Erdoğan: Paris Muahedesi’ni önümüzdeki ay onaylama sonucu aldık Kabine toplantısının akabinde kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kıymetli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Küresel sistemin artık tahlil üretemeyen adaletsiz, hakkaniyetsiz, bilhassa bu yapı bir müddetdir Kovid-19 salgını ve iklim değişikliğinin yol açtığı meselelerle yüzleşen dünyamızda epeyce daha âlâ görüldü. Global idare sistemindeki değişiklik talebimizi ‘daha adil bir dünya mümkün’ diyerek bir adım öteye taşıdık.
Geçmişteki sömürgecilik ve soykırım hesabını veremeyenler, iki dünya savaşının yol açtığı ağır kayıpları, terör karşısında samimi muhasebe yapmaktan da kaçıyorlar. Sıhhat ve iklim krizleri konusunda farklı yaklaşımlar beklemek elbette zordur. Lakin bu krizler başkalarından farklı olarak inanç, renk üzere ayrımlardan yanı sıra güçlü, yoksul gözetmeden herkesi etkiliyor.
Hakikaten salgından gelişmiş ülkeler fazlaca daha fazla ziyan görmüştür. İklim değişikliği de epey daha ağır kayıplara yol açıyor. Bölgemize ve dünyaya dair yaptığımız tespitlerin isabeti, kıymeti, vizyonu yaşanan her hadiseyle birlikte epeyce daha uygun anlaşılıyor.
“Küresel sistemdeki çarpıklıklara kayıtsız kalanlar bugün kendileri de dillendirmeye başladı”
Dün global sistemdeki çarpıklara ait itirazlarımıza kayıtsız kalanlar bugün tıpkı yaklaşımları kendileri de dillendirmeye başladı. BM’nin yapısal eksik ve tüm zaaflara karşın hala insanlığın sorunlarını çözecek hala en değerli platform olarak görüyoruz. BM’nin daha adil, kapsayıcı, sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması konusunda çabamızı sürdüreceğiz.
Dünyanın kanayan yarası mahiyetindeki kriz alanlarında sergilediğimiz unsurlu duruşu bu sürece verdiğimiz katkılar olarak kıymetlendiriyoruz. Kendilerini gelişmiş ülke olan bakılırsanlerin yalnızca seyrettikleri hatta üzerine akaryakıt döktükleri sorun alanlarında sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık, kaçınmayacağız.
“Yeni Türkevi binası kentin sembol yapıtlarından biri oldu”
BM’nin süratle gerçekleştirilecek yapısal dönüşümüyle geleceğin dünyasında tüm insanlığın ortak çatısı haline gelmesi için çaba gösteriyoruz. Bu yaklaşımımızı yine tekrar anlatmayı sürdüreceğiz. Hepimiz için epey geç olmadan dünyamız dönülmez bir yola girip, onulmaz yaralar almadan bu sürecin tamamlanmasını diliyoruz.
Yeni Türkevi binamızı dışişleri eski bakanlarımızdan merhum İhsan Sabri Çağlayangil’in 1977’de ülkemize kazandırdığı BM’nin tam karşısındaki alandı. Yeni Türkevi binamız Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden esintiler taşımasıyla şimdiden kentin sembol yapıtlarından biri haline geldi.
“Paris Muahedesi’ni önümüzdeki ay Meclis’te onaylama sonucu aldık”
BM Genel Konseyi’ndeki hitabımızda bir muştuyu de sizlerle ve tüm dünya ile paylaştım. Türkiye 2053 vizyonumuzun birinci ve en kritik amaçlarından biri olduğuna inandığım yeşil kalkınma ihtilalinin alışılmış kararı olan iklim değişikliği konusunda yeni ve tarihi adım atıyor. Paris İklim Mutabakatı’na muvafakat veren devletler içinde yer alıyorduk. Yükümlülüklerdeki adaletsizliğe itirazımız sebebiyle mutabakatın onay sürecini başlatmamıştık. Son periyotta yaşanan gelişmeler ülkemize verilen taahhütler çerçevesinde önümüzdeki ay Meclis’te yeni yasama yılının başlamasıyla bu muahedeyi onaylama sonucu aldık.
İnşallah Kasım ayında Glasgow’da yapılacak tepeye kadar onay mühletini tamamlamış olacağız. Bu karar yatırım, üretim, ihracata kadar geniş alanda kapsamlı değişikliğe gideceğimiz manasına geliyor. esasen gereken aksiyon planını devreye alarak kıymetli adım atmıştık. Artık bunu Paris İklim Mutabakatı ile orta ve uzun vadeli gaye haline getiriyoruz.
“Tüm kalkınma programlarımızı yeşil kalkınma ihtilali rehberliğinde yürüteceğiz”
Her ne kadar birileri sadece bunun altında bizim, hükümetimizin, Cumhur İttifakı’nın imzası var diye yapılan işi değersizleştirmeye, hatta tam aykırısı göstermeye çalışsa da sahiden tarihi bir karar aldık. Mutabakatlara taraf olduğu biçimde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler artık Türkiye’yi bu sebeple eleştiremeyecekler. Tam aksine her platformda biz onları yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayacağız.
Orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarımızı, planlarımızı yeşil kalkınma ihtilalinin gerektirdiği yapısal dönüşümün rehberliğinde hazırlayacak ve yürüteceğiz. Bu tercih bizim için lüks, kayıp, taviz değildir. Bugünden geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacaktır. bir müddetdir yenilenebilir güç, atık idaresi, orman alanlarının arttırılması üzere bu mevzuda aşikâr aralık kat etmiştik.
“Net sıfır emisyon amacı doğrultusunda hareket planları hazırlanmaya başlandı”
Madem iklim değişikliği bir gerçektir ve insanlığın geleceğini tehdit etmektir, olağan olarak Türkiye bu biçimde hayati sorunda öncü rol üstlenecektir. Dünya iklim değişikliğine bağlı büyük göçlerin arefesindeyken bizim bu biçimde bir müddetcin haricinde kalmamız düşünülemez. Bizim safımız bir daha mazlumların, mağdurların yanı olacaktır. Nasıl sömürgecilik, terörizme, ayrımcılığa karşı tüm gücümüzle çaba ediyorsak; iklim değişikliğinde de adaletsizliğin, haksızlığın karşısında dimdik duracağız.
Net sıfır emisyon amacı doğrultusunda hareket planları hazırlanmaya başlanmıştır. ömrümüzün her boyutunu kuşatan bu aksiyon planlarını Meclisimizin onayının akabinde yürürlüğe koyacağız. olağan olarak bu kolay süreç olmayacaktır. Lakin başaracağımızdan hiç kuşkumuz yok. Kaç sessiz ihtilalleri hayata geçiren Türkiye, yeşil kalkınma ihtilalini de inşallah milletimize biz kazandıracağız.”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Küresel sistemin artık tahlil üretemeyen adaletsiz, hakkaniyetsiz, bilhassa bu yapı bir müddetdir Kovid-19 salgını ve iklim değişikliğinin yol açtığı meselelerle yüzleşen dünyamızda epeyce daha âlâ görüldü. Global idare sistemindeki değişiklik talebimizi ‘daha adil bir dünya mümkün’ diyerek bir adım öteye taşıdık.
Geçmişteki sömürgecilik ve soykırım hesabını veremeyenler, iki dünya savaşının yol açtığı ağır kayıpları, terör karşısında samimi muhasebe yapmaktan da kaçıyorlar. Sıhhat ve iklim krizleri konusunda farklı yaklaşımlar beklemek elbette zordur. Lakin bu krizler başkalarından farklı olarak inanç, renk üzere ayrımlardan yanı sıra güçlü, yoksul gözetmeden herkesi etkiliyor.
Hakikaten salgından gelişmiş ülkeler fazlaca daha fazla ziyan görmüştür. İklim değişikliği de epey daha ağır kayıplara yol açıyor. Bölgemize ve dünyaya dair yaptığımız tespitlerin isabeti, kıymeti, vizyonu yaşanan her hadiseyle birlikte epeyce daha uygun anlaşılıyor.
“Küresel sistemdeki çarpıklıklara kayıtsız kalanlar bugün kendileri de dillendirmeye başladı”
Dün global sistemdeki çarpıklara ait itirazlarımıza kayıtsız kalanlar bugün tıpkı yaklaşımları kendileri de dillendirmeye başladı. BM’nin yapısal eksik ve tüm zaaflara karşın hala insanlığın sorunlarını çözecek hala en değerli platform olarak görüyoruz. BM’nin daha adil, kapsayıcı, sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması konusunda çabamızı sürdüreceğiz.
Dünyanın kanayan yarası mahiyetindeki kriz alanlarında sergilediğimiz unsurlu duruşu bu sürece verdiğimiz katkılar olarak kıymetlendiriyoruz. Kendilerini gelişmiş ülke olan bakılırsanlerin yalnızca seyrettikleri hatta üzerine akaryakıt döktükleri sorun alanlarında sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık, kaçınmayacağız.
“Yeni Türkevi binası kentin sembol yapıtlarından biri oldu”
BM’nin süratle gerçekleştirilecek yapısal dönüşümüyle geleceğin dünyasında tüm insanlığın ortak çatısı haline gelmesi için çaba gösteriyoruz. Bu yaklaşımımızı yine tekrar anlatmayı sürdüreceğiz. Hepimiz için epey geç olmadan dünyamız dönülmez bir yola girip, onulmaz yaralar almadan bu sürecin tamamlanmasını diliyoruz.
Yeni Türkevi binamızı dışişleri eski bakanlarımızdan merhum İhsan Sabri Çağlayangil’in 1977’de ülkemize kazandırdığı BM’nin tam karşısındaki alandı. Yeni Türkevi binamız Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden esintiler taşımasıyla şimdiden kentin sembol yapıtlarından biri haline geldi.
“Paris Muahedesi’ni önümüzdeki ay Meclis’te onaylama sonucu aldık”
BM Genel Konseyi’ndeki hitabımızda bir muştuyu de sizlerle ve tüm dünya ile paylaştım. Türkiye 2053 vizyonumuzun birinci ve en kritik amaçlarından biri olduğuna inandığım yeşil kalkınma ihtilalinin alışılmış kararı olan iklim değişikliği konusunda yeni ve tarihi adım atıyor. Paris İklim Mutabakatı’na muvafakat veren devletler içinde yer alıyorduk. Yükümlülüklerdeki adaletsizliğe itirazımız sebebiyle mutabakatın onay sürecini başlatmamıştık. Son periyotta yaşanan gelişmeler ülkemize verilen taahhütler çerçevesinde önümüzdeki ay Meclis’te yeni yasama yılının başlamasıyla bu muahedeyi onaylama sonucu aldık.
İnşallah Kasım ayında Glasgow’da yapılacak tepeye kadar onay mühletini tamamlamış olacağız. Bu karar yatırım, üretim, ihracata kadar geniş alanda kapsamlı değişikliğe gideceğimiz manasına geliyor. esasen gereken aksiyon planını devreye alarak kıymetli adım atmıştık. Artık bunu Paris İklim Mutabakatı ile orta ve uzun vadeli gaye haline getiriyoruz.
“Tüm kalkınma programlarımızı yeşil kalkınma ihtilali rehberliğinde yürüteceğiz”
Her ne kadar birileri sadece bunun altında bizim, hükümetimizin, Cumhur İttifakı’nın imzası var diye yapılan işi değersizleştirmeye, hatta tam aykırısı göstermeye çalışsa da sahiden tarihi bir karar aldık. Mutabakatlara taraf olduğu biçimde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler artık Türkiye’yi bu sebeple eleştiremeyecekler. Tam aksine her platformda biz onları yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayacağız.
Orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarımızı, planlarımızı yeşil kalkınma ihtilalinin gerektirdiği yapısal dönüşümün rehberliğinde hazırlayacak ve yürüteceğiz. Bu tercih bizim için lüks, kayıp, taviz değildir. Bugünden geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacaktır. bir müddetdir yenilenebilir güç, atık idaresi, orman alanlarının arttırılması üzere bu mevzuda aşikâr aralık kat etmiştik.
“Net sıfır emisyon amacı doğrultusunda hareket planları hazırlanmaya başlandı”
Madem iklim değişikliği bir gerçektir ve insanlığın geleceğini tehdit etmektir, olağan olarak Türkiye bu biçimde hayati sorunda öncü rol üstlenecektir. Dünya iklim değişikliğine bağlı büyük göçlerin arefesindeyken bizim bu biçimde bir müddetcin haricinde kalmamız düşünülemez. Bizim safımız bir daha mazlumların, mağdurların yanı olacaktır. Nasıl sömürgecilik, terörizme, ayrımcılığa karşı tüm gücümüzle çaba ediyorsak; iklim değişikliğinde de adaletsizliğin, haksızlığın karşısında dimdik duracağız.
Net sıfır emisyon amacı doğrultusunda hareket planları hazırlanmaya başlanmıştır. ömrümüzün her boyutunu kuşatan bu aksiyon planlarını Meclisimizin onayının akabinde yürürlüğe koyacağız. olağan olarak bu kolay süreç olmayacaktır. Lakin başaracağımızdan hiç kuşkumuz yok. Kaç sessiz ihtilalleri hayata geçiren Türkiye, yeşil kalkınma ihtilalini de inşallah milletimize biz kazandıracağız.”