- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
İlaç krizi kapıda, stoklar eridi Türkiye’de ilaç fiyatları, yılda bir sefer güncelleniyor. Lakin yeni euro kuru ile ilaç fiyatlarının belirlenmesinde temel alınan kur düzeyi içindeki fark, bilhassa kurun yükseldiği devirlerde ilaç tedarikinde problemlere yol açıyor.
İlaçların fiyatlandırılmasında kullanılan euro pahası, Fiyat Kıymetlendirme Kurulu tarafınca her yıl Şubat ayında güncelleniyor. Mevcut durumda ilaçların fiyatlandırmasında kullanılan euro/TL kuru 4.5786 olarak kabul ediliyor. Lakin gerçek euro/TL kuru şu anda 13.6 düzeylerinde bulunuyor.
Kelam konusu fark, ilaç şirketlerinin ithal ettiği ilaçların yanı sıra, Türkiye’de ürettikleri ilaçlarda kullandıkları döviz bazlı etken unsur ve hammaddeler niçiniyle ziyan yazmalarına niye oluyor.
”BAZI İLAÇLAR BULUNMUYOR”
Türk Eczacıları Birliği geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kurdaki yükselişe bağlı olarak piyasada 645 ilacın bulunmasında sorun yaşandığını belirtmişti. Türk İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu (TİTCK) ise kelam konusu ilaçların ekseriyetinde tedarik sorunu bulunmadığını açıklamıştı.
İstanbul Eczacı Odası Lideri Pınar Şeker Özcan ise evvelki gün basında yer alan açıklamalarında, piyasada ilaç düşüncesinin baş gösterdiğini; kanser, antidepresan, tansiyon üzere ilaçlar da dahil 650’ye yakın ilacın Şubat’ta ilaç kuruna yapılacak artırım niçiniyle bulunamadığını söylemiş oldu.
Mevzuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İEİS Lideri Nezih Barut, şu anda piyasada birtakım ilaçlara erişimde meşakkat olduğunu doğrulayarak, “Bazı ilaçların olmadığı bir gerçek. Bu durum ithal ilaçlarda da var, burada ürettiğimiz ilaçlarda da var” dedi.
”SÜRDÜRÜLEBİLİR GÖRÜNMÜYOR”
İlaç şirketleri olarak, halkın ilaçsız kalmaması için büyük uğraş gösterdiklerini ve epeyce sayıda ilacı ziyan ederek piyasaya sunduklarını belirten Barut, lakin bu kur düzeyleri ile ilaç üretimi ve ithalatının sürdürülebilir görünmediğini söylemiş oldu.
Barut, Şubat ayında güncellenecek ilaç fiyatlarında en az yüzde 35-36 artışa muhtaçlık olduğunu tabir etti.
”BAZI İLAÇLARI ZİYANINA SATIYORUZ”
Sorunun bir kısmının kurlardan, bir kısmının ise global olarak hammaddeye erişim kahrından kaynaklandığını belirten Barut, “örneğin soğuk algınlığında kullanılan vitamini yurtharicinden getirtemiyoruz. Zira hammadde bulamıyoruz. Bu kurlarla alakalı değil, genelde faal unsurların üretiminde de badire yaşanıyor. Bundan da ilaç yokluğu olabiliyor” dedi.
Buna rağmen yükselen kurların da fazlaca büyük tesiri olduğunu belirten Barut, “Bazı ilaçları ziyanına satıyoruz, satmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ancak birtakım ilaçlarda o kadar büyük ziyanlar var ki, firmalar bu ziyanları karşılayamıyor diye düşünüyorum. İthal edemiyor ya da yurtharicinden epeyce kısıtlı geliyor” dedi ve ekledi:
STOKLAR 1 HAFTAYA DÜŞTÜ
“Bazı eserlerde depolardaki stok düzeyi haftalık diye duyuyorum. Olağanda 30-35 gün olması gereken stoklar kimi ilaçlarda 1 hafta olarak görünüyor. Kimi ilaçlarda bu biçimde bir stok kasveti da var.”
Barut, kurların artacağı beklentisiyle eczane ve depolardan da kendilerine gelen çok ağır bir ilaç talebi olduğunu söylemiş oldu.
Barut, şöyleki devam etti:
“Kullandığımız kura göre bakıldığında, ithal ilaçların tamamı ziyan. Burada üretilen ilaçlara da bugünkü kurlarla bakınca üretmek mümkün değil. Biz bu ilaçları üretip de verebiliyorsak nitekim büyük fedakarlık yapıyoruz. Halkımızın ilaçsız kalmaması için büyük çaba gösteriyoruz, biroldukça ilacı hala verebilir biçimdeyiz. Ancak bu kurlarla sürdürülebilir değil.”
Bugünkü kur düzeyleri göz önüne alındığında Şubat ayında en az yüzde 35-36 artış gerektiğini belirten Barut, “Şu anda bizim yaptığımız hesaplara nazaran ilaç meblağlarına yüzde 35-36 artırım alınması gerekiyor. Bu bile fazlaca düşük… Şubat’ın 21’inde yeni fiyat uygulanacak. bu biçimdea kadar da kurun ne olacağını bilmiyoruz. Artık bizim bundan fedekarlık yapma bahtımız yok. yıllardır her fiyat periyodunda fedekarlık yaptık. Artık bundan daha sonra bir fedekarlık yapma bahtımız yok” diye konuştu.
Türkiye’de ilaç fiyatlarının belirlenmesinde “referans fiyat” sistemi kullanılıyor. Buna bakılırsa, ilaçların fiyatının belirlenmesinde Avrupa Birliği’nde referans alınan beş ülkedeki en düşük satış fiyatı, euro cinsinden referans kabul ediyor. Fiyat Kıymetlendirme Komitesi her yılın başında toplanarak fiyatlandırmada bir yıl boyunca kullanılacak euro pahasını ilan ediyor.
Bu fiyatlamanın üzerinden ilaç firmalarının Toplumsal Güvenlik Kurumu’na ek iskontolar da uyguladıklarını belirten Barut, “Avrupa’daki en ucuz ülke Yunanistan’da 10 euro olan ilaç Türkiye’de 1.5 euro. bu türlü sürdürülebilir olması mümkün değil. Kesinlikle birtakım önlemler alınması gerek” diye konuştu.
İEİS datalarına göre, Türkiye ilaç pazarı 2020 yılında 47.9 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bunun 23.6 milyar lirasını ithal ilaçlar oluşturmuştu.
İlaçların fiyatlandırılmasında kullanılan euro pahası, Fiyat Kıymetlendirme Kurulu tarafınca her yıl Şubat ayında güncelleniyor. Mevcut durumda ilaçların fiyatlandırmasında kullanılan euro/TL kuru 4.5786 olarak kabul ediliyor. Lakin gerçek euro/TL kuru şu anda 13.6 düzeylerinde bulunuyor.
Kelam konusu fark, ilaç şirketlerinin ithal ettiği ilaçların yanı sıra, Türkiye’de ürettikleri ilaçlarda kullandıkları döviz bazlı etken unsur ve hammaddeler niçiniyle ziyan yazmalarına niye oluyor.
”BAZI İLAÇLAR BULUNMUYOR”
Türk Eczacıları Birliği geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kurdaki yükselişe bağlı olarak piyasada 645 ilacın bulunmasında sorun yaşandığını belirtmişti. Türk İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu (TİTCK) ise kelam konusu ilaçların ekseriyetinde tedarik sorunu bulunmadığını açıklamıştı.
İstanbul Eczacı Odası Lideri Pınar Şeker Özcan ise evvelki gün basında yer alan açıklamalarında, piyasada ilaç düşüncesinin baş gösterdiğini; kanser, antidepresan, tansiyon üzere ilaçlar da dahil 650’ye yakın ilacın Şubat’ta ilaç kuruna yapılacak artırım niçiniyle bulunamadığını söylemiş oldu.
Mevzuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İEİS Lideri Nezih Barut, şu anda piyasada birtakım ilaçlara erişimde meşakkat olduğunu doğrulayarak, “Bazı ilaçların olmadığı bir gerçek. Bu durum ithal ilaçlarda da var, burada ürettiğimiz ilaçlarda da var” dedi.
