- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Kendi Kök Hücreleriniz Hoşluk Sırrınız Olabilir Kök hücreler kişinin kendi dokularından elde ediliyor ve dermatolojiden ortopediye tıbbın birfazlaca alanında kullanılabiliyor. Dermatolojik hastalıkların tedavisine ek olarak ciltteki kolajen ölçüsünü artıran kök hücreler yaşlanma zıddı tesirleriyle de ön plana çıkıyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Kısmından Uz. Dr. T. Kevser Uzunçakmak, kök hücre tedavisi ve kök hücreyle cilt gençleştirme hakkında bilgi verdi.
Kök hücreler, birfazlaca dokuda bulunan ve çeşitli hücre tiplerine dönüşebilme kabiliyetine sahip farklılaşmamış öncü hücrelerdir. Kök hücreler, kaynaklarına ve farklılaşma kapasitelerine göre sınıflandırılabilir. Kök hücreler deride, olağan deri sıhhatinin korunmasına ve rastgele bir faydalanma daha sonrası derinin tamirinde yardımcı olurlar.
Kök hücreler kıl folikülü ve yağ dokularından elde ediliyor
Kök hücreler, yağ dokularından yahut direkt kıl folikülü etrafındaki kök hücrelere yönelik saçlı deriden alınan örneklerden elde edilebilmektedir. Saç hastalıkları için çoğunlukla kulak ardındaki dokulardan, yüz gençleştirme için ise karın bölgesindeki yağ dokularından kök hücre alınmaktadır. Yağ dokuları kalça ve uyluk bölgesinden de alınabilmektedir. Yağ dokusundan kök hücre toplama sürecinde, hedeflenecek bölge dikkatli bir biçimde belirlenir. Lokal anestezi altında yapılan süreçte yaklaşık 30 ml yağ özel şırıngalar ile aspire edilerek alınır ve laboratuvara gönderilir. Laboratuvar ortamında çoğaltılan kök hücreler uygun ortamlarda saklanır. Tedavi edilecek bölgelere enjekte edilir.
Biroldukça deri hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor
Kök hücre tedavisi; sistemik skleroz, sistemik lupus eritematozus, skleromiksödem, Merkel hücreli karsinom, vitiligo, pemfigus vulgaris, sedef hastalığı, atopik dermatit, epidermoliz bülloza (kelebek hastalığı) ve saç dökülmeleri üzere birfazlaca deri hastalığının tedavisinde başarılı sonuçlar vermektedir. Bu hastalıklara ek olarak yeni ve sağlıklı kolajen sentezi artışı sağlayabilmesi niçiniyle cilt kırışıklık tedavisi ve cilt gençleştirme üzere biroldukca alanda muvaffakiyet ile kullanılabilmektedir. Araştırmalar yağ dokudan elde edilen kök hücrelerin kolajen sentezinden sorumlu hücreler olan fibroblastları aktive ettiği ve deride antioksidan ve yara uygunlaştırıcı tesirlere sahip çeşitli büyüme faktörleri salgıladığını göstermektedir.
Saç dökülmelerinde uygulanabiliyor
Kök hücre tedavisi; cilt gençleştirme ve kırışıklık tedavisinde, saç dökülmelerinde, bilhassa tıbbi ismi androgenetik alopesi olan, halk içinde erkek tipi kellik olarak bilinen saç dökülme yakınması olan hem bayan hem erkek bireylerde kullanılabilmektedir. Ayrıyeten; bacak ülserleri, Buerger hastalığı, bası yaraları, derin yanıklar ve diyabetik ülserler üzere kronik yaraların tedavisinde de muvaffakiyetle uygulanabilmektedir.
Kök hücre tedavisi cilt gençleştirmede de ön plana çıkıyor
Kök hücre tedavisinde kişinin kendi kök hücreleri tedavi planlanan alanda deri orta katmanına enjekte edilmekte ve bu alanda fibroblast ismi verilen temel hücre tipine dönüşebilmektedir. Fibroblastlar bedende kolajen ismini verilen, esnekliği sağlayan temel yapısal proteini üreten hücrelerdir. Yaşlanmanın tesiriyle azalan kolajen sentezi, kök hücre tedavisi ile yine doğal yolla artırılmaktadır. Bedenin kendi sentezlediği bu yeni kolajen, cilt dokusunda elastikiyet ve yoğunluk artışının yanı sıra ve ince kırışıklıklarda yaklaşık 8 hafta içerisinde tesirini göstermektedir. Deriye yönelik kök hücre uygulamalarında tesir 2. aydan itibaren görülmeye başlamaktadır. Tedavinin tesiri hastaların 90’ında 1 yıla kadar, 75’inde ise 5 yıla kadar devam edebilmektedir.
Cilt kendi hücresiyle yenileniyor
Cilt gençleştirmede kullanılan dolgu, botoks üzere öteki metotlarda cilde sentetik unsurlar verilmektedir. Kök hücre tedavisi ise sentetik olmayan büsbütün hastanın kendi hücrelerinden elde edilen bir tedavi formülüdür. Gerek kalıcılık açısından gerekse hangi dokuda neye muhtaçlık var ise ona yönelik tedavi sağlanabilmesi açısından öteki tedavi biçimlerine göre çok avantajlı bir tedavi seçeneğidir.
