- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
Mars’ta yaşama bir adım daha yaklaşıldı
Dassault Systèmes’in üç boyutluEXPERIENCE platformu kullanılarak geliştirilen BioPod, insanlığı Mars’ta yaşama bir adım daha yaklaştırdı. Kendi kendini idame eden besin üretim sistemi BioPod hava, su ve besin üretip geri dönüştürerek Dünya, Ay ve Mars’ta hayatı sürdürülebilir biçimde destekleyecek.
Dassault Systèmeskapalı devre denetimli etraf habitatları ile besin, su ve hava üretip geri dönüştüren biyosferler yaratan araştırma şirketi Interstellar Lab’ın, birinci prototipi BioPod’u verimli bir biçimde tasarlamak ve geliştirmek için üç boyutluEXPERIENCE bulut platformunu kullandığını duyurdu. Yapılan açıklamada, bu denetimli etraf besin üretim sistemi yardımıyla Interstellar Lab’in Dünya, Ay ve Mars’ta insan hayatını sürdürülebilir bir biçimde destekleyecek altyapı ve kaynakları içeren, uzaya-hazır istasyonlar inşa etme misyonunda ilerleme sağladığı açıklandı.
Bu doğrultuda Interstellar Lab’ın, problemsiz bir biçimde işbirliği yapmak ve dizaynlarını süratle optimize edip onaylamak için üç boyutluEXPERIENCE platformunu temel alan “Reinvent the Sky” sanayi tahlili tecrübesini kullandığı tabir edildi. Sağlanan tek bir dijital ortam yardımıyla, rastgele bir vakitte rastgele bir yerden en son proje datalarına inançlı ve anında erişim sağlayan Fransa ve ABD’deki grup üyelerinin uzmanlıklarını bir ortaya getirdikleri ve Dassault Systèmes’in sanal ikiz tahlilini kullanarak simülasyonla çok iklimlerde BioPod’un yapısının yanı sıra, bitkilerin büyümesi için sağladığı optimal oksijen, karbondioksit ve ışık düzeyleri üzere biyolojik sistemleri test ettikleri açıklandı.
Interstellar Lab Kurucusu ve CEO’su Barbara Belvisi, yaptığı açıklamada şunları söylemiş oldu: “İklim değişikliği, Dünya için gerçek bir acil durum ve olumlu bir değişiklik gerçekleştirmek için epeyce az bir vaktimiz kaldı. Bu kapsamda hem Dünya’da sürdürülebilir ömür için yeni bir sistem tıpkı vakitte gelecekteki uzay nazaranvleri için bir test ortamı geliştiriyoruz.” Kelamlarına devam eden Belvisi, “üç boyutluEXPERIENCE platformu, en verimli çalışma süreçlerine sahip olmamızı sağlıyor ve dizaynları her seferinde sıfırdan yapma muhtaçlığının önüne geçiyor. Bir daha sonraki basamağa geçerken, platformun bizlere sağladığı program ve proje idaresi yetenekleri, eski tasarım ayrıntılarını depolamak, kullanmak ve eser hayat döngüsünü aktif bir biçimde yönetmek açısından bizim için epey kıymetli olacak” dedi.
Interstellar Lab tarafınca tasarlanan BioPod’un katı teknik taban için kompozitler, ana ve dış kabuk için yumuşak plastik membranlar kullanılan 6 metre genişliğinde, 10 metre uzunluğunda ve 4,5 metre yüksekliğinde, şişirilebilir bir kubbe olduğu açıklandı. Projenin gelişmiş mahsul yetiştirme teknolojisini öngörücü izleme ile birleştirmesi yardımıyla, klasik bir kapalı çiftçilik sisteminde hayatta kalamayacak epeyce çeşitli mahsul ve bitki yetiştirerek besin üretiminde ihtilal yaratmak üzere tasarlandığı belirtildi.
BioPod geliştikçe, Interstellar Lab’ın besin üretimi ve ortam hakkında bilgi toplamak, kubbenin operasyonlarını ve bakımını deneyimleyerek takip etmek için Dassault Systèmes’in sanal ikiz tahlilini kullanacağı tabir edildi. Bu kapsamda üç boyutluEXPERIENCE platformunun, gelecekteki modüllerin tasarlanması, üretim ve dış kaynak kullanmasının artırılması basamağında şirketin tedarikçilerle olan irtibatı kolaylaştıracağı ve Interstellar Lab’ın vizyonunu aktarmak için BioPod’un üç boyutlu modelinden foto-gerçekçi imajlar oluşturmasını sağlayacağı belirtildi.
Dassault Systèmes Havacılık ve Savunma Sanayii Lider Yardımcısı David Ziegler, iş birliğiyle ilgili ise şu biçimde konuştu: “Yenilikçi şirketler, havacılık sistemlerinin geleceğini bir daha tanımlayan konseptleriyle, uzayı keşfetme yarışında klâsik sanayinin dinamiklerini değiştiriyor. Bu doğrultuda üç boyutluEXPERIENCE platformumuz şirketlerin teknolojiyi eser geliştirmeye entegre etmelerini ve daha büyük şirketlerin kullandığı araçları ek yük olmadan kullanarak, konseptten sertifikasyona kadar eser ömür döngüsünü hızlandırmalarını sağlıyor. Bunu sağlamak isteyen şirketler, fikirlerini optimize etmek, kritik piyasaya birinci çıkış avantajı elde etmek, yaşamak ve keşfetmeye yönelik daha sürdürülebilir yollar sunmak için sanal ikiz tecrübelerine katılabilirler.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Dassault Systèmes’in üç boyutluEXPERIENCE platformu kullanılarak geliştirilen BioPod, insanlığı Mars’ta yaşama bir adım daha yaklaştırdı. Kendi kendini idame eden besin üretim sistemi BioPod hava, su ve besin üretip geri dönüştürerek Dünya, Ay ve Mars’ta hayatı sürdürülebilir biçimde destekleyecek.
Dassault Systèmeskapalı devre denetimli etraf habitatları ile besin, su ve hava üretip geri dönüştüren biyosferler yaratan araştırma şirketi Interstellar Lab’ın, birinci prototipi BioPod’u verimli bir biçimde tasarlamak ve geliştirmek için üç boyutluEXPERIENCE bulut platformunu kullandığını duyurdu. Yapılan açıklamada, bu denetimli etraf besin üretim sistemi yardımıyla Interstellar Lab’in Dünya, Ay ve Mars’ta insan hayatını sürdürülebilir bir biçimde destekleyecek altyapı ve kaynakları içeren, uzaya-hazır istasyonlar inşa etme misyonunda ilerleme sağladığı açıklandı.
Bu doğrultuda Interstellar Lab’ın, problemsiz bir biçimde işbirliği yapmak ve dizaynlarını süratle optimize edip onaylamak için üç boyutluEXPERIENCE platformunu temel alan “Reinvent the Sky” sanayi tahlili tecrübesini kullandığı tabir edildi. Sağlanan tek bir dijital ortam yardımıyla, rastgele bir vakitte rastgele bir yerden en son proje datalarına inançlı ve anında erişim sağlayan Fransa ve ABD’deki grup üyelerinin uzmanlıklarını bir ortaya getirdikleri ve Dassault Systèmes’in sanal ikiz tahlilini kullanarak simülasyonla çok iklimlerde BioPod’un yapısının yanı sıra, bitkilerin büyümesi için sağladığı optimal oksijen, karbondioksit ve ışık düzeyleri üzere biyolojik sistemleri test ettikleri açıklandı.
Interstellar Lab Kurucusu ve CEO’su Barbara Belvisi, yaptığı açıklamada şunları söylemiş oldu: “İklim değişikliği, Dünya için gerçek bir acil durum ve olumlu bir değişiklik gerçekleştirmek için epeyce az bir vaktimiz kaldı. Bu kapsamda hem Dünya’da sürdürülebilir ömür için yeni bir sistem tıpkı vakitte gelecekteki uzay nazaranvleri için bir test ortamı geliştiriyoruz.” Kelamlarına devam eden Belvisi, “üç boyutluEXPERIENCE platformu, en verimli çalışma süreçlerine sahip olmamızı sağlıyor ve dizaynları her seferinde sıfırdan yapma muhtaçlığının önüne geçiyor. Bir daha sonraki basamağa geçerken, platformun bizlere sağladığı program ve proje idaresi yetenekleri, eski tasarım ayrıntılarını depolamak, kullanmak ve eser hayat döngüsünü aktif bir biçimde yönetmek açısından bizim için epey kıymetli olacak” dedi.
Interstellar Lab tarafınca tasarlanan BioPod’un katı teknik taban için kompozitler, ana ve dış kabuk için yumuşak plastik membranlar kullanılan 6 metre genişliğinde, 10 metre uzunluğunda ve 4,5 metre yüksekliğinde, şişirilebilir bir kubbe olduğu açıklandı. Projenin gelişmiş mahsul yetiştirme teknolojisini öngörücü izleme ile birleştirmesi yardımıyla, klasik bir kapalı çiftçilik sisteminde hayatta kalamayacak epeyce çeşitli mahsul ve bitki yetiştirerek besin üretiminde ihtilal yaratmak üzere tasarlandığı belirtildi.
BioPod geliştikçe, Interstellar Lab’ın besin üretimi ve ortam hakkında bilgi toplamak, kubbenin operasyonlarını ve bakımını deneyimleyerek takip etmek için Dassault Systèmes’in sanal ikiz tahlilini kullanacağı tabir edildi. Bu kapsamda üç boyutluEXPERIENCE platformunun, gelecekteki modüllerin tasarlanması, üretim ve dış kaynak kullanmasının artırılması basamağında şirketin tedarikçilerle olan irtibatı kolaylaştıracağı ve Interstellar Lab’ın vizyonunu aktarmak için BioPod’un üç boyutlu modelinden foto-gerçekçi imajlar oluşturmasını sağlayacağı belirtildi.
Dassault Systèmes Havacılık ve Savunma Sanayii Lider Yardımcısı David Ziegler, iş birliğiyle ilgili ise şu biçimde konuştu: “Yenilikçi şirketler, havacılık sistemlerinin geleceğini bir daha tanımlayan konseptleriyle, uzayı keşfetme yarışında klâsik sanayinin dinamiklerini değiştiriyor. Bu doğrultuda üç boyutluEXPERIENCE platformumuz şirketlerin teknolojiyi eser geliştirmeye entegre etmelerini ve daha büyük şirketlerin kullandığı araçları ek yük olmadan kullanarak, konseptten sertifikasyona kadar eser ömür döngüsünü hızlandırmalarını sağlıyor. Bunu sağlamak isteyen şirketler, fikirlerini optimize etmek, kritik piyasaya birinci çıkış avantajı elde etmek, yaşamak ve keşfetmeye yönelik daha sürdürülebilir yollar sunmak için sanal ikiz tecrübelerine katılabilirler.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı