- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Prof. Dr. Dökmetaş’tan “Gerekli kümeler 3. doz aşılarını olmalı” uyarısı Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Lider Yardımcısı ve Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, Covid-19 salgınıyla uğraşta toplumsal bağışıklığın sağlanması için aşılanma oranının yüzde 70’in üzerine çıkması gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Dökmetaş, EKMUD tarafınca düzenlenen “II. Türkiye EKMUD HIV Akademisi” için geldiği Edirne’de, Covid-19 salgınının tesirlerinin dünya genelinde hissedilmeye devam ettiğini söylemiş oldu.
Aşının hastalıktan korunmada en faal silah olduğunu anımsatan Dökmetaş, “Hızlı bir biçimde aşılanmamız gerekiyor. Yalnızca aşı yetmiyor, maske, uzaklık ve paklığa bir daha dikkat edeceğiz. Maskemizi çıkardığımız kısa mühletten daha sonra bir daha maskemizi takacağız.” dedi.
“SALGININ DEVAM EDECEĞİ GÖRÜŞÜNDEYİZ”
Dökmetaş, Türkiye’de aşılama çalışmalarının güzel bir biçimde ilerlediğini lakin çabucak hemen istenilen düzeye ulaşılamadığını söz etti.
Salgının denetim altına alınabilmesi için süratli bir biçimde toplumun büyük kısmının aşılanması gerektiğini anlatan Dökmetaş, şunları kaydetti:
“Tüm dünyada salgınlardan korunabilmek için aşılama oranlarının yüzde 70’in üzerine çıkması gerektiğini biliyoruz. Bizim ülkemizde belli bölgelerde bu oranlar yüzde 60-70 ve yüzde 80’lere gerçek çıkarken ülke bazında düşündüğümüzde düşük olan alanlarımız var. Bilhassa Güneydoğu’daki oranlarımız biraz daha düşük. Ülke bir bütün, Güneydoğu’ya yaz periyodunda ailesine tatile giden beşerler büyükşehirlere gerçek dönüyor. O aşılanmamış bireylerin yeniden büyükşehirlere gelmesiyle birlikte, yeni mutantların da ortaya çıkmasıyla birlikte salgının devam edeceği görüşündeyiz. Ne yapıp edip aşılanmalıyız. Aşıyı yapacağız ve gerekli kümelerin 3. doz aşılarını olması gerekiyor. Zira birinci aşılardan neredeyse bir yıl geçti artık o aşıların koruyuculuk oranları gitgide düşmeye başlıyor.”
“KURALLARDAN TAVİZ VERİLMEMELİ”
Prof. Dr. Dökmetaş, aşı olmanın maske ve aralık kurallarını gevşetmek manasına gelmediğini ve kurallardan taviz verilmemesi gerektiğini de bir dahaledi.
Rehavete kapılmadan kurallara uyulması ve her insanın aşı olması gerektiğini aktaran Dökmetaş, şu biçimde devam etti:
“Yani ben aşılandım, her türlü aktiflikte bulunabilirim diyemeyiz. Kapalı alanlara mümkün olduğu kadar girmeyeceğiz, girmek zorundaysak kısa vadeli bulunup çabucak dışarı çıkmamız gerekiyor. Açık havalarda mümkün olduğu kadar toplantılarımızı yapacağız. Cenazeler, düğünler, asker uğurlamaları ve gibisi etkinliklerden mümkün olduğu kadar bu periyotlarda de kaçınacağız. Az sayıda şahıstan oluşan topluluklar oluşturacağız, maske ve aralığa dikkat edeceğiz. Fakat aşılama şayet olmazsa olmaz faktörlerden birisi. Zira ne yaparsak yapalım muhakkak bir anda maskeyi çıkarıyoruz ya da uzaklığa uyamayabiliyoruz. Aşılama ağır bakıma yatış oranlarını azaltıyor, vefat oranlarını azaltıyor. Bu niçinle tüm dünyanın yaptığı üzere, gelişmiş ülkelerin yaptığı üzere bizler de var olan aşıları kullanmak zorundayız.”