Kök hücre tedavisinin yan tesiri bulunmuyor
Kişinin kendi hücreleri olduğu için genel olarak uygulama daha sonrası bariz bir yan tesir görülmemektedir. Uygulama daha sonrası biyopsi yoluyla kök hücre temin edilen hastalarda kırmızı mercimek büyüklüğünde iz oluşabilmektedir. Yağ dokudan elde edilen kök hücre örneklerinde enjektör yardımı ile süreç yapılmakta iğne giriş yerlerinde bariz iz kalmamaktadır. Süreç sırasında ve daha sonrasında hastalarda hayli nadiren kısa müddetli minimal ağrı olabilmektedir. Kök hücre tedavileri kesinlikle uzman tabipler tarafınca tam donanımlı merkezlerde yapılmalıdır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Kök hücreler, birfazlaca dokuda bulunan ve çeşitli hücre tiplerine dönüşebilme kabiliyetine sahip farklılaşmamış öncü hücrelerdir. Kök hücreler, kaynaklarına ve farklılaşma kapasitelerine göre sınıflandırılabilir. Kök hücreler deride, olağan deri sıhhatinin korunmasına ve rastgele bir faydalanma daha sonrası derinin tamirinde yardımcı olurlar.
Kök hücreler kıl folikülü ve yağ dokularından elde ediliyor
Kök hücreler, yağ dokularından yahut direkt kıl folikülü etrafındaki kök hücrelere yönelik saçlı deriden alınan örneklerden elde edilebilmektedir. Saç hastalıkları için çoğunlukla kulak ardındaki dokulardan, yüz gençleştirme için ise karın bölgesindeki yağ dokularından kök hücre alınmaktadır. Yağ dokuları kalça ve uyluk bölgesinden de alınabilmektedir. Yağ dokusundan kök hücre toplama sürecinde, hedeflenecek bölge dikkatli bir biçimde belirlenir. Lokal anestezi altında yapılan süreçte yaklaşık 30 ml yağ özel şırıngalar ile aspire edilerek alınır ve laboratuvara gönderilir. Laboratuvar ortamında çoğaltılan kök hücreler uygun ortamlarda saklanır. Tedavi edilecek bölgelere enjekte edilir.
Biroldukça deri hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor
Kök hücre tedavisi; sistemik skleroz, sistemik lupus eritematozus, skleromiksödem, Merkel hücreli karsinom, vitiligo, pemfigus vulgaris, sedef hastalığı, atopik dermatit, epidermoliz bülloza (kelebek hastalığı) ve saç dökülmeleri üzere birfazlaca deri hastalığının tedavisinde başarılı sonuçlar vermektedir. Bu hastalıklara ek olarak yeni ve sağlıklı kolajen sentezi artışı sağlayabilmesi niçiniyle cilt kırışıklık tedavisi ve cilt gençleştirme üzere biroldukca alanda muvaffakiyet ile kullanılabilmektedir. Araştırmalar yağ dokudan elde edilen kök hücrelerin kolajen sentezinden sorumlu hücreler olan fibroblastları aktive ettiği ve deride antioksidan ve yara uygunlaştırıcı tesirlere sahip çeşitli büyüme faktörleri salgıladığını göstermektedir.
Saç dökülmelerinde uygulanabiliyor
Kök hücre tedavisi; cilt gençleştirme ve kırışıklık tedavisinde, saç dökülmelerinde, bilhassa tıbbi ismi androgenetik alopesi olan, halk içinde erkek tipi kellik olarak bilinen saç dökülme yakınması olan hem bayan hem erkek bireylerde kullanılabilmektedir. Ayrıyeten; bacak ülserleri, Buerger hastalığı, bası yaraları, derin yanıklar ve diyabetik ülserler üzere kronik yaraların tedavisinde de muvaffakiyetle uygulanabilmektedir.
Kök hücre tedavisi cilt gençleştirmede de ön plana çıkıyor
Kök hücre tedavisinde kişinin kendi kök hücreleri tedavi planlanan alanda deri orta katmanına enjekte edilmekte ve bu alanda fibroblast ismi verilen temel hücre tipine dönüşebilmektedir. Fibroblastlar bedende kolajen ismini verilen, esnekliği sağlayan temel yapısal proteini üreten hücrelerdir. Yaşlanmanın tesiriyle azalan kolajen sentezi, kök hücre tedavisi ile yine doğal yolla artırılmaktadır. Bedenin kendi sentezlediği bu yeni kolajen, cilt dokusunda elastikiyet ve yoğunluk artışının yanı sıra ve ince kırışıklıklarda yaklaşık 8 hafta içerisinde tesirini göstermektedir. Deriye yönelik kök hücre uygulamalarında tesir 2. aydan itibaren görülmeye başlamaktadır. Tedavinin tesiri hastaların 90’ında 1 yıla kadar, 75’inde ise 5 yıla kadar devam edebilmektedir.
Cilt kendi hücresiyle yenileniyor
Cilt gençleştirmede kullanılan dolgu, botoks üzere öteki metotlarda cilde sentetik unsurlar verilmektedir. Kök hücre tedavisi ise sentetik olmayan büsbütün hastanın kendi hücrelerinden elde edilen bir tedavi formülüdür. Gerek kalıcılık açısından gerekse hangi dokuda neye muhtaçlık var ise ona yönelik tedavi sağlanabilmesi açısından öteki tedavi biçimlerine göre çok avantajlı bir tedavi seçeneğidir.
Kök hücre tedavisinin yan tesiri bulunmuyor
Kişinin kendi hücreleri olduğu için genel olarak uygulama daha sonrası bariz bir yan tesir görülmemektedir. Uygulama daha sonrası biyopsi yoluyla kök hücre temin edilen hastalarda kırmızı mercimek büyüklüğünde iz oluşabilmektedir. Yağ dokudan elde edilen kök hücre örneklerinde enjektör yardımı ile süreç yapılmakta iğne giriş yerlerinde bariz iz kalmamaktadır. Süreç sırasında ve daha sonrasında hastalarda hayli nadiren kısa müddetli minimal ağrı olabilmektedir. Kök hücre tedavileri kesinlikle uzman tabipler tarafınca tam donanımlı merkezlerde yapılmalıdır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı