- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
Özgür Özel: Üç Kademeli İkazın Birinci Adımındayız!
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, AKP yöneticilerinin CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “zamlar geri çekilinceye kadar elektrik faturasını ödemeyeceği” tarafındaki açıklamasına verdikleri cevabı kıymetlendirdi. Özel, “Eğer artırım yapılırsa, gerekirse kademeli olarak tüketimi durdurmaya çalışacağız halkımızı’ demişti. O günkü üç kademeli ihtarın birinci adımındayız. Adalet Yürüyüşü’ne nasıl birinci adımı atmışsa bugün de atmıştır. Artık size ne oluyor Bülent Turan? ‘Beşli Çete’ düşünsün. Elektrik şirketleri düşünsün. ‘Kemal Beyefendi ödemezse ben ödeyeceğim’, ‘vatandaş ödemezse biz öderiz’ diye taahhüttünüz mü var? Vatandaş ödemiyor değil ödeyemiyor. Onlarla bir gönül bağı, onların durumuna dikkat çekmek, isyanını görünür kılmak için Genel Liderimiz bir protesto hareketiyle birinci adımı atıyor. Adalet Yürüyüşü de Kemal Bey’in tek başına ve birinci adımıyla başlamıştır. Aklınızı başınıza toplayın” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şu biçimde:
DEVLETİN KURDUĞU KUMPASA BAKIN
Sayın Genel Liderimiz elektrik faturalarına ait dün bir ileti verdi. O bildirisini Türkiye bugün konuşuyor ve konuşmaya devam edecek. Fakat dünkü görüntünün ortasındaki değerli bir noktayı dikkatlere sunmak isteriz, CHP Meclis Kümesi olarak. Elektrik faturalarında KDV’nin yüzde 1’e indirilmesini söylüyor, Genel Liderimiz. Bu kanun teklifimizi geçen yıl sunmuştuk. AKP, birebir kanun teklifimizin ortasında olan TRT hissesinin kaldırılmasını güya jest yapıyormuş üzere, tek başına yaptı. TRT hissesinin kaldırılması kararında, faturalarla gerçekleşen indirim 3 lira oldu. 3 liralık TRT hissesini kaldırdılar, akabinde 200 TL’lik artırımı bindirdiler. TRT hissesi kanun teklifimizin unsurlarından bir tanesiydi. Gelin teklifimizin ana gövdesini kanunlaştıralım. KDV’yi kış ayları için büsbütün ortadan kaldıralım. Yaz aylarında da yüzde 1 olsun. Bunun haricinde, faturalara bir vergi yansımasın. Bu yapıldığı takdirde hiç şayet olmazsa faturalardaki yükün bir kısmının ortadan kalkması kelam konusu olabilecektir. Ayrıyeten gelen artırımların, büsbütün geri alınması da temel talebimizdir. Vatandaşın, esnafın, ziraî sulamayla uğraşanların, tarım yapmaya çalışan çiftçilerimizin de beli bükülmüştür, bu yükün altından kalkamazlar. Bu seslere, bu itiraza, bu isyana iktidar kulaklarını tıkamış durumdadır. Faturasını ödeyemeyen vatandaş borç peşindedir ve bankalardan gereksinim kredisi kullanıp fatura ödemeye çalışmaktadır. Yalnızca son bir haftada vatandaşın bankalara borcu, 7 milyar 200 milyon TL arttı. Vatandaşın bankadan aldığı borç, bir haftada 7,2 milyar lira arttı. Tüketici kredileri arttı 2,3 milyar lira arttı. Kredi kartı borçları 4,9 milyar TL arttı. Vatandaş son bir haftada 5 milyar TL daha fazla borçlandı, kredi kartına. Faturaları ödeyebilmek için. 7.2 milyar daha fazla borçlu, geçen haftadan bugüne kadar. 7.2 milyar dediğimiz küçük bir para değil. Artık aralık ayı boyunca söylemiş olduk ‘Bunlar elektriğe büyük artırım yapma peşindeler.’ Aslında bunu Sayın Genel Liderimiz 2 Ekim 2021’de Abant Kampı’nda demişti. Kasım ayında hazırlandılar, aralıkta bilerek beklemeye aldılar. Niçin? Aralık sonu enflasyonuna yansıyacağını biliyorlar. Yansırsa, emeklilere yapılacak enflasyon farkı ödemesine de destek teşkil edecek. Enflasyon yüksek çıkarsa emekliye, memura verilecek artırım artacak. Devletin kurduğu pusuya bakın. Emeklinin, Memurun, emekçinin cebine girmesin diye artırımı hazırlamış, 31 Aralık gecesi Recep Tayyip Erdoğan bu artırımı yapmıştır. Madem yapacaksın, 2 Ekim’de duyduk, aralık ayında yapsa enflasyona yansıyacak, millete verilecek maaş artırımına tesir edecek diye bekliyor, 31 Aralık gecesi vatandaşın sırtına yüzde 125 artırımı bindiriyorlar. Şikayet ediyoruz. Bu size kurulmuş bir kumpastır. Bu size kurulmuş bir tuzaktır. Ta temmuza kadar enflasyona olan tesirini sizin cebinizden çalmaktır.
SARAYDA BİR AMPUL SÖNDÜRMEYENLER VATANDAŞIN OCAĞINI SÖNDÜRDÜLER
Ayrıyeten TÜİK; kirayı, doğal gazı ve elektrik harcamalarının sepetteki hissesini düşürdü. Elektriğin fiyatı düşmedi, yüzde 125 arttı, lakin enflasyon hesaplamasındaki hissesi, doğal gazın hissesi düştü. Bu büyüyen reaksiyon dalgasının akabinde, artık iktidar partisi yeni düzenleme bildirileri veriyor. Yakında bir ölçü indirim, asgarî kullanım oranında artırım yapılabilir. Bu artırımları, iktidar yaptı. Yüzde 127 artırımı bizatihi, ‘şahsım’ yaptı. Dezenformasyonda dünya rekorlarını elinde bulunduran AK Partili siyasetçiler, ‘Elektrik fiyatlarının artışının niçini CHP’dir.’ İbrahim Aydemir, ‘sebebi CHP’dir’ demiş. Ahmet Hamdi Çamlı, çıkmış, ‘zamlar CHP zihniyetinin ürünüdür’ diyor. Artırımın altında Recep Tayyip Erdoğan diye imza var. Vatandaşlarımız, bu AK Parti’nin dediklerine kulak verin ve vatandaşla alay etmenin cezasını bunlara sandıkta verin. ‘Abartıyorsunuz’ diyene, dükkanının camına bu ayki ve geçen ayki faturaları asan esnaf, sandıkta gerekli karşılığı vermeyecekse; bunlar şımarmaya, konuşmaya, hepimizi süründürmeye devam eder. Sandıkta goreceksiniz, bu biçimde alay etmenin karşılığını. Çorum Gaz’ın genel müdürü ‘evde atletle dolaşmanız gerekmiyor, doğal gazı az yakın’ diyor. Vatandaşın hissine uzak, hissiyatından bihaber, canının burnunda olduğunun farkında olmadan, bıçağın kemiğe dayandığı noktada; bu alay edenlere, bu yok sayanlara, sandıkta gerekli yanıtı vermek için daima bir arada sıkıyoruz dişimizi. Lakin artık ne sıkılacak diş, ne dayanacak güç kalmıştır. Bıçak kemiktedir. İleri gitmemektedir. Canı yakmaktadır. Türkiye’deki isyan bunadır. Sarayın şıkır şıkır elektriğinden bir ampul söndürmeyenler vatandaşın ocağını söndürdüler. Bir jest yapın. 10 binlerce ampulle, parası cebinden çıkmadığından; personelin, işçinin cebinden çıktığından sarayda prestij olsun diye gösteri yapıyorlar. Vatandaş bir ampulü söndürecek o da AK Parti’nin ampulünü söndürecek. Hayat da ucuzlayacak, maaşlar da artacak. AK Parti’nin ampulü sönmeden bu ülkeye huzur gelmeyecek. Bunu bütün vatandaşlarımız görüyor.
TOPLUMSAL TARİFE FAKİRLER İÇİN AŞAĞI ÇEKİLDİĞİ TARİFEDİR
Bir yandan da kıymetli bir tartışma, doğal gazda da kademeli fiyata geçişle ilgili hazırlıklar devam ediyor. Kademeli fiyat, aslında yanlışsız kullanılsa hepimizin savunacağı vicdani bir iş. Birinci birkaç tarife toplumsal tarife olsun. Çok fakirler, gariban vatandaş o 300 liraya 100 lira ödesin. Durumu biraz daha âlâ olun, 200 ödesin, orta direk 300 ödesin, zenginler varsın 450 ödesin. Toplumsal tarife demek, mevcut fiyatın fakirler için aşağı çekildiği zenginler için biraz arttığı tarifedir. Siz kademeli tarifeyi yapalım diyeceksiniz, 200 için gelen faturayı gariban için 300’e çıkaracaksınız, öbürüne 430 liraya çıkaracaksınız. bu biçimde bir şeyin kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıyeten bir sefer daha davetimizi yenileyelim. Ziraî sulamaya yüzde 95’lik artırım, artık ekilmeyi dikilmeyi imkansız hale getirmektedir. Mümkün değil bunun altından kimse kalkamayacak.
YANDAŞ KANALLARA BU TÜRLÜ DAĞITIYORLAR
Bunun haricinde bugün kendileri sürmanşetlere taşıdığı Yeni Asya Gazetesi’nin 744 gündür resmi ilan alamadıklarını duyduk. Üniversal Gazetesi tam 877 gündür ilan alamıyorlar. Cumhuriyet Gazetesi iki yılda 80 gün ilan kesme cezasına… BirGün Gazetesi’ne 2020 yılı ortasında yalnızca 26 gün ilan vermişler. Bu aslında Basın İlan Kurumu, gazetelere eşit davranması gerektiği biçimde; iktidarın sopası olarak ilan kesme cezası olarak muhalif basını susturmaktadırlar. 2020 yılı kamu bankaları, bakın Ziraat Bankası, Halk Bank, Vakıf Bank; gazete ve televizyonlara ilan ve reklam veriyorlar. Bakın kimlere veriyorlar, kimlere vermiyorlar? Türkiye’de birinci 16 ilan alan ve almayanlara baktığımızda Sözcü, Cumhuriyet, Karar, Yeniçağ, Korkusuz, Ulusal Gazete, BirGün, Üniversal, Yeni Asya, Yeni Bildiri; hepsi sıfır hiç ilan almamışlar kamu bankalarından. Muhalif seçmenin okuduğu gazetelere bir santimetrekare ilan vermemişler. İlan şampiyonu kim? TürkGün gazetesi, MHP’ye müzahir 43 bin sütun santim ilan almış. Metrekareye vurursanız 36 metrekarelik devasa bir halı düşünün. İkinci Sabah, üç Akşam, dört Tahlil, beş Takvim, altı Yeni Birlik… Hürriyet ile Milliyet de ilanlarını almışlar. AK Parti ve MHP’nin değerli seçmenleri şu biçimde düşünsün: Yarın iktidar değişse, gelen iktidar devletimizin bankalarından ilanları Sözcü, Cumhuriyet, Karar’a verse sizin okuduklarınıza sıfır verse ne hissedersiniz? Hak mı? Fox, Halk TV, TELE1, KRT, TV5 sıfır. Birinci kim? Bengü Türk. MHP’den ödüllendirmeyi yaparlar. Televizyonda Bengü Türk’e en yüksek ilanını vermişler. Gerisinden A Haber. Aslanım benim. Kim sövüyorsa mükafatı almış, mamayı kapmış. İktidarı kim yeriyorsa belasını bulmuş, sıfır. Bu kamu bankalarının borcunu biz kapatıyoruz. nazaranv ziyanını biz ödüyoruz. Hepimizin sırtında. Bu Ziraat Bankası çiftçinin konutundan, buzdolabını kaldırıyor, o paraları başta Bengü Türk kucak kucak dağıtıyor. Halk Bankası esnaftan topluyor faizi, AK Parti’nin yandaş kanallarına bu biçimde dağıtıyor. Şayet bir söz eleştirirsen, sıfır. Yüzde 51’i ver seninkilere, yüzde 49’u da gözet. Bir de ne diyorlar? ‘Hz. Ömer adaleti.’ Hz. Ömer’in anısına ve emanetine, adalet üzerinden bu biçimde büyük bir ihanet, hiç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticisinin ve Osmanlının yöneticisinin yaptığı bir şey değildir. İktidarımızda, bu paranın tamamı tiraja bakılırsa, gerçek tiraja bakılırsa ve oransal olarak dağılacak. Yarın iktidarda oluruz bu dediğimizi yapmazsaK, durmadan bu görüntüyü oynatırsınız, A Haber. Şimdiden bağlıyoruz kendimizi, tiraja, reytinge bakılırsa, vicdana, adalete nazaran.
TAYYİP BEYEFENDİ KARARI VERİYOR BEDELİ SANA ÖDETİYOR
Son olarak Nureddin Nebati, döndü dolaştı Londra’daki baronları ikna edememiş, bizim Fitnat teyzeyi ikna edecekmiş. Ne için? ‘Yastık altı altınları bana ver.’ Çaresizce yastık altındaki altın. Hani damat beyefendi hani çıkartmıştı. Ne yastık altı altınmış. Dön dolaş niyetleniyorlar. Sana güvenmeyip altını meskende tutanlara ‘altını bana ver, sertifika vereceğim, öbür gün vereceğim’ diyorlar. Hepimiz ismine borca girdiler. 21 ton altın borçlandılar. O gün altının gramı 332 liraydı, bugün 798 lira. Borç hepimizin borcu. Tayyip Beyefendi sonucu kendi veriyor, bedeli sana ödetiyor. Artık deva yok, para yok; o kadarki Sıhhat Bakanlığı’nın ambulanslarını kaskolatacak para yok, vilayetlere yazmış, başınızın dermanına bakın diye, dön dolaş Fitnat teyzenin bileziklerine, deniz bitmiş karaya oturmuş durumdalar. Bu altın borçlanmasının da maliyetini daima birlikte ödeyeceğimizin altını çizmek isteriz.
BU SANSÜR VE KAPATMA TEŞEBBÜSÜDÜR
RTÜK enteresan bir karar aldı. DW, Euronews, Voice Of Amerika üzere Türkiye’de faaliyet gösteren ve fiili durum olarak bunların muhalif goren, işverenleri üzerinden işsiz bıraktırdığı hayli sayıda özgür gazeteci arkadaşımızın, hayata tutundukları yayın organlarını zapturapt altına almak için üç günlük müracaat mühleti vermiş. Bu alternatif mecralara RTÜK eliyle sansür, kapatma teşebbüsüdür. Bu teşebbüsü bir kenara not ediyoruz. Fahrettin Altun’un gidici, Ebubekir Şahin’in gelici olduğu, bunun konuşulduğu periyotta, Ebubekir Bey’in sansürcülük ve baskıcılık konusunda dış kulvardan yaptıkları ataklar kayda bedel nitekim. Fahrettin Beyefendi son 300 metrede biraz zorlanmakta ancak çabucak yanı başından onun konumuna aday Ebubekir Şahin’in hızlandırdığı atakları göz doldurmakta. Seçimde ‘finişe’ gittiğimizde vatandaş sizi nasıl doruklar daima birlikte izleyeceğiz.
KİMİN UZUNLUĞU NE KADARMIŞ VATANDAŞ BOYUMUZUN ÖLÇÜSÜNÜ ALSIN
Özel, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda TBMM Lideri Mustafa Şentop’un, “engel olmadığı” açıklamasının sorulması üzerine Özel, cevabı verdi:
“Mustafa Şentop ‘hukuken sorun yok’ diyor. Hukuken ve anayasal olarak buz üzere sorun var. Lakin siyaseten yok. Zira Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığından korkan yok. O da bizim adayımızdan korkmuyorlarsa, hani aşikâr değilmiş ya adayımız, korkmuyorsa hodri meydan. Getirsinler seçim sonucunı oybirliğiyle alalım, daima birlikte vatandaşın kantarına çıkalım. Bakalım bakılırsalim, vatandaşın gönül terazisindeki o kantar kimi ne kadar tartar. Bir bakılırsalim. O denli ‘Dik dur eğilme.’ Dik dur. Uzunluğumuzu vatandaş ölçsün. Kimin uzunluğu ne kadarmış vatandaş boyumuzun ölçüsünü alsın. Vatandaştan korkan cumhurbaşkanı, iktidar partisi mi olur. Şayet yoksa sorun, alalım seçim sonucunı, aslına bakarsanız maddeyi okursanız, seçim öne alındığında hiç bir badire yok.
YILDIRAY ÇİÇEK DİĞER BİR KÖŞE YAZMIŞ, ‘ŞENTOP ROL KAPMASIN’ DİYE
Mustafa Şentop tutanak okuyorsa ona evvel şu tutanağı okutalım. ‘bir daha seçilen milletvekili dokunulmazlık kazanacak mı’, ‘normal olarak’, ‘mahkemeler yargılamaya orta verecek’ dedi. Enis Berberoğlu bir daha seçilince orta vermediler. Mustafa Şentop da kendi tabirleri dururken okutturup, Berberoğlu’nun milletvekilliğini düşürdü. Anayasa Mahkemesi en üst karar organı. Şentop’un Anayasa’yı çiğnediğini söylemiş oldu. bu biçimde bir tutarsızlığın mimarı, hiç çekinmeden ‘şuna bakın’, tutanaklarda arkadaşlarımız gerçek olmadığını, yetersiz olduğunu söylemişler diyorlar. Hayati Yazıcı sormuş. ‘Suni gündem nereden çıktı?’ MHP’den çıktı, Hayati Beyefendi. İnanmıyorsan en güvendiğin gazetecilere sor. MHP kampında perde gerisi vermişler, ‘lütfen müellif mısınız’ demişler. Bu mevzu konuşulsun isteyen MHP. Bana inanmıyorsanız, Yıldıray Çiçek var, epeyce pak bir kardeşimiz. Bizlere sövmekten boş kalan vaktinde diğer bir köşe yazmış, ‘Şentop rol kapmasın’ diye. MHP, kendilerinin de oy verdiği Meclis Başkanı’nın rol çaldığını söylüyor. Tartışmayı MHP başlattı, kendi kampında; artık Şentop rol çalmasınmış. Artık şayet bu tartışmadan AKP rahatsız ise bilin ki küçük ortak yüzünden yürüyor. AKP bu biçimde bir tartışmayı istiyorsa, Hayati Beyefendi bilmiyor ancak içeriden bu talimatı saray veriyor. Çocuk muyuz birbirimizi kandıracağız? Siyasette bâtın diye bir şey var mı? MHP’den ne kadar yanlışsız düzgün perde gerileri yazıldı, pazartesi günü. Buradaki hesap şu: CHP diyecek ki ‘bu Anayasa’ya aykırı’. Onlar da ‘bunlar korkuyorlar…’ Korkuyorsak namerdiz. Korkmuyorsanız, haftaya seçime bekleriz. Bu kadar net. ‘Anayasal sorun yok’ diyen Şentop’a inananlar inansın fakat siyaseten size burada ekmek yok.”
ÜÇ KADEMELİ İKAZIN BİRİNCİ ADIMINDAYIZ
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, artırımlar geri alınana kadar fatura ödememe sonucuna AKP yöneticilerinden gelen “sivil itaatsizlik ve suça teşvik” tenkitlerinin sorulması üzerine Özgür Özel, şunu söylemiş oldu:
“Genel Liderimiz faturasını ödeyemeyen on milyonların sesi olmuştur. Karanlıkta kalmayı göze almıştır. Bir kurumsal karar almamıştır, aldırmamıştır, bu onun şahsi protestosudur. Adalet Yürüyüşü’ne başladığı üzere tek başına başlamıştır. Bu sürecin sonunda kendisi, 2 Ekim 2021 Abant Kampı’nda uyarmıştı; ‘Elektrik şirketlerine iki çift kelamım var, milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe düşündüğünüz artırımları yapmaya kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz’ demişti. ‘Eğer artırım yapılırsa, gerekirse kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı’ demişti. ‘Bunun çabasını şahsen vereceğim’ demişti. ‘Zam yapmaya kalkarlarsa yarın iktidarda olduğumuzda bunun hesabını da ayrıyeten soracağım’ demişti. O günkü üç kademeli ihtarın birinci adımındayız. Adalet Yürüyüşü’ne nasıl birinci adımı atmışsa bugün de atmıştır. İlerleyen günlerde bizlere bir daveti olursa, memnuniyetle ve mutabakatla daima bir arada uyacağızdır. Bugünlerde tabiatıyla iştirak etmekte olanlara saygılıyızdır. Bizim yaklaşımız; ‘Beşli Çete’ye baş kaldırmakken, saray zihniyeti bunu kendisine ve devlete baş kaldırmak olarak görüyorsa, sarayı ‘Beşli Çete’nin buyruğunda, ‘Beşli Çete’nin menfaatlerinin buyruğunda, devleti de bir partinin devletine dönüştürdüğünün itirafıdır. Semirttikleri çeteleri de devlet olarak görmeye başlamışlar. aslına bakarsan Genel Liderimiz bunun sinyalini aylar evvel vermişti. Artık size ne oluyor Bülent Turan? ‘Beşli Çete’ düşünsün. Elektrik şirketleri düşünsün. ‘Kemal Beyefendi ödemezse ben ödeyeceğim’, ‘vatandaş ödemezse biz öderiz’ diye taahhüttünüz mü var? Vatandaş ödemiyor değil, ödeyemiyor. Onlarla bir gönül bağı onların durumuna dikkat çekmek, onların isyanını görünür kılmak için Genel Liderimiz kendisi bir protesto hareketiyle birinci adımı atıyor. Yalnız şunu uyaralım. Adalet Yürüyüşü de Kemal Bey’in tek başına ve birinci adımıyla başlamıştır. Aklınızı başınıza toplayın. Kademeli olarak 2 Ekim günü ne dediysek sözümüzün gerisindeyiz. Bu artırımlar geri alınacak. Bu millet rahatlatılacak. Bu millete nefes aldırılacak. Bu faturaların altında vatandaşı ezdirmeyiz. Onlar karınca üzere ezilecek beşerler değil. Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir. O da Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Vatandaşı karınca üzere görüp saraylarından ezmeye çalışanların ayak bileklerinden tutarız, gerekirse kendimizi siper ederiz, vatandaşı size ezdirmeyiz.
Bizim hesabımız, kitabımız, itirazımız ‘Beşli Çete’ye. AK Parti Sözcüsünün, Küme Başkanvekilinin ‘Beşli Çete’nin avukatı olmalarını milletimize şikayet ediyoruz. Yazıklar olsun. Biz ‘zammı geri’ alın diyoruz. Onlar diyor, ‘isyan çıkarmayın.’ Ne isyanı. Yokluk, yoksulluk ve bıçak kemikte. Buna isyan ediyorsa vatandaş buna ortak olmak, vatandaş Kemal’in de partisinin de nazaranvidir. Bunu bu biçimde bilin. Tatava yapıp da işi sulandırmayın. ‘Beşli Çete’nin avukatıysa Bülent Turan, Ömer Çelik, Şamil Tayyar; aferin, iyi olsun, vatandaş da bunu görür, sandıkta oy atarken attığı her oyun ‘Beşli Çete’ye dolar olarak gittiğini görür. Buna bakılırsa muamele edecek size.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, AKP yöneticilerinin CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “zamlar geri çekilinceye kadar elektrik faturasını ödemeyeceği” tarafındaki açıklamasına verdikleri cevabı kıymetlendirdi. Özel, “Eğer artırım yapılırsa, gerekirse kademeli olarak tüketimi durdurmaya çalışacağız halkımızı’ demişti. O günkü üç kademeli ihtarın birinci adımındayız. Adalet Yürüyüşü’ne nasıl birinci adımı atmışsa bugün de atmıştır. Artık size ne oluyor Bülent Turan? ‘Beşli Çete’ düşünsün. Elektrik şirketleri düşünsün. ‘Kemal Beyefendi ödemezse ben ödeyeceğim’, ‘vatandaş ödemezse biz öderiz’ diye taahhüttünüz mü var? Vatandaş ödemiyor değil ödeyemiyor. Onlarla bir gönül bağı, onların durumuna dikkat çekmek, isyanını görünür kılmak için Genel Liderimiz bir protesto hareketiyle birinci adımı atıyor. Adalet Yürüyüşü de Kemal Bey’in tek başına ve birinci adımıyla başlamıştır. Aklınızı başınıza toplayın” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şu biçimde:
DEVLETİN KURDUĞU KUMPASA BAKIN
Sayın Genel Liderimiz elektrik faturalarına ait dün bir ileti verdi. O bildirisini Türkiye bugün konuşuyor ve konuşmaya devam edecek. Fakat dünkü görüntünün ortasındaki değerli bir noktayı dikkatlere sunmak isteriz, CHP Meclis Kümesi olarak. Elektrik faturalarında KDV’nin yüzde 1’e indirilmesini söylüyor, Genel Liderimiz. Bu kanun teklifimizi geçen yıl sunmuştuk. AKP, birebir kanun teklifimizin ortasında olan TRT hissesinin kaldırılmasını güya jest yapıyormuş üzere, tek başına yaptı. TRT hissesinin kaldırılması kararında, faturalarla gerçekleşen indirim 3 lira oldu. 3 liralık TRT hissesini kaldırdılar, akabinde 200 TL’lik artırımı bindirdiler. TRT hissesi kanun teklifimizin unsurlarından bir tanesiydi. Gelin teklifimizin ana gövdesini kanunlaştıralım. KDV’yi kış ayları için büsbütün ortadan kaldıralım. Yaz aylarında da yüzde 1 olsun. Bunun haricinde, faturalara bir vergi yansımasın. Bu yapıldığı takdirde hiç şayet olmazsa faturalardaki yükün bir kısmının ortadan kalkması kelam konusu olabilecektir. Ayrıyeten gelen artırımların, büsbütün geri alınması da temel talebimizdir. Vatandaşın, esnafın, ziraî sulamayla uğraşanların, tarım yapmaya çalışan çiftçilerimizin de beli bükülmüştür, bu yükün altından kalkamazlar. Bu seslere, bu itiraza, bu isyana iktidar kulaklarını tıkamış durumdadır. Faturasını ödeyemeyen vatandaş borç peşindedir ve bankalardan gereksinim kredisi kullanıp fatura ödemeye çalışmaktadır. Yalnızca son bir haftada vatandaşın bankalara borcu, 7 milyar 200 milyon TL arttı. Vatandaşın bankadan aldığı borç, bir haftada 7,2 milyar lira arttı. Tüketici kredileri arttı 2,3 milyar lira arttı. Kredi kartı borçları 4,9 milyar TL arttı. Vatandaş son bir haftada 5 milyar TL daha fazla borçlandı, kredi kartına. Faturaları ödeyebilmek için. 7.2 milyar daha fazla borçlu, geçen haftadan bugüne kadar. 7.2 milyar dediğimiz küçük bir para değil. Artık aralık ayı boyunca söylemiş olduk ‘Bunlar elektriğe büyük artırım yapma peşindeler.’ Aslında bunu Sayın Genel Liderimiz 2 Ekim 2021’de Abant Kampı’nda demişti. Kasım ayında hazırlandılar, aralıkta bilerek beklemeye aldılar. Niçin? Aralık sonu enflasyonuna yansıyacağını biliyorlar. Yansırsa, emeklilere yapılacak enflasyon farkı ödemesine de destek teşkil edecek. Enflasyon yüksek çıkarsa emekliye, memura verilecek artırım artacak. Devletin kurduğu pusuya bakın. Emeklinin, Memurun, emekçinin cebine girmesin diye artırımı hazırlamış, 31 Aralık gecesi Recep Tayyip Erdoğan bu artırımı yapmıştır. Madem yapacaksın, 2 Ekim’de duyduk, aralık ayında yapsa enflasyona yansıyacak, millete verilecek maaş artırımına tesir edecek diye bekliyor, 31 Aralık gecesi vatandaşın sırtına yüzde 125 artırımı bindiriyorlar. Şikayet ediyoruz. Bu size kurulmuş bir kumpastır. Bu size kurulmuş bir tuzaktır. Ta temmuza kadar enflasyona olan tesirini sizin cebinizden çalmaktır.
SARAYDA BİR AMPUL SÖNDÜRMEYENLER VATANDAŞIN OCAĞINI SÖNDÜRDÜLER
Ayrıyeten TÜİK; kirayı, doğal gazı ve elektrik harcamalarının sepetteki hissesini düşürdü. Elektriğin fiyatı düşmedi, yüzde 125 arttı, lakin enflasyon hesaplamasındaki hissesi, doğal gazın hissesi düştü. Bu büyüyen reaksiyon dalgasının akabinde, artık iktidar partisi yeni düzenleme bildirileri veriyor. Yakında bir ölçü indirim, asgarî kullanım oranında artırım yapılabilir. Bu artırımları, iktidar yaptı. Yüzde 127 artırımı bizatihi, ‘şahsım’ yaptı. Dezenformasyonda dünya rekorlarını elinde bulunduran AK Partili siyasetçiler, ‘Elektrik fiyatlarının artışının niçini CHP’dir.’ İbrahim Aydemir, ‘sebebi CHP’dir’ demiş. Ahmet Hamdi Çamlı, çıkmış, ‘zamlar CHP zihniyetinin ürünüdür’ diyor. Artırımın altında Recep Tayyip Erdoğan diye imza var. Vatandaşlarımız, bu AK Parti’nin dediklerine kulak verin ve vatandaşla alay etmenin cezasını bunlara sandıkta verin. ‘Abartıyorsunuz’ diyene, dükkanının camına bu ayki ve geçen ayki faturaları asan esnaf, sandıkta gerekli karşılığı vermeyecekse; bunlar şımarmaya, konuşmaya, hepimizi süründürmeye devam eder. Sandıkta goreceksiniz, bu biçimde alay etmenin karşılığını. Çorum Gaz’ın genel müdürü ‘evde atletle dolaşmanız gerekmiyor, doğal gazı az yakın’ diyor. Vatandaşın hissine uzak, hissiyatından bihaber, canının burnunda olduğunun farkında olmadan, bıçağın kemiğe dayandığı noktada; bu alay edenlere, bu yok sayanlara, sandıkta gerekli yanıtı vermek için daima bir arada sıkıyoruz dişimizi. Lakin artık ne sıkılacak diş, ne dayanacak güç kalmıştır. Bıçak kemiktedir. İleri gitmemektedir. Canı yakmaktadır. Türkiye’deki isyan bunadır. Sarayın şıkır şıkır elektriğinden bir ampul söndürmeyenler vatandaşın ocağını söndürdüler. Bir jest yapın. 10 binlerce ampulle, parası cebinden çıkmadığından; personelin, işçinin cebinden çıktığından sarayda prestij olsun diye gösteri yapıyorlar. Vatandaş bir ampulü söndürecek o da AK Parti’nin ampulünü söndürecek. Hayat da ucuzlayacak, maaşlar da artacak. AK Parti’nin ampulü sönmeden bu ülkeye huzur gelmeyecek. Bunu bütün vatandaşlarımız görüyor.
TOPLUMSAL TARİFE FAKİRLER İÇİN AŞAĞI ÇEKİLDİĞİ TARİFEDİR
Bir yandan da kıymetli bir tartışma, doğal gazda da kademeli fiyata geçişle ilgili hazırlıklar devam ediyor. Kademeli fiyat, aslında yanlışsız kullanılsa hepimizin savunacağı vicdani bir iş. Birinci birkaç tarife toplumsal tarife olsun. Çok fakirler, gariban vatandaş o 300 liraya 100 lira ödesin. Durumu biraz daha âlâ olun, 200 ödesin, orta direk 300 ödesin, zenginler varsın 450 ödesin. Toplumsal tarife demek, mevcut fiyatın fakirler için aşağı çekildiği zenginler için biraz arttığı tarifedir. Siz kademeli tarifeyi yapalım diyeceksiniz, 200 için gelen faturayı gariban için 300’e çıkaracaksınız, öbürüne 430 liraya çıkaracaksınız. bu biçimde bir şeyin kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıyeten bir sefer daha davetimizi yenileyelim. Ziraî sulamaya yüzde 95’lik artırım, artık ekilmeyi dikilmeyi imkansız hale getirmektedir. Mümkün değil bunun altından kimse kalkamayacak.
YANDAŞ KANALLARA BU TÜRLÜ DAĞITIYORLAR
Bunun haricinde bugün kendileri sürmanşetlere taşıdığı Yeni Asya Gazetesi’nin 744 gündür resmi ilan alamadıklarını duyduk. Üniversal Gazetesi tam 877 gündür ilan alamıyorlar. Cumhuriyet Gazetesi iki yılda 80 gün ilan kesme cezasına… BirGün Gazetesi’ne 2020 yılı ortasında yalnızca 26 gün ilan vermişler. Bu aslında Basın İlan Kurumu, gazetelere eşit davranması gerektiği biçimde; iktidarın sopası olarak ilan kesme cezası olarak muhalif basını susturmaktadırlar. 2020 yılı kamu bankaları, bakın Ziraat Bankası, Halk Bank, Vakıf Bank; gazete ve televizyonlara ilan ve reklam veriyorlar. Bakın kimlere veriyorlar, kimlere vermiyorlar? Türkiye’de birinci 16 ilan alan ve almayanlara baktığımızda Sözcü, Cumhuriyet, Karar, Yeniçağ, Korkusuz, Ulusal Gazete, BirGün, Üniversal, Yeni Asya, Yeni Bildiri; hepsi sıfır hiç ilan almamışlar kamu bankalarından. Muhalif seçmenin okuduğu gazetelere bir santimetrekare ilan vermemişler. İlan şampiyonu kim? TürkGün gazetesi, MHP’ye müzahir 43 bin sütun santim ilan almış. Metrekareye vurursanız 36 metrekarelik devasa bir halı düşünün. İkinci Sabah, üç Akşam, dört Tahlil, beş Takvim, altı Yeni Birlik… Hürriyet ile Milliyet de ilanlarını almışlar. AK Parti ve MHP’nin değerli seçmenleri şu biçimde düşünsün: Yarın iktidar değişse, gelen iktidar devletimizin bankalarından ilanları Sözcü, Cumhuriyet, Karar’a verse sizin okuduklarınıza sıfır verse ne hissedersiniz? Hak mı? Fox, Halk TV, TELE1, KRT, TV5 sıfır. Birinci kim? Bengü Türk. MHP’den ödüllendirmeyi yaparlar. Televizyonda Bengü Türk’e en yüksek ilanını vermişler. Gerisinden A Haber. Aslanım benim. Kim sövüyorsa mükafatı almış, mamayı kapmış. İktidarı kim yeriyorsa belasını bulmuş, sıfır. Bu kamu bankalarının borcunu biz kapatıyoruz. nazaranv ziyanını biz ödüyoruz. Hepimizin sırtında. Bu Ziraat Bankası çiftçinin konutundan, buzdolabını kaldırıyor, o paraları başta Bengü Türk kucak kucak dağıtıyor. Halk Bankası esnaftan topluyor faizi, AK Parti’nin yandaş kanallarına bu biçimde dağıtıyor. Şayet bir söz eleştirirsen, sıfır. Yüzde 51’i ver seninkilere, yüzde 49’u da gözet. Bir de ne diyorlar? ‘Hz. Ömer adaleti.’ Hz. Ömer’in anısına ve emanetine, adalet üzerinden bu biçimde büyük bir ihanet, hiç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticisinin ve Osmanlının yöneticisinin yaptığı bir şey değildir. İktidarımızda, bu paranın tamamı tiraja bakılırsa, gerçek tiraja bakılırsa ve oransal olarak dağılacak. Yarın iktidarda oluruz bu dediğimizi yapmazsaK, durmadan bu görüntüyü oynatırsınız, A Haber. Şimdiden bağlıyoruz kendimizi, tiraja, reytinge bakılırsa, vicdana, adalete nazaran.
TAYYİP BEYEFENDİ KARARI VERİYOR BEDELİ SANA ÖDETİYOR
Son olarak Nureddin Nebati, döndü dolaştı Londra’daki baronları ikna edememiş, bizim Fitnat teyzeyi ikna edecekmiş. Ne için? ‘Yastık altı altınları bana ver.’ Çaresizce yastık altındaki altın. Hani damat beyefendi hani çıkartmıştı. Ne yastık altı altınmış. Dön dolaş niyetleniyorlar. Sana güvenmeyip altını meskende tutanlara ‘altını bana ver, sertifika vereceğim, öbür gün vereceğim’ diyorlar. Hepimiz ismine borca girdiler. 21 ton altın borçlandılar. O gün altının gramı 332 liraydı, bugün 798 lira. Borç hepimizin borcu. Tayyip Beyefendi sonucu kendi veriyor, bedeli sana ödetiyor. Artık deva yok, para yok; o kadarki Sıhhat Bakanlığı’nın ambulanslarını kaskolatacak para yok, vilayetlere yazmış, başınızın dermanına bakın diye, dön dolaş Fitnat teyzenin bileziklerine, deniz bitmiş karaya oturmuş durumdalar. Bu altın borçlanmasının da maliyetini daima birlikte ödeyeceğimizin altını çizmek isteriz.
BU SANSÜR VE KAPATMA TEŞEBBÜSÜDÜR
RTÜK enteresan bir karar aldı. DW, Euronews, Voice Of Amerika üzere Türkiye’de faaliyet gösteren ve fiili durum olarak bunların muhalif goren, işverenleri üzerinden işsiz bıraktırdığı hayli sayıda özgür gazeteci arkadaşımızın, hayata tutundukları yayın organlarını zapturapt altına almak için üç günlük müracaat mühleti vermiş. Bu alternatif mecralara RTÜK eliyle sansür, kapatma teşebbüsüdür. Bu teşebbüsü bir kenara not ediyoruz. Fahrettin Altun’un gidici, Ebubekir Şahin’in gelici olduğu, bunun konuşulduğu periyotta, Ebubekir Bey’in sansürcülük ve baskıcılık konusunda dış kulvardan yaptıkları ataklar kayda bedel nitekim. Fahrettin Beyefendi son 300 metrede biraz zorlanmakta ancak çabucak yanı başından onun konumuna aday Ebubekir Şahin’in hızlandırdığı atakları göz doldurmakta. Seçimde ‘finişe’ gittiğimizde vatandaş sizi nasıl doruklar daima birlikte izleyeceğiz.
KİMİN UZUNLUĞU NE KADARMIŞ VATANDAŞ BOYUMUZUN ÖLÇÜSÜNÜ ALSIN
Özel, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda TBMM Lideri Mustafa Şentop’un, “engel olmadığı” açıklamasının sorulması üzerine Özel, cevabı verdi:
“Mustafa Şentop ‘hukuken sorun yok’ diyor. Hukuken ve anayasal olarak buz üzere sorun var. Lakin siyaseten yok. Zira Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığından korkan yok. O da bizim adayımızdan korkmuyorlarsa, hani aşikâr değilmiş ya adayımız, korkmuyorsa hodri meydan. Getirsinler seçim sonucunı oybirliğiyle alalım, daima birlikte vatandaşın kantarına çıkalım. Bakalım bakılırsalim, vatandaşın gönül terazisindeki o kantar kimi ne kadar tartar. Bir bakılırsalim. O denli ‘Dik dur eğilme.’ Dik dur. Uzunluğumuzu vatandaş ölçsün. Kimin uzunluğu ne kadarmış vatandaş boyumuzun ölçüsünü alsın. Vatandaştan korkan cumhurbaşkanı, iktidar partisi mi olur. Şayet yoksa sorun, alalım seçim sonucunı, aslına bakarsanız maddeyi okursanız, seçim öne alındığında hiç bir badire yok.
YILDIRAY ÇİÇEK DİĞER BİR KÖŞE YAZMIŞ, ‘ŞENTOP ROL KAPMASIN’ DİYE
Mustafa Şentop tutanak okuyorsa ona evvel şu tutanağı okutalım. ‘bir daha seçilen milletvekili dokunulmazlık kazanacak mı’, ‘normal olarak’, ‘mahkemeler yargılamaya orta verecek’ dedi. Enis Berberoğlu bir daha seçilince orta vermediler. Mustafa Şentop da kendi tabirleri dururken okutturup, Berberoğlu’nun milletvekilliğini düşürdü. Anayasa Mahkemesi en üst karar organı. Şentop’un Anayasa’yı çiğnediğini söylemiş oldu. bu biçimde bir tutarsızlığın mimarı, hiç çekinmeden ‘şuna bakın’, tutanaklarda arkadaşlarımız gerçek olmadığını, yetersiz olduğunu söylemişler diyorlar. Hayati Yazıcı sormuş. ‘Suni gündem nereden çıktı?’ MHP’den çıktı, Hayati Beyefendi. İnanmıyorsan en güvendiğin gazetecilere sor. MHP kampında perde gerisi vermişler, ‘lütfen müellif mısınız’ demişler. Bu mevzu konuşulsun isteyen MHP. Bana inanmıyorsanız, Yıldıray Çiçek var, epeyce pak bir kardeşimiz. Bizlere sövmekten boş kalan vaktinde diğer bir köşe yazmış, ‘Şentop rol kapmasın’ diye. MHP, kendilerinin de oy verdiği Meclis Başkanı’nın rol çaldığını söylüyor. Tartışmayı MHP başlattı, kendi kampında; artık Şentop rol çalmasınmış. Artık şayet bu tartışmadan AKP rahatsız ise bilin ki küçük ortak yüzünden yürüyor. AKP bu biçimde bir tartışmayı istiyorsa, Hayati Beyefendi bilmiyor ancak içeriden bu talimatı saray veriyor. Çocuk muyuz birbirimizi kandıracağız? Siyasette bâtın diye bir şey var mı? MHP’den ne kadar yanlışsız düzgün perde gerileri yazıldı, pazartesi günü. Buradaki hesap şu: CHP diyecek ki ‘bu Anayasa’ya aykırı’. Onlar da ‘bunlar korkuyorlar…’ Korkuyorsak namerdiz. Korkmuyorsanız, haftaya seçime bekleriz. Bu kadar net. ‘Anayasal sorun yok’ diyen Şentop’a inananlar inansın fakat siyaseten size burada ekmek yok.”
ÜÇ KADEMELİ İKAZIN BİRİNCİ ADIMINDAYIZ
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, artırımlar geri alınana kadar fatura ödememe sonucuna AKP yöneticilerinden gelen “sivil itaatsizlik ve suça teşvik” tenkitlerinin sorulması üzerine Özgür Özel, şunu söylemiş oldu:
“Genel Liderimiz faturasını ödeyemeyen on milyonların sesi olmuştur. Karanlıkta kalmayı göze almıştır. Bir kurumsal karar almamıştır, aldırmamıştır, bu onun şahsi protestosudur. Adalet Yürüyüşü’ne başladığı üzere tek başına başlamıştır. Bu sürecin sonunda kendisi, 2 Ekim 2021 Abant Kampı’nda uyarmıştı; ‘Elektrik şirketlerine iki çift kelamım var, milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe düşündüğünüz artırımları yapmaya kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz’ demişti. ‘Eğer artırım yapılırsa, gerekirse kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracağız halkımızı’ demişti. ‘Bunun çabasını şahsen vereceğim’ demişti. ‘Zam yapmaya kalkarlarsa yarın iktidarda olduğumuzda bunun hesabını da ayrıyeten soracağım’ demişti. O günkü üç kademeli ihtarın birinci adımındayız. Adalet Yürüyüşü’ne nasıl birinci adımı atmışsa bugün de atmıştır. İlerleyen günlerde bizlere bir daveti olursa, memnuniyetle ve mutabakatla daima bir arada uyacağızdır. Bugünlerde tabiatıyla iştirak etmekte olanlara saygılıyızdır. Bizim yaklaşımız; ‘Beşli Çete’ye baş kaldırmakken, saray zihniyeti bunu kendisine ve devlete baş kaldırmak olarak görüyorsa, sarayı ‘Beşli Çete’nin buyruğunda, ‘Beşli Çete’nin menfaatlerinin buyruğunda, devleti de bir partinin devletine dönüştürdüğünün itirafıdır. Semirttikleri çeteleri de devlet olarak görmeye başlamışlar. aslına bakarsan Genel Liderimiz bunun sinyalini aylar evvel vermişti. Artık size ne oluyor Bülent Turan? ‘Beşli Çete’ düşünsün. Elektrik şirketleri düşünsün. ‘Kemal Beyefendi ödemezse ben ödeyeceğim’, ‘vatandaş ödemezse biz öderiz’ diye taahhüttünüz mü var? Vatandaş ödemiyor değil, ödeyemiyor. Onlarla bir gönül bağı onların durumuna dikkat çekmek, onların isyanını görünür kılmak için Genel Liderimiz kendisi bir protesto hareketiyle birinci adımı atıyor. Yalnız şunu uyaralım. Adalet Yürüyüşü de Kemal Bey’in tek başına ve birinci adımıyla başlamıştır. Aklınızı başınıza toplayın. Kademeli olarak 2 Ekim günü ne dediysek sözümüzün gerisindeyiz. Bu artırımlar geri alınacak. Bu millet rahatlatılacak. Bu millete nefes aldırılacak. Bu faturaların altında vatandaşı ezdirmeyiz. Onlar karınca üzere ezilecek beşerler değil. Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir. O da Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Vatandaşı karınca üzere görüp saraylarından ezmeye çalışanların ayak bileklerinden tutarız, gerekirse kendimizi siper ederiz, vatandaşı size ezdirmeyiz.
Bizim hesabımız, kitabımız, itirazımız ‘Beşli Çete’ye. AK Parti Sözcüsünün, Küme Başkanvekilinin ‘Beşli Çete’nin avukatı olmalarını milletimize şikayet ediyoruz. Yazıklar olsun. Biz ‘zammı geri’ alın diyoruz. Onlar diyor, ‘isyan çıkarmayın.’ Ne isyanı. Yokluk, yoksulluk ve bıçak kemikte. Buna isyan ediyorsa vatandaş buna ortak olmak, vatandaş Kemal’in de partisinin de nazaranvidir. Bunu bu biçimde bilin. Tatava yapıp da işi sulandırmayın. ‘Beşli Çete’nin avukatıysa Bülent Turan, Ömer Çelik, Şamil Tayyar; aferin, iyi olsun, vatandaş da bunu görür, sandıkta oy atarken attığı her oyun ‘Beşli Çete’ye dolar olarak gittiğini görür. Buna bakılırsa muamele edecek size.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı