Sana her şey mübah ne demek ?

Selin

Global Mod
Global Mod
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
314
Puanları
0
Sana Her Şey Mübahlık: İki Farklı Dünya Arasında Bir Seçim

Herkese merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle çok özel bir hikâye paylaşmak istiyorum. Biraz derin, biraz karmaşık ama belki hepimizin içinde bir yerlerde yankı uyandıracak türden. Hepimiz bir şekilde hayatın zorluklarıyla yüzleşiyoruz, bazen büyük seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Peki ya, en zor kararları alırken, içimizdeki sesler ne kadar farklı olabiliyor? Herkesin farklı bir yaklaşımı var: Bir erkek, bir kadının gözünden bakıldığında nasıl değişiyor? İşte size bu konuya dair düşündürmeye değer bir hikâye.

Bir İlişkide Zıt Yaklaşımlar

Lena ve Burak birbirini çok seven iki insandı. Birlikte oldukları 3 yıl boyunca, her şeyin mükemmel olduğunu düşünüyorlardı. Ama bir gün, hayatlarının her anını değiştirecek bir durumla karşılaştılar. Lena'nın yaşadığı bir travma, ilişkilerine adeta bir sınav niteliği taşıdı.

Lena, bir sabah aniden evden çıkmaya karar verdi. Hiçbir açıklama yapmadan, sadece "Ben gidiyorum," dedi. Burak ne olduğunu anlamadan, arkasından sürüklenmeye başladı. Gerçekten de Lena gitmeye niyetliydi, ama Burak, bu ani kararı bir anlam veremedi. O kadar çok sevmişti ki, gözünde bir kayıp duygusu büyümeye başlamıştı.

Burak’ın Stratejik Yaklaşımı

Burak, çözüm odaklı bir adamdı. Her zaman bir sorun çıktığında, nasıl çözüleceği konusunda düşünürdü. Ancak bu durumda ne yapması gerektiğini bir türlü bulamıyordu. Önce mantıklı bir yaklaşım izlemeyi düşündü: "Belki bir süre yalnız kalmalı, sonra Lena'yı arayıp konuşabilirim," dedi kendi kendine. Ama buna rağmen, hisleri mantığından çok daha farklıydı.

Her şeyden önce, neden bu kadar ani bir şekilde gitmek istediğini anlamaya çalışıyordu. Lena’nın gözlerindeki korkuyu ve kararsızlığı fark etti. Hala onu sevdiğini biliyordu, ama bir şeyler eksikti. Burak, her şeyin mantıklı bir şekilde çözülmesini beklerken, Lena’nın duygusal olarak kaybolmuş olduğunu fark etti.

Lena’nın Duygusal Dalgaları

Lena, Burak’a göre çok farklı bir dünyadan geliyordu. Her şeyin mantıklı bir şekilde çözülmesi, onun için hep yeterli olmuyordu. Burak’ın, her sorunu çözmeye odaklanmış yaklaşımını sevse de, bazen duygularını ifade etmek için yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Bir kadının dünyasında her şeyin mübah olduğu, duyguların serbest bırakıldığı bir alan vardı.

Bir gün, Burak’ın ne kadar stratejik ve çözüm odaklı olduğunu fark ettiğinde, kendi içinde büyük bir boşluk hissetmeye başladı. Sadece Burak’a duygusal açıdan bir şeyler anlatmak istiyordu, ama Burak sürekli "Bunu çözmeliyiz" diyor, duygularını göz ardı ediyordu. Lena, hayatta karşılaştığı en büyük sorunlardan birini yaşıyordu; duygusal bir boşluğa düşmüştü ve Burak onu oradan çıkaramıyordu.

Zıtlıkların Çatışması: Ne Seçmeli?

Bir gün, Lena’nın gitme kararından sonra, Burak nihayet Lena’yı dinlemeye karar verdi. "Hadi konuşalım, bu ilişkiyi gerçekten istiyor muyuz?" dedi. Lena ise sadece "Sana her şey mübah, Burak," diyerek cevap verdi. Burak şaşkın bir şekilde, "Ne demek istiyorsun?" diye sordu. Lena gözlerini yere indirip, "Bunu sana açıklamak çok zor. Ama ben sadece ne hissettiğimi anlatmak istiyorum. Bunu hep unutuyorsun. Sadece anlayış, sadece sabır…"

Burak, mantıklı bir çözüm önerisi bulamayarak, kızgınlıkla "Ama bu böyle olmaz, Lena!" diye yanıt verdi. Lena derin bir nefes aldı ve gözlerinde hafif bir korku vardı. Burak’ın söylediklerinden değil, onun, duygularına karşı duyarsızlaşmasından korkuyordu.

Sana Her Şey Mübahlık: Gerçekten Ne Demek?

Lena'nın "Sana her şey mübah" sözleri, aslında bir çaresizliğin, bir isyanın ifadesiydi. Bunu söylediğinde, artık her şeyin mübah olduğunu, yani onun duygularına saygı gösterilmesi gerektiğini anlatıyordu. Burak'ın çözüm odaklı yaklaşımına karşılık, Lena'nın duygusal anlamda özgürleşme ihtiyacı vardı. "Sana her şey mübah" demek, aslında bir yerden sonra, sadece ilişkideki dengeyi sorgulamak anlamına gelir.

Burak, bu sözlere anlam veremedi. Çünkü mantığında her şeyin bir çözümü olmalıydı. Ama bir kadının kalbindeki boşluğu anlamadan, bu boşluğu doldurmak mümkün değildi. Lena ise kendi duygusal çözümünü bulmaya çalışırken, sürekli Burak’ın çözümsel yaklaşımına takılıp kalıyordu.

Bir Sonraki Adım: Nereye Gidiyoruz?

Burak ve Lena, sonunda büyük bir konuşma yaparak, ilişkilerini yeniden değerlendirip kararlar almaya başladılar. Burak, ilk başta zorlanmıştı; ama sonunda Lena’ya, duygusal anlamda neye ihtiyaç duyduğunu anlamaya çalışarak yaklaşmayı kabul etti. Lena ise Burak’ın çözüm odaklı düşüncelerini daha fazla kucaklamayı, ona güvenmeyi seçti.

Hayat, bazen çok zıt kutuplarda olan iki insanın birbirini anlamaya çalışırken, yollarını kesiştirdiği bir süreçtir. Burak ve Lena, birbirlerinin dünyalarındaki farkları kucaklayarak, ilişkilerini derinleştirmeyi başardılar.

Forumdaşlar, Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Hikâyemi paylaşırken, sizlere de sormak istiyorum: Sizce "Sana her şey mübah" demek, bir ilişkiyi sağlıklı hale getirmek için ne kadar doğru bir yaklaşım? Bu, bir çözüme değil, sadece duygusal bir ihtiyaç mı? Farklı bakış açılarına ve deneyimlerinize çok değer veriyorum. Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!
 
Üst