‘Sürtük’ kelamı hata sayılmadı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Küme toplantısında Seyahat hareketlerine katılanlar için “Terörist” ve “Sürtük” sözlerini kullanmıştı. Bu hususta hayli sayıda kentte cumhuriyet savcılıklarına hata duyurusunda bulunuldu. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı ise 4 bayan tarafınca yapılan kabahat duyurusu hakkında “soruşturmaya yer olmadığı” sonucu verdi. Seyahat hareketlerine katılman Ziraat Mühendisi Ayşe Sevtap Uzun, arkadaşları Berrin Küçüktabak, Funda Fener ve Yonca Alemdar ile bir arada savcılığa farklı ayrı cürüm duyurusunda bulunmak istedi.
ÖNCE SÜRECE ALINMADI
Ayşe Sevtap Uzun “Önce dilekçemi almak istemediler. Ne yapacaklarını bilemediler. Savcı, kendilerine sonrasındasında haber vereceğini söylemiş. Haber çıkmayınca bir daha gidip durumu hatırlattım. Bu gidişimde hata duyuruma numara verdiler ve kayda aldılar. kararı da merakla beklemeye başladım” dedi.
Cumhuriyet Savcılığı 3 Haziran’da verilen 4 bayanın cürüm duyurusuyla ilgili dilekçe için şu sonucu verdi: Her ne kadar ihbar edenler Ayşe Sevtap Uzun, Berrin Küçüktabak. Funda Fener ve Yonca Alemdar’ın Cumhuriyet Başsavcılığımıza sundukları dilekçelerinde ihbar edilen hakkında hakaret savı üzerine belgenin ihbara kaydının yapılmış olduğu görülse de, maddede ‘ihbar ve şikayet konusu fiilin hata oluşturmaması halinde bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması, ihbar yahut şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir’ kararı yer almaktadır. Hakaret kabahatinin oluşabilmesi için bir kimseye yönelik olarak aksiyonun yapılmış olması gerekir. Açıklanan niçinlerle ihbar edilen hakkında kamu ismine soruşturmaya yer olmadığına karar verildi.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Erdoğan 1 Haziran’da yaptığı küme konuşmasında şunları söylemişti: Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Seyahat olaylarının ardında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar lakin terör sevicilerle birlikte. Seyahat olaylarının planlı ve alçak kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Yatırımcıların çıkışından dövizin yükselmesine kadar hala boğuştuğumuz sorunun başlangıç noktası Seyahat hadisesidir. Maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar. Bu hadise gerisinden gelen tüm oyunların, tuzakların işaret fişeğidir. Seyahat olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ’nün emniyet-yargı darbe teşebbüsüyle ülkenin legal hükümeti devirmeye kalkarak tekrar denediler. PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip çukurlar açarak o bölgenin hoşluklarını rezil ettiler. Sinsi senaryolar paramparça olunca, 15 Temmuz’da askeri darbe yapma cüretinde bulundular.
Erdoğan’ın bu kelamlarından daha sonra Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinden bayan dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler hata duyurusunda bulunmuşlardı. Kimi yerlerde şikayet dilekçeleri sürece konmamıştı.
ÖNCE SÜRECE ALINMADI
Ayşe Sevtap Uzun “Önce dilekçemi almak istemediler. Ne yapacaklarını bilemediler. Savcı, kendilerine sonrasındasında haber vereceğini söylemiş. Haber çıkmayınca bir daha gidip durumu hatırlattım. Bu gidişimde hata duyuruma numara verdiler ve kayda aldılar. kararı da merakla beklemeye başladım” dedi.
Cumhuriyet Savcılığı 3 Haziran’da verilen 4 bayanın cürüm duyurusuyla ilgili dilekçe için şu sonucu verdi: Her ne kadar ihbar edenler Ayşe Sevtap Uzun, Berrin Küçüktabak. Funda Fener ve Yonca Alemdar’ın Cumhuriyet Başsavcılığımıza sundukları dilekçelerinde ihbar edilen hakkında hakaret savı üzerine belgenin ihbara kaydının yapılmış olduğu görülse de, maddede ‘ihbar ve şikayet konusu fiilin hata oluşturmaması halinde bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması, ihbar yahut şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir’ kararı yer almaktadır. Hakaret kabahatinin oluşabilmesi için bir kimseye yönelik olarak aksiyonun yapılmış olması gerekir. Açıklanan niçinlerle ihbar edilen hakkında kamu ismine soruşturmaya yer olmadığına karar verildi.
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Erdoğan 1 Haziran’da yaptığı küme konuşmasında şunları söylemişti: Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Seyahat olaylarının ardında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar lakin terör sevicilerle birlikte. Seyahat olaylarının planlı ve alçak kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Yatırımcıların çıkışından dövizin yükselmesine kadar hala boğuştuğumuz sorunun başlangıç noktası Seyahat hadisesidir. Maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar. Bu hadise gerisinden gelen tüm oyunların, tuzakların işaret fişeğidir. Seyahat olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ’nün emniyet-yargı darbe teşebbüsüyle ülkenin legal hükümeti devirmeye kalkarak tekrar denediler. PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip çukurlar açarak o bölgenin hoşluklarını rezil ettiler. Sinsi senaryolar paramparça olunca, 15 Temmuz’da askeri darbe yapma cüretinde bulundular.
Erdoğan’ın bu kelamlarından daha sonra Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinden bayan dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler hata duyurusunda bulunmuşlardı. Kimi yerlerde şikayet dilekçeleri sürece konmamıştı.