- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Cerrahi ve Ağır Bakımın Bâtın Kahramanları : “Anestezi Olmasaydı Cerrahi de Olmazdı” Cerrahi gelişmeler hiç kuşku yok ki insan ömrünün uzamasındaki en değerli etkenlerden biri. Lakin cerrahinin ve ağır bakımın kapalı kahramanları olan anestezi uzmanları ve anestezi olmasaydı bugün cerrahi de olmazdı diyen Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Hatice Tipe, “Dünya Anestezi Günü” nün sıhhat hizmeti alan, ameliyat olan, ağır bakıma; o, ya da bu türlü yolu düşen, ağrısına dermanarayan her insanı ilgilendirdiğini söylemiş oldu.
Bir insanın ameliyat olabilmesi için birinci ve temel koşulun “ameliyatta ağrı duymaması” diyen Prof. Dr. Hatice Cinse, ameliyat olsun olmasın, “ağrının” insanın var oluşundan beri çaba ettiği değerli bir sorun olduğunu anlattı. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Merkez Şube Lideri Prof. Dr. Hatice Çeşide, “Ameliyat olsun olmasın, “ağrı” insanın var oluşundan beri çaba ettiği değerli bir sorundur. Her ne kadar Hipokrat’a mal edilmiş olsa da, anonim bir tabir olan “Ağrıyı dindirmek, İlah san’atıdır” şartı günümüzde de geçerliliğini korumakta. Ameliyat olacak tüm hastalar, ağrı çekmek istemiyor, ağrıyan yerimizi tedavi ettirmek için hepimiz uğraşıyoruz. Tabipler de, hastalarının ağrılarını tedavi edebilmek için yeni ilaçlar kullanıyor, yeni teknikler hatta yeni ameliyatlar geliştiriyor.” diye konuştu.
ÇAĞDAŞ ANESTEZİ ÇOK BÜYÜK GELİŞİM YAŞADI
Çağdaş anestezinin son 30 yıl ortasında epeyce büyük ilerleme kaydettiğini söyleyen Prof. Dr. Hatice Çeşide bu noktaya gelinceye kadar yaşananları ise şu biçimde özetledi:
“Ameliyatların tarihi epey eskilere dayansa da, çağdaş manada ilaçların kullanılarak ağrısız ameliyatın mümkün olması ve bu işin organize biçimde yapılmasının tarihi 1846 yılına dayanıyor. Dünyadaki birinci çağdaş anestezinin 16 Ekim 1846 tarihinde, Harvard’da genç bir hastaya, boynundaki tümör çıkarılırken anestezi için uyutucu ilaç veriliyor, hasta uyandığında hiç bir şey hatırlamıyor ve cerrah bunun mucize olduğunu söylüyor. Nitekim mucize, zira o tarihe dek hastalar, ameliyatta ağrı çekerek, canlı canlı ameliyat ediliyorlarmış. Bir insanın canlı canlı; elleri- kolları bağlanarak kesilip biçilmesi; ameliyat olan için de, ameliyat eden için de vahim olsa gerek.”
BUGÜN İNANÇLI AMELİYAT İÇİN AĞRIYI DİNDİRMEKTen çokSI GEREKİYOR
Bugün tüm dünyada ve ülkemizde ameliyat sırasında ağrı çekmemize müsaade vermeyen, hepimize anestezi veren Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarının hastanın ağrısını dindirmekten epey daha fazlasını yaptığını anlatan Prof. Dr. Çeşide, görüşlerini şu biçimde söz etti: “Anestezi; (an-esthesia) söz olarak ağrısızlık ya da duyusuzluk manasına gelir. Fakat anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı doktorlar, ameliyatta sırf hastanın ağrısını dindirmez. Zira, günümüzde inançlı ameliyat için, ağrıyı dindirmekten çok daha fazlasını yapmak gerekir. Hastanın tüm yaşamsal faaliyetlerinin bir bütün olarak istikrarda tutmak ve bu dengeyi sürdürmek koşuldur. Örneğin; kâfi ölçüde nefes almamız, kalbinizin bedenimize kâfi ölçüde ve tazyikte kan pompalaması, böbreklerimizin nizamlı olarak kanımızı temizlemesi üzere birfazlaca fonksiyonun tıpkı anda ve birbiri ile ahenk ortasında sürmesi gerekir. İşte Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanları tam da bu noktada, cerrahın hastayı ameliyat edebilmesi için, hastanın bütün organlarının çalışma sistemini takip ve gereğinde de tedavi eder. Bu küme doktorlar ameliyathanede hastalara anestezi verip, ameliyat olmalarını sağlarken, ağır bakımda hastaları hayata döndürmek için –reanimasyon hizmetini de gerçekleştirir. bir daha canlandırma manasına gelen “reanimasyon”; ameliyathanede ve ağır bakımda uyutup-uyandırma, ya da öle yazarken bir daha hayata döndürme işlerinin hepsini kapsar. Ağrı kliniklerinde yapılan ağrı tedavileri de bu gelişmelerin kesimidir.”
“TÜM İNSANLIĞIN GÜNÜ”
Tüm bu ehemmiyetinden dolayı “Dünya Anestezi Günü” nün Anesteziyoloji ve Reanimasyon topluluğunun yanında sıhhat hizmeti alan, ameliyat olan, ağır bakıma; o, ya da bu türlü yolu düşen, ağrısına derman arayan her insanı ilgilendirdiğini söz eden Prof. Dr. Hatice Çeşide, “Bu tarih tabipler için değil, asıl bu hizmeti alan beşerler için kıymetli bir dönüm noktasıdır. Anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanları, teknisyenleri, hemşireleri, işçileri ise bunun için tüm insanlara yardım etmeye çalışan sıhhat ordusudur. Daima Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarının “Anestezi Günü” kutlanır lakin aslında “tüm insanlığın anestezi günü kutlu olsun” demek gerekir. Zira “Ne memnun ki ameliyat olurken ağrı çekmiyorsunuz”… “Ne mükemmel ki güçlü ameliyatlardan artık sağ salim çıkabiliyorsunuz”…“Ne memnun ki ağır bakımlar ve oralarda sizi hayata döndürmeye çalışan gönüllüler var”… “Ne şanslısınız ki ağrı kliniklerinde ağrınızı kaygı edinen, kaygı alan’larınız var!”…” diye kelamlarını tamamladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bir insanın ameliyat olabilmesi için birinci ve temel koşulun “ameliyatta ağrı duymaması” diyen Prof. Dr. Hatice Cinse, ameliyat olsun olmasın, “ağrının” insanın var oluşundan beri çaba ettiği değerli bir sorun olduğunu anlattı. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Merkez Şube Lideri Prof. Dr. Hatice Çeşide, “Ameliyat olsun olmasın, “ağrı” insanın var oluşundan beri çaba ettiği değerli bir sorundur. Her ne kadar Hipokrat’a mal edilmiş olsa da, anonim bir tabir olan “Ağrıyı dindirmek, İlah san’atıdır” şartı günümüzde de geçerliliğini korumakta. Ameliyat olacak tüm hastalar, ağrı çekmek istemiyor, ağrıyan yerimizi tedavi ettirmek için hepimiz uğraşıyoruz. Tabipler de, hastalarının ağrılarını tedavi edebilmek için yeni ilaçlar kullanıyor, yeni teknikler hatta yeni ameliyatlar geliştiriyor.” diye konuştu.
ÇAĞDAŞ ANESTEZİ ÇOK BÜYÜK GELİŞİM YAŞADI
Çağdaş anestezinin son 30 yıl ortasında epeyce büyük ilerleme kaydettiğini söyleyen Prof. Dr. Hatice Çeşide bu noktaya gelinceye kadar yaşananları ise şu biçimde özetledi:
“Ameliyatların tarihi epey eskilere dayansa da, çağdaş manada ilaçların kullanılarak ağrısız ameliyatın mümkün olması ve bu işin organize biçimde yapılmasının tarihi 1846 yılına dayanıyor. Dünyadaki birinci çağdaş anestezinin 16 Ekim 1846 tarihinde, Harvard’da genç bir hastaya, boynundaki tümör çıkarılırken anestezi için uyutucu ilaç veriliyor, hasta uyandığında hiç bir şey hatırlamıyor ve cerrah bunun mucize olduğunu söylüyor. Nitekim mucize, zira o tarihe dek hastalar, ameliyatta ağrı çekerek, canlı canlı ameliyat ediliyorlarmış. Bir insanın canlı canlı; elleri- kolları bağlanarak kesilip biçilmesi; ameliyat olan için de, ameliyat eden için de vahim olsa gerek.”
BUGÜN İNANÇLI AMELİYAT İÇİN AĞRIYI DİNDİRMEKTen çokSI GEREKİYOR
Bugün tüm dünyada ve ülkemizde ameliyat sırasında ağrı çekmemize müsaade vermeyen, hepimize anestezi veren Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarının hastanın ağrısını dindirmekten epey daha fazlasını yaptığını anlatan Prof. Dr. Çeşide, görüşlerini şu biçimde söz etti: “Anestezi; (an-esthesia) söz olarak ağrısızlık ya da duyusuzluk manasına gelir. Fakat anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı doktorlar, ameliyatta sırf hastanın ağrısını dindirmez. Zira, günümüzde inançlı ameliyat için, ağrıyı dindirmekten çok daha fazlasını yapmak gerekir. Hastanın tüm yaşamsal faaliyetlerinin bir bütün olarak istikrarda tutmak ve bu dengeyi sürdürmek koşuldur. Örneğin; kâfi ölçüde nefes almamız, kalbinizin bedenimize kâfi ölçüde ve tazyikte kan pompalaması, böbreklerimizin nizamlı olarak kanımızı temizlemesi üzere birfazlaca fonksiyonun tıpkı anda ve birbiri ile ahenk ortasında sürmesi gerekir. İşte Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanları tam da bu noktada, cerrahın hastayı ameliyat edebilmesi için, hastanın bütün organlarının çalışma sistemini takip ve gereğinde de tedavi eder. Bu küme doktorlar ameliyathanede hastalara anestezi verip, ameliyat olmalarını sağlarken, ağır bakımda hastaları hayata döndürmek için –reanimasyon hizmetini de gerçekleştirir. bir daha canlandırma manasına gelen “reanimasyon”; ameliyathanede ve ağır bakımda uyutup-uyandırma, ya da öle yazarken bir daha hayata döndürme işlerinin hepsini kapsar. Ağrı kliniklerinde yapılan ağrı tedavileri de bu gelişmelerin kesimidir.”
“TÜM İNSANLIĞIN GÜNÜ”
Tüm bu ehemmiyetinden dolayı “Dünya Anestezi Günü” nün Anesteziyoloji ve Reanimasyon topluluğunun yanında sıhhat hizmeti alan, ameliyat olan, ağır bakıma; o, ya da bu türlü yolu düşen, ağrısına derman arayan her insanı ilgilendirdiğini söz eden Prof. Dr. Hatice Çeşide, “Bu tarih tabipler için değil, asıl bu hizmeti alan beşerler için kıymetli bir dönüm noktasıdır. Anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanları, teknisyenleri, hemşireleri, işçileri ise bunun için tüm insanlara yardım etmeye çalışan sıhhat ordusudur. Daima Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanlarının “Anestezi Günü” kutlanır lakin aslında “tüm insanlığın anestezi günü kutlu olsun” demek gerekir. Zira “Ne memnun ki ameliyat olurken ağrı çekmiyorsunuz”… “Ne mükemmel ki güçlü ameliyatlardan artık sağ salim çıkabiliyorsunuz”…“Ne memnun ki ağır bakımlar ve oralarda sizi hayata döndürmeye çalışan gönüllüler var”… “Ne şanslısınız ki ağrı kliniklerinde ağrınızı kaygı edinen, kaygı alan’larınız var!”…” diye kelamlarını tamamladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı