- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
TKP’den miting daveti: Artık Sosyalizm Zamanı!
Türkiye Komünist Partisi, 12 Eylül 2021 Pazar günü 17.00’de bu ülkenin aydınlık insanlarını, boyun eğmeyenleri Kartal Meydanı’nda düzenleyeceği “Şimdi Sosyalizm Zamanı” başlıklı mitinge çağırıyor.
TKP tarafınca yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
Erteleme, oyalanma, azıyla yetinme!
ARTIK SOSYALİZM VAKTİ
Bu ülkenin kaybedecek bir günü dahi kalmadı…
Kaynaklarımızın yağmalandığı, insanların değersizleştiği, rant uğruna tabiatın katledildiği bir ülkede yaşamak istemiyorsak, birinci olarak bu nizamdan kurtulmalıyız. Birileri servetine servet katar, ülke zenginlikleri ve halkın alın teri üstünden şatafatlı bir ömür sürerken, biz işçiler her yeni güne yoksulluğun daha da ağırlaşan yüküyle, işsiz kalma kaygısıyla uyanıyoruz.
Sıhhat ve eğitim hakkının evvel bir lütfa, günümüzde ise kuşa çevrildiği bu günlerde ayakta kalmaya çalışıyor, çocuklarımız ve yarınlar için yalnızca kaygılanabiliyoruz. Taşın, toprağın, suyun, havanın, ağaçların, hayvanların her şeyin ancak her şeyin alınıp satıldığı bu yağma ve talan tertibi içerisinde nefes almaya çalışıyoruz. Laikliğin yok sayıldığı, toplumsal hayatın dinî kurallar üzerinden tanım edilmesinde ısrar edilen, gericiliğin az-fazlaca, ılımlı-radikal tatışmaları içinde sıkışan siyaset ve bu siyasetin ömrümüzde her geçen gün daha belirleyici hâle geldiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Her tıp eşitsizlik ve bu eşitsizliklere dayalı baskı, sıkıntı ve yok saymanın yasal kabul ettirilmeye çalışıldığı bir nizamda yaşıyoruz. Bayanların sokak ortasında katledildiği, göçmen personellerin yaşadığı konutların yağmalandığı, milliyetçiliğin, militarizmin ve öbür ülke topraklarında asker bulundurmanın, savaş çığırtkanlığının fazilet sayıldığı bir nizam. Ve birileri hâlâ biz işçilere bu sistemde bir şeylerin değişebileceğini vaaz ediyor. İnsanın insanı sömürüsü devam edecek, paranın saltanatı her şeyin üstünde sayılacak ve bizi insanlıktan çıkaran bu nizam güzelleşecek. İyileşmiyorsa da bu nizam içerisinde birilerimiz en azından ayrıcalıklı sayılıp “insan” üzere yaşayacak.
Siz artık buna inanıyor musunuz?
Kaybedecek vaktimiz kalmadı, aksini sav edenler, “Bu nizam haricinde seçenek yok, kabul edin” diyenler palavra söylüyorlar. Palavra korosunda en epey sömürenlerin sesi çıkıyor. Ülkeden ve beşerden umudu kesenler ise bu koroya katılıyor ve işçileri umutsuzluklarına ortak etmeye çalışıyorlar. 2023’te halka büyük Türkiye muştusunu veren bu sistemin savunucularının topu birden halka palavra söylüyorlar. Biz işçiler bu palavraya kanmayacağız. Bu ülkeyi seven yurtseverler memleketlerine sahip çıkacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, “bir daha Cumhuriyet” fikrinin ete kemiğe bürünmesini sağlayacağız: Halkçı, Laik, Bağımsız, Sosyalist bir İşçi Cumhuriyeti. Ülkemizin geleceğini piyasacı, gerici, işbirlikçi güçlere bırakmayacağız, ne azıyla yetineceğiz ne de bu halkın oyalanmasına müsaade vereceğiz.
Halkımıza davetimizdir; bu çürümüş nizama ve palavralarına boyun eğmeyelim, 12 Eylül’de Kartal’da eşit, özgür ve aydınlık Türkiye için bir ortaya gelelim.
Bugün yaşadığımız kabustan uyanmak için eşit ve özgür bir geleceğe inanın.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Türkiye Komünist Partisi, 12 Eylül 2021 Pazar günü 17.00’de bu ülkenin aydınlık insanlarını, boyun eğmeyenleri Kartal Meydanı’nda düzenleyeceği “Şimdi Sosyalizm Zamanı” başlıklı mitinge çağırıyor.
TKP tarafınca yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
Erteleme, oyalanma, azıyla yetinme!
ARTIK SOSYALİZM VAKTİ
Bu ülkenin kaybedecek bir günü dahi kalmadı…
Kaynaklarımızın yağmalandığı, insanların değersizleştiği, rant uğruna tabiatın katledildiği bir ülkede yaşamak istemiyorsak, birinci olarak bu nizamdan kurtulmalıyız. Birileri servetine servet katar, ülke zenginlikleri ve halkın alın teri üstünden şatafatlı bir ömür sürerken, biz işçiler her yeni güne yoksulluğun daha da ağırlaşan yüküyle, işsiz kalma kaygısıyla uyanıyoruz.
Sıhhat ve eğitim hakkının evvel bir lütfa, günümüzde ise kuşa çevrildiği bu günlerde ayakta kalmaya çalışıyor, çocuklarımız ve yarınlar için yalnızca kaygılanabiliyoruz. Taşın, toprağın, suyun, havanın, ağaçların, hayvanların her şeyin ancak her şeyin alınıp satıldığı bu yağma ve talan tertibi içerisinde nefes almaya çalışıyoruz. Laikliğin yok sayıldığı, toplumsal hayatın dinî kurallar üzerinden tanım edilmesinde ısrar edilen, gericiliğin az-fazlaca, ılımlı-radikal tatışmaları içinde sıkışan siyaset ve bu siyasetin ömrümüzde her geçen gün daha belirleyici hâle geldiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Her tıp eşitsizlik ve bu eşitsizliklere dayalı baskı, sıkıntı ve yok saymanın yasal kabul ettirilmeye çalışıldığı bir nizamda yaşıyoruz. Bayanların sokak ortasında katledildiği, göçmen personellerin yaşadığı konutların yağmalandığı, milliyetçiliğin, militarizmin ve öbür ülke topraklarında asker bulundurmanın, savaş çığırtkanlığının fazilet sayıldığı bir nizam. Ve birileri hâlâ biz işçilere bu sistemde bir şeylerin değişebileceğini vaaz ediyor. İnsanın insanı sömürüsü devam edecek, paranın saltanatı her şeyin üstünde sayılacak ve bizi insanlıktan çıkaran bu nizam güzelleşecek. İyileşmiyorsa da bu nizam içerisinde birilerimiz en azından ayrıcalıklı sayılıp “insan” üzere yaşayacak.
Siz artık buna inanıyor musunuz?
Kaybedecek vaktimiz kalmadı, aksini sav edenler, “Bu nizam haricinde seçenek yok, kabul edin” diyenler palavra söylüyorlar. Palavra korosunda en epey sömürenlerin sesi çıkıyor. Ülkeden ve beşerden umudu kesenler ise bu koroya katılıyor ve işçileri umutsuzluklarına ortak etmeye çalışıyorlar. 2023’te halka büyük Türkiye muştusunu veren bu sistemin savunucularının topu birden halka palavra söylüyorlar. Biz işçiler bu palavraya kanmayacağız. Bu ülkeyi seven yurtseverler memleketlerine sahip çıkacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, “bir daha Cumhuriyet” fikrinin ete kemiğe bürünmesini sağlayacağız: Halkçı, Laik, Bağımsız, Sosyalist bir İşçi Cumhuriyeti. Ülkemizin geleceğini piyasacı, gerici, işbirlikçi güçlere bırakmayacağız, ne azıyla yetineceğiz ne de bu halkın oyalanmasına müsaade vereceğiz.
Halkımıza davetimizdir; bu çürümüş nizama ve palavralarına boyun eğmeyelim, 12 Eylül’de Kartal’da eşit, özgür ve aydınlık Türkiye için bir ortaya gelelim.
Bugün yaşadığımız kabustan uyanmak için eşit ve özgür bir geleceğe inanın.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı