Beşiktaş nerede yanlış yaptı? Güç maçtı.
Bu düzeyler esasen zordur. Hele hele Türk futbolu ile Avrupa futbolu içinde mantelite farkından açılan makas bu tip üst seviye maçları güzelce güç hale getirdi. Bunu bir sefer daha gördük.
Sen 8 yabancı, 3 yerli, 6’sı kulübede, 2’si tribünde ile uğraşırken, rakiplerin, “rekabeti” ön planda tutuyor.
“Kim yeterliyse o oynar..” diyor.
Zira alanda pasaportun çeşidi oynamıyor, yeteneğin, bileğin, yüreğin, nefesin var ise ön plana çıkıyorsun.
Sen türlü kısıtlama getirirsen, örneğin Avrupa’da alana 10 yabancı ile çıkmayı tasarlayan kadrolara “Yok illa 2 de yerli oynatacaksın ligde” dersen, bu biçimde rölantisi olmayan kadrolara yol açarsun.
Evet, rölantisi yoktu BeşiktaşIın birinci 20 dakika baş kafa oynadılar. daha sonra topa basmaları gerekirken, suratı düşüremeyince Dortmund’un gollere pürüz olamadılar.
Sergen Yalçın’ın 10 yabancı tercihine hürmet duyulması gerekir.
Yenen gollere bakıyorum, biri sağdan, biri soldan. Birinci golde faturayı stoperlere kesen de var, lakin orada N’Sakala bence durumu süzemedi. Stoper demişken Vida da arandı. Evet Montero süratli, Welinton âlâ, lakin bu seviyelerdoe Hırvat Ulusal Vida olmalıydı.
1-0 daha sonrası oyunu dengelemeye fazlaca çalıştı Beşiktaş, o denli ki, Ghezzal bile ekip savunmasına takviye verdi.
2. gol ise rölantiye geçilememesi kararı yendi.
daha sonrasında Batshuayi’nin durumları var. Atabilirdi, ancak Dotrmund savunmayı grup halinde yaptı. Talih tanımadı, Ghezzal başta olmak üzere orta saha niyet beklenen gol uzatmalarda geldi. Daha doğrusu Dortmund’un kafaca maç bittiği dediği anlarda skoru 2-1 oldu.
Evet, Beşiktaş yenildi. Dünyanın sonu değil, kümenin favorisine yenildi.
Şayet hamlesi düşünmeyip 0-0’a oynasa, oyunu kitlese 1 puanı alabilirdi, lakin en azından kendini test etti. Beşiktaş’ın önünnde 5 maçı var. Moralini bozmasın, oyunu rölantiyle alıp alana çıktığı maçlarda bu takım ile iş yapar.
Zira Beşiktaş ferdî yanılgılar haricinde yanılgılı değildi, bir yanılgı var ise Türk futbolunun ayarı ile oynayanlardadır!
Bu düzeyler esasen zordur. Hele hele Türk futbolu ile Avrupa futbolu içinde mantelite farkından açılan makas bu tip üst seviye maçları güzelce güç hale getirdi. Bunu bir sefer daha gördük.
Sen 8 yabancı, 3 yerli, 6’sı kulübede, 2’si tribünde ile uğraşırken, rakiplerin, “rekabeti” ön planda tutuyor.
“Kim yeterliyse o oynar..” diyor.
Zira alanda pasaportun çeşidi oynamıyor, yeteneğin, bileğin, yüreğin, nefesin var ise ön plana çıkıyorsun.
Sen türlü kısıtlama getirirsen, örneğin Avrupa’da alana 10 yabancı ile çıkmayı tasarlayan kadrolara “Yok illa 2 de yerli oynatacaksın ligde” dersen, bu biçimde rölantisi olmayan kadrolara yol açarsun.
Evet, rölantisi yoktu BeşiktaşIın birinci 20 dakika baş kafa oynadılar. daha sonra topa basmaları gerekirken, suratı düşüremeyince Dortmund’un gollere pürüz olamadılar.
Sergen Yalçın’ın 10 yabancı tercihine hürmet duyulması gerekir.
Yenen gollere bakıyorum, biri sağdan, biri soldan. Birinci golde faturayı stoperlere kesen de var, lakin orada N’Sakala bence durumu süzemedi. Stoper demişken Vida da arandı. Evet Montero süratli, Welinton âlâ, lakin bu seviyelerdoe Hırvat Ulusal Vida olmalıydı.
1-0 daha sonrası oyunu dengelemeye fazlaca çalıştı Beşiktaş, o denli ki, Ghezzal bile ekip savunmasına takviye verdi.
2. gol ise rölantiye geçilememesi kararı yendi.
daha sonrasında Batshuayi’nin durumları var. Atabilirdi, ancak Dotrmund savunmayı grup halinde yaptı. Talih tanımadı, Ghezzal başta olmak üzere orta saha niyet beklenen gol uzatmalarda geldi. Daha doğrusu Dortmund’un kafaca maç bittiği dediği anlarda skoru 2-1 oldu.
Evet, Beşiktaş yenildi. Dünyanın sonu değil, kümenin favorisine yenildi.
Şayet hamlesi düşünmeyip 0-0’a oynasa, oyunu kitlese 1 puanı alabilirdi, lakin en azından kendini test etti. Beşiktaş’ın önünnde 5 maçı var. Moralini bozmasın, oyunu rölantiyle alıp alana çıktığı maçlarda bu takım ile iş yapar.
Zira Beşiktaş ferdî yanılgılar haricinde yanılgılı değildi, bir yanılgı var ise Türk futbolunun ayarı ile oynayanlardadır!