- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Gerilim Tiroid Hastalıklarını Tetikliyor; Bu Meslekler Risk Altında! Çağın hastalığı olan gerilimin tiroid hastalıklarını tetiklediğine dikkat çeken Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Finans, bankacılık, iktisat bölümünde olanlar ve hekimler risk altında. Gerilim tiroid başta olmak üzere tüm endokrin hastalıkları başlatabilir. Değerli olan süreci âlâ yönetmektir” dedi.
Trafik, kalabalık, ağır iş temposu, sıkıntılı ikili ilgiler üzere günlük hayatta çaba edilen her şey gerilimi tetikliyor. Çağın hastalığı olan gerilimin birlikteinde biroldukca hastalığı getirdiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, kıymetli açıklamalarda bulundu. Başta tiroid olmak üzere tüm endokrin organların, bayanlarda yumurtalıklar ve göğüs; erkeklerde prostat bezinin gerilimden epey fazla etkilendiğini lisana getiren Prof. Dr. Erhan Ayşan, şu ayrıntıları verdi: “Tiroid bezinden T3 ve T4 isimli hormonlar salgılanır ve gerilim bu hormonların salgı ritmini bozar. Çok hormon salgısı, günlük ömrümüze tasa, terleme, kilo kaybı, uyku bozuklukları olarak yansıyor. Yetersiz hormon salgısında ise hasta kilo alıyor, halsizlik, bitkinlik, isteksizlik, depresyon, çok uyku isteği, kabızlık, şişkinlik meseleleri yaşayabiliyor. Saç dökülmesi ve cilt kuruluğu da gerilime bağlı olarak ortaya çıkan hormonal salgı ritminin bozulmasının sonuçlarıdır.”
BAYANLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Gerilime bağlı tiroid hastalıklarının bayanlarda daha epeyce göründüğünü söz eden Prof. Dr. Ayşan, “İleri yaş, kalp, tansiyon, şeker hastalığı üzere ek hastalıkların varlığı da durumdan daha fazla etkilenilmesine niye olabiliyor. Bilhassa bayanlarda bunu daha fazlaca görüyoruz. Bu durumun bayanların hormonal ve duygusal yapılarının erkeklerden farklı olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Bu yapı tiroide de yansıyor ve yaş, ek hastalıklar, bayan cinsiyeti gerilimden etkilenmede öne çıkıyor” sözlerini kullandı.
BU MESLEK KÜMELERİ DİKKAT!
Yapılan işin de gerilimle alakası olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşan, “Finans, bankacılık ve iktisatla uğraşan bireyler gerilimden çabuk etkilenir. Hekimler da çabuk etkilenen meslek kümeleri içinde yer alıyor. Gerilime girmede yapılan iş ve bu işin riskleri, potansiyel sonuçları olağan olarak değerli. Lakin daha da kıymetli olan nokta kişinin bedeninin gerilime vereceği karşılık ile gerilimi denetim edebilme gücü ve becerisidir” dedi.
GERİLİMİ KABUL ETMEK GEREKİYOR
Var olan ya da daha sonradan çıkan hastalıkların da gerilim yarattığını hatırlatan Prof. Dr. Ayşan, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Strese makus bir şey olarak bakmamak gerekiyor. Gerilim, dışarıdan gelen bir ihtara bedenin verdiği doğal ve faydalı bir reaksiyondur. Örneğin makus bir haber aldığımızda çabucak göğsümüzde bir çarpıntı hissederiz. Çarpıntı gerilime verilen en erken yanıtlardan biridir. Biz onu berbat bir şey olarak düşünürüz. halbuki kalp, gerilim anında bedene fazla ölçüde kan pompalamak zorundadır. Bunu da fakat fazla çalışarak yapar. Şayet kalp bunu yapmazsa tansiyonumuz düşer ve bayılabiliriz. Değerli olan gerilimin varlığı değil, onun seviyesidir. Şayet gerilim muhakkak bir seviyede tutulabiliyor, denetim edilebiliyorsa sorun yok demektir. Bu denetimin bir kısmı bizim elimizde, mesela kendi kendimizi telkin ederek ve süratli, çok yansılar vermemeye programlayarak gerilim denetimini kısmen yapabiliriz. Kısmen diyorum zira ne yazık ki, tüm denetim bizde değil. Bedenin savunma sistemi, sinirsel denetim düzeneklerinin bir kısmı büsbütün otonom yani denetimden bağımsız bir biçimde kendi kendine çalışır.”
GERİLİM HASTALIĞIN SEYRİNİ DE DEĞİŞTİRİYOR
Gerilim seviyesi yüksek olan hastalarda tedavi süreçlerinin de zorlaştığını lisana getiren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “sıradan bir ilaç tedavisinde bile hasta ilaçları sorgulamaya başlıyor. Prospektüsler okunuyor. Ameliyat olacak hastalar ameliyat tekniğini sorgulayabiliyor, internetten edinilen birden fazla yanlış ve eksik olan bilgilerle itirazlar yapılabiliyor. Biz doktor olarak bunlara tepkisel ve eleştirel yaklaşmıyoruz. Hastanın ruhsal durumuna göre kimi vakit ilaç değişikliği yapıyor, kimi vakit ameliyat tarihlerini öteleyebiliyoruz. Buna karşın hasta kimi vakit ilacını almıyor, kimi vakit ameliyattan vazgeçiyor. Sonuçta, tedavide aksamalar, gecikmeler ortaya çıkıyor. Gerilim hastalığın seyrini değiştiriyor, hastalık ileri evreye hakikat yol alabiliyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Trafik, kalabalık, ağır iş temposu, sıkıntılı ikili ilgiler üzere günlük hayatta çaba edilen her şey gerilimi tetikliyor. Çağın hastalığı olan gerilimin birlikteinde biroldukca hastalığı getirdiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, kıymetli açıklamalarda bulundu. Başta tiroid olmak üzere tüm endokrin organların, bayanlarda yumurtalıklar ve göğüs; erkeklerde prostat bezinin gerilimden epey fazla etkilendiğini lisana getiren Prof. Dr. Erhan Ayşan, şu ayrıntıları verdi: “Tiroid bezinden T3 ve T4 isimli hormonlar salgılanır ve gerilim bu hormonların salgı ritmini bozar. Çok hormon salgısı, günlük ömrümüze tasa, terleme, kilo kaybı, uyku bozuklukları olarak yansıyor. Yetersiz hormon salgısında ise hasta kilo alıyor, halsizlik, bitkinlik, isteksizlik, depresyon, çok uyku isteği, kabızlık, şişkinlik meseleleri yaşayabiliyor. Saç dökülmesi ve cilt kuruluğu da gerilime bağlı olarak ortaya çıkan hormonal salgı ritminin bozulmasının sonuçlarıdır.”
BAYANLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Gerilime bağlı tiroid hastalıklarının bayanlarda daha epeyce göründüğünü söz eden Prof. Dr. Ayşan, “İleri yaş, kalp, tansiyon, şeker hastalığı üzere ek hastalıkların varlığı da durumdan daha fazla etkilenilmesine niye olabiliyor. Bilhassa bayanlarda bunu daha fazlaca görüyoruz. Bu durumun bayanların hormonal ve duygusal yapılarının erkeklerden farklı olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Bu yapı tiroide de yansıyor ve yaş, ek hastalıklar, bayan cinsiyeti gerilimden etkilenmede öne çıkıyor” sözlerini kullandı.
BU MESLEK KÜMELERİ DİKKAT!
Yapılan işin de gerilimle alakası olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşan, “Finans, bankacılık ve iktisatla uğraşan bireyler gerilimden çabuk etkilenir. Hekimler da çabuk etkilenen meslek kümeleri içinde yer alıyor. Gerilime girmede yapılan iş ve bu işin riskleri, potansiyel sonuçları olağan olarak değerli. Lakin daha da kıymetli olan nokta kişinin bedeninin gerilime vereceği karşılık ile gerilimi denetim edebilme gücü ve becerisidir” dedi.
GERİLİMİ KABUL ETMEK GEREKİYOR
Var olan ya da daha sonradan çıkan hastalıkların da gerilim yarattığını hatırlatan Prof. Dr. Ayşan, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Strese makus bir şey olarak bakmamak gerekiyor. Gerilim, dışarıdan gelen bir ihtara bedenin verdiği doğal ve faydalı bir reaksiyondur. Örneğin makus bir haber aldığımızda çabucak göğsümüzde bir çarpıntı hissederiz. Çarpıntı gerilime verilen en erken yanıtlardan biridir. Biz onu berbat bir şey olarak düşünürüz. halbuki kalp, gerilim anında bedene fazla ölçüde kan pompalamak zorundadır. Bunu da fakat fazla çalışarak yapar. Şayet kalp bunu yapmazsa tansiyonumuz düşer ve bayılabiliriz. Değerli olan gerilimin varlığı değil, onun seviyesidir. Şayet gerilim muhakkak bir seviyede tutulabiliyor, denetim edilebiliyorsa sorun yok demektir. Bu denetimin bir kısmı bizim elimizde, mesela kendi kendimizi telkin ederek ve süratli, çok yansılar vermemeye programlayarak gerilim denetimini kısmen yapabiliriz. Kısmen diyorum zira ne yazık ki, tüm denetim bizde değil. Bedenin savunma sistemi, sinirsel denetim düzeneklerinin bir kısmı büsbütün otonom yani denetimden bağımsız bir biçimde kendi kendine çalışır.”
GERİLİM HASTALIĞIN SEYRİNİ DE DEĞİŞTİRİYOR
Gerilim seviyesi yüksek olan hastalarda tedavi süreçlerinin de zorlaştığını lisana getiren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “sıradan bir ilaç tedavisinde bile hasta ilaçları sorgulamaya başlıyor. Prospektüsler okunuyor. Ameliyat olacak hastalar ameliyat tekniğini sorgulayabiliyor, internetten edinilen birden fazla yanlış ve eksik olan bilgilerle itirazlar yapılabiliyor. Biz doktor olarak bunlara tepkisel ve eleştirel yaklaşmıyoruz. Hastanın ruhsal durumuna göre kimi vakit ilaç değişikliği yapıyor, kimi vakit ameliyat tarihlerini öteleyebiliyoruz. Buna karşın hasta kimi vakit ilacını almıyor, kimi vakit ameliyattan vazgeçiyor. Sonuçta, tedavide aksamalar, gecikmeler ortaya çıkıyor. Gerilim hastalığın seyrini değiştiriyor, hastalık ileri evreye hakikat yol alabiliyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı