Federasyon eski lideri Demirhan Şerefhan’dan ‘seçim’ uyarısı Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu eski Lideri Demirhan Şerefhan, yaklaşan spor federasyonları seçimleri öncesi Cumhuriyet’e özel açıklamalarda bulundu.
Sporda temel kriterin liyakat ve muvaffakiyet olması gerektiğine dikkat çeken Şerefhan, Tokyo Olmipyat ve Paralimpik Oyunları dahil biroldukca milletlerarası aktiflikte başarısız olan federasyon liderlerinin yeni devir için adaylıklarını açıklamalarına reaksiyon gösterdi. Evvelki Lider Demirhan Şerefhan spor dünyasına da bir dizi teklifte bulundu.
Şerefhan’ın görüşleri şöyleki:
“Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları daha sonrasında üç ay ortasında yapılmak üzere ellibeş spor federasyonunda seçim maratonu başladı.
Hatırlamak gerekirse Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda ülkemiz atletleri onüç madalya kazandı ve oyunları genel sıralamada otuzbeşinci olarak tamamladık. Paralimpik Oyunları’nda ise atletlerimiz onbeş madalya kazanarak ülkemiz oyunları kırkikinci sırada tamamladı.
Bir ülkedeki sporun gelişimi temel olarak olimpiyat oyunlarındaki başarısı ile ölçülür. Genel sıralamada 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’nı yirmibirinci sırada tamamladık. Oyunlarda Kenan Nuhut’un federasyon başkanlığı’nı yaptığı halter branşında üç altın madalya alınmıştı. Mukayese yapacak olursak 2004 yılında genel sıralamada yirmibirincilik,2021 yılında ise otuzbeşincilik. Artık sporun bu hususlarını bilmeyenlere bile sorsak olimpiyat oyunlarında onbeş senede ne kadar ileriye gittik diye: Tablo ortada bir ilerleme yok maalesef.
Tahminen sorgulanacaktır, spordaki muvaffakiyet yalnızca madalya ile mi ölçülüyor diye. Natürel ki hayır. Spordaki muvaffakiyet tüm branşlardaki etkin atlet sayısı, amatör spor kulüplerinin maddi ve fiziki şartları, toplumun ne kadarının spor ile ilgilendiği, spor külçeşidinin ne kadar yerleşik olduğu, atlete ne kadar değer verildiği ve teşvik edildiği üzere daha sayacağımız pek fazlaca kriterle ölçülebilir.
İskandinav ülkelerinde haftada en az iki saat nizamlı spor yapan nüfusun oranı yüzde ellidört, Avrupa ülkelerinde ise yüzde otuzaltı iken ülkemizde bu oran ne yazık ki yüzde dörttür.
Kelamım odur ki, sporumuzu yönetemeyen takımlar epeyce yakın bir vakitte yapılacak spor federasyonları seçimlerinde tekrar aday olacak. Çağrım sporun tüm paydaşlarınadır, gelin sporumuzu ehil ellere teslim edelim, sporun ortasındaki kaosa ve makus gidişe artık el birliğiyle son verelim. 2024 Paris Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na fazlaca az bir süre kaldı. Haydi gelin atletlerimizin 2024’de rekorlar kıracağı yolu daima birlikte açalım.”
Sporda temel kriterin liyakat ve muvaffakiyet olması gerektiğine dikkat çeken Şerefhan, Tokyo Olmipyat ve Paralimpik Oyunları dahil biroldukca milletlerarası aktiflikte başarısız olan federasyon liderlerinin yeni devir için adaylıklarını açıklamalarına reaksiyon gösterdi. Evvelki Lider Demirhan Şerefhan spor dünyasına da bir dizi teklifte bulundu.
Şerefhan’ın görüşleri şöyleki:
“Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları daha sonrasında üç ay ortasında yapılmak üzere ellibeş spor federasyonunda seçim maratonu başladı.
Hatırlamak gerekirse Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda ülkemiz atletleri onüç madalya kazandı ve oyunları genel sıralamada otuzbeşinci olarak tamamladık. Paralimpik Oyunları’nda ise atletlerimiz onbeş madalya kazanarak ülkemiz oyunları kırkikinci sırada tamamladı.
Bir ülkedeki sporun gelişimi temel olarak olimpiyat oyunlarındaki başarısı ile ölçülür. Genel sıralamada 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’nı yirmibirinci sırada tamamladık. Oyunlarda Kenan Nuhut’un federasyon başkanlığı’nı yaptığı halter branşında üç altın madalya alınmıştı. Mukayese yapacak olursak 2004 yılında genel sıralamada yirmibirincilik,2021 yılında ise otuzbeşincilik. Artık sporun bu hususlarını bilmeyenlere bile sorsak olimpiyat oyunlarında onbeş senede ne kadar ileriye gittik diye: Tablo ortada bir ilerleme yok maalesef.
Tahminen sorgulanacaktır, spordaki muvaffakiyet yalnızca madalya ile mi ölçülüyor diye. Natürel ki hayır. Spordaki muvaffakiyet tüm branşlardaki etkin atlet sayısı, amatör spor kulüplerinin maddi ve fiziki şartları, toplumun ne kadarının spor ile ilgilendiği, spor külçeşidinin ne kadar yerleşik olduğu, atlete ne kadar değer verildiği ve teşvik edildiği üzere daha sayacağımız pek fazlaca kriterle ölçülebilir.
İskandinav ülkelerinde haftada en az iki saat nizamlı spor yapan nüfusun oranı yüzde ellidört, Avrupa ülkelerinde ise yüzde otuzaltı iken ülkemizde bu oran ne yazık ki yüzde dörttür.
Kelamım odur ki, sporumuzu yönetemeyen takımlar epeyce yakın bir vakitte yapılacak spor federasyonları seçimlerinde tekrar aday olacak. Çağrım sporun tüm paydaşlarınadır, gelin sporumuzu ehil ellere teslim edelim, sporun ortasındaki kaosa ve makus gidişe artık el birliğiyle son verelim. 2024 Paris Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na fazlaca az bir süre kaldı. Haydi gelin atletlerimizin 2024’de rekorlar kıracağı yolu daima birlikte açalım.”