Sismik gemilerimiz limanda paslanıyor Mavi Vatan doktrininin mimarı, eski Deniz Kuvvetleri Kurmay Lideri Tümamiral Yaycı sismik gemilerin Akdeniz’den çekilmesini eleştirdi. ‘Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz’ dedi.
Tümamiral Cihat Yaycı, 27 Kasım 2019’da yapılan Libya-Türkiye deniz yetki alanları sonlandırma muahedesiyle Ankara’nın ekonomik egemenlik alanını dörtte bir büyüttüğünü lakin bu alanda bir türlü faaliyet gösteremediğini söylemiş oldu. Yaycı şu biçimde konuştu: Ruhsat ihalesine çıkıldığında Türkiye Petrolleri sondaj yapmaya başlar umuduyla bakıyorduk. Ancak olmadı. niye yapılmıyor? ‘Avrupa Birliği ve Yunanistan’la görüşmeler yapıyoruz’ deniliyor. Çok önemli bir kayıp. Devleti yönetenlere hatırlatıyorum: Şayet ‘Yunanistan’la müzakere ediyorum’ diye arama ve sondaj faaliyetlerini durduruyorsanız Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz. Libya mutabakatını kendi elimizde kadük ediyoruz.
Cihat Yaycı, Hürmet Öztürk’ün sorularını yanıtladı.
O ÇİZGİ ÇÖKEBİLİR
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin muhatabının Yunanistan olmadığını, bu yüzden müzakerenin gereksiz olduğunu belirten Yaycı aksi biçimde Yunan adalarının haricinden geçen Türkiye-Libya çizgisinin çökeceğini ve muahedenin ortadan kalkacağını öne sürdü. Yaycı şunları söylemiş oldu: Çünkü Yunanistan, Endonezya, Japonya, Filipinler üzere bir adalar ülkesi, arşipel devleti değildir. O niçinle deniz yetki alanlarının paylaşımında adalar değil, ana karalar deniz yetki alanları paylaşımında temel alınır. Yunanistan, Türkiye üzere adaları olan bir yarım ada devletidir. her insanın anlayabileceği bir örnekle açıklayayım: Dedemden kalan bir tarla var. Bitişiğindeki tarlanın sahibi bir gün çıkıp ‘Hayır burası benimdir’ diyor. Burası senin olamaz, ben burayı grup biçiyorum desem de yarar etmiyor. Sonunda diyorum ki ‘Anlaşmazlık çözümlenene kadar tarlamı ekmeyeceğim. Kaybeden ben oluyorum. Artık Yunanistan da hiç bir şey kaybetmiyor, senden kazanıyor.
ARAŞTIRMA DURDU
Araştırma ve sondaj gemilerimizin Doğu Akdeniz’den çekildiğini hatırlatan Yaycı kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Doğu Akdeniz’den müjde bekliyoruz ancak müjde havadan gelmez ki. O gemiler sismik araştırma, sondaj yapacak. Şunu yanılgılı görüyorum: AB ve Yunanistan’ın Türkiye’ye reva gördüğü alan Antalya Körfezi. ‘Burası sizin, gerisi bizim’ diyorlar. Bana göre yanılgı şu: Oruç Reis gemisi için bir yıl Antalya Körfezi’nde araştırma yapacak nawteks yayınladık. Gemiyi körfezde tutarak adamın eline koz veriyorsun. Kaş yapayım derken göz çıkarma hareketidir. Kendi körfezimizde nawteks yayınmladık. Keşke bunu yapmasaydık. Gemilerimiz körfezde daha ne kadar duracak? Bu gemilerin bir an evvel D. Akdeniz’de faaliyet göstermesi lazım. Yoksa kaybediyoruz. Bu gemiler işçisiyle, bakımıyla epeyce masraflı gemiler. Onları faal biçimde kullanmazsak, devletin milletin parası da heba olur. Bu gemi filosu Türkiye’nin elinde fevkalade bir zenginliktir. Bunu aktif biçimde kullanmamızın devridir. Yunanistan’ın, (Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den men ettik) lafına bir karşılık verilmelidir. Boş durdurarak gemilerimizi hem çürütüyor, tıpkı vakitte masraf ediyoruz. Doğu Akdeniz’de iki sondaj, iki simsek araştırma gemimiz varken şu anda tek bir sondaj gemisine indirgendi. Bu da bacağımıza kurşun sıkmak demektir.”