Prof. Dr. Dökmetaş, EKMUD tarafınca düzenlenen “II. Türkiye EKMUD HIV Akademisi” için geldiği Edirne’de, Covid-19 salgınının tesirlerinin dünya genelinde hissedilmeye devam ettiğini söylemiş oldu.
Aşının hastalıktan korunmada en faal silah olduğunu anımsatan Dökmetaş, “Hızlı bir biçimde aşılanmamız gerekiyor. Yalnızca aşı yetmiyor, maske, uzaklık ve paklığa bir daha dikkat edeceğiz. Maskemizi çıkardığımız kısa mühletten daha sonra bir daha maskemizi takacağız.” dedi.
“SALGININ DEVAM EDECEĞİ GÖRÜŞÜNDEYİZ”
Dökmetaş, Türkiye’de aşılama çalışmalarının güzel bir biçimde ilerlediğini lakin çabucak hemen istenilen düzeye ulaşılamadığını söz etti.
Salgının denetim altına alınabilmesi için süratli bir biçimde toplumun büyük kısmının aşılanması gerektiğini anlatan Dökmetaş, şunları kaydetti:
“Tüm dünyada salgınlardan korunabilmek için aşılama oranlarının yüzde 70’in üzerine çıkması gerektiğini biliyoruz. Bizim ülkemizde belli bölgelerde bu oranlar yüzde 60-70 ve yüzde 80’lere gerçek çıkarken ülke bazında düşündüğümüzde düşük olan alanlarımız var. Bilhassa Güneydoğu’daki oranlarımız biraz daha düşük. Ülke bir bütün, Güneydoğu’ya yaz periyodunda ailesine tatile giden beşerler büyükşehirlere gerçek dönüyor. O aşılanmamış bireylerin yeniden büyükşehirlere gelmesiyle birlikte, yeni mutantların da ortaya çıkmasıyla birlikte salgının devam edeceği görüşündeyiz. Ne yapıp edip aşılanmalıyız. Aşıyı yapacağız ve gerekli kümelerin 3. doz aşılarını olması gerekiyor. Zira birinci aşılardan neredeyse bir yıl geçti artık o aşıların koruyuculuk oranları gitgide düşmeye başlıyor.”
“KURALLARDAN TAVİZ VERİLMEMELİ”
Prof. Dr. Dökmetaş, aşı olmanın maske ve aralık kurallarını gevşetmek manasına gelmediğini ve kurallardan taviz verilmemesi gerektiğini de bir dahaledi.
Rehavete kapılmadan kurallara uyulması ve her insanın aşı olması gerektiğini aktaran Dökmetaş, şu biçimde devam etti:
“Yani ben aşılandım, her türlü aktiflikte bulunabilirim diyemeyiz. Kapalı alanlara mümkün olduğu kadar girmeyeceğiz, girmek zorundaysak kısa vadeli bulunup çabucak dışarı çıkmamız gerekiyor. Açık havalarda mümkün olduğu kadar toplantılarımızı yapacağız. Cenazeler, düğünler, asker uğurlamaları ve gibisi etkinliklerden mümkün olduğu kadar bu periyotlarda de kaçınacağız. Az sayıda şahıstan oluşan topluluklar oluşturacağız, maske ve aralığa dikkat edeceğiz. Fakat aşılama şayet olmazsa olmaz faktörlerden birisi. Zira ne yaparsak yapalım muhakkak bir anda maskeyi çıkarıyoruz ya da uzaklığa uyamayabiliyoruz. Aşılama ağır bakıma yatış oranlarını azaltıyor, vefat oranlarını azaltıyor. Bu niçinle tüm dünyanın yaptığı üzere, gelişmiş ülkelerin yaptığı üzere bizler de var olan aşıları kullanmak zorundayız.”