Bakan Kurum: Su kıtlığı yaşayabiliriz Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, katıldığı canlı yayında değerlendirmelerde bulundu.
“MARMARA DENİZİ 5 YIL İÇİNDE ESKİ HALİNE GELECEK”
Bakan Kurum, şunları söylemiş oldu:
* Müsilajla alakalı çalışmalarımızı yürüttük. Bu çerçevede hayli kapsamlı, kapsayıcı, ortak akılla ve bilim insanlarımızın olduğu bir çalıştay süreci başlattık.
* Buradaki kirliliğin ana kaynakları nedir, bundan daha sonraki adımlarımızı ona nazaran belirlememiz gerekir diye çalıştay başlattık.
* Belediyelerimizin, hocalarımızın katıldığı Marmara bölgesinde ne kadar vilayet var ise yetkililerin katıldığı bu çalışmayı yaptık. 22 unsurluk bir hareket planı deklare ettik.
* Buradaki çalışmaları 3 başlıkla özetleyebiliriz. Marmara en sıcak denizimiz pozisyonunda. Deniz sıcalıklığı 2,5 derece artmış durumda. Sıcaklığın artması ana etkenlerden bir tanesi.
* Marmara Denizi’nin durağan yapısı değerli rol aynıyor. Üçüncü olarak da azot ve fosforun bolluğu. Denizdeki mikroorganizmalar azot ve fosforu yiyerek şişiyorlar. Bunlar öldükten daha sonra denizin yüzebir daha çıkıyor.
* Bir aksiyon planı hazırladık. Azot ölçüsünü azaltmak bilim insanlarımızca bize tavsiye edilen bir usuldü. Marmara Denizi 5 yıl ortasında eski haline gelecek.
“SU KITLIĞI YAŞAYABİLİRİZ”
* Bilim insanlarımızın katkısıyla birebir zamandanizin yüzeyinden hem altından numuneler aldık. Arıtma tesislerinin incelemesini yapıyoruz. Bu çalışmalar netince 22 unsurluk bir aksiyon planı hazırladık.
* En kıymetli bahsimiz atık su arıtma tesislerinin kalitesini üst çekmek. Mevcuttaki tesisleri bu düzeye getirmek zorundayız. Marmara’da yaklaşık yüzde 55’i ön arıtma tesisimiz var. Bu işletmelerden arıtılan sular geri kullanılamıyor. Bir de biyolojik arıtmalarımız var. Bu yüzde yaklaşık 40’ına geliyor. Bizim tamamını ileri biyolojik arıtmaya getirmemiz gerekir. Atık suları bahçe sulamada kullanabileceğiz.
* Su kaynakları bakımından başka ülkelere nazaran güçlü bir ülkeyiz. Fakat iklim değişikliği ile bir arada su kıtlığı yaşayabiliriz.
* Hazırladığımız 22 hareket planını her insanın fikrini alarak tartıştık. Bu çerçevede atık su arıtma tesisini yüzde azotu azaltacak biçimde dönüştürülmesi için bir plan hazırladık.
* 3 yıl ortasında Marmara’da azot düzeyini azaltmak ismine tesislerimizi dönüştüreceğiz. Belediyelerimizle de konuştuk. Belediyelere her türlü teknik ve maddi dayanak verilecek.
KANAL İSTANBUL
* Kanal İstanbul projesi İstanbul Boğazı’nın özgürlük projesidir. İstanbul’umuzun dönüşüm projesidir. Bu kadar devasa bir alanda 500 bin nüfus olacak. Kanal İstanbul projesi yürüyüş yollarıyla, yeşil yollarıyla, üniversiteleriyle Türkiye’nin en çevreci projesi olacak. İnşallah haziran ayında Ulaştırma Bakanlığımızın köklerini atacağı temelle Kanal İstanbul’u milletimizin hizmetine sunacağız.
* Attığımız her adımı bilim insanlarımızın görüşleri doğrultusunda atıyoruz. Kanal İstanbul Projesi’ni bırakın İstanbul’a ziyan vermeyi, İstanbul’a yarar sağlayacak, cazibe merkezi haline getirecek bir anlayışla yapıyoruz. Orada ekolojik hayatın korunacağı, yeşil hayatın artırılacağı, yapılacak köprülerle geçişin sağlanabileceği, oradaki canlıların yaşayabileceği her türlü ayrıntı düşünülüp buna bakılırsa adım atılıyor. İstanbul’da zelzele gerçeği var, dönüştürmek zorundayız.
“MARMARA DENİZİ 5 YIL İÇİNDE ESKİ HALİNE GELECEK”
Bakan Kurum, şunları söylemiş oldu:
* Müsilajla alakalı çalışmalarımızı yürüttük. Bu çerçevede hayli kapsamlı, kapsayıcı, ortak akılla ve bilim insanlarımızın olduğu bir çalıştay süreci başlattık.
* Buradaki kirliliğin ana kaynakları nedir, bundan daha sonraki adımlarımızı ona nazaran belirlememiz gerekir diye çalıştay başlattık.
* Belediyelerimizin, hocalarımızın katıldığı Marmara bölgesinde ne kadar vilayet var ise yetkililerin katıldığı bu çalışmayı yaptık. 22 unsurluk bir hareket planı deklare ettik.
* Buradaki çalışmaları 3 başlıkla özetleyebiliriz. Marmara en sıcak denizimiz pozisyonunda. Deniz sıcalıklığı 2,5 derece artmış durumda. Sıcaklığın artması ana etkenlerden bir tanesi.
* Marmara Denizi’nin durağan yapısı değerli rol aynıyor. Üçüncü olarak da azot ve fosforun bolluğu. Denizdeki mikroorganizmalar azot ve fosforu yiyerek şişiyorlar. Bunlar öldükten daha sonra denizin yüzebir daha çıkıyor.
* Bir aksiyon planı hazırladık. Azot ölçüsünü azaltmak bilim insanlarımızca bize tavsiye edilen bir usuldü. Marmara Denizi 5 yıl ortasında eski haline gelecek.
“SU KITLIĞI YAŞAYABİLİRİZ”
* Bilim insanlarımızın katkısıyla birebir zamandanizin yüzeyinden hem altından numuneler aldık. Arıtma tesislerinin incelemesini yapıyoruz. Bu çalışmalar netince 22 unsurluk bir aksiyon planı hazırladık.
* En kıymetli bahsimiz atık su arıtma tesislerinin kalitesini üst çekmek. Mevcuttaki tesisleri bu düzeye getirmek zorundayız. Marmara’da yaklaşık yüzde 55’i ön arıtma tesisimiz var. Bu işletmelerden arıtılan sular geri kullanılamıyor. Bir de biyolojik arıtmalarımız var. Bu yüzde yaklaşık 40’ına geliyor. Bizim tamamını ileri biyolojik arıtmaya getirmemiz gerekir. Atık suları bahçe sulamada kullanabileceğiz.
* Su kaynakları bakımından başka ülkelere nazaran güçlü bir ülkeyiz. Fakat iklim değişikliği ile bir arada su kıtlığı yaşayabiliriz.
* Hazırladığımız 22 hareket planını her insanın fikrini alarak tartıştık. Bu çerçevede atık su arıtma tesisini yüzde azotu azaltacak biçimde dönüştürülmesi için bir plan hazırladık.
* 3 yıl ortasında Marmara’da azot düzeyini azaltmak ismine tesislerimizi dönüştüreceğiz. Belediyelerimizle de konuştuk. Belediyelere her türlü teknik ve maddi dayanak verilecek.
KANAL İSTANBUL
* Kanal İstanbul projesi İstanbul Boğazı’nın özgürlük projesidir. İstanbul’umuzun dönüşüm projesidir. Bu kadar devasa bir alanda 500 bin nüfus olacak. Kanal İstanbul projesi yürüyüş yollarıyla, yeşil yollarıyla, üniversiteleriyle Türkiye’nin en çevreci projesi olacak. İnşallah haziran ayında Ulaştırma Bakanlığımızın köklerini atacağı temelle Kanal İstanbul’u milletimizin hizmetine sunacağız.
* Attığımız her adımı bilim insanlarımızın görüşleri doğrultusunda atıyoruz. Kanal İstanbul Projesi’ni bırakın İstanbul’a ziyan vermeyi, İstanbul’a yarar sağlayacak, cazibe merkezi haline getirecek bir anlayışla yapıyoruz. Orada ekolojik hayatın korunacağı, yeşil hayatın artırılacağı, yapılacak köprülerle geçişin sağlanabileceği, oradaki canlıların yaşayabileceği her türlü ayrıntı düşünülüp buna bakılırsa adım atılıyor. İstanbul’da zelzele gerçeği var, dönüştürmek zorundayız.