- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Kleptomanide kişi çalma dürtüsünü engelleyemiyor Halk içinde çalma hastalığı olarak bilinen “kleptomani” yaşayan şahıslarda, çocukluk devrinde yaşanan ruhsal travmaların tesirli olduğunu belirten uzmanlar, şahısta olumsuz ruh halini azaltmak yahut bastırılmış öfkenin göstergesi olarak bu biçimde bir semptom geliştiğini vurguluyor. Kleptomanin hırsızlık ile eş manalı olmadığının altını çizen uzmanlar, dürtü denetim bozuklukları ismi altında sınıflandırıldığını çalma dürtüsünü engelleyememe hali olduğunu belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Kolu Öğretim Üyesi, NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Habib Erensoy, halk içinde “çalma hastalığı” olarak da bilinen kleptomaniye ait değerlendirmelerde bulundu.
Kleptomaniyi, “maddi kıymeti devasa yükseklikte olmayan kıymetsiz ve pek işe yaramayan eşyayı çalmak” olarak tanımlayan Doç. Dr. Habib Erensoy, “Çocuklukta kıymetsiz eşyayı çalmak, çocukluk yanlışı olarak algılanabilir ve ekseriyetle bu davranış ilerleyen yaşlarda ortadan kalkar. Erişkin periyotta bu olumsuz davranışın (hırsızlık) hem ahlaki hem cezai sorumluluğu olağan olarak ki fazladır.” dedi.
Kleptomani çalma dürtüsünü engelleyememe halidir
Kleptomaninin hırsızlık ile eş manalı olmayıp ruhsal bir hastalık olan dürtü denetim bozuklukları ismi altında sınıflandırıldığını kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Hırsızlıktan farklı olarak kişinin sosyokültürel, dış görünüş ve ekonomik durumuyla uyumsuzdur. Kişi genelde çalma davranışına karşı çok istek duyar. İşine pek yaramayan, mali pahası fazla olmayan ıvır zıvır objeleri alım gücü olduğu biçimde çalar ve yalnızca çalma dürtüsünü engelleyememe halidir. Kişi, çalma davranışının olumsuz sonuçlarını farkında, bu davranışının kararında utanç, düşünce duyduğu biçimde dürtülerine karşı koyamamakta, emsal davranışı yenidenlamaktadır.” diye konuştu.
Alt benlik ve üst benlik istikrar sağlayamıyor
Kleptomaninin niçinlerine değinen Doç. Dr. Habib Erensoy, “Psikanalitik kurama bakılırsa, kleptomanide her an haz almayı isteyen alt benlik ve bireye hudut koyan üst benlik içinde kalan benlik dengeyi sağlayamamaktadır. Üst benliğin acımasız tesiri artmış ve kişi, kendisini cezalandırmak, suçlamak için çalma aksiyonlarına başlamaktadır. Freud’a göre, bireyin bastırılmış çatışmaları rol oynamaktadır.” diye konuştu.
Kleptomani yaşayan şahıslarda, çocukluk devrinde yaşanan ruhsal travmaların tesirli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kişide olumsuz ruh halini azaltmak yahut bastırılmış öfkenin göstergesi olarak bu biçimde bir semptom geliştirmiştir.” dedi.
Psikoterapi belirtileri azaltıyor
Doç. Dr. Habib Erensoy, kleptomaninin depresyon, kişilik bozuklukları, Dissosiatif Bozukluk ve takıntı hastalıkları üzere psikiyatrik hastalıklarla birlikte yahut epilepsi, demans ve kimi beyin tümörleriyle görülebildiğini kaydetti. Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kleptomani, dürtüselliği azaltmak ve eşlik eden psikiyatrik hastalıkları tedavi ederek denetim altına alınır. Travmatik yaşantıları olanlarda psikoterapi, belirtileri azaltır.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Kolu Öğretim Üyesi, NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Habib Erensoy, halk içinde “çalma hastalığı” olarak da bilinen kleptomaniye ait değerlendirmelerde bulundu.
Kleptomaniyi, “maddi kıymeti devasa yükseklikte olmayan kıymetsiz ve pek işe yaramayan eşyayı çalmak” olarak tanımlayan Doç. Dr. Habib Erensoy, “Çocuklukta kıymetsiz eşyayı çalmak, çocukluk yanlışı olarak algılanabilir ve ekseriyetle bu davranış ilerleyen yaşlarda ortadan kalkar. Erişkin periyotta bu olumsuz davranışın (hırsızlık) hem ahlaki hem cezai sorumluluğu olağan olarak ki fazladır.” dedi.
Kleptomani çalma dürtüsünü engelleyememe halidir
Kleptomaninin hırsızlık ile eş manalı olmayıp ruhsal bir hastalık olan dürtü denetim bozuklukları ismi altında sınıflandırıldığını kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Hırsızlıktan farklı olarak kişinin sosyokültürel, dış görünüş ve ekonomik durumuyla uyumsuzdur. Kişi genelde çalma davranışına karşı çok istek duyar. İşine pek yaramayan, mali pahası fazla olmayan ıvır zıvır objeleri alım gücü olduğu biçimde çalar ve yalnızca çalma dürtüsünü engelleyememe halidir. Kişi, çalma davranışının olumsuz sonuçlarını farkında, bu davranışının kararında utanç, düşünce duyduğu biçimde dürtülerine karşı koyamamakta, emsal davranışı yenidenlamaktadır.” diye konuştu.
Alt benlik ve üst benlik istikrar sağlayamıyor
Kleptomaninin niçinlerine değinen Doç. Dr. Habib Erensoy, “Psikanalitik kurama bakılırsa, kleptomanide her an haz almayı isteyen alt benlik ve bireye hudut koyan üst benlik içinde kalan benlik dengeyi sağlayamamaktadır. Üst benliğin acımasız tesiri artmış ve kişi, kendisini cezalandırmak, suçlamak için çalma aksiyonlarına başlamaktadır. Freud’a göre, bireyin bastırılmış çatışmaları rol oynamaktadır.” diye konuştu.
Kleptomani yaşayan şahıslarda, çocukluk devrinde yaşanan ruhsal travmaların tesirli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kişide olumsuz ruh halini azaltmak yahut bastırılmış öfkenin göstergesi olarak bu biçimde bir semptom geliştirmiştir.” dedi.
Psikoterapi belirtileri azaltıyor
Doç. Dr. Habib Erensoy, kleptomaninin depresyon, kişilik bozuklukları, Dissosiatif Bozukluk ve takıntı hastalıkları üzere psikiyatrik hastalıklarla birlikte yahut epilepsi, demans ve kimi beyin tümörleriyle görülebildiğini kaydetti. Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kleptomani, dürtüselliği azaltmak ve eşlik eden psikiyatrik hastalıkları tedavi ederek denetim altına alınır. Travmatik yaşantıları olanlarda psikoterapi, belirtileri azaltır.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı