Şiir Yazan Herkes Şair Midir ?

Tolga

Global Mod
Global Mod
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
239
Puanları
0
**Şiir Yazan Herkes Şair Midir? Sanatın Tanımı ve Gerçek Hayattan Hikayelerle Bir Analiz

Herkese merhaba! Bugün, edebiyatın en büyülü ve en merak edilen sorularından birini masaya yatırıyoruz: **Şiir yazan herkes şair midir?** Şiir, tarih boyunca hem yazılı hem de sözlü olarak toplumsal hafızayı şekillendiren, duyguları ve düşünceleri en yoğun şekilde ifade eden bir sanat dalı olmuştur. Ancak günümüzde "şiir yazmak" çok daha yaygın bir hale geldi. Peki, bu herkesin şair olacağı anlamına mı geliyor? Gelin, hem verilerle hem de gerçek hayattan bazı hikayelerle bu soruya biraz daha derinlemesine bakalım.

**Şiir Nedir ve Şair Kimdir? Tanımlamalar Üzerine Düşünceler

Şiir, kelimelerin estetik ve ritmik bir biçimde düzenlenmesidir. Hem bir sanat formu hem de bir iletişim aracıdır. Şair ise bu sanat formunu kullanan, bazen toplumu derinden etkileyen, bazen ise kişisel duygularını dışa vurmayı amaçlayan kişidir. Peki, şiir yazmak birisini otomatik olarak şair yapar mı?

İlk bakışta, evet gibi görünüyor. Şiir yazan bir kişi elbette bir şair olabilir. Ancak, tarihsel olarak bakıldığında, şairin kimliğini sadece yazdığı şiirle değil, aynı zamanda yazdığı şiirlerin toplumsal etkisiyle de değerlendiririz. Bazı şiirler, zaman içinde kültürel bir mirasa dönüşürken, diğerleri yalnızca yazarıyla sınırlı kalabilir.

Bununla birlikte, günümüzde sosyal medyanın yükselmesiyle birlikte, şiir yazanların sayısında büyük bir artış gözlemleniyor. Herkesin şair olma olasılığı arttı. Ancak bu, gerçekten de her şiir yazan kişinin "şair" olduğu anlamına gelmiyor.

**Erkeklerin Bakış Açısı: Pratik ve Sonuç Odaklı Yaklaşımlar

Erkeklerin genellikle daha pratik ve sonuç odaklı bir bakış açısına sahip olduklarını biliyoruz. Şiir yazma eylemi, bazen erkekler için bir kendini ifade etme biçiminden çok, bir sonuç elde etme amacıdır. Erkekler için şiir yazmak, duyguların dışa vurulması değil, çoğu zaman daha hedefe yönelik bir strateji olabilir.

Örneğin, erkeklerin şiir yazmaya olan ilgisi genellikle daha genç yaşlarda başlar, bir duyguyu anlatma çabasıyla değil, kadınları etkileme veya bir başarıyı kutlama amacıyla şiir yazdıkları görülür. Fakat zamanla, erkeklerin şiir yazmaya devam etmesi, onlara bir anlam ifade etmeye başladığında, gerçek bir şairlik yolculuğuna adım atabilirler.

Örneğin, bir erkek, ilk şiirini yazarken sadece sosyal beklentileri karşılamayı hedeflemiş olabilir, fakat zamanla bu yazma eylemi kişisel bir haz haline gelir. Onun için artık sadece kelimeler birleştirme değil, bir tür içsel keşif, dış dünyayı anlama biçimidir. Ancak erkeklerin bu şiir yazma biçimi genellikle doğrudan ve net bir anlatımı tercih eder. Yani duygularını anlatırken, kelimeleri asgari seviyede kullanmayı tercih ederler. Onlar için şiir, bir anlamın hemen ortaya çıkmasını sağlamak isteyen, çözüm odaklı bir eylemdir.

**Kadınların Perspektifi: Empati ve İlişki Odaklı Bir Yaklaşım

Kadınlar için şiir yazmak, genellikle bir duygu aktarımından daha fazlasıdır. Şiir, kadınlar için ilişkileri, toplumsal bağları ve empatiyi geliştirme aracı olabilir. Kadınlar, şiirlerinde daha derin bir duygusal bağ kurma arayışında olabilirler. Şiir, onlara sadece duygularını ifade etme fırsatı sunmaz, aynı zamanda başkalarıyla bir bağ kurma, toplumsal ve kültürel kimliklerini inşa etme sürecine de hizmet eder.

Kadınlar, şiirlerini yazarken kelimelerle adeta bir bağ kurar. Onlar için şiir, yaşadıkları anı, duygularını ve ilişkilerini daha yoğun bir şekilde anlama şeklidir. Bu yüzden bir kadın için şiir, sadece bir ifade biçimi değil, bir keşif yolculuğudur. Şiir, adeta bir terapidir, içsel dünyanın dışa yansımasıdır. Bu yazma süreci kadınlar için bireysel olabileceği gibi, toplumsal bir meseleye de dönüşebilir. Kadın şairler, şiirleriyle sadece kişisel duygularını değil, toplumsal adalet, eşitlik gibi büyük kavramları da ele alabilirler.

Bir kadın, şiir yazarken aynı zamanda kendini ve çevresindeki dünyayı daha iyi anlamaya çalışır. Örneğin, ünlü Türk şairi **Orhan Veli Kanık**’ın şiirlerinde hissettirdiği basitlik, kadınların duygularını dışa vurma şekillerine paralel bir biçimde değerlendirilebilir. Her şeyin basit olduğu, fakat anlamın çok derinlere yerleştiği bu şiir anlayışı, kadın şairlerin de şiirlerinde benimsediği bir yaklaşım olabilir.

**Hikayelerle Zenginleştirilen Gerçek Hayat: Şiir Yazmak Bir İhtiyaç Mıdır?

Gerçek hayatın örneklerine bakarak, şiir yazmanın insanları nasıl farklı şekillerde etkilediğini görmek de oldukça ilginçtir. Şiir yazan herkesin bir şair olup olmadığını sorgularken, bazı hikayeler bize farklı açılardan bakmamız gerektiğini hatırlatır.

Bir arkadaşım, yıllarca sadece sevdiği kadına yazdığı şiirlerle kendini ifade etmişti. Onun için şiir yazmak, dış dünyayla iletişim kurmak, anlam bulmak değildi. Şiir, sadece içsel dünyasını sakinleştiren bir alan yaratma biçimiydi. Ne yazık ki, bu şiirler kimseyle paylaşılmadı. Fakat bir gün, şiirlerinden birini sosyal medyada paylaştığında, o yazdığı satırlar milyonlarca kişiye ulaştı. Başkalarının hayatında bir fark yaratmıştı. Bu, şiirlerin toplumsal etkisiyle, bir şair olma yolunun başlangıcıydı. Ama başkalarının şiir yazanlara nasıl baktığı, o kişinin şair olup olmadığını belirleyebilir mi?

Bir başka örnek, genç bir kadın şairin hikayesidir. Şiirleri, özellikle kadınların yaşadığı zorlukları ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini dile getiriyordu. Yazdığı şiirler, yalnızca kendi içsel duygularını dışa vurmanın ötesine geçti ve toplumsal bir hareketin parçası oldu. O kadın, şiirleriyle bir ses buldu ve bu, onu sadece şair yapmadı, aynı zamanda toplumsal bir figür haline getirdi.

**Sonuç: Her Şiir Yazan Şair Midir? Fikirlerinizi Paylaşın!

Sonuçta, şiir yazan herkesin şair olup olmadığı sorusu, aslında kişinin içsel yolculuğuyla ve toplumsal etkisiyle bağlantılı bir sorudur. Erkekler, şiirle çözüm arayışına girebilirken, kadınlar duygusal bağları kurma noktasında şiire başvururlar. Şiir yazmak, sadece bir yazma eylemi değil, bir kimlik inşası, bir toplumun sesidir.

Peki, forumdaşlar, sizce herkes şiir yazarsa şair olur mu? Şiir, yalnızca kişisel bir ifade mi, yoksa toplumsal bir sorumluluk mu taşır? Yorumlarınızı merakla bekliyorum! :)
 
Üst