- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
Kaygılı çağdaşmış, telaşlı muhafazakârmış, tüm kimliklerin telaşlarını silip atacağız
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Mersin’de partisinin vilayet kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde partisinin laiklik anlayışı ve dış siyaset vardı. Babacan şu tabirleri kullandı:
‘Ülkemizde tek bir telaşlı kişi olmasın diye çalışacağız’
“Özgürlükçü laiklik anlayışıyla hareket ediyoruz. Devletin topluma giydirmeye çalışacağı her gömleğin dar geleceğini biliyoruz. her insanın, inanç ve ibadet özgürlüğünü yaşayacağı, hiç kimsenin kendi hayat üslubu üzerinde, rastgele bir tasa duymayacağı bir haklar ve özgürlükler sistemi kuracağız. Kaygılı çağdaşmış, kaygılı muhafazakarmış; tüm kimliklerin tasalarını silip atacağız. Ülkemizde tek bir kaygılı kişi olmasın diye çalışacağız.”
‘Devletin her ömür usulüne eşit yakınlıkta olduğu sistemi hedefliyoruz’
“Eski otoriter laiklik anlayışının hiç bir kararı kalmadı. Toplumumuzun üstün feraseti bu sorunu da çözmesini bildi. Vatandaşlarımız, din ve vicdan özgürlüğünün tam sağlandığı bir ülkede yaşamak istiyor. Vatandaşlarımız hangi dine yahut mezhebe mensup olursa olsun, inansın yahut inanmasın, devletin her ömür biçimine eşit yakınlıkta olduğu bir tertibi tesis etmeyi hedefliyoruz. Devlet, vatandaşını olduğu üzere kabul etmek zorundadır.”
‘Akıllı güç olacağız, barışa katkı sunacağız’
“Ülkemizin, milletlerarası çevrelerdeki prestijini, en üste taşımak için kolları sıvadık. Dış siyasette barışın sözcüsü olacağız. Düşmanları azaltıp, dostlarımızı çoğaltacağız. Dış politikayı, birilerinin şahsi bekası uğruna heba etmeyeceğiz. Türkiye yalnızca bir askeri güç değil, hem de bir akıllı güç olacak. Akıllı güç hem ekonomik gücünü hem askeri gücünü hem prestijini tıpkı vakitte prestijden oluşan kelamın gücünü makul kullanabilmek demek. Ülkemizi tekrar sağlam ve barışa katkı sunan bir milletlerarası aktör yapacağız.”
‘İtibarlı bir ülke askeri yahut ekonomik gücün ötesinde tesire sahip olabilir’
“Uluslararası münasebetlerde en büyük güç, prestijli olmanın, emniyetli olmanın verdiği güçtür. Prestijli bir ülke askeri yahut ekonomik gücünün epey daha ötesinde bir tesir sahibi olabilir. Prestij, memleketler arası hukuka saygılı olmakla kazanılır. Daima doğruyu, daima hakkı konuşmakla sağlanır. Yeterli bir diplomasi ve âlâ bir siyasi diyalogla sağlanır. Prestij, yeterli yönetilen bir iktisatla, hukuk devleti olmakla sağlanır. Kendi vatandaşına hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik yapan bir ülke dünyada çıkıp da adaletten, hukuktan bahsedemez. Ciddiye almazlar sizi.”
‘Müttefiklerini ikna edebilen ülke itibarlıdır’
“İtibar, istikrarlı bir duruşla, dostlarınıza itimat veren uygulamalarla kazanılır. Kendi vatandaşına inanç vererek, ekonomiyi kuvvetli tutarak kazanılır. Ders almak istemiyorlar lakin kopya verelim. Milletlerarası toplumda müttefiklik kurabilen, onları ikna edebilen, hatta iş birliği sağlayan ülke prestijlidir.”
‘Sürekli zikzak çizerek prestij kazanılmaz’
“‘F35 uçaklarımızı vermediniz, bari F16 verin’ diyor. 1 milyar 400 milyon dolar para vermişler, F35 uçağı yok. ‘Vermezsen bu biçimde S-400 alırım Rusya’dan’ diyor. ‘S400’ü aldım ancak merak etmeyin kullanmam’ diyor Amerika’ya. Kapağını kaldırınca yaptırım geliyor; ‘Tamam kapağını açmam, depoda tutarım’ diyor. Bir gün “İkinci S400’ü alacağım’ diyor, öbür gün Biden’dan randevu gelir mi diye bekletmeye başlıyor. Memleketimizi gülünç duruma düşürüyor. Daima zikzak çizerek prestij kazanılmaz.”
‘Taliban düşmanın mı, meşruiyet kazandırmak istediğin dostun mu?’
“Afganistan’da evvel ‘Kabil Havaalanı’nın savunmasına talibiz’ dedi. Demek ki Taliban’ı düşman görüyor ki havaalanını korumak istiyor. İki hafta daha sonra Taliban Afganistan’da idaresi ele geçirince ‘Kabil Havaalanı’nı işletmeye talibim, zira Taliban’a meşruiyet kazandırmak lazım’ diyor. On beş gün evvel düşman bellediğin, kendisine karşı havaalanını savunmak istediklerine on beş gün daha sonra meşruiyet kazandırmanın kederine düşüyor. Hicap duyuyorum. Taliban senin düşmanın mı, yoksa meşruiyet kazandırmak istediğin dostun mu? Bunu açıkla, daha sonrasında dış politikanı oluştur.”
‘Mavi Vatan’da devlet kayıtlarına alınmayan kelamlar mi verildi?’
“Bizim gemiler limanlara çekildi. Sanki devlet kayıtlarına alınmayan, baş başa yapılan zımnî toplantılarda kelamlar mi verildi? Biden’la görüşüyor, baş başa, not tutulmuyor. Putin’le konuşuyor, ülkenin dışişleri bakanı heyette yok. Üstelik bu görüşmeler öteki ülkelerin yerlerinde yapılıyor. Bizim ülkemizin cumhurbaşkanı tek başına, yer öteki yer ve bizde kaydı yok. Merak ediyorum: Mavi Vatan’a ne oldu? Doğu Akdeniz’de memleketler arası hukuktan kaynaklanan haklarımızı savunmak, korumak zorundayız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Mersin’de partisinin vilayet kongresinde konuştu. Babacan’ın gündeminde partisinin laiklik anlayışı ve dış siyaset vardı. Babacan şu tabirleri kullandı:
‘Ülkemizde tek bir telaşlı kişi olmasın diye çalışacağız’
“Özgürlükçü laiklik anlayışıyla hareket ediyoruz. Devletin topluma giydirmeye çalışacağı her gömleğin dar geleceğini biliyoruz. her insanın, inanç ve ibadet özgürlüğünü yaşayacağı, hiç kimsenin kendi hayat üslubu üzerinde, rastgele bir tasa duymayacağı bir haklar ve özgürlükler sistemi kuracağız. Kaygılı çağdaşmış, kaygılı muhafazakarmış; tüm kimliklerin tasalarını silip atacağız. Ülkemizde tek bir kaygılı kişi olmasın diye çalışacağız.”
‘Devletin her ömür usulüne eşit yakınlıkta olduğu sistemi hedefliyoruz’
“Eski otoriter laiklik anlayışının hiç bir kararı kalmadı. Toplumumuzun üstün feraseti bu sorunu da çözmesini bildi. Vatandaşlarımız, din ve vicdan özgürlüğünün tam sağlandığı bir ülkede yaşamak istiyor. Vatandaşlarımız hangi dine yahut mezhebe mensup olursa olsun, inansın yahut inanmasın, devletin her ömür biçimine eşit yakınlıkta olduğu bir tertibi tesis etmeyi hedefliyoruz. Devlet, vatandaşını olduğu üzere kabul etmek zorundadır.”
‘Akıllı güç olacağız, barışa katkı sunacağız’
“Ülkemizin, milletlerarası çevrelerdeki prestijini, en üste taşımak için kolları sıvadık. Dış siyasette barışın sözcüsü olacağız. Düşmanları azaltıp, dostlarımızı çoğaltacağız. Dış politikayı, birilerinin şahsi bekası uğruna heba etmeyeceğiz. Türkiye yalnızca bir askeri güç değil, hem de bir akıllı güç olacak. Akıllı güç hem ekonomik gücünü hem askeri gücünü hem prestijini tıpkı vakitte prestijden oluşan kelamın gücünü makul kullanabilmek demek. Ülkemizi tekrar sağlam ve barışa katkı sunan bir milletlerarası aktör yapacağız.”
‘İtibarlı bir ülke askeri yahut ekonomik gücün ötesinde tesire sahip olabilir’
“Uluslararası münasebetlerde en büyük güç, prestijli olmanın, emniyetli olmanın verdiği güçtür. Prestijli bir ülke askeri yahut ekonomik gücünün epey daha ötesinde bir tesir sahibi olabilir. Prestij, memleketler arası hukuka saygılı olmakla kazanılır. Daima doğruyu, daima hakkı konuşmakla sağlanır. Yeterli bir diplomasi ve âlâ bir siyasi diyalogla sağlanır. Prestij, yeterli yönetilen bir iktisatla, hukuk devleti olmakla sağlanır. Kendi vatandaşına hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik yapan bir ülke dünyada çıkıp da adaletten, hukuktan bahsedemez. Ciddiye almazlar sizi.”
‘Müttefiklerini ikna edebilen ülke itibarlıdır’
“İtibar, istikrarlı bir duruşla, dostlarınıza itimat veren uygulamalarla kazanılır. Kendi vatandaşına inanç vererek, ekonomiyi kuvvetli tutarak kazanılır. Ders almak istemiyorlar lakin kopya verelim. Milletlerarası toplumda müttefiklik kurabilen, onları ikna edebilen, hatta iş birliği sağlayan ülke prestijlidir.”
‘Sürekli zikzak çizerek prestij kazanılmaz’
“‘F35 uçaklarımızı vermediniz, bari F16 verin’ diyor. 1 milyar 400 milyon dolar para vermişler, F35 uçağı yok. ‘Vermezsen bu biçimde S-400 alırım Rusya’dan’ diyor. ‘S400’ü aldım ancak merak etmeyin kullanmam’ diyor Amerika’ya. Kapağını kaldırınca yaptırım geliyor; ‘Tamam kapağını açmam, depoda tutarım’ diyor. Bir gün “İkinci S400’ü alacağım’ diyor, öbür gün Biden’dan randevu gelir mi diye bekletmeye başlıyor. Memleketimizi gülünç duruma düşürüyor. Daima zikzak çizerek prestij kazanılmaz.”
‘Taliban düşmanın mı, meşruiyet kazandırmak istediğin dostun mu?’
“Afganistan’da evvel ‘Kabil Havaalanı’nın savunmasına talibiz’ dedi. Demek ki Taliban’ı düşman görüyor ki havaalanını korumak istiyor. İki hafta daha sonra Taliban Afganistan’da idaresi ele geçirince ‘Kabil Havaalanı’nı işletmeye talibim, zira Taliban’a meşruiyet kazandırmak lazım’ diyor. On beş gün evvel düşman bellediğin, kendisine karşı havaalanını savunmak istediklerine on beş gün daha sonra meşruiyet kazandırmanın kederine düşüyor. Hicap duyuyorum. Taliban senin düşmanın mı, yoksa meşruiyet kazandırmak istediğin dostun mu? Bunu açıkla, daha sonrasında dış politikanı oluştur.”
‘Mavi Vatan’da devlet kayıtlarına alınmayan kelamlar mi verildi?’
“Bizim gemiler limanlara çekildi. Sanki devlet kayıtlarına alınmayan, baş başa yapılan zımnî toplantılarda kelamlar mi verildi? Biden’la görüşüyor, baş başa, not tutulmuyor. Putin’le konuşuyor, ülkenin dışişleri bakanı heyette yok. Üstelik bu görüşmeler öteki ülkelerin yerlerinde yapılıyor. Bizim ülkemizin cumhurbaşkanı tek başına, yer öteki yer ve bizde kaydı yok. Merak ediyorum: Mavi Vatan’a ne oldu? Doğu Akdeniz’de memleketler arası hukuktan kaynaklanan haklarımızı savunmak, korumak zorundayız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı