KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Türkiye’de sayıları 100’e düşen foklar, fotokapana yansıdı Kuşağı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz fokları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafınca 25 yılı aşkın müddettir gerçekleştirilen izleme ve muhafaza çalışmaları kapsamında fotokapanlarla görüntülendi.
Dünya üzerinde sayıları 700, Türkiye’de ise 100 kadar kaldığı varsayım edilen Akdeniz foklarından 34’ü, son devirde gerçekleştirilen çalışmalarla Doğu Akdeniz kıyılarında görüntülendi.
HABİTAT KAYBI, SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Araştırmayı gerçekleştiren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim bakılırsavlisi Dr. Meltem Ok, geçmişte tüm Akdeniz kıyılarda yaşayan fokların sayısının, insan baskısı ve bilhassa habitatların kaybı niçiniyle düştüğünü söylemiş oldu.
Tüm Akdeniz ülkeleri kıyılarında bugün yalnızca Türkiye’de yaşayan Akdeniz foklarının hem Ege birebir vakitte Doğu Akdeniz kıyılarında ömür alanları bulunduğu bilgisini veren Dr. Ok, “Mersin, Akdeniz fokları için değerli bir bölge. Akdeniz fokları evvelden tüm Akdeniz ülkelerinin kıyılarında görülürken, günümüzde su altı mağaralarına çekilmiş durumdalar.” dedi.
“BİYOLOJİK MİRAS”
Akdeniz kıyılarında son periyot yaptıkları çalışmada 34 bireyi fotokapanlar sayesinde tanımladıklarını belirten Dr. Ok, “Çalışma alanımız Mersin kıyıları ağır olmak üzere Antalya Kaş’tan Suriye hududuna kadar olan alan. Son çalışmamızla birlikte alanda 34 birey tanımladık. Bunların bir kısmı daha evvelki çalışmalarımızda belirlediğimiz bireylerdi. Kızılötesi fotokapanları kullanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kameralar yaklaşık 1 sene kadar mağarada kalabiliyor. bu türlü popülasyonlardaki dalgalanmaları izleyebiliyoruz. Ender olduğu için insanların fazlaca sık görme ihtimali olmayan bu tıp bizim için biyolojik bir miras. Arkeolojik alanlar ülkemiz için ne kadar kıymetliyse biyoçeşitlilik bakımından da bu tıp hayli kıymetli, sembol bir çeşit.” diye konuştu.
“MAĞARADA BEŞERLE KARŞILAŞAN FOKLAR ENDİŞEDEN DÜŞÜK YAPABİLİYOR”
Kuşağı tükenme tehlikesi altında olan fokların bulunduğu mağaralara muhakkak girilmemesi gerektiği ikazında bulunan Dr. Ok şunları söylemiş oldu:
“Bu cinsin popülasyonlarını izlemek epey kıymetli. Mersin kıyılarında Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar 7’nci Bölge Mersin Şube Müdürlüğü ile iş birliğinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu alanların korunması için çalışıyoruz. Bu canlıların korunması için hepimize büyük iş düşüyor.
Kimi bölgelerde Akdeniz foku mağaralarına seyahat düzenlendiğini duyuyoruz ya da gözlemliyoruz. Bu durum bu ender çeşidin ülkemiz popülasyonlarını olumsuz etkiliyor. Akdeniz foklarının mağaralarına mutlaka girilmemeli.
Zira gebe bireyler korkarak düşük yapabiliyor, kimi bireyler bu hayat alanlarını terk edebiliyor. Takip ettiğimiz alanda 20’yi aşkın deniz mağarasını izliyoruz. Cinsin hayatta kalabilmesi için kritik ehemmiyete sahip bu alanların kesinlikle korunması gerekiyor.”
Dünya üzerinde sayıları 700, Türkiye’de ise 100 kadar kaldığı varsayım edilen Akdeniz foklarından 34’ü, son devirde gerçekleştirilen çalışmalarla Doğu Akdeniz kıyılarında görüntülendi.
HABİTAT KAYBI, SAYIYI DÜŞÜRDÜ
Araştırmayı gerçekleştiren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim bakılırsavlisi Dr. Meltem Ok, geçmişte tüm Akdeniz kıyılarda yaşayan fokların sayısının, insan baskısı ve bilhassa habitatların kaybı niçiniyle düştüğünü söylemiş oldu.
Tüm Akdeniz ülkeleri kıyılarında bugün yalnızca Türkiye’de yaşayan Akdeniz foklarının hem Ege birebir vakitte Doğu Akdeniz kıyılarında ömür alanları bulunduğu bilgisini veren Dr. Ok, “Mersin, Akdeniz fokları için değerli bir bölge. Akdeniz fokları evvelden tüm Akdeniz ülkelerinin kıyılarında görülürken, günümüzde su altı mağaralarına çekilmiş durumdalar.” dedi.
“BİYOLOJİK MİRAS”
Akdeniz kıyılarında son periyot yaptıkları çalışmada 34 bireyi fotokapanlar sayesinde tanımladıklarını belirten Dr. Ok, “Çalışma alanımız Mersin kıyıları ağır olmak üzere Antalya Kaş’tan Suriye hududuna kadar olan alan. Son çalışmamızla birlikte alanda 34 birey tanımladık. Bunların bir kısmı daha evvelki çalışmalarımızda belirlediğimiz bireylerdi. Kızılötesi fotokapanları kullanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kameralar yaklaşık 1 sene kadar mağarada kalabiliyor. bu türlü popülasyonlardaki dalgalanmaları izleyebiliyoruz. Ender olduğu için insanların fazlaca sık görme ihtimali olmayan bu tıp bizim için biyolojik bir miras. Arkeolojik alanlar ülkemiz için ne kadar kıymetliyse biyoçeşitlilik bakımından da bu tıp hayli kıymetli, sembol bir çeşit.” diye konuştu.
“MAĞARADA BEŞERLE KARŞILAŞAN FOKLAR ENDİŞEDEN DÜŞÜK YAPABİLİYOR”
Kuşağı tükenme tehlikesi altında olan fokların bulunduğu mağaralara muhakkak girilmemesi gerektiği ikazında bulunan Dr. Ok şunları söylemiş oldu:
“Bu cinsin popülasyonlarını izlemek epey kıymetli. Mersin kıyılarında Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar 7’nci Bölge Mersin Şube Müdürlüğü ile iş birliğinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu alanların korunması için çalışıyoruz. Bu canlıların korunması için hepimize büyük iş düşüyor.
Kimi bölgelerde Akdeniz foku mağaralarına seyahat düzenlendiğini duyuyoruz ya da gözlemliyoruz. Bu durum bu ender çeşidin ülkemiz popülasyonlarını olumsuz etkiliyor. Akdeniz foklarının mağaralarına mutlaka girilmemeli.
Zira gebe bireyler korkarak düşük yapabiliyor, kimi bireyler bu hayat alanlarını terk edebiliyor. Takip ettiğimiz alanda 20’yi aşkın deniz mağarasını izliyoruz. Cinsin hayatta kalabilmesi için kritik ehemmiyete sahip bu alanların kesinlikle korunması gerekiyor.”