- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Kalp damar hastalıkları bayanlarda daha sessiz ilerliyor , “Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz periyoduna kadar erkeklere bakılırsa daha güzel korunur durumdadırlar. Lakin menopozdan daha sonraki 5-10 yıllık devirden daha sonra bayanların riski de erkelerle tıpkı düzeye yüks
Hayat şekli değişikliği ve düzeltilebilir risk faktörlerinin denetim altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin değerli ölçüde önlenebileceğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş pandemi devrinde artan koroner damar tıkanıklıkları ve tedavi halleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
HAREKETSİZ ÖMÜR VE OBEZİTE RİSKİ ARTIRIYOR
Kalp ve damar hastalıklarında ömür üslubunun ehemmiyetine değinen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Damar tıkanıklığı bilhassa günlük hayatta daha epeyce karşılaştığımız koroner damar tıkanıklığı; kalbi besleyen ana damarların vakit içinde daralması kararında kalbin beslenmemesi ve buna bağlı belirtilerin ortaya çıkması durumudur. kimi vakit hiç bir belirti vermeden ani kalp krizi hatta ani mevtle bile ortaya çıkabilir. Kireçlenme de bu tıkanıklık bölgesinde biriken kalsiyum ile tıkanıklıkların daha güç açılabilir hale gelmesi durumudur. Koroner kalp damarlarındaki tıkanıklıklar, doğumdan daha sonrasındaki süreçte yağlı çizgilenmeler dediğimiz biçimde damar duvarlarında başlarken yıllar içerisinde bu alanlarda kolesterol (yağ) ve kalsiyum birikimleriyle ilerler. Şeker ve tansiyon hastaları, ailesinde kalp hastalığı olan bireyler, kolesterol yüksekliği, hareketsiz ömür usulü ve obezite böbrek yetmezliği olan bireyler ve bilhassa sigara içenlerde koroner kalp hastalıkları başka şahıslara göre fazlaca daha fazla görülür. Risk faktörleri ne kadar fazlası ise koroner kalp hastalığı riski de o kadar yükselir” açıklamasında bulundu.
MENOPOZ daha sonraSINDAKİ SÜRECE DİKKAT
Bayanlarda kalp ve damar hastalıklarının menopoz daha sonrası süreçte artabildiğini söyleyen Koçaş, “Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz periyoduna kadar erkeklere bakılırsa daha yeterli korunur durumdadırlar. Lakin menopozdan daha sonraki 5-10 yıllık devirden daha sonra bayanların riski de erkelerle tıpkı düzeye yükselir. Bayanların en büyük dezavantajı koroner kalp hastalığı belirti ve bulgularının daha farklı olması ve teşhis koymanın daha sıkıntı olmasıdır. Erkeklerde daha epeyce göğüs ağrısı ve göğüs sıkışması olarak ortaya çıkan koroner damar tıkanıklığı belirtileri, bayanlarda nefes darlığı, çabuk yorulma, fizikî aktivitede kısıtlılık olarak çıkabiliyor” tabirlerini kullandı.
KENT HAYATI DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Çağdaş kent hayatının kalp ve damar hastalıklarında riski artırdığını söz eden Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Özellikle hareketsizlik ve fast-food üslubu beslenmeye bağlı obezite koroner kalp hastalığı riskini artırmaktadır. Fast-food üslubu besinlerle kullanılan doymuş yağlar yıllar içerisinde yavaş yavaş kalp damarlarında birikerek damar tıkanıklığı oluşmasına niye olabilmektedir. Hava kirliliğinin de belli ölçüde de olsa damar tıkanıklığı üzerinde olumsuz tesirleri olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur” diye konuştu.
TAM TIKALI DAMARLAR AMELİYATSIZ FORMÜLLE AÇILABİLİYOR
“Daralmış damarların açılmasında sayı ve yaygınlığa göre farklı formüller kullanılabilir” diyen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş tedavi biçimlerine ait şu ayrıntıları paylaştı:
“Çok fazla damarda darlık olması durumunda baypas ameliyatı önerilirken daha az sayıda damarlarda tıkanıklık olması durumunda stent takılarak da bir fazlaca damar tıkanıklıkları tedavi edilebilir. Kronik total oklüzyon yani CTO süreci ise, koroner damarın en az 3 aylık bir süre ortasında tam tıkalı olması ve tıkalı olan damardan hiç kan akışı bulunmaması durumuna uygulanan özel bir süreçtir. CTO damarlarının açılması süreci de aslında olağan stentleme sürecine emsal koldan yahut kasıktan girilerek yapılır. Yalnızca bu süreçler sırasında birçok olayda bir değil iki damardan kalbe ulaşılır ve süreçler de olağan stentleme süreçlerine göre daha uzun sürebilir.”
HASTALAR SONRAKİ GÜN TABURCU OLABİLİYOR
Tıkalı kalp damarlarının açılmasının hastanın hayat kalitesini artırdığını belirten Koçaş, “Tam tıkalı kalp damarının açılması süreci tıkalı bölgedeki alan canlıysa ve tıkalı damar büyükçe bir alanı beslediği durumlarda tüm hastalara önerilebilir. Bilhassa büyük damarların tıkanıklıkları açıldığı durumda hastanın kalp yetmezliğinde düzelmeler görülebilir. Bu süreçten daha sonra hastaların göğüs ağrısı şikayetleri ortadan kaybolur ve ömür kaliteleri bariz biçimde artar. CTO süreci uygulanan hastalar sonraki gün taburcu olabilir ve birkaç günlük istirahat devrinden daha sonra olağan hayatlarına dönebilirler. Açık kalp ameliyatlarında ise güzelleşme daha uzun sürebilmektedir” dedi.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, kalp damar hastalıkların birçoklarının risk faktörleriyle gayret edilerek engellenebileceğini vurgulayarak, hayat usulü değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin denetim altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı kayıpların kıymetli ölçüde önlenebileceğini söylemiş oldu. Koçaş, “Bu değişiklikler içinde tertipli fizikî aktivite, sağlıklı beslenme alışkanlığı, sigaradan uzak durmak, kilo ve kan şekerini denetim altında tutmak ve denetimlerini ihmal etmemek” dedi.
Hayat şekli değişikliği ve düzeltilebilir risk faktörlerinin denetim altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin değerli ölçüde önlenebileceğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş pandemi devrinde artan koroner damar tıkanıklıkları ve tedavi halleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
HAREKETSİZ ÖMÜR VE OBEZİTE RİSKİ ARTIRIYOR
Kalp ve damar hastalıklarında ömür üslubunun ehemmiyetine değinen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Damar tıkanıklığı bilhassa günlük hayatta daha epeyce karşılaştığımız koroner damar tıkanıklığı; kalbi besleyen ana damarların vakit içinde daralması kararında kalbin beslenmemesi ve buna bağlı belirtilerin ortaya çıkması durumudur. kimi vakit hiç bir belirti vermeden ani kalp krizi hatta ani mevtle bile ortaya çıkabilir. Kireçlenme de bu tıkanıklık bölgesinde biriken kalsiyum ile tıkanıklıkların daha güç açılabilir hale gelmesi durumudur. Koroner kalp damarlarındaki tıkanıklıklar, doğumdan daha sonrasındaki süreçte yağlı çizgilenmeler dediğimiz biçimde damar duvarlarında başlarken yıllar içerisinde bu alanlarda kolesterol (yağ) ve kalsiyum birikimleriyle ilerler. Şeker ve tansiyon hastaları, ailesinde kalp hastalığı olan bireyler, kolesterol yüksekliği, hareketsiz ömür usulü ve obezite böbrek yetmezliği olan bireyler ve bilhassa sigara içenlerde koroner kalp hastalıkları başka şahıslara göre fazlaca daha fazla görülür. Risk faktörleri ne kadar fazlası ise koroner kalp hastalığı riski de o kadar yükselir” açıklamasında bulundu.
MENOPOZ daha sonraSINDAKİ SÜRECE DİKKAT
Bayanlarda kalp ve damar hastalıklarının menopoz daha sonrası süreçte artabildiğini söyleyen Koçaş, “Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz periyoduna kadar erkeklere bakılırsa daha yeterli korunur durumdadırlar. Lakin menopozdan daha sonraki 5-10 yıllık devirden daha sonra bayanların riski de erkelerle tıpkı düzeye yükselir. Bayanların en büyük dezavantajı koroner kalp hastalığı belirti ve bulgularının daha farklı olması ve teşhis koymanın daha sıkıntı olmasıdır. Erkeklerde daha epeyce göğüs ağrısı ve göğüs sıkışması olarak ortaya çıkan koroner damar tıkanıklığı belirtileri, bayanlarda nefes darlığı, çabuk yorulma, fizikî aktivitede kısıtlılık olarak çıkabiliyor” tabirlerini kullandı.
KENT HAYATI DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Çağdaş kent hayatının kalp ve damar hastalıklarında riski artırdığını söz eden Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Özellikle hareketsizlik ve fast-food üslubu beslenmeye bağlı obezite koroner kalp hastalığı riskini artırmaktadır. Fast-food üslubu besinlerle kullanılan doymuş yağlar yıllar içerisinde yavaş yavaş kalp damarlarında birikerek damar tıkanıklığı oluşmasına niye olabilmektedir. Hava kirliliğinin de belli ölçüde de olsa damar tıkanıklığı üzerinde olumsuz tesirleri olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur” diye konuştu.
TAM TIKALI DAMARLAR AMELİYATSIZ FORMÜLLE AÇILABİLİYOR
“Daralmış damarların açılmasında sayı ve yaygınlığa göre farklı formüller kullanılabilir” diyen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş tedavi biçimlerine ait şu ayrıntıları paylaştı:
“Çok fazla damarda darlık olması durumunda baypas ameliyatı önerilirken daha az sayıda damarlarda tıkanıklık olması durumunda stent takılarak da bir fazlaca damar tıkanıklıkları tedavi edilebilir. Kronik total oklüzyon yani CTO süreci ise, koroner damarın en az 3 aylık bir süre ortasında tam tıkalı olması ve tıkalı olan damardan hiç kan akışı bulunmaması durumuna uygulanan özel bir süreçtir. CTO damarlarının açılması süreci de aslında olağan stentleme sürecine emsal koldan yahut kasıktan girilerek yapılır. Yalnızca bu süreçler sırasında birçok olayda bir değil iki damardan kalbe ulaşılır ve süreçler de olağan stentleme süreçlerine göre daha uzun sürebilir.”
HASTALAR SONRAKİ GÜN TABURCU OLABİLİYOR
Tıkalı kalp damarlarının açılmasının hastanın hayat kalitesini artırdığını belirten Koçaş, “Tam tıkalı kalp damarının açılması süreci tıkalı bölgedeki alan canlıysa ve tıkalı damar büyükçe bir alanı beslediği durumlarda tüm hastalara önerilebilir. Bilhassa büyük damarların tıkanıklıkları açıldığı durumda hastanın kalp yetmezliğinde düzelmeler görülebilir. Bu süreçten daha sonra hastaların göğüs ağrısı şikayetleri ortadan kaybolur ve ömür kaliteleri bariz biçimde artar. CTO süreci uygulanan hastalar sonraki gün taburcu olabilir ve birkaç günlük istirahat devrinden daha sonra olağan hayatlarına dönebilirler. Açık kalp ameliyatlarında ise güzelleşme daha uzun sürebilmektedir” dedi.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, kalp damar hastalıkların birçoklarının risk faktörleriyle gayret edilerek engellenebileceğini vurgulayarak, hayat usulü değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin denetim altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı kayıpların kıymetli ölçüde önlenebileceğini söylemiş oldu. Koçaş, “Bu değişiklikler içinde tertipli fizikî aktivite, sağlıklı beslenme alışkanlığı, sigaradan uzak durmak, kilo ve kan şekerini denetim altında tutmak ve denetimlerini ihmal etmemek” dedi.