Barcali
Active member
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Mesajlar
- 1,145
- Puanları
- 38
TÜRK MİLLETİNİN BAHAR BAYRAMI; YENİ YIL / YENİGÜN/ NEVRUZ KUTLU OLSUN..!
Milli kültür, toplumların millet bilinci kazanması sürecinde, yadsınamaz bir rol oynamaktadır. Gelenekler, görenekler, inançlar, töreler, törenler ve bayramlar gibi milletin müşterek değerlerinin tamamı milli kültür içinde muhafaza edilmektedir. Milli kültürün içinde bireyleri bir araya getiren dinî ve millî bayramlar millet hayatının tanzimi açısından değerlendirildiğinde toplumsal birlikteliğin çimentosunu oluşturmaktadır. Türk boylarının en köklü millî bayramı “Yenigün”dür. Bu bayram; kökü Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı ilk dönemlere kadar dayanan, Türk boyları ve akraba toplulukları ile birlikte Türklerle coğrafi yakınlığı bulunan diğer milletler tarafından da kutlanmaktadır. Yeni Yıl, Taze Yıl ya da Yeni Hayat gibi isimlerle anılan Nevruz; etrafında pek çok söylence, inanış, gelenek, tören oluşturan bir millî kültür öğesi olarak Türk milletinin hafızasında müstesna bir yer edinmiştir. Hun Türkleri tarafından 21 Martta baharın kırlarda eğlencelerle kutlanması olarak kaynaklarda yer bulan, Bahar bayramı ya da yeni gün olarak da ifade edebileceğimiz bu takvimsel şölen; Türk Dünyası’nın hemen hemen tamamında değişik isimler ile ifade edilse de kutlanma olarak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Türk kültürünün zenginliğini göstermesi bakımından bazıları şöyle sıralayabilir: "Yengikün", "Yeniden doğuş", "Yenigün", "Yeni hayat". "Yeni yıl", "Yılbaşı", "Yörük Bayramı", "Mart dokuzu", "Mereke","Mesir Bayramı", "Meyram", "Nevruz/ Novruz/ Noy-nuz", "Sultan Nevruz/ Sultan Navrız/ Sultan Mevriz/ Nevruz-ı Sultani', "Teze il/ yeni yıl", "Ulustın ulu küni/Ulus küni", "Uyanış", "Yaz-başı Bayramı", "Baba Marta", "Bahar Bayramı", "Baş-ay", "Baş bahar', "Bozkurt". "Cılgayak/Yılbaşı", "Çağan", "Diriliş", "Ergenekon", "Erkin kün/ Kurtuluş günü", "Gündönümü", "İlkyaz Bayramı "Kurtuluş", vs. Dini inanç ya da coğrafi farklılıklarına bakmaksızın farklı isimlerle de olsa Türk boylarının tamamında gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart’ta kutlanan bayram; milattan yüzlerce yıl öncesine kadar giden bir tabiat bayramı, ağır kış şartlarından kurtuluş bayramı olarak kabul edilmiştir. Çin kaynaklarında da bu bilgilere sıklıkla rastlanmaktadır. Arınma, bolluk, bereket, temizlik, ferah ve rahat sözcükleri ile birlikte çağrışım yapan 21 Mart Yenigün Bayramı; Türklerin Ergenekon’dan çıktığı “kurtuluş bayramı”, On iki hayvanlı Türk takviminin başlangıcı “yılbaşı”, kış mevsiminin bitişi ve kışlaklardan yaylalara göçü müjdelediği için “bahar bayramı” olarak ifade edilmektedir. Türkler girmiş olduğu bütün kültür ve medeniyet dairelerinde; bu bayramın önemini, kutsiyetini farklı şekillerde ifade ederek mevsimsel törenin devamını sağlamaya çalışmışlardır. Pek çok toplumsal kabulü ve kutsal değeri olan 21 Mart Yenigün; bütün bu değerleri ile birlikte Türk milletinin muhayyilesinde yer almaktadır. Türk boylarının önemli bir bilgesi ve tamam bilicisi olan Dede Korkut’un dahi 21 Mart’ta “ulustın ulu küninden” / ulusun ulu gününde / Yenigün’de doğduğu Kazakistan Türklüğü arasında yaygındır. Baharın gelişini müjdeleyen Nevruz ile ilgili olarak Türk dünyasının İslami dönemdeki bilinen ilk eserlerinden Kaşgarlı Mahmut’un ünlü Divan-ü Lügat-it-Türk’ü de bahsetmektedir. On birinci yüzyılda kaleme alınan bu eserde Yenigün / Nevruz Bayramı’na istinaden yer alan; Türlü çeçek yarıldı Türlü çiçekler açıldı Barçın yadhım kerildi İpek kumaştan yaygı serildi Uçmak yeri körüldi Cennetin yeri görüldü Tumlug yana kelgüsüz Kış gene gelecek değildir (Kaşgarlı Mahmud 1985: 119) (Günümüz Türkiye Türkçesi) mısraları, o dönem Türk toplumunun baharın gelişine dair sevinçlerini, baharla ilgili düşüncelerini yansıtmaktadır. Bilinçli olarak farklı meşreplere yaslanmaya çalışılan ve art niyetli mihraklar tarafından kamu düzenine başkaldırı olarak kullanılmak istenen Yenigün Bayramı; farklı grup ve yapılar tarafından ayrıştırma unsuru olarak görülmektedir. Oysa yukarıda saydığımız pek çok örnekte görüldüğü gibi Türk Milleti’nin kadim bir bayramı olarak tarih sahnesinde yerini alan; etrafında oluşturduğu kutlama, gelenek ve edebi kültür ürünleri ile toplum hayatına nakşedilen bu bayram ancak birliğin ve güzelliğin temsilcisi olmalıdır. Sayılan örnekleri çoğaltmak pekâlâ mümkündür. Yenigün konusunda yüzlerce kitap yazılabilir. Bütün bu ifadelerden bir kere daha anlıyoruz ki, Yenigün bütün Türk Dünyası'nda çok eskilerden beri kutlanan köklü bir bayramdır; Türk boylarını birbirine yaklaştıran, ortak kültürümüzü oluşturan önemli unsurlardan biridir. Bu yıl bağımsızlıklarının 30. yıl dönümlerini kutlayan Bağımsız Türk cumhuriyetlerinin yanında diğer Türk topluluklarında da coşkuyla kutlanan bu Yeni Yıl bayramı; teröre müzahir yapıların algıladığı gibi "kan dökme günü" değil, diğer bayramlarda olduğu gibi küslerin barıştığı, gönüllerin birleştiği, birliklerin pekiştiği kutlu bir gündür. Dünyayı ve ülkemizi olumsuz etkileyen Covid 19 salgınının etkisi altında geçirdiğimiz bir kışın ardından kırlara gelen baharın müjdesi ile eriştiğimiz bu yeni yılın, dünyamızdan ve ülkemizden bütün kötülükleri silmesi en büyük arzumuzdur. Karabağ’ın önemli bir kısmının azatlığına kavuşmasının sevinci ile eriştiğimiz bu 21 Mart’ın; Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan ve Balkanlar’da da özgürlüğü getirmesini yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. On İki Hayvanlı Türk Takviminin de yılbaşı günü olan tarihi beş bin yıla uzanan Nevruz Bayramında, 21. Yüzyılın Türk asrı olacağına inancımızı bir kez daha yineliyoruz. Devletimizin, sınırlarımızın gerek içinde ve gerek dışında göstermiş olduğu beka mücadelesinde muzaffer olmasını Yüce Allah’tan diliyor, şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Ülke içinde adaletin, liyakatin ve Türk devletine sadakatin hâkim olduğu, eğitim çalışanlarının akla ve mantığa uygun eleştiri ve önerilerinin dikkate alındığı, ben yaptım oldu anlayışı ile ortaya konulan yönetmelikler gibi izandan yoksun uygulamaların son bulduğu, kamu çalışanlarının ve eğitim çalışanlarının ülke refahından hak ettikleri payı aldığı, bereket ve huzurun hâkim olduğu bir dönem getirmesini dileyerek; Türk milletinin, Türk Dünyası’nın, bütün kamu çalışanlarının, eğitim çalışanlarının ve Nevruz’u bayram olarak kabul eden farklı coğrafyalarda yaşayan herkesin Yenigün, Nevruz ya da Bahar Bayramını kutluyorum. Talip GEYLAN UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı
turkegitimsen.org.tr adresinden alıntılanmıştır. Haberin kaynağı için siteyi ziyaret ediniz.
Milli kültür, toplumların millet bilinci kazanması sürecinde, yadsınamaz bir rol oynamaktadır. Gelenekler, görenekler, inançlar, töreler, törenler ve bayramlar gibi milletin müşterek değerlerinin tamamı milli kültür içinde muhafaza edilmektedir. Milli kültürün içinde bireyleri bir araya getiren dinî ve millî bayramlar millet hayatının tanzimi açısından değerlendirildiğinde toplumsal birlikteliğin çimentosunu oluşturmaktadır. Türk boylarının en köklü millî bayramı “Yenigün”dür. Bu bayram; kökü Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı ilk dönemlere kadar dayanan, Türk boyları ve akraba toplulukları ile birlikte Türklerle coğrafi yakınlığı bulunan diğer milletler tarafından da kutlanmaktadır. Yeni Yıl, Taze Yıl ya da Yeni Hayat gibi isimlerle anılan Nevruz; etrafında pek çok söylence, inanış, gelenek, tören oluşturan bir millî kültür öğesi olarak Türk milletinin hafızasında müstesna bir yer edinmiştir. Hun Türkleri tarafından 21 Martta baharın kırlarda eğlencelerle kutlanması olarak kaynaklarda yer bulan, Bahar bayramı ya da yeni gün olarak da ifade edebileceğimiz bu takvimsel şölen; Türk Dünyası’nın hemen hemen tamamında değişik isimler ile ifade edilse de kutlanma olarak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Türk kültürünün zenginliğini göstermesi bakımından bazıları şöyle sıralayabilir: "Yengikün", "Yeniden doğuş", "Yenigün", "Yeni hayat". "Yeni yıl", "Yılbaşı", "Yörük Bayramı", "Mart dokuzu", "Mereke","Mesir Bayramı", "Meyram", "Nevruz/ Novruz/ Noy-nuz", "Sultan Nevruz/ Sultan Navrız/ Sultan Mevriz/ Nevruz-ı Sultani', "Teze il/ yeni yıl", "Ulustın ulu küni/Ulus küni", "Uyanış", "Yaz-başı Bayramı", "Baba Marta", "Bahar Bayramı", "Baş-ay", "Baş bahar', "Bozkurt". "Cılgayak/Yılbaşı", "Çağan", "Diriliş", "Ergenekon", "Erkin kün/ Kurtuluş günü", "Gündönümü", "İlkyaz Bayramı "Kurtuluş", vs. Dini inanç ya da coğrafi farklılıklarına bakmaksızın farklı isimlerle de olsa Türk boylarının tamamında gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart’ta kutlanan bayram; milattan yüzlerce yıl öncesine kadar giden bir tabiat bayramı, ağır kış şartlarından kurtuluş bayramı olarak kabul edilmiştir. Çin kaynaklarında da bu bilgilere sıklıkla rastlanmaktadır. Arınma, bolluk, bereket, temizlik, ferah ve rahat sözcükleri ile birlikte çağrışım yapan 21 Mart Yenigün Bayramı; Türklerin Ergenekon’dan çıktığı “kurtuluş bayramı”, On iki hayvanlı Türk takviminin başlangıcı “yılbaşı”, kış mevsiminin bitişi ve kışlaklardan yaylalara göçü müjdelediği için “bahar bayramı” olarak ifade edilmektedir. Türkler girmiş olduğu bütün kültür ve medeniyet dairelerinde; bu bayramın önemini, kutsiyetini farklı şekillerde ifade ederek mevsimsel törenin devamını sağlamaya çalışmışlardır. Pek çok toplumsal kabulü ve kutsal değeri olan 21 Mart Yenigün; bütün bu değerleri ile birlikte Türk milletinin muhayyilesinde yer almaktadır. Türk boylarının önemli bir bilgesi ve tamam bilicisi olan Dede Korkut’un dahi 21 Mart’ta “ulustın ulu küninden” / ulusun ulu gününde / Yenigün’de doğduğu Kazakistan Türklüğü arasında yaygındır. Baharın gelişini müjdeleyen Nevruz ile ilgili olarak Türk dünyasının İslami dönemdeki bilinen ilk eserlerinden Kaşgarlı Mahmut’un ünlü Divan-ü Lügat-it-Türk’ü de bahsetmektedir. On birinci yüzyılda kaleme alınan bu eserde Yenigün / Nevruz Bayramı’na istinaden yer alan; Türlü çeçek yarıldı Türlü çiçekler açıldı Barçın yadhım kerildi İpek kumaştan yaygı serildi Uçmak yeri körüldi Cennetin yeri görüldü Tumlug yana kelgüsüz Kış gene gelecek değildir (Kaşgarlı Mahmud 1985: 119) (Günümüz Türkiye Türkçesi) mısraları, o dönem Türk toplumunun baharın gelişine dair sevinçlerini, baharla ilgili düşüncelerini yansıtmaktadır. Bilinçli olarak farklı meşreplere yaslanmaya çalışılan ve art niyetli mihraklar tarafından kamu düzenine başkaldırı olarak kullanılmak istenen Yenigün Bayramı; farklı grup ve yapılar tarafından ayrıştırma unsuru olarak görülmektedir. Oysa yukarıda saydığımız pek çok örnekte görüldüğü gibi Türk Milleti’nin kadim bir bayramı olarak tarih sahnesinde yerini alan; etrafında oluşturduğu kutlama, gelenek ve edebi kültür ürünleri ile toplum hayatına nakşedilen bu bayram ancak birliğin ve güzelliğin temsilcisi olmalıdır. Sayılan örnekleri çoğaltmak pekâlâ mümkündür. Yenigün konusunda yüzlerce kitap yazılabilir. Bütün bu ifadelerden bir kere daha anlıyoruz ki, Yenigün bütün Türk Dünyası'nda çok eskilerden beri kutlanan köklü bir bayramdır; Türk boylarını birbirine yaklaştıran, ortak kültürümüzü oluşturan önemli unsurlardan biridir. Bu yıl bağımsızlıklarının 30. yıl dönümlerini kutlayan Bağımsız Türk cumhuriyetlerinin yanında diğer Türk topluluklarında da coşkuyla kutlanan bu Yeni Yıl bayramı; teröre müzahir yapıların algıladığı gibi "kan dökme günü" değil, diğer bayramlarda olduğu gibi küslerin barıştığı, gönüllerin birleştiği, birliklerin pekiştiği kutlu bir gündür. Dünyayı ve ülkemizi olumsuz etkileyen Covid 19 salgınının etkisi altında geçirdiğimiz bir kışın ardından kırlara gelen baharın müjdesi ile eriştiğimiz bu yeni yılın, dünyamızdan ve ülkemizden bütün kötülükleri silmesi en büyük arzumuzdur. Karabağ’ın önemli bir kısmının azatlığına kavuşmasının sevinci ile eriştiğimiz bu 21 Mart’ın; Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan ve Balkanlar’da da özgürlüğü getirmesini yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. On İki Hayvanlı Türk Takviminin de yılbaşı günü olan tarihi beş bin yıla uzanan Nevruz Bayramında, 21. Yüzyılın Türk asrı olacağına inancımızı bir kez daha yineliyoruz. Devletimizin, sınırlarımızın gerek içinde ve gerek dışında göstermiş olduğu beka mücadelesinde muzaffer olmasını Yüce Allah’tan diliyor, şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Ülke içinde adaletin, liyakatin ve Türk devletine sadakatin hâkim olduğu, eğitim çalışanlarının akla ve mantığa uygun eleştiri ve önerilerinin dikkate alındığı, ben yaptım oldu anlayışı ile ortaya konulan yönetmelikler gibi izandan yoksun uygulamaların son bulduğu, kamu çalışanlarının ve eğitim çalışanlarının ülke refahından hak ettikleri payı aldığı, bereket ve huzurun hâkim olduğu bir dönem getirmesini dileyerek; Türk milletinin, Türk Dünyası’nın, bütün kamu çalışanlarının, eğitim çalışanlarının ve Nevruz’u bayram olarak kabul eden farklı coğrafyalarda yaşayan herkesin Yenigün, Nevruz ya da Bahar Bayramını kutluyorum. Talip GEYLAN UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı
turkegitimsen.org.tr adresinden alıntılanmıştır. Haberin kaynağı için siteyi ziyaret ediniz.