Havalimanında altın operasyonu Kuzey Irak’tan Türkiye’ye beyansız sokulmak istenen 32 milyon lira kıymetinde olan 65 kilo altına el konuldu. Olayla ilgili olarak Ticaret Bakanlığı’nda bakılırsavli bir daire liderinin ismi da sözlerde geçti.
Kuzey Irak’ın Erbil kentinde bulunan bir şirket ismine kuryelik yapan A.N.Ç’nin beyan etmeden İstanbul Havaalanı’ndan yurda sokmak istediği 65 kilo altınına el konuldu. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Ticaret Bakanlığı’nda nazaranvli bir daire liderinin da isminin geçmesi olayı farklı bir pozisyona getirdi.
‘DUBAİ’YE GİDECEKTİM’
Ayda ortalama yedi kere yurt dışına seyahat ettiğini ve altın kuryeliği yaptığını belirten A.N.Ç, yurda beyansız altın sokmak istemesi üzerine İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü takımları tarafınca yakalandı. Tabiri alınan A.N.Ç, şunları söylemiş oldu: “Yaklaşık olarak iki buçuk yıldır altın ve nakit para kuryeliği yapıyorum. Her gelişimde gerekli beyan süreçlerini yerine getirdim. Yanıma gelen ve vazifeli olduğunu düşündüğüm kişi bana refakat edince ben de bugün farklı bir denetim olduğunu düşündüğüm için kırmızı hatta gitmedim. Memurla bir arada yürüdüm. esasen bu eşya Türkiye’ye gelmiyordu. Ben kelam konusu eşyaları gümrük ambarına bırakıp gerekli transit süreçlerini yerine getirdikten daha sonra Dubai’ye götürecektim. Kelam konusu eşyaları Türkiye’ye sokmak üzere bir niyetim yoktu. Bu eşyalar Dubai’ye gdolayılmek üzere bana teslim edilmişti.”
LİDER DEVREYE GİRDİ
Olayla ilgili olarak A.N.Ç’nin yanı sıra bir iş adamının da tabiri alındı. Altınların, Türkiye’ye girişi sırasında, bir meseleyle karşılaşmaması için Ticaret Bakanlığı’ndaki bir daire liderinin gümrük yetkilisine telefon edip gümrüklü bölgede A.N.Ç’yi karşılamasını istediği ve onunla buluşmak isteyen iş adamına yardımcı olmasını belirttiği tabir tutanaklarında da yer aldı. Kapalıçarşı’da iş yeri bulunan E.Ç., altın olayı ile bir ilgisinin olmadığını öne sürdü. Altınla yakalanan A.N.Ç’yi tanımadığını belirtti. E.Ç. sözünü şöyleki sürdürdü: “Ben arkadaş ortamında iki üç yıl evvel tanıştığım M.Y. isimli şahsın, sık sık yurt dışına gidip geldiğini bildiğim için kendisini arayıp bana iki adet parfüm getirip getiremeyeceğini sordum. O da bana yurt dışına gelen giden olursa onlardan rica edeceğini söylemiş oldu. M.Y. isimli şahıs, WhatsApp üzerinden bana bildiri atarak Irak’tan Dubai’ye devam edecek bir yolcu olduğunu, ona parfüm aldırabileceğini, havalimanına gidersem orada teslim alabileceğimi söylemiş oldu. Ben de havalimanına geldim. İçeriye giremeyince tanıdığım Ticaret Bakanlığı’ndaki daire lideri, içeriye girmem konusunda yardımcı oldu. Yolcuların çıkış yaptığı alana kadar girdik. Lakin gümrüklü alana girmeme müsaade verilmedi.” Havalimanında el konulan ve yaklaşık 32 milyon TL bedelinde olduğu belirtilen 65 kilo altın olayıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nın kapsamlı bir soruşturma yürüttüğü ve olayın birtakım iş adamları ve bürokratlara uzanabileceği öne sürüldü.
Kuzey Irak’ın Erbil kentinde bulunan bir şirket ismine kuryelik yapan A.N.Ç’nin beyan etmeden İstanbul Havaalanı’ndan yurda sokmak istediği 65 kilo altınına el konuldu. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Ticaret Bakanlığı’nda nazaranvli bir daire liderinin da isminin geçmesi olayı farklı bir pozisyona getirdi.
‘DUBAİ’YE GİDECEKTİM’
Ayda ortalama yedi kere yurt dışına seyahat ettiğini ve altın kuryeliği yaptığını belirten A.N.Ç, yurda beyansız altın sokmak istemesi üzerine İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü takımları tarafınca yakalandı. Tabiri alınan A.N.Ç, şunları söylemiş oldu: “Yaklaşık olarak iki buçuk yıldır altın ve nakit para kuryeliği yapıyorum. Her gelişimde gerekli beyan süreçlerini yerine getirdim. Yanıma gelen ve vazifeli olduğunu düşündüğüm kişi bana refakat edince ben de bugün farklı bir denetim olduğunu düşündüğüm için kırmızı hatta gitmedim. Memurla bir arada yürüdüm. esasen bu eşya Türkiye’ye gelmiyordu. Ben kelam konusu eşyaları gümrük ambarına bırakıp gerekli transit süreçlerini yerine getirdikten daha sonra Dubai’ye götürecektim. Kelam konusu eşyaları Türkiye’ye sokmak üzere bir niyetim yoktu. Bu eşyalar Dubai’ye gdolayılmek üzere bana teslim edilmişti.”
LİDER DEVREYE GİRDİ
Olayla ilgili olarak A.N.Ç’nin yanı sıra bir iş adamının da tabiri alındı. Altınların, Türkiye’ye girişi sırasında, bir meseleyle karşılaşmaması için Ticaret Bakanlığı’ndaki bir daire liderinin gümrük yetkilisine telefon edip gümrüklü bölgede A.N.Ç’yi karşılamasını istediği ve onunla buluşmak isteyen iş adamına yardımcı olmasını belirttiği tabir tutanaklarında da yer aldı. Kapalıçarşı’da iş yeri bulunan E.Ç., altın olayı ile bir ilgisinin olmadığını öne sürdü. Altınla yakalanan A.N.Ç’yi tanımadığını belirtti. E.Ç. sözünü şöyleki sürdürdü: “Ben arkadaş ortamında iki üç yıl evvel tanıştığım M.Y. isimli şahsın, sık sık yurt dışına gidip geldiğini bildiğim için kendisini arayıp bana iki adet parfüm getirip getiremeyeceğini sordum. O da bana yurt dışına gelen giden olursa onlardan rica edeceğini söylemiş oldu. M.Y. isimli şahıs, WhatsApp üzerinden bana bildiri atarak Irak’tan Dubai’ye devam edecek bir yolcu olduğunu, ona parfüm aldırabileceğini, havalimanına gidersem orada teslim alabileceğimi söylemiş oldu. Ben de havalimanına geldim. İçeriye giremeyince tanıdığım Ticaret Bakanlığı’ndaki daire lideri, içeriye girmem konusunda yardımcı oldu. Yolcuların çıkış yaptığı alana kadar girdik. Lakin gümrüklü alana girmeme müsaade verilmedi.” Havalimanında el konulan ve yaklaşık 32 milyon TL bedelinde olduğu belirtilen 65 kilo altın olayıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nın kapsamlı bir soruşturma yürüttüğü ve olayın birtakım iş adamları ve bürokratlara uzanabileceği öne sürüldü.