- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Dr. Mehmet Ceyhan: ‘Aşılı, aşısız herkese izolasyon uygulanmalı’ Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ailede 1 şahısta olumlu hadise çıktığında, ailedeki aşılılara izolasyon önlemi uygulanmadığını söylemiş oldu.
Çocuklara izolasyon uygulanırken başka yetişkinler aşılıysa izolasyon uygulanmadığını ve işlerine devam etmelerinin istendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Bu hayli yanlış zira artık hepimiz biliyoruz ki aşılı beşerler hastalıktan korunuyor; lakin aşı bulaşmayı engellemiyor. Yani aşılı bir insan o konuttaki virüs müspet şahıstan virüsü alıp gdolayıp iş yerinde bulaştırabilir. Biz bu biçimde bir uygulama yaptığımız için beşerler alıp virüsü gdolayıp iş yerlerine bulaştırıyorlar. ötürüsıyla aşılı, aşısız ayırt etmeden her insanın negatif kararınu nazaranne, belirli bir süre geçene kadar izolasyon önlemi uygulamak zorundayız. Ne mantıksal ne bilimsel manada bu biçimde bir uygulamayı izah etmek mümkün değil. Madem ki kabul ediyoruz, aşılı beşerler da alıp bulaştırabilir virüsü, bu biçimde ‘aşılı’, ‘aşısız’ diye bir ayrım yapmak son derece yanlış” dedi.
“4’ÜNCÜ DALGA 4 AYDIR DEVAM EDİYOR”
Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalganın başladığını kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Biz 3’üncü dalgayı İngiliz ‘Alfa’ varyantıyla 63 binler civarında bir pik noktasıyla yaşadıktan daha sonra bir daha tıpkı şeyi yaptık. Bütün önlemleri bir anda kaldırdık. Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalga başladı. Artık 4 ayı geçti. Hala günlük hadise sayımızı 20 binlerin altına indiremedik. Her gün 200-250 civarında vefat ortaya çıkıyor. Bu 4’üncü dalga yaklaşık 4 ay 10 gündür devam ediyor. Her gün bu civarda olay ve vefat gördüğümüz için sanılanın tersine ‘Delta’ varyantında gördüğümüz 4’üncü dalgada daha evvelki 3 dalganın toplamından daha fazla olay ve daha fazla vefat gördük. ‘Toplumu muhakkak bir oranda aşıladık, onun için hadiseler çok yüksek seyretmiyor’ diye düşünmek yanlış. Aşının fazlaca değerli bir işlevi var. Yüzde 80’in üzerinde insanı şayet aşıyla bağışık hale getirebilirsek bu salgın bitecek; lakin yüzde 80’in altında yüzde 50-60 aşılayarak salgına rastgele bir tesirde bulunamazsınız zira hala toplumda epeyce önemli o salgını devam ettirebilecek sayıda insan var” diye konuştu.
“HEDEFTEN UZAKLAŞIYORUZ”
Prof. Dr. Ceyhan, aşılamanın fazlaca yavaşladığına da vurgu yaparak, “İlk başta 1,5 milyon doz günlük 1’inci doz aşı yaparken, geldiğimiz noktada günde 50-60 bin doz 1’inci doz aşı, 10-20 bin doz 3’üncü doz aşı yapar duruma geldik. halbuki olağan 2 doz aşısını yaptığı biçimde müddet geçtiği için bağışıklığını kaybeden insan sayısı bizim aşıladığımızdan daha fazla. Yani biz her gün biraz daha yaklaşmak yerine o maksattan uzaklaşıyoruz. Bunun kesinlikle muhakkak önlemlerle düzeltilmesi lazım. Yeni bir önlem icat etmeye gerek yok. Avrupa’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan önlemler muhakkak. Bizim de birincisi aşıya zorlayıcı birtakım önlemler almamız lazım. İkincisi PCR testini aşının alternatifi üzere sunmamamız lazım zira en uygun PCR testleri bile yüzde 50-60 civarında hassas. Siz lakin yarısını bulabiliyorsunuz. Negatif bile çıksa o beşerde virüs taşıma riski devam ediyor. halbuki aşılı olsa en azından virüsü bulaştırabilir; lakin kendinin korunacağından emin olursunuz. O yüzden kesinlikle o test alternatifini kaldırıp, belirli durumlarda aşılı olma kaidesi aramalıyız” sözlerini kullandı.
Çocuklara izolasyon uygulanırken başka yetişkinler aşılıysa izolasyon uygulanmadığını ve işlerine devam etmelerinin istendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Bu hayli yanlış zira artık hepimiz biliyoruz ki aşılı beşerler hastalıktan korunuyor; lakin aşı bulaşmayı engellemiyor. Yani aşılı bir insan o konuttaki virüs müspet şahıstan virüsü alıp gdolayıp iş yerinde bulaştırabilir. Biz bu biçimde bir uygulama yaptığımız için beşerler alıp virüsü gdolayıp iş yerlerine bulaştırıyorlar. ötürüsıyla aşılı, aşısız ayırt etmeden her insanın negatif kararınu nazaranne, belirli bir süre geçene kadar izolasyon önlemi uygulamak zorundayız. Ne mantıksal ne bilimsel manada bu biçimde bir uygulamayı izah etmek mümkün değil. Madem ki kabul ediyoruz, aşılı beşerler da alıp bulaştırabilir virüsü, bu biçimde ‘aşılı’, ‘aşısız’ diye bir ayrım yapmak son derece yanlış” dedi.
“4’ÜNCÜ DALGA 4 AYDIR DEVAM EDİYOR”
Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalganın başladığını kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Biz 3’üncü dalgayı İngiliz ‘Alfa’ varyantıyla 63 binler civarında bir pik noktasıyla yaşadıktan daha sonra bir daha tıpkı şeyi yaptık. Bütün önlemleri bir anda kaldırdık. Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalga başladı. Artık 4 ayı geçti. Hala günlük hadise sayımızı 20 binlerin altına indiremedik. Her gün 200-250 civarında vefat ortaya çıkıyor. Bu 4’üncü dalga yaklaşık 4 ay 10 gündür devam ediyor. Her gün bu civarda olay ve vefat gördüğümüz için sanılanın tersine ‘Delta’ varyantında gördüğümüz 4’üncü dalgada daha evvelki 3 dalganın toplamından daha fazla olay ve daha fazla vefat gördük. ‘Toplumu muhakkak bir oranda aşıladık, onun için hadiseler çok yüksek seyretmiyor’ diye düşünmek yanlış. Aşının fazlaca değerli bir işlevi var. Yüzde 80’in üzerinde insanı şayet aşıyla bağışık hale getirebilirsek bu salgın bitecek; lakin yüzde 80’in altında yüzde 50-60 aşılayarak salgına rastgele bir tesirde bulunamazsınız zira hala toplumda epeyce önemli o salgını devam ettirebilecek sayıda insan var” diye konuştu.
“HEDEFTEN UZAKLAŞIYORUZ”
Prof. Dr. Ceyhan, aşılamanın fazlaca yavaşladığına da vurgu yaparak, “İlk başta 1,5 milyon doz günlük 1’inci doz aşı yaparken, geldiğimiz noktada günde 50-60 bin doz 1’inci doz aşı, 10-20 bin doz 3’üncü doz aşı yapar duruma geldik. halbuki olağan 2 doz aşısını yaptığı biçimde müddet geçtiği için bağışıklığını kaybeden insan sayısı bizim aşıladığımızdan daha fazla. Yani biz her gün biraz daha yaklaşmak yerine o maksattan uzaklaşıyoruz. Bunun kesinlikle muhakkak önlemlerle düzeltilmesi lazım. Yeni bir önlem icat etmeye gerek yok. Avrupa’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan önlemler muhakkak. Bizim de birincisi aşıya zorlayıcı birtakım önlemler almamız lazım. İkincisi PCR testini aşının alternatifi üzere sunmamamız lazım zira en uygun PCR testleri bile yüzde 50-60 civarında hassas. Siz lakin yarısını bulabiliyorsunuz. Negatif bile çıksa o beşerde virüs taşıma riski devam ediyor. halbuki aşılı olsa en azından virüsü bulaştırabilir; lakin kendinin korunacağından emin olursunuz. O yüzden kesinlikle o test alternatifini kaldırıp, belirli durumlarda aşılı olma kaidesi aramalıyız” sözlerini kullandı.