Hamit Altıntop, futbolda dış dayanağın gerektiğine inanıyor 4. Türkiye Spor Doruğu’nda konuşan Hamit Altıntop, “Kendimi genç arkadaşlara eski bir atlet ve TFF yöneticisi olarak sorumlu hissediyorum. detaylarımizi paylaşmak, deneyimlerimizi yansıtmak, alanda uygulama fırsatı vermek ve sonunda da büyükleri olarak denetlemek gerekir diye düşünüyorum.” tabirlerini kullandı.
“Maddi-manevi imkanların arttığı ortamda maalesef Türkiye spor alanında günden güne kan kaybediyor ve geriye gidiyor.” diyen Altıntop, “Bunun niçinlerinden biri biz yöneticileriz. Zira belirlediğimiz bir strateji yok. Eğitim kısmında hiç bir biçimde bilime kıymet vermiyoruz. Futbolda son yıllarde milyar dolarların harcandığı bir ortamda, biz maalesef maneviyatımızı da kaybetmişiz. Çok fazla karamsar olmak istemiyorum. Bunlar olabilir diye düşünüyorum. Yanlışlar olacaktır. Bunlarda her paydaşın sorumluluğu vardır.” diye konuştu.
Problemlerin tahlillerinin tartışılması gerektiğini belirten Altıntop, “Futbolda liderlerimizin saha içine daha epey paha vermeleri, gerçek tercihler yapmaları ve gerçek profesyonelleri getirip, onları en yeterli biçimde desteklemeleri gerekiyor. Üzülerek söylüyorum ki bu süreci hızlandırmak için Türkiye’de dışarıdan, başarılı ülkelerden dayanak almamız gerektiğine inanıyorum. Yetenek konusunda hiç bir eksiğimiz, sorunumuz yok. Ondan yüzde yüz eminim. Fakat kişisellikten çıkmamız lazım. Kolektif hareket etmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Altıntop, futbolda Belçika, Almanya ve İngiltere üzere ülkelerin son senelerda hayli ilerlediğini belirterek, “Başladıkları nokta neresiydi biliyor musunuz? Hoca, teknik yönetici ve eğitmen, bunlara yatırım yaptılar.” biçiminde konuştu.
Altıntop, kelamlarını şöyleki tamamladı:
“Altyapı konuşuluyor lakin altyapıyı yapan üst yapıdır. Burada ferdi tercihlerden fazla, istişare kurumlarının kurulması gerekiyor. Buraya akademisyenleri dahil etmemiz gerekiyor. Ölçme sisteminin girmesi gerekiyor. Biz mahallede, sokaklarda futbola istekli başladık, severek başladık. Bunların yine geri kazandırılması lazım. Hiç beklentinin ortasında olmadan yalnızca külçeşidini, sevgisini ve inandırıcılığını sağlamamız gerek. Biz bunu başarabiliriz. Bunun için çalışıyoruz, başlangıç yaptık. İnanıyorum ki gelecek üç-dört senede bunların meyvelerini yemeye başlayacağız inşallah.”
“Maddi-manevi imkanların arttığı ortamda maalesef Türkiye spor alanında günden güne kan kaybediyor ve geriye gidiyor.” diyen Altıntop, “Bunun niçinlerinden biri biz yöneticileriz. Zira belirlediğimiz bir strateji yok. Eğitim kısmında hiç bir biçimde bilime kıymet vermiyoruz. Futbolda son yıllarde milyar dolarların harcandığı bir ortamda, biz maalesef maneviyatımızı da kaybetmişiz. Çok fazla karamsar olmak istemiyorum. Bunlar olabilir diye düşünüyorum. Yanlışlar olacaktır. Bunlarda her paydaşın sorumluluğu vardır.” diye konuştu.
Problemlerin tahlillerinin tartışılması gerektiğini belirten Altıntop, “Futbolda liderlerimizin saha içine daha epey paha vermeleri, gerçek tercihler yapmaları ve gerçek profesyonelleri getirip, onları en yeterli biçimde desteklemeleri gerekiyor. Üzülerek söylüyorum ki bu süreci hızlandırmak için Türkiye’de dışarıdan, başarılı ülkelerden dayanak almamız gerektiğine inanıyorum. Yetenek konusunda hiç bir eksiğimiz, sorunumuz yok. Ondan yüzde yüz eminim. Fakat kişisellikten çıkmamız lazım. Kolektif hareket etmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Altıntop, futbolda Belçika, Almanya ve İngiltere üzere ülkelerin son senelerda hayli ilerlediğini belirterek, “Başladıkları nokta neresiydi biliyor musunuz? Hoca, teknik yönetici ve eğitmen, bunlara yatırım yaptılar.” biçiminde konuştu.
Altıntop, kelamlarını şöyleki tamamladı:
“Altyapı konuşuluyor lakin altyapıyı yapan üst yapıdır. Burada ferdi tercihlerden fazla, istişare kurumlarının kurulması gerekiyor. Buraya akademisyenleri dahil etmemiz gerekiyor. Ölçme sisteminin girmesi gerekiyor. Biz mahallede, sokaklarda futbola istekli başladık, severek başladık. Bunların yine geri kazandırılması lazım. Hiç beklentinin ortasında olmadan yalnızca külçeşidini, sevgisini ve inandırıcılığını sağlamamız gerek. Biz bunu başarabiliriz. Bunun için çalışıyoruz, başlangıç yaptık. İnanıyorum ki gelecek üç-dört senede bunların meyvelerini yemeye başlayacağız inşallah.”