KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Göğüs kanseri olaylarının birçoklarında aile hikayesi bulunmuyor Göğüs kanseri, erkeklerde de görüldüğü üzere bayanlarda en yaygın olan kanser cinslerinden biridir. Her kanser tipinde olduğu üzere erken teşhisin hayat kurtardığı göğüs kanserinde birinci basamaklarda başlanan tedavi kıymetli ölçüde muvaffakiyet oranını da artırıyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Onur Bora Aslan, 1-31 Ekim Göğüs Kanseri Farkındalık Ayı ötürüsıyla yaptığı açıklamada, göğüs kanserinde, hastalıkta bayanın birinci derece yakınında göğüs kanseri hikayesi olmasının fazlaca kıymetli olduğunu tabir ederek, bilhassa annenin yahut kardeşin menopoz periyodu öncesi göğüs kanserine yakalanması durumunun riski artırdığını söylemiş oldu. Yüksek riskli kümedeki bu bireyler kesinlikle uzman tabip takibinde olmasını vurgulayan Aslan, olayların birçoklarında aile hikayesi bulunmadığını da akıldan çıkarılmaması gerektiği konusunda ikazlarda bulundu.
ERKEN TEŞHİS İÇİN 3 ALTIN KURAL
Günümüzde göğüs kanseri hakkındaki şuur seviyesi her ne kadar artmış olsa da bir daha de istenen düzeyde olmadığını söz eden Dr. Aslan, “Birfazlaca kişi göğüs kanserinin büsbütün ailesel geçişli olduğunu düşünse de göğüs kanseri tanısı alan hastaların kıymetli bir çoğunluğunda aile hikayesi olmadığını unutmamak gerekiyor. Ailevi ya da genetik geçişli göğüs kanserleri, tüm göğüs kanserlerinin yalnızca yüzde 15-20’sini oluşturuyor. Bu niçinle rutin denetimler ihmal edilmemelidir.” diye konuştu.
Erken teşhiste hayli kıymetli bir rol oynayan mamografik tarama, tabip muayenesi ve kendi kendini muayene etmenin, ihmal edilmemesi gereken 3 altın kural olduğunu belirten Dr. Aslan, istatistiklere bakılırsa dünyada her yıl 1.7 milyon hanımın göğüs kanserine yakalandığını, tüm kanser cinslerinde olduğu üzere göğüs kanserinde de erken teşhisin hastalıkla uğraşta hala en kıymetli faktör olduğunu vurguladı.
BELİRTİLERİ GÖRMEZDEN GELMEYİN
Göğüste ele gelen kitlenin göğüs kanserinin en değerli belirtisi olduğunu kaydeden Dr. Onur Bora Aslan şu biçimde devam etti: “Meme başından kanlı akıntı, göğüs başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması, göğüs cildinde yahut göğüs başında çekinti de kanserin öteki kıymetli belirtileri içinde yer alır. Koltuk altında şişlik, göğüste ödem ya da yara bulunması ise hastalığın ilerlediğine işaret eder. Bu niçinle erken teşhis konusunda en büyük bakılırsav bayanlarımıza düşmektedir. hiç bir göğüs yakınması olmayan bayanların 20-40 yaş içinde nizamlı olarak kendi kendini muayene ve yıllık tabip denetimlerini aksatmamaları gerekir. 40 yaşından daha sonra ise elle muayeneye, nizamlı doktor denetimlerinin yanı sıra yıllık mamografi taraması da eklenmelidir.”
Risk kümesinde yer alan bayanların ise uzman bir tabibe başvurarak kesinlikle uygun takip periyodlarını belirlemesi gerektiğini söyleyen Dr. Aslan, birtakım hastalarda göğüs kanseri belirtilerinin hiç birinin görülmediğini ve kanserin sırf mamografi incelemesiyle tespit edilebildiğini vurguladı.
Dr. Onur Bora Aslan, bu kanser çeşidinde tedavideki muvaffakiyet bahtının erken teşhis ile günümüzde yüzde 90’lara ulaştığını hatırlattı.
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Onur Bora Aslan, 1-31 Ekim Göğüs Kanseri Farkındalık Ayı ötürüsıyla yaptığı açıklamada, göğüs kanserinde, hastalıkta bayanın birinci derece yakınında göğüs kanseri hikayesi olmasının fazlaca kıymetli olduğunu tabir ederek, bilhassa annenin yahut kardeşin menopoz periyodu öncesi göğüs kanserine yakalanması durumunun riski artırdığını söylemiş oldu. Yüksek riskli kümedeki bu bireyler kesinlikle uzman tabip takibinde olmasını vurgulayan Aslan, olayların birçoklarında aile hikayesi bulunmadığını da akıldan çıkarılmaması gerektiği konusunda ikazlarda bulundu.
ERKEN TEŞHİS İÇİN 3 ALTIN KURAL
Günümüzde göğüs kanseri hakkındaki şuur seviyesi her ne kadar artmış olsa da bir daha de istenen düzeyde olmadığını söz eden Dr. Aslan, “Birfazlaca kişi göğüs kanserinin büsbütün ailesel geçişli olduğunu düşünse de göğüs kanseri tanısı alan hastaların kıymetli bir çoğunluğunda aile hikayesi olmadığını unutmamak gerekiyor. Ailevi ya da genetik geçişli göğüs kanserleri, tüm göğüs kanserlerinin yalnızca yüzde 15-20’sini oluşturuyor. Bu niçinle rutin denetimler ihmal edilmemelidir.” diye konuştu.
Erken teşhiste hayli kıymetli bir rol oynayan mamografik tarama, tabip muayenesi ve kendi kendini muayene etmenin, ihmal edilmemesi gereken 3 altın kural olduğunu belirten Dr. Aslan, istatistiklere bakılırsa dünyada her yıl 1.7 milyon hanımın göğüs kanserine yakalandığını, tüm kanser cinslerinde olduğu üzere göğüs kanserinde de erken teşhisin hastalıkla uğraşta hala en kıymetli faktör olduğunu vurguladı.
BELİRTİLERİ GÖRMEZDEN GELMEYİN
Göğüste ele gelen kitlenin göğüs kanserinin en değerli belirtisi olduğunu kaydeden Dr. Onur Bora Aslan şu biçimde devam etti: “Meme başından kanlı akıntı, göğüs başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması, göğüs cildinde yahut göğüs başında çekinti de kanserin öteki kıymetli belirtileri içinde yer alır. Koltuk altında şişlik, göğüste ödem ya da yara bulunması ise hastalığın ilerlediğine işaret eder. Bu niçinle erken teşhis konusunda en büyük bakılırsav bayanlarımıza düşmektedir. hiç bir göğüs yakınması olmayan bayanların 20-40 yaş içinde nizamlı olarak kendi kendini muayene ve yıllık tabip denetimlerini aksatmamaları gerekir. 40 yaşından daha sonra ise elle muayeneye, nizamlı doktor denetimlerinin yanı sıra yıllık mamografi taraması da eklenmelidir.”
Risk kümesinde yer alan bayanların ise uzman bir tabibe başvurarak kesinlikle uygun takip periyodlarını belirlemesi gerektiğini söyleyen Dr. Aslan, birtakım hastalarda göğüs kanseri belirtilerinin hiç birinin görülmediğini ve kanserin sırf mamografi incelemesiyle tespit edilebildiğini vurguladı.
Dr. Onur Bora Aslan, bu kanser çeşidinde tedavideki muvaffakiyet bahtının erken teşhis ile günümüzde yüzde 90’lara ulaştığını hatırlattı.