- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Üreticiler isteksiz, hükümetler sessiz, düşük gelirli ülkeler aşısız Global eşitsizlik Covid-19 aşılarında kendini daha da gösterdi. Varlıklı kuzey ve fakir güney içinde aşıya erişimdeki uçurum giderek artıyor. Fakir ülkelerdeki insanların yalnızca yüzde 1’i tam aşılı iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 10, güçlü ülkelerde ise yüzde 55’in üzerinde.
Bilim beşerlerine bakılırsa Covid-19 aşılarına adil erişim sağlamanın en düzgün yolu, gelişmekte olan ülkelerin aşıyı kendilerinin üretmelerini sağlamak. Bu yüzden geçen yıldan beri, tesirli Covid-19 aşısı geliştiren ilaç şirketlerine ve hükümetlerine patentlenmiş bilgi ve teknolojilerini gelişmekte olan ve fakir ülkelerdeki mahallî ilaç üreticileri ile paylaşmaları ya da paydaşlıklar yapmaları konusunda önemli baskılar var. Bu davetler bu hafta New York’ta başlayan BM Genel Konseyi ve Covid-19 doruğu öncesinde daha da arttı. Pfizer-BioNTech; Moderna, Astra-Zeneca, J&J ise büsbütün isteksizler ve türlü münasebetlere karşı çıkıyorlar.
HAYAT KIYMETİNE
Aslında Rusya kendi ürettiği Sputnik V aşısını ortalarında Türkiye, Hindistan ve Brezilya’dan ilaç firmalarının da olduğu 34 ilaç şirketi ile üretim ve lisans muahedesi yaptı. Lakin burada da sorun, birincisinden farklı bir bileşime sahip olan aşının ikinci dozun büyük ölçülerde üretilmesinin sıkıntı olması.
Hindistan’da bir küme STK tarafınca hazırlanarak imzaya açılan ve dünyaca ünlü Nature mecmuasında geçen hafta yayımlanan bir mektupta ABD Lideri Joe Biden’a davet yapılıyor ve J&J’yi global güneydeki ilaç şirketleriyle paydaşlıklar yapması için zorlaması isteniyor. Çağrıyı yapanlarınca Johnson & Johnson’ın aşısının da Sputnik V ile emsal teknolojiye sahip olması ve lokal üreticiler açısından bu geçişin altı aydan az bir süre ortasında gerçekleşebileceği ileri sürülüyor.
Tıpkı mektupta daha tesirli olan mRNA aşılarını üreten şirketlere de patent paylaşım daveti yapılıyor. Aslında Hindistan’ın kıymetli bir özelliği de diğer hastalıklara karşı geliştirilen aşıların burada üretiliyor ve fakir ülkelere buradan dağıtılıyor olması. aslına bakarsan Hintli STK’ler de “biz 3.9 milyar insan için aşı üreticisiyiz’ diyorlar.
Pekala, bu baskılar ve davetler, yerine ulaşıyor mu?
Ne yazık ki hayır. Aşı geliştiren firmaların ileri sürdükleri münasebetler bu teknolojilerin adaptasyonun çok güç ve uzun olduğu; tıpkı kaliteyi tutturamayacakları. Bu yaklaşım ise fakir güney tarafınca milyarlarca hayat kıymetine bile patent ve teknolojileri üstündeki denetimi kaybetmek istememeleri olarak yorumlanıyor.
Husus yaşamsal.
DSÖ’NÜN DAVETİ KARŞILIKSIZ
Güzel olmayan olaylar da yaşandı. Örneğin Güney Afrika’da Durban kentinde J&J’nin mahallî bir şirketle kendi aşılarını şişeleme iştirakinde, şişelenen aşıları Güney Afrika halkı için kullanmak yerine Avrupa’ya gönderdiği ortaya çıktı (New York Times’ın haberi). Bunun üzerine J&J Güney Afrika’da şişelenecek öbür dozların Afrika’da kullanılacağını açıklamak zorunda kaldı.
PATENT HAVUZU ÖNERİSİ
DSÖ’nün baş bilim insanı Soumya Swaminathan da aşı üreten yenilikçi firