- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!
Sömürü sisteminin bugün kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadığı söylenen açıklamada, işçiler eşitlikçi, bağımsız, aydınlanmacı yeni bir Cumhuriyet kurmaya davet ediliyor.
“Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!” denilen açıklama şu biçimde:
Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram direkt işçilerin çıkarlarını tabir etmektedir.
işçilerin örgütlenerek, sermaye nizamına karşı arbede vererek bir daha kurabileceği bir Cumhuriyet var.
Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın idareye katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu.
Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan uğraşın bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl evvel bugün gerçekleşti.
Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için kıymetli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihi ilerlemeydi.
İşveren sınıfı daha birinci günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı.
Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu kıymetleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar.
AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. İşverenlerin AKP sevgisinin değerli bir sebebi de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm kıymetlerle birlikte tasfiyesi AKP devrinde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafınca döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve işverenleri güçlü etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır.
Cumhuriyet yıkıldı; zira sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur.
İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez.
Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur.
İnsanın insanı sömürdüğü bir sistemde laiklik korunamaz.
Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan kelam edilemez.
Ülke kaynaklarının işverenler tarafınca talan edildiği, insanların temel muhtaçlıklarının piyasa şartlarında işverenlerin kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca işçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez.
Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram direkt işçilerin çıkarlarını söz etmektedir.
Bu sömürü nizamı bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün işçilerin örgütlenerek, sermaye tertibine karşı arbede vererek bir daha kurabileceği bir Cumhuriyet var.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Sömürü sisteminin bugün kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadığı söylenen açıklamada, işçiler eşitlikçi, bağımsız, aydınlanmacı yeni bir Cumhuriyet kurmaya davet ediliyor.
“Eşitlik Yoksa Yurttaşlık Yok, Ekmek Yoksa Cumhuriyet Yoktur!” denilen açıklama şu biçimde:
Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram direkt işçilerin çıkarlarını tabir etmektedir.
işçilerin örgütlenerek, sermaye nizamına karşı arbede vererek bir daha kurabileceği bir Cumhuriyet var.
Cumhuriyet, dünyanın her yerinde halkların eşitlik ve özgürlük özleminin somut karşılığı oldu. Çürümüş monarşilere, sömürgeciliğe, yabancıların işgaline karşı halkın gönenç ve barış içerisinde yaşayabileceği bir ülke için… Özünde, halkın idareye katıldığı ve eşit yurttaşlığın sağlandığı özgür bir ülke fikri yatıyordu.
Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu, emperyalist işgale ve işgalcilerle işbirliği yapan Osmanlı sarayına karşı başlayan uğraşın bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve halkçı fikirlerle buluşmasıyla 98 yıl evvel bugün gerçekleşti.
Saltanat rejimini ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için kıymetli adımlar atan Cumhuriyet büyük bir tarihi ilerlemeydi.
İşveren sınıfı daha birinci günden bu ilerlemenin altını oymaya başlamıştı.
Bugün üzerine konuşabileceğimiz bir Cumhuriyetimiz yok. Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de sermaye sınıfı, Cumhuriyet’i kendi çıkarları açısından bir tehdit ve yük olarak görüyor. Cumhuriyetin kurucu kıymetleriyle kavgalılar. Emperyalist ülkelerle işbirliği yapmayı, emek sömürüsünü derinleştirmeyi, toplumun çıkarlarını gözeten tüm kamusal hizmetleri birer kâr aracına dönüştürmeyi, dinselleşme yoluyla toplumu gericileştirmeyi ve laikliği tasfiye etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar.
AKP Cumhuriyet düşmanı bir partidir. İşverenlerin AKP sevgisinin değerli bir sebebi de budur. Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği tüm kıymetlerle birlikte tasfiyesi AKP devrinde gerçekleşse de, bu tasfiyenin yolu onu önceleyen siyasi iktidarlar tarafınca döşendi. Her biri sadık birer sermaye temsilcisi olarak halkın elindekine el koymak ve işverenleri güçlü etmek için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Cumhuriyeti yıkan tam olarak bu halk düşmanlığıdır.
Cumhuriyet yıkıldı; zira sömürünün olduğu yerde Cumhuriyet ayakta kalamaz. Sermaye egemenliğinden kurtulamayan bir Cumhuriyet yıkılmaya mahkumdur.
İnsanın insanı sömürdüğü yerde eşitlikten bahsedilemez.
Eşitlik yoksa yurttaşlık yoktur.
İnsanın insanı sömürdüğü bir sistemde laiklik korunamaz.
Küçük bir azınlığın çıkarları için emperyalist ülkelerle işbirliği yapılan bir ülkede bağımsızlıktan kelam edilemez.
Ülke kaynaklarının işverenler tarafınca talan edildiği, insanların temel muhtaçlıklarının piyasa şartlarında işverenlerin kâr kapısı hâline getirildiği, küçük bir azınlığın lüks içerisinde yaşadığı, milyonlarca işçinin yoksulluğa terk edildiği bir yerde özgürlükten bahsedilemez.
Bağımsızlık, laiklik, eşitlik ve özgürlük… Bugün Cumhuriyeti anlatan her bir kavram direkt işçilerin çıkarlarını söz etmektedir.
Bu sömürü nizamı bize kutlanacak bir Cumhuriyet bırakmadı. Bugün işçilerin örgütlenerek, sermaye tertibine karşı arbede vererek bir daha kurabileceği bir Cumhuriyet var.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı