KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Eyüpsultan’da kebapçıdaki kıble taşı ilgi görüyor Münzevi Koca Mehmed Namazgahı, resmi kayıtlara nazaran 1819’da Eyüpsultan Defterdar Mahallesi’ne hayrat olarak yaptırıldı.
Uzun bir süre seyahat edenlerin namaz kılmak ve dinlenmek için geldikleri namazgaha artık kebap yemek isteyenler geliyor.
İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki restoran sahipleri dükkanı bir kahvehaniçin dönem aldıklarını belirterek Münzevi Koca Mehmed Namazgahı’nın taşının yıllardır kendileri tarafınca korunduğunu lisana getirdi.
Kebapçının bahçesindeki namazgah taşını gorenler ise bu duruma şaşırıyor. Vaktinde kıbleyi bulmak hem de namaz kılmak için kullanılan namazgaha ilişkin kıble taşı birtakım müşteriler tarafınca mezar taşı zannediliyor.
“MEZAR TAŞI SANIYORLAR”
Restoran sahibi Muharrem Karacan “Müşteriler gördüklerinde genelde mezar taşı sanıyor. Anlattığımız da öğreniyor. duyar duymaz güzellerine gidiyor. Biz bu taşı muhafaza altına almış üzereyiz. 10 yıldır buradayız aslına bakarsan. Birinci tuttuğumuzda burayı fazlaca atıl bir biçimdeydi. Etrafı bakımsızdı. Biz de müşteriler de bu taşın burada olmasından mutlu. Kıblenin tarafını bilmeyenler de buradan bakıp kıblenin istikametini öğreniyor. Burada olduğu biliniyor, belediyeler geldi, denetim ediliyor vakit zaman. 6 ayda 1 yılda 1 bu taşı fotoğraflayarak denetim ediyorlar. kimi vakit buraya yalnızca namazgahı görmek için gelenler de oluyor. Nahoş yansılar almadık lakin etrafı daha hoş yapılabilirdi diyenler oluyor” dedi.
“İSTANBUL’DA 150’Den çok VAR”
Tarih Araştırmacısı Müfid Yüksel “Arkamızdaki namazgah ya da kıble taşı olarak diye bilinir. Bunlar İstanbul’un pek hayli yerinde var. 150’dan fazla yerde var. Bu eserler vaktinde beşerler açık havada namazlarını kılabilsin diye yapılmış. Yerleşim yerlerinden uzak yerlere yahut meydanlara yapılırdı. Bilhassa yazın meydanlarda cuma ve bayram namazları topluca namazgahların etrafında kılınırdı. Çok önemli sanatsal ve mimari özellikleri yüksek olanları da var. Yazın yahut baharda seyahat edenler açık havada namaz kılmak ve dinlenmek için bu tıp namazgahlar inşa edilirdi” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN BÜYÜK NAMAZGAHLARINDAN BİRİ”
Müfid Yüksel “İslam ülkelerinin birçoğunda bu var. Kudüs’te bile var. örneğin bir kişi eda edecek namazını bir yer bulacak, su bulacak kılacak, namazgah bunları sağlıyordu. Buradaki namazgahta kayıtlara göre 1819’dan kalma Koca Mehmed Ağa tarafınca hayrat olarak yaptırılıyor. Koca Yusuf Paşa’nın soyundan gelen bir kişi. Namazgahlarda çoklukla mihrap ayetleri olur. Mimari değeri olan mimari özellikleri olan namazgahlardan biriydi bu da. Bu namazgahları dinlenme tesisi üzere düşünebiliriz o devirler için. Beşerler seyahat ederken, dinlenmek ve ibadet etmek için bu çeşit yerler inşa edilirdi. Bunların yanında kahvehane, lavabo vesaire olurdu. Bunlar korunduktan daha sonra sorun yok yanında ne olduğunun lakin korunmuyor. Bu da İstanbul’un büyük namazgahlarından biri” dedi.
Uzun bir süre seyahat edenlerin namaz kılmak ve dinlenmek için geldikleri namazgaha artık kebap yemek isteyenler geliyor.
İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki restoran sahipleri dükkanı bir kahvehaniçin dönem aldıklarını belirterek Münzevi Koca Mehmed Namazgahı’nın taşının yıllardır kendileri tarafınca korunduğunu lisana getirdi.
Kebapçının bahçesindeki namazgah taşını gorenler ise bu duruma şaşırıyor. Vaktinde kıbleyi bulmak hem de namaz kılmak için kullanılan namazgaha ilişkin kıble taşı birtakım müşteriler tarafınca mezar taşı zannediliyor.
“MEZAR TAŞI SANIYORLAR”
Restoran sahibi Muharrem Karacan “Müşteriler gördüklerinde genelde mezar taşı sanıyor. Anlattığımız da öğreniyor. duyar duymaz güzellerine gidiyor. Biz bu taşı muhafaza altına almış üzereyiz. 10 yıldır buradayız aslına bakarsan. Birinci tuttuğumuzda burayı fazlaca atıl bir biçimdeydi. Etrafı bakımsızdı. Biz de müşteriler de bu taşın burada olmasından mutlu. Kıblenin tarafını bilmeyenler de buradan bakıp kıblenin istikametini öğreniyor. Burada olduğu biliniyor, belediyeler geldi, denetim ediliyor vakit zaman. 6 ayda 1 yılda 1 bu taşı fotoğraflayarak denetim ediyorlar. kimi vakit buraya yalnızca namazgahı görmek için gelenler de oluyor. Nahoş yansılar almadık lakin etrafı daha hoş yapılabilirdi diyenler oluyor” dedi.
“İSTANBUL’DA 150’Den çok VAR”
Tarih Araştırmacısı Müfid Yüksel “Arkamızdaki namazgah ya da kıble taşı olarak diye bilinir. Bunlar İstanbul’un pek hayli yerinde var. 150’dan fazla yerde var. Bu eserler vaktinde beşerler açık havada namazlarını kılabilsin diye yapılmış. Yerleşim yerlerinden uzak yerlere yahut meydanlara yapılırdı. Bilhassa yazın meydanlarda cuma ve bayram namazları topluca namazgahların etrafında kılınırdı. Çok önemli sanatsal ve mimari özellikleri yüksek olanları da var. Yazın yahut baharda seyahat edenler açık havada namaz kılmak ve dinlenmek için bu tıp namazgahlar inşa edilirdi” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN BÜYÜK NAMAZGAHLARINDAN BİRİ”
Müfid Yüksel “İslam ülkelerinin birçoğunda bu var. Kudüs’te bile var. örneğin bir kişi eda edecek namazını bir yer bulacak, su bulacak kılacak, namazgah bunları sağlıyordu. Buradaki namazgahta kayıtlara göre 1819’dan kalma Koca Mehmed Ağa tarafınca hayrat olarak yaptırılıyor. Koca Yusuf Paşa’nın soyundan gelen bir kişi. Namazgahlarda çoklukla mihrap ayetleri olur. Mimari değeri olan mimari özellikleri olan namazgahlardan biriydi bu da. Bu namazgahları dinlenme tesisi üzere düşünebiliriz o devirler için. Beşerler seyahat ederken, dinlenmek ve ibadet etmek için bu çeşit yerler inşa edilirdi. Bunların yanında kahvehane, lavabo vesaire olurdu. Bunlar korunduktan daha sonra sorun yok yanında ne olduğunun lakin korunmuyor. Bu da İstanbul’un büyük namazgahlarından biri” dedi.