”SÜRDÜRÜLEBİLİR GÖRÜNMÜYOR”
İlaç şirketleri olarak, halkın ilaçsız kalmaması için büyük uğraş gösterdiklerini ve epeyce sayıda ilacı ziyan ederek piyasaya sunduklarını belirten Barut, lakin bu kur düzeyleri ile ilaç üretimi ve ithalatının sürdürülebilir görünmediğini söylemiş oldu.
Barut, Şubat ayında güncellenecek ilaç fiyatlarında en az yüzde 35-36 artışa muhtaçlık olduğunu tabir etti.
”BAZI İLAÇLARI ZİYANINA SATIYORUZ”
Sorunun bir kısmının kurlardan, bir kısmının ise global olarak hammaddeye erişim kahrından kaynaklandığını belirten Barut, “örneğin soğuk algınlığında kullanılan vitamini yurtharicinden getirtemiyoruz. Zira hammadde bulamıyoruz. Bu kurlarla alakalı değil, genelde faal unsurların üretiminde de badire yaşanıyor. Bundan da ilaç yokluğu olabiliyor” dedi.
Buna rağmen yükselen kurların da fazlaca büyük tesiri olduğunu belirten Barut, “Bazı ilaçları ziyanına satıyoruz, satmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ancak birtakım ilaçlarda o kadar büyük ziyanlar var ki, firmalar bu ziyanları karşılayamıyor diye düşünüyorum. İthal edemiyor ya da yurtharicinden epeyce kısıtlı geliyor” dedi ve ekledi:
STOKLAR 1 HAFTAYA DÜŞTÜ
“Bazı eserlerde depolardaki stok düzeyi haftalık diye duyuyorum. Olağanda 30-35 gün olması gereken stoklar kimi ilaçlarda 1 hafta olarak görünüyor. Kimi ilaçlarda bu biçimde bir stok kasveti da var.”
Barut, kurların artacağı beklentisiyle eczane ve depolardan da kendilerine gelen çok ağır bir ilaç talebi olduğunu söylemiş oldu.
Barut, şöyleki devam etti:
“Kullandığımız kura göre bakıldığında, ithal ilaçların tamamı ziyan. Burada üretilen ilaçlara da bugünkü kurlarla bakınca üretmek mümkün değil. Biz bu ilaçları üretip de verebiliyorsak nitekim büyük fedakarlık yapıyoruz. Halkımızın ilaçsız kalmaması için büyük çaba gösteriyoruz, biroldukça ilacı hala verebilir biçimdeyiz. Ancak bu kurlarla sürdürülebilir değil.”
Bugünkü kur düzeyleri göz önüne alındığında Şubat ayında en az yüzde 35-36 artış gerektiğini belirten Barut, “Şu anda bizim yaptığımız hesaplara nazaran ilaç meblağlarına yüzde 35-36 artırım alınması gerekiyor. Bu bile fazlaca düşük… Şubat’ın 21’inde yeni fiyat uygulanacak. bu biçimdea kadar da kurun ne olacağını bilmiyoruz. Artık bizim bundan fedekarlık yapma bahtımız yok. yıllardır her fiyat periyodunda fedekarlık yaptık. Artık bundan daha sonra bir fedekarlık yapma bahtımız yok” diye konuştu.
Türkiye’de ilaç fiyatlarının belirlenmesinde “referans fiyat” sistemi kullanılıyor. Buna bakılırsa, ilaçların fiyatının belirlenmesinde Avrupa Birliği’nde referans alınan beş ülkedeki en düşük satış fiyatı, euro cinsinden referans kabul ediyor. Fiyat Kıymetlendirme Komitesi her yılın başında toplanarak fiyatlandırmada bir yıl boyunca kullanılacak euro pahasını ilan ediyor.
Bu fiyatlamanın üzerinden ilaç firmalarının Toplumsal Güvenlik Kurumu’na ek iskontolar da uyguladıklarını belirten Barut, “Avrupa’daki en ucuz ülke Yunanistan’da 10 euro olan ilaç Türkiye’de 1.5 euro. bu türlü sürdürülebilir olması mümkün değil. Kesinlikle birtakım önlemler alınması gerek” diye konuştu.
İEİS datalarına göre, Türkiye ilaç pazarı 2020 yılında 47.9 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bunun 23.6 milyar lirasını ithal ilaçlar oluşturmuştu.