Tümamiral Cihat Yaycı, 27 Kasım 2019’da yapılan Libya-Türkiye deniz yetki alanları sonlandırma muahedesiyle Ankara’nın ekonomik egemenlik alanını dörtte bir büyüttüğünü lakin bu alanda bir türlü faaliyet gösteremediğini söylemiş oldu. Yaycı şu biçimde konuştu: Ruhsat ihalesine çıkıldığında Türkiye Petrolleri sondaj yapmaya başlar umuduyla bakıyorduk. Ancak olmadı. niye yapılmıyor? ‘Avrupa Birliği ve Yunanistan’la görüşmeler yapıyoruz’ deniliyor. Çok önemli bir kayıp. Devleti yönetenlere hatırlatıyorum: Şayet ‘Yunanistan’la müzakere ediyorum’ diye arama ve sondaj faaliyetlerini durduruyorsanız Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz. Libya mutabakatını kendi elimizde kadük ediyoruz.
Cihat Yaycı, Hürmet Öztürk’ün sorularını yanıtladı.
O ÇİZGİ ÇÖKEBİLİR
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin muhatabının Yunanistan olmadığını, bu yüzden müzakerenin gereksiz olduğunu belirten Yaycı aksi biçimde Yunan adalarının haricinden geçen Türkiye-Libya çizgisinin çökeceğini ve muahedenin ortadan kalkacağını öne sürdü. Yaycı şunları söylemiş oldu: Çünkü Yunanistan, Endonezya, Japonya, Filipinler üzere bir adalar ülkesi, arşipel devleti değildir. O niçinle deniz yetki alanlarının paylaşımında adalar değil, ana karalar deniz yetki alanları paylaşımında temel alınır. Yunanistan, Türkiye üzere adaları olan bir yarım ada devletidir. her insanın anlayabileceği bir örnekle açıklayayım: Dedemden kalan bir tarla var. Bitişiğindeki tarlanın sahibi bir gün çıkıp ‘Hayır burası benimdir’ diyor. Burası senin olamaz, ben burayı grup biçiyorum desem de yarar etmiyor. Sonunda diyorum ki ‘Anlaşmazlık çözümlenene kadar tarlamı ekmeyeceğim. Kaybeden ben oluyorum. Artık Yunanistan da hiç bir şey kaybetmiyor, senden kazanıyor.
ARAŞTIRMA DURDU
Araştırma ve sondaj gemilerimizin Doğu Akdeniz’den çekildiğini hatırlatan Yaycı kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Doğu Akdeniz’den müjde bekliyoruz ancak müjde havadan gelmez ki. O gemiler sismik araştırma, sondaj yapacak. Şunu yanılgılı görüyorum: AB ve Yunanistan’ın Türkiye’ye reva gördüğü alan Antalya Körfezi. ‘Burası sizin, gerisi bizim’ diyorlar. Bana göre yanılgı şu: Oruç Reis gemisi için bir yıl Antalya Körfezi’nde araştırma yapacak nawteks yayınladık. Gemiyi körfezde tutarak adamın eline koz veriyorsun. Kaş yapayım derken göz çıkarma hareketidir. Kendi körfezimizde nawteks yayınmladık. Keşke bunu yapmasaydık. Gemilerimiz körfezde daha ne kadar duracak? Bu gemilerin bir an evvel D. Akdeniz’de faaliyet göstermesi lazım. Yoksa kaybediyoruz. Bu gemiler işçisiyle, bakımıyla epeyce masraflı gemiler. Onları faal biçimde kullanmazsak, devletin milletin parası da heba olur. Bu gemi filosu Türkiye’nin elinde fevkalade bir zenginliktir. Bunu aktif biçimde kullanmamızın devridir. Yunanistan’ın, (Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den men ettik) lafına bir karşılık verilmelidir. Boş durdurarak gemilerimizi hem çürütüyor, tıpkı vakitte masraf ediyoruz. Doğu Akdeniz’de iki sondaj, iki simsek araştırma gemimiz varken şu anda tek bir sondaj gemisine indirgendi. Bu da bacağımıza kurşun sıkmak demektir.”