en makûs senaryosudur. Bu tutmaz. Şayet bir ülkede bir kişi haksız yere hapisteyse bu ülkede hiç kimse özgür değildir. Hiç fakat hiç birimiz özgür değiliz.
HDP Milletvekili Oya Ersoy:
Bu ülkede yaşayan 82 milyon -ister iktidarı desteklesin, ister desteklemesin- her şeyi biliyor. Dünkü verilen karar bir yargı sonucu değildir, hukuk ortasında tartışılamaz. Büsbütün talimatlı yargının sarayın egemenliği için vermiş olduğu, onun çıkarı için, onun iktidarı için vermiş olduğu bir karardır. Ve bedel ödetilmek istenen arkadaşlarımızın her vakit yanındayız. Lakin bu bedeli ödetmek isteyen ve siyaseten yenemediklerini yargıyı tetikçi olarak kullanıp talimatlı yargıyla cezaevlerine koyarak halkı biat ettireceğini sanan Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum: O hayallerden vazgeç. Bu halk Seyahat’te olduğu üzere ömrün hiç bir basamağında sana biat etmeyecek, sana kul olmayacak.
Avukatlar, Seyahat davasında çıkan sonucu protesto etmek ve tutuklanan avukat Can Atalay’ın yanında olduklarını duyurmak için Çağlayan Adliyesi’nde adalet nöbeti hareketi yaptılar. Adliye ortasında toplanan avukatlar, adliye kapısı önünde de bir forum düzenlediler.
CAN ATALAY’IN MEKTUBU OKUNDU
Forumda avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Can Atalay’ın Silivri Cezaevi’nden yolladığı bildirisi okudu. Atalay’ın iletisi şöyleki:
“Ülkenin gündemi açlık, yoksulluk ve mesela besin güvenliği olması gerekirken hiç bir hukuk kuralı tanımadan saçma sapan şeylerle meşgul ediyorlar. Biz İstanbul’un kent merkezinde son kalan müşterek kamusal bir yeşil alanın, afet daha sonrası toplanma alanını savunduk. Polisin şiddetine karşı çıkan her bir insanımız kendi itirazını aldı, geldi.
Taksim Gezi’si farklı fikirlerin, dünya görüşlerinin çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamda barış ortasında yaşayabileceğinin somut ispatıdır. Taksim Gezi’si ekmeği paylaşmanın, imecenin tadını bu memlekete bir daha anımsatandır.
Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umududur. Seyahat’in toplumsal, politik ya da türel bakiyesini fakat onurla taşırız. Gezi’yi savunduk, savunuyoruz ve savunacağız. Adalet istiyoruz. İnsan, hava, toprak ve su için adalet! Daima bir arada çaba edeceğiz. Daima bir arada kazanacağız.”
“ÖFKEMİZ BÜYÜK LAKİN KARARLILIĞIMIZ DA BİR O KADAR YÜKSEK”
Forumda avukatların yanı sıra milletvekilleri ve siyasetçiler de kelam aldı. CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, “Buradaki herkes ve Türkiye’deki milyonlar dün akşam fazlaca berbat bir uyku uyudular, tahminen de uyuyamadılar” diye başladığı konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
* Öfkemiz büyük lakin kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Buradan sözüme, sözümüze kıymet veren herkese tek bir şey söylüyorum: Buradan daha sonra nereye çağrılırsanız oraya gidin, baro çağırıyorsa oraya gidin, adalet nöbetine çağırıyorlarsa oraya gidin, meslek örgütünüzün, sivil inisiyatiflerin barışçıl davetlerine vücudunuzla, yüreğinizle, zihninizle katkı verin. Karşımızdaki bu büyük kötücül aklı hiç birimiz tek başımıza yenemeyiz lakin Seyahat’te olduğu üzere daima birlikte yeneriz.
* Seyahat, Recep Tayyip Erdoğan’ı yendi, onu mahkum etti. Onu hazmedemediği için Gezi’yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor, içeriye tıkıyor, zulmediyor. Seyahat başarıldı. Seyahat orada duruyorsa, o ağaçlar orada duruyorsa, Recep Tayyip Erdoğan Seyahat sürecinde öncesinde söylemiş olduklerinde yapamadıysa Seyahat yardımıyladir. Seyahat’te 81 vilayette tek yürek olan on milyonlar yardımıyladir. Bu ülkenin bir diktatörden kurtuluşu fakat bir daha hepimizin omuz omuza, yürek yüreğe vermesiyle olacak. Biz bu diktatörü, Seyahat ruhuyla, Seyahat’in başardığı üzere bir sefer daha yeneceğiz. Buna kelam veriyoruz.”
HUKUKUN EN AZA İNDİRİLDİĞİ BİR DAVADIR
CHP Milletvekili ve anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu ise şunları söylemiş oldu:
Bizler burada hepimiz anayasal tertibin koruyucularıyız. Tıpkı 10 yıl evvel Seyahat’e giderek anayasal sistemi, sağlıklı etrafta yaşamak için orada olduğumuz üzere. Orada yetkilerini berbata kullanarak kapatmak isteyenler, AVM inşa etmek isteyenlere karşı orayı kurtardık, koruduk. 10 yıldır devam eden davalar aslında adil yargılanma hakkı nasıl ihlal edilir yargıçlar eliyle, bunun örnekleri.
Tamamen hukukun en aza indirildiği bir davadır, katledildiği bir karar sürecine şahit olduk. Sağlıklı, istikrarlı bir etrafta yaşamak hedefiyle anayasal sistemi korumak isteyen milyonlar aslında bunu başardılar.
Fakat 15 Temmuz silahlı teşebbüsünde anayasal sistemi ortadan kaldıramadılar birileri ancak başkaları 2017 anayasa oylamasıyla demokratik anayasal tertibi ortadan kaldırdılar. İşte bu bunun rövanşıdır.
HUKUKLA DEMOKRASİ İLE ALAKASI YOK
Eylemde kelam alan başka isimler şunları söylemiş olduler:
Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş:
Dünkü karar nitekim ülkemizi, demokrasiyi savunan insanları, tüm halkımızı epeyce üzmüştür. Ayrıyeten reaksiyonlu hale getirmiştir. niye? Zira Seyahat hareketi çeşitli görüşlerden, yaklaşımlardan, bayan erkek genç yaşlı tabiatıyla bir ortaya gelerek kentimizin nefes alınacak bir yeri savunmakla işe başladılar.
Ama gördük ki Seyahat Parkı’nı savunmak demokrasiyi, kent hakkını, insan haklarını savunmaktır. Bunu yürüten arkadaşlarımızın bu cezalara çarptırılmaları asla kabul edilemez. Hukukla demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Halkımızın örgütlü bölümlerin, tüm demokrasi yanlısı insanların gayretleriyle bu yanlış karar kesinlikle ortadan kalkacaktır.
TİP Milletvekili Ahmet Şık:
Bugün herkes sustuğu için bunu yapabildiler. Konu Osman Kavala, Mücella Yapan, Can Atalay, Tayfun Kahraman değil. Hepinizsiniz, herkes. Bakın bu karar diyor ki, şayet ki bu kuvvetli uğraşta ben bir daha galip çıkarsam hepinizi onların yanına göndereceğim diyor. Artık bir karar vakti. Yapabiliyorlar dedik ya zira yapıyorlar itiraz yok. İtiraz etme vakti. Bugün ses çıkarmazsanız yarın ses çıkarmaya hakkınız olmayacağı üzere çocuklarınız nezdinde haddiniz de olmayacak.
Şu binanın ortasında olan tıpkı siyasi parti kılığına giren bir mafya var ya, burada da hakim, savcı kılığına girmiş o mafyanın tetikçiliğini üstüne alanlere şunu söyleyeceğim: biat ettikleri o cürüm örgütü başkanından başlayarak sizin yaptıklarınızın hesabını sormazsak, sizi arkadaşlarımızı gönderdiğiniz yere sokup onları oradan çıkarmazsak biz şerefsiziz, biz namerdiz, biz onursuzuz.
Avukat Kemal Aytaç:
Siyasal iktidarın nazaranvlendirdiği infaz memurları aracılığıyla bugün ismine hukuk diyemeyeceğimiz bir kepazeliği yaşadık. Bu yüreği kimden alıyorlar? Bunun yanıtını vermek sıkıntı. Bu cellatlardan bunun hesabını soracağız.
PEN Türkiye Lideri gazeteci Zeynep Oral:
Milyonların katıldığı, Türkiye’nin her yerinde resen oluşmuş, ömür haklarını, ömür biçimlerini, niyetlerini korumak isteyen insanların gerçekleştirdiği Seyahat’in cürmünü -suçsa- 20 bireye bağlamak istemek yeryüzünün en berbat romanı, en makus yazısı, en makûs makalesi, en makûs senaryosudur. Bu tutmaz. Şayet bir ülkede bir kişi haksız yere hapisteyse bu ülkede hiç kimse özgür değildir. Hiç fakat hiç birimiz özgür değiliz.
HDP Milletvekili Oya Ersoy:
Bu ülkede yaşayan 82 milyon -ister iktidarı desteklesin, ister desteklemesin- her şeyi biliyor. Dünkü verilen karar bir yargı sonucu değildir, hukuk ortasında tartışılamaz. Büsbütün talimatlı yargının sarayın egemenliği için vermiş olduğu, onun çıkarı için, onun iktidarı için vermiş olduğu bir karardır. Ve bedel ödetilmek istenen arkadaşlarımızın her vakit yanındayız. Lakin bu bedeli ödetmek isteyen ve siyaseten yenemediklerini yargıyı tetikçi olarak kullanıp talimatlı yargıyla cezaevlerine koyarak halkı biat ettireceğini sanan Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum: O hayallerden vazgeç. Bu halk Seyahat’te olduğu üzere ömrün hiç bir basamağında sana biat etmeyecek, sana kul olmayacak.