- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
İşte eko anksiyete belirtileri birinci vakit içinderda 2007 yılında fark edilen eko anksiyete, günden güne değişen etraf kuralları karşısında bitmeyen bir çaresizlik hissi olarak tanımlanıyor. Eko anksiyete yaşamak için insanın başına bir olay gelmesine gerek olmadığını belirten uzmanlar, sorumluluk sahibi ve dünyaya bedel veren her insanın eko anksiyete yaşayabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, eko anksiyete yaşayan bireylerin yalnızca kendileri için değil, çocukları ve sevdikleri için de kaygı duyduklarını tabir ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyete ile ilgili değerlendirmelerde bulundu ve çevresel problemlere, afetlere karşı bireylere psikolojilerini müdafaaya yönelik değerli tavsiyeler paylaştı.
Eko anksiyete akılcı bir anksiyete çeşidi
Eko anksiyete’nin birinci vakit içinderda 2007 yılında fark edildiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Eko anksiyete günden güne olumsuz tarafta değişen etraf kuralları karşısında bitmek bilmeyen bir çaresizlik duymayı içeriyor. Bu duyguyu yaşayan şahıslar, yalnızca kendileri için değil çocukları ve sevdikleri için de telaş duyuyorlar. Eko anksiyete bir tehdite verilen doğal bir cevaptır ve bu tehdit somut gözle görülebilir bir tehdittir. Anksiyete sıkıntılarımızı çözmek için gereksinim duyduğumuz enerjiyi verdiği için bilhassa eko anksiyete’nin çok akılcı bir anksiyete çeşidi olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Etraf sıkıntılarının tahlili için sistem değişmeli
Etraf meselelerinin tek başına bireyin çözebileceği meseleler olmadığını söz eden Ünsalver, “Kurumların, şirketlerin ve tahminen de bütün bir sistemin değişmesi gerekiyor. Herkes üstüne düşen bakılırsavleri yerine getirse dahi kimi kayıpların geri dönüşü olmayabilir ya da düzelmesi için onlarca yıl geçmesi gerekebilir. Bu durumda, yaşadığımız etrafın gözümüzün önünde değişimine şahit olmak ve bunu durdurmak için birey olarak ne kadar yetersiz olduğunu fark etmek büyük bir çaresizlik hissini da getirir. Kimi şahıslar kendilerini hatalı hissedebilirler. Vakit ortasında eko anksiyete kişi için ruhsal olarak felç edici olabilir. Kimi ileri durumlarda kişi varoluşu anlamsız bularak kendi ömrünü sonlandırmayı dahi isteyebilir.” diye konuştu.
Eko anksiyete bu belirtilerle ortaya çıkıyor!
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyetenin belirtilerini şu biçimde sıraladı:
Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyete yaşanması için insanın başına bir şey gelmesine gerek olmadığını vurguladı ve kelamlarına şöyleki devam etti:
“Okuyan, araştıran, yaşadığı dünyaya bedel veren ve ilgi gösteren, sorumluluk sahibi ve toplumsal şuuru olan herkes ekolojik dataları takip ediyorsa eko anksiyete yaşayabilir. Geçmişte yaşamaya alışık olmadığımız ve denetimi nerdeyse imkansız sel, yangın üzere afetler de eko anksiyeteyi tetikleyebilir. Eko anksiyete etrafa hassas davranış geliştirmeyi, bu davranışı sürdürmeyi ve topluma da bu davranışlarla örnek olmayı sağlarsa sağlıklıdır. Şayet eko anksiyete şahısta denetim edilemeyen öfke patlamaları, yerinde duramama, uykusuzluk, kabuslar, iştah kaybı, isteksizlik, ümitsizlik ve intihar kanılarına niye olursa kesinlikle uzman yardımı alınmalı.”
Dayanışma çaresizlik hissinden kurtarabilir
Eko anksiyete ve eko yasla başa çıkmada Farkındalık Temelli Meditasyon ve etraf mevzularıyla uğraşan kümelere katılıp etkin rol almanın bireye yardımcı olabileceğini belirten Ünsalver, “Birey kendi çaresizliğinin dehşetini yaşamak yerine benzeri kaygılar yaşayan şahıslarla bir ortaya gelip bağ kurarak, dayanışarak yalnızlık ve çaresizlik hissinden kurtulabilir. Mahallî toplulukların ortalarındaki dayanışma ağını kuvvetlendirmesini teşvik etmek de dertle başa çıkmaya yardımcı olabilir.” dedi.
Psikiyatrik hastalıklar toplum ortasında meselelere yol açıyor
Türkiye özelinde art geriye yaşanılan çevresel afetlerin yarattığı panik, kaygı, öfke, çaresizlik ve yas hisleriyle başa çıkmak için en tesirli davranışın dayanışma olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, kelamlarını şöyleki tamamladı:
“aynı vakitte herkes kendi hudutlarını, kapasitesini hatırlamalı ve tüm afet durumlarıyla dayanışmayı hedeflememeli. Zira bu sonuçta şefkat yorgunluğuna, ruhsal ve fizikî tükenmeye yol açabilir. Afetlerin fotoğrafları ya da görüntülerine daima bakmak olayların travmatize edici tesirini arttırır. Bu sebeple bu cins gereçlere kısıtlı müddet bakılması gerekir. Yaşanan kayıplar karşısında üzülmek ve çaresiz hissetmenin doğal olduğunu kabul edip, üzülebilmenin aslında nasıl sorumlu ve empati kapasitesine sahip bir insan olduğunu gösterdiğini hatırlamak yardımcı olabilir. Bu olumsuz hisler gelecekte gibisi felaketlerin yaşanmaması ismine aksiyona geçmek için gerekli enerjiyi ve motivasyonu verecektir.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyete ile ilgili değerlendirmelerde bulundu ve çevresel problemlere, afetlere karşı bireylere psikolojilerini müdafaaya yönelik değerli tavsiyeler paylaştı.
Eko anksiyete akılcı bir anksiyete çeşidi
Eko anksiyete’nin birinci vakit içinderda 2007 yılında fark edildiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Eko anksiyete günden güne olumsuz tarafta değişen etraf kuralları karşısında bitmek bilmeyen bir çaresizlik duymayı içeriyor. Bu duyguyu yaşayan şahıslar, yalnızca kendileri için değil çocukları ve sevdikleri için de telaş duyuyorlar. Eko anksiyete bir tehdite verilen doğal bir cevaptır ve bu tehdit somut gözle görülebilir bir tehdittir. Anksiyete sıkıntılarımızı çözmek için gereksinim duyduğumuz enerjiyi verdiği için bilhassa eko anksiyete’nin çok akılcı bir anksiyete çeşidi olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Etraf sıkıntılarının tahlili için sistem değişmeli
Etraf meselelerinin tek başına bireyin çözebileceği meseleler olmadığını söz eden Ünsalver, “Kurumların, şirketlerin ve tahminen de bütün bir sistemin değişmesi gerekiyor. Herkes üstüne düşen bakılırsavleri yerine getirse dahi kimi kayıpların geri dönüşü olmayabilir ya da düzelmesi için onlarca yıl geçmesi gerekebilir. Bu durumda, yaşadığımız etrafın gözümüzün önünde değişimine şahit olmak ve bunu durdurmak için birey olarak ne kadar yetersiz olduğunu fark etmek büyük bir çaresizlik hissini da getirir. Kimi şahıslar kendilerini hatalı hissedebilirler. Vakit ortasında eko anksiyete kişi için ruhsal olarak felç edici olabilir. Kimi ileri durumlarda kişi varoluşu anlamsız bularak kendi ömrünü sonlandırmayı dahi isteyebilir.” diye konuştu.
Eko anksiyete bu belirtilerle ortaya çıkıyor!
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyetenin belirtilerini şu biçimde sıraladı:
- Global iklim değişikliği, tiplerin yok olması ve yaşayabildiğimiz bir gezegenin kalmayacağı istikametinde geviş getirir biçimde yine eden fikirler ve bunlara eşlik eden gerginlik, huzursuzluk, öfke, çaresizlik,
- Ekolojik problemlerle ilgili daima okuma ve araştırma hali,
- Ekolojik sıkıntıların tahliline dair hissedilen ümitsizlik,
- Ekolojik sıkıntıların niçini olduğuna dair suçluluk hisleri,
- Ekolojik meselelere dair bahisleri konuşmaktan, okumaktan ve izlemekten kaçınmak,
- Ekolojik hassas davranışları yapamadığında huzursuz hissetmek ya da bu davranışlarının hakikat olup olmadığından kuşku duymak,
- Etraftaki öbür bireylerin ekolojik hassas davranışlarda bulunup bulunmadığını denetim etmek ve bu davranışları yapmayan şahıslara duygusal/davranışsal yansılar göstermek.
Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, eko anksiyete yaşanması için insanın başına bir şey gelmesine gerek olmadığını vurguladı ve kelamlarına şöyleki devam etti:
“Okuyan, araştıran, yaşadığı dünyaya bedel veren ve ilgi gösteren, sorumluluk sahibi ve toplumsal şuuru olan herkes ekolojik dataları takip ediyorsa eko anksiyete yaşayabilir. Geçmişte yaşamaya alışık olmadığımız ve denetimi nerdeyse imkansız sel, yangın üzere afetler de eko anksiyeteyi tetikleyebilir. Eko anksiyete etrafa hassas davranış geliştirmeyi, bu davranışı sürdürmeyi ve topluma da bu davranışlarla örnek olmayı sağlarsa sağlıklıdır. Şayet eko anksiyete şahısta denetim edilemeyen öfke patlamaları, yerinde duramama, uykusuzluk, kabuslar, iştah kaybı, isteksizlik, ümitsizlik ve intihar kanılarına niye olursa kesinlikle uzman yardımı alınmalı.”
Dayanışma çaresizlik hissinden kurtarabilir
Eko anksiyete ve eko yasla başa çıkmada Farkındalık Temelli Meditasyon ve etraf mevzularıyla uğraşan kümelere katılıp etkin rol almanın bireye yardımcı olabileceğini belirten Ünsalver, “Birey kendi çaresizliğinin dehşetini yaşamak yerine benzeri kaygılar yaşayan şahıslarla bir ortaya gelip bağ kurarak, dayanışarak yalnızlık ve çaresizlik hissinden kurtulabilir. Mahallî toplulukların ortalarındaki dayanışma ağını kuvvetlendirmesini teşvik etmek de dertle başa çıkmaya yardımcı olabilir.” dedi.
Psikiyatrik hastalıklar toplum ortasında meselelere yol açıyor
Türkiye özelinde art geriye yaşanılan çevresel afetlerin yarattığı panik, kaygı, öfke, çaresizlik ve yas hisleriyle başa çıkmak için en tesirli davranışın dayanışma olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, kelamlarını şöyleki tamamladı:
“aynı vakitte herkes kendi hudutlarını, kapasitesini hatırlamalı ve tüm afet durumlarıyla dayanışmayı hedeflememeli. Zira bu sonuçta şefkat yorgunluğuna, ruhsal ve fizikî tükenmeye yol açabilir. Afetlerin fotoğrafları ya da görüntülerine daima bakmak olayların travmatize edici tesirini arttırır. Bu sebeple bu cins gereçlere kısıtlı müddet bakılması gerekir. Yaşanan kayıplar karşısında üzülmek ve çaresiz hissetmenin doğal olduğunu kabul edip, üzülebilmenin aslında nasıl sorumlu ve empati kapasitesine sahip bir insan olduğunu gösterdiğini hatırlamak yardımcı olabilir. Bu olumsuz hisler gelecekte gibisi felaketlerin yaşanmaması ismine aksiyona geçmek için gerekli enerjiyi ve motivasyonu verecektir.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı