Çalılar yandığı sürece, manşetlere orman yangınları hakimdir. Bir orman uzmanı, son kıvılcımdan sonra neler olduğunu ve neden ormanın sunduğu en değerli şeyin ahşabın olmadığını açıklıyor.
Almanya’daki orman yangınlarının sayısı yine ortalamanın üzerinde. Yalnızca Haziran ayının ilk haftalarında Brandenburg, Rheinland-Pfalz, Mecklenburg-Batı Pomeranya, Hessen ve Bavyera ile Thüringen sınırındaki ormanlar yanıyordu. Yükselen trend.
Bunun tetikleyicisi sadece iklim krizinde artan kuraklık ve yükselen sıcaklıklar değil. Bir röportajda orman uzmanı Pierre Ibisch, neden politikacıların ve orman sahiplerinin de sorumluluk taşıdığını açıklıyor.
t-online: 2023’teki orman yangınları, bir yıl içinde Almanya’da normalden daha fazla alanı yuttu. nasıl olur
Şu anda gördüğümüz, son birkaç yılın sonucu: Üst üste altıncı kuraklık yılı, toprak kupkuru ve birçok ağaç çok zayıf. Aynı zamanda sıcaklıklar artıyor – yazın başları bile çok sıcaktı, nem oranı düşüktü. “Ateş havası” böyle yaratılır. Rüzgar varsa, yangın riski özellikle yüksektir. Genel olarak, orman yangını mevsimi uzuyor ve daha yoğun hale geliyor.
O ve diğer uzmanlar da “Ateş Çağı”nın başlangıcından bahsediyor. Gelecek olana hazır mıyız?
Hayır, buna hazır değiliz. Bunu eski söndürme kurallarından zaten görebilirsiniz: Şu anda, ilgili belediyenin itfaiyesi, çok hızlı yayılabilmesine rağmen, her zaman daha küçük orman yangınlarıyla ilgilenmek zorundadır. Ancak o zaman sorumlu bölgeden yardım talep edilebilir. Bu artık güncel değil. Ayrıca, özellikle ağır darbe alan Brandenburg gibi federal eyaletlerde özel kuvvetler eksikliği var. Gönüllü itfaiyenin bir ormanı söndürmek için önce tek başına gelmesi kabul edilemez. Bunun değişmesi için daha dikkatli politikacılar ve federal hükümetten daha fazla para gerekiyor.
(Kaynak: Stephanie Neumann/HNEE)
Pierre Ibisch
Pierre Ibisch, Eberswalde Sürdürülebilir Kalkınma Üniversitesi’nde Ormanlar ve Çevre Bölümü’nde Doğa Koruma Profesörüdür. Ibisch, Almanya’nın en tanınmış ormancısı Peter Wohlleben ile birlikte orman üzerine standart çalışmalardan birini yazdı: “Orman Bilgisi: Ormandan Dünyayı Anlamak”.
Ne de olsa, Federal Cumhuriyetin üçte biri ormanlık. Yangın riskini en aza indirmek için ne yapılmalı?
Son yıllarda, özellikle çam monokültürleri alev alev yanıyor. Bu arada, ölmekte olan veya ölü ladin meşcereleri gittikçe daha kolay yanar. Genel olarak, iğne yapraklı ormanlar, yaprak döken ve karma ormanlardan çok daha fazla yangın tehdidi altındadır. Bunun bir nedeni, kolay tutuşabilen malzeme formundaki daha yüksek yangın yüküdür.
Bunu açıklamak zorundasın lütfen.
Bir ormanda özellikle yanıcı olan her şeye yangın yükü denir. Buna ölü dallar, dallar, koniler ve kurumuş iğneler dahildir. Reçineli iğne yapraklılar özellikle yanıcıdır. Ayrıca toprağı ve otsu bitkileri o kadar olumsuz etkilerler ki sistemde daha az su tutulur.
ne şekilde Yangınları önlemek için ölü odunları ormanlardan çıkarmak faydalı olur mu?
Bu her zaman tartışmalıdır. Her şeyden önce, ölü dallar ve ince dallar büyük bir risk oluşturur. Orman tabanında ayrışan ölü ağaç gövdeleri, yangını yavaşlatabilen ve durdurabilen gerçek su rezervuarları haline gelir. Ölü odun olmadan, toprağın verimliliğini ve su depolama kapasitesini koruyan biyokütle yoktur. Ayrıca çalılıklarda yaprak döken ağaçlar ve çalılar yetiştirerek yangınları yavaşlatabilirsiniz. O kadar kolay yanmazlar, sıcağa ve kuraklığa daha iyi dayanma eğilimindedirler ve toprağın kendisinin tekrar daha fazla su tutabilmesini sağlarlar.
Saarland’daki itfaiyeciler bir orman yangınını söndürür (arşiv görüntüsü): Bir yangının bir ormanı ne kadar hızlı tükettiği büyük ölçüde ağaç türüne ve yönetimine bağlıdır. (Kaynak: IMAGO/BeckerBredel)
Kısacası: Ladin ve çam çöllerinden uzak. Ormancıların, orman sahiplerinin bunu uyguladığını görüyor musunuz?
Bazıları yapar, ancak eski hatalar her yerde tekrarlanır. Her yerde, çok büyük zarar görmüş orman alanları kozalaklı monokültürlerle yeniden dikiliyor. Brandenburg’da bunu her yıl orman yangını sezonundan sonra görüyorum. Bu arada, hatalardan ders alma isteğinin bu kadar az olması beni rahatsız etmeye başladı.
Bunu nasıl açıklarsın?
Sorumluların çoğu, görünüşe göre durumdan bunalmış durumda ve her zaman yaptıkları gibi yeniden ağaçlandırma yapıyorlar. Görünüşte basit bir çözüm, ama yanlış olan. Ek olarak, nasıl olursa olsun piyasaya odun getirmek zorunda kalmanın algılanan ekonomik baskısı olabilir. Her ne kadar bugünün fidanı yarın bir ağaca dönüştürülemese de, bundan sadece on yıllar sonra. Korkarım bu genellikle inatçılık ve cehaletin bir karışımı.
Almanya’daki orman yangınlarının sayısı yine ortalamanın üzerinde. Yalnızca Haziran ayının ilk haftalarında Brandenburg, Rheinland-Pfalz, Mecklenburg-Batı Pomeranya, Hessen ve Bavyera ile Thüringen sınırındaki ormanlar yanıyordu. Yükselen trend.
Bunun tetikleyicisi sadece iklim krizinde artan kuraklık ve yükselen sıcaklıklar değil. Bir röportajda orman uzmanı Pierre Ibisch, neden politikacıların ve orman sahiplerinin de sorumluluk taşıdığını açıklıyor.
t-online: 2023’teki orman yangınları, bir yıl içinde Almanya’da normalden daha fazla alanı yuttu. nasıl olur
Şu anda gördüğümüz, son birkaç yılın sonucu: Üst üste altıncı kuraklık yılı, toprak kupkuru ve birçok ağaç çok zayıf. Aynı zamanda sıcaklıklar artıyor – yazın başları bile çok sıcaktı, nem oranı düşüktü. “Ateş havası” böyle yaratılır. Rüzgar varsa, yangın riski özellikle yüksektir. Genel olarak, orman yangını mevsimi uzuyor ve daha yoğun hale geliyor.
O ve diğer uzmanlar da “Ateş Çağı”nın başlangıcından bahsediyor. Gelecek olana hazır mıyız?
Hayır, buna hazır değiliz. Bunu eski söndürme kurallarından zaten görebilirsiniz: Şu anda, ilgili belediyenin itfaiyesi, çok hızlı yayılabilmesine rağmen, her zaman daha küçük orman yangınlarıyla ilgilenmek zorundadır. Ancak o zaman sorumlu bölgeden yardım talep edilebilir. Bu artık güncel değil. Ayrıca, özellikle ağır darbe alan Brandenburg gibi federal eyaletlerde özel kuvvetler eksikliği var. Gönüllü itfaiyenin bir ormanı söndürmek için önce tek başına gelmesi kabul edilemez. Bunun değişmesi için daha dikkatli politikacılar ve federal hükümetten daha fazla para gerekiyor.
(Kaynak: Stephanie Neumann/HNEE)
Pierre Ibisch
Pierre Ibisch, Eberswalde Sürdürülebilir Kalkınma Üniversitesi’nde Ormanlar ve Çevre Bölümü’nde Doğa Koruma Profesörüdür. Ibisch, Almanya’nın en tanınmış ormancısı Peter Wohlleben ile birlikte orman üzerine standart çalışmalardan birini yazdı: “Orman Bilgisi: Ormandan Dünyayı Anlamak”.
Ne de olsa, Federal Cumhuriyetin üçte biri ormanlık. Yangın riskini en aza indirmek için ne yapılmalı?
Son yıllarda, özellikle çam monokültürleri alev alev yanıyor. Bu arada, ölmekte olan veya ölü ladin meşcereleri gittikçe daha kolay yanar. Genel olarak, iğne yapraklı ormanlar, yaprak döken ve karma ormanlardan çok daha fazla yangın tehdidi altındadır. Bunun bir nedeni, kolay tutuşabilen malzeme formundaki daha yüksek yangın yüküdür.
Bunu açıklamak zorundasın lütfen.
Bir ormanda özellikle yanıcı olan her şeye yangın yükü denir. Buna ölü dallar, dallar, koniler ve kurumuş iğneler dahildir. Reçineli iğne yapraklılar özellikle yanıcıdır. Ayrıca toprağı ve otsu bitkileri o kadar olumsuz etkilerler ki sistemde daha az su tutulur.
ne şekilde Yangınları önlemek için ölü odunları ormanlardan çıkarmak faydalı olur mu?
Bu her zaman tartışmalıdır. Her şeyden önce, ölü dallar ve ince dallar büyük bir risk oluşturur. Orman tabanında ayrışan ölü ağaç gövdeleri, yangını yavaşlatabilen ve durdurabilen gerçek su rezervuarları haline gelir. Ölü odun olmadan, toprağın verimliliğini ve su depolama kapasitesini koruyan biyokütle yoktur. Ayrıca çalılıklarda yaprak döken ağaçlar ve çalılar yetiştirerek yangınları yavaşlatabilirsiniz. O kadar kolay yanmazlar, sıcağa ve kuraklığa daha iyi dayanma eğilimindedirler ve toprağın kendisinin tekrar daha fazla su tutabilmesini sağlarlar.
Saarland’daki itfaiyeciler bir orman yangınını söndürür (arşiv görüntüsü): Bir yangının bir ormanı ne kadar hızlı tükettiği büyük ölçüde ağaç türüne ve yönetimine bağlıdır. (Kaynak: IMAGO/BeckerBredel)
Kısacası: Ladin ve çam çöllerinden uzak. Ormancıların, orman sahiplerinin bunu uyguladığını görüyor musunuz?
Bazıları yapar, ancak eski hatalar her yerde tekrarlanır. Her yerde, çok büyük zarar görmüş orman alanları kozalaklı monokültürlerle yeniden dikiliyor. Brandenburg’da bunu her yıl orman yangını sezonundan sonra görüyorum. Bu arada, hatalardan ders alma isteğinin bu kadar az olması beni rahatsız etmeye başladı.
Bunu nasıl açıklarsın?
Sorumluların çoğu, görünüşe göre durumdan bunalmış durumda ve her zaman yaptıkları gibi yeniden ağaçlandırma yapıyorlar. Görünüşte basit bir çözüm, ama yanlış olan. Ek olarak, nasıl olursa olsun piyasaya odun getirmek zorunda kalmanın algılanan ekonomik baskısı olabilir. Her ne kadar bugünün fidanı yarın bir ağaca dönüştürülemese de, bundan sadece on yıllar sonra. Korkarım bu genellikle inatçılık ve cehaletin bir karışımı.