- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Böbrek taşı biroldukca hastalığın habercisi olabilir Genetik, metabolik ve niçini bilinmeyen faktörlerden kaynaklanan sebeplerden dolayı böbrekte taş görülebileceğine değinen Medicana Avcılar Hastanesi Üroloji Uzmanı, Op. Dr. Mustafa Kemal Yenmez, böbrek hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
BÖBREK ENFEKSİYONU AĞRILI ŞİKAYETLERLE SEYREDER
Böbrek enfeksiyonun ağrılı şikayetlerle seyrettiğini söz eden Dr. Mustafa Kemal Yenmez, “Böbrek dokusunun idrar üreten havuzunda biriken kristallerin çoğalarak ve birbiriyle yapışarak taş kütleleri olmasıyla neticelenir. Bu taş kitleleri şayet küçük boyutlarda ise beden tarafınca atılır. Lakin taş kütlelerinin büyük boyutlara, 3- 4 milimetrenin üzerine çıkması durumunda şahısta klinik semptom ağrı, bulantı, kusma, idrarda kanama üzere şikayetler görülebilir. Klinik şikayeti devam eden ve böbrek idrar akışını engelleyen taş hastalıkları, tedavi edilmesi gereken kümeye girmektedir. Burada cerrahi tedavi olarak sıklıkla endoskopik tedavi tercih edilmektedir. kimi vakit taşı boyutuna ve yerine bağlı olarak da dışarıdan şok dalga tedavisi ile taşların küçük kesimler halinde dökülmesi sağlanabilir. Böbrek enfeksiyonu genelde ağır şikayetlerle seyreder. Ateş, titreme, idrar renginde önemli bulanıklar, halsizlik, iştahsızlık üzere altta yatan bir hastalığın şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar olabileceği üzere alt İdrar yolu kaynaklı enfeksiyon casuslarının böbrek dokusuna kadar çıkarak dokuyu direkt enfekte etmesiyle de karşılaşabiliriz. Tedavide genelde hastanede yatış serum tedavisi ve damardan antibiyotik tedavisi tercih edilir. Şayet altta yatan bir sebep var ise o niçinin de ortadan kaldırılması gerekmektedir” diye konuştu.
İDRARDA KANAMA EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER ORTASINDA
“Böbrek kanserinin direkt böbrek dokusundan kaynaklanabileceği üzere böbreğin havuzundan, dokusundan da kaynaklanabilir” diyen Op. Dr. Mustafa Kemal Yenmez şu mevzulara dikkat çekti:
“bu biçimde durumlarda tek tedavi cerrahidir. Cerrahi daha sonrası yayılmaya bağlı olarak kemoterapi yahut radyoterapi tedaviye eklenebilir. Böbrek kanseri cerrahisinde son senelerda laparoskopik teşebbüsler pek çoğalmıştır. Böbrek kanserinin en sık şikayetleri idrarda kanama, yan ağrısı ve halsizlik olarak görülmektedir. Böbrek hastalıklarının kanser olmayan kitlelerinde en sık sebep sıradan kistler ve yağ bezeleridir. Yağ bezelerinin büyüklüğü 4 cm’ye kadar rastgele bir tedavi gerek olmazken sıradan kistler de 6 cm’ye kadar bedende karın içerisinde yahut böbrek dokusunda rastgele bir baskı üretmediği sürece müdahale etmemekteyiz. Bu noktadaki cerrahi müdahalelerimiz genelde laparoskopik olmaktadır. Böbreğin doğumsal hastalıklarında genelde başkasından daha aşağıda olması yahut çapraz olarak yerleşmesi ile karşı karşıya kalırız. bununla birlikte çapraz yerleşim atnalı, böbrek dediğimiz iki böbreğin alttan birbirine yapışması ile de karşımıza çıkmaktadır. Böbrek dokusunda rastgele bir tıkanıklık yapmadığı sürece rastgele bir cerrahi müdahale ile düzeltme yolunu izlemekteyiz. Klinik takip en sık izlenen yoldur.”
BÖBREK ENFEKSİYONU AĞRILI ŞİKAYETLERLE SEYREDER
Böbrek enfeksiyonun ağrılı şikayetlerle seyrettiğini söz eden Dr. Mustafa Kemal Yenmez, “Böbrek dokusunun idrar üreten havuzunda biriken kristallerin çoğalarak ve birbiriyle yapışarak taş kütleleri olmasıyla neticelenir. Bu taş kitleleri şayet küçük boyutlarda ise beden tarafınca atılır. Lakin taş kütlelerinin büyük boyutlara, 3- 4 milimetrenin üzerine çıkması durumunda şahısta klinik semptom ağrı, bulantı, kusma, idrarda kanama üzere şikayetler görülebilir. Klinik şikayeti devam eden ve böbrek idrar akışını engelleyen taş hastalıkları, tedavi edilmesi gereken kümeye girmektedir. Burada cerrahi tedavi olarak sıklıkla endoskopik tedavi tercih edilmektedir. kimi vakit taşı boyutuna ve yerine bağlı olarak da dışarıdan şok dalga tedavisi ile taşların küçük kesimler halinde dökülmesi sağlanabilir. Böbrek enfeksiyonu genelde ağır şikayetlerle seyreder. Ateş, titreme, idrar renginde önemli bulanıklar, halsizlik, iştahsızlık üzere altta yatan bir hastalığın şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar olabileceği üzere alt İdrar yolu kaynaklı enfeksiyon casuslarının böbrek dokusuna kadar çıkarak dokuyu direkt enfekte etmesiyle de karşılaşabiliriz. Tedavide genelde hastanede yatış serum tedavisi ve damardan antibiyotik tedavisi tercih edilir. Şayet altta yatan bir sebep var ise o niçinin de ortadan kaldırılması gerekmektedir” diye konuştu.
İDRARDA KANAMA EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER ORTASINDA
“Böbrek kanserinin direkt böbrek dokusundan kaynaklanabileceği üzere böbreğin havuzundan, dokusundan da kaynaklanabilir” diyen Op. Dr. Mustafa Kemal Yenmez şu mevzulara dikkat çekti:
“bu biçimde durumlarda tek tedavi cerrahidir. Cerrahi daha sonrası yayılmaya bağlı olarak kemoterapi yahut radyoterapi tedaviye eklenebilir. Böbrek kanseri cerrahisinde son senelerda laparoskopik teşebbüsler pek çoğalmıştır. Böbrek kanserinin en sık şikayetleri idrarda kanama, yan ağrısı ve halsizlik olarak görülmektedir. Böbrek hastalıklarının kanser olmayan kitlelerinde en sık sebep sıradan kistler ve yağ bezeleridir. Yağ bezelerinin büyüklüğü 4 cm’ye kadar rastgele bir tedavi gerek olmazken sıradan kistler de 6 cm’ye kadar bedende karın içerisinde yahut böbrek dokusunda rastgele bir baskı üretmediği sürece müdahale etmemekteyiz. Bu noktadaki cerrahi müdahalelerimiz genelde laparoskopik olmaktadır. Böbreğin doğumsal hastalıklarında genelde başkasından daha aşağıda olması yahut çapraz olarak yerleşmesi ile karşı karşıya kalırız. bununla birlikte çapraz yerleşim atnalı, böbrek dediğimiz iki böbreğin alttan birbirine yapışması ile de karşımıza çıkmaktadır. Böbrek dokusunda rastgele bir tıkanıklık yapmadığı sürece rastgele bir cerrahi müdahale ile düzeltme yolunu izlemekteyiz. Klinik takip en sık izlenen yoldur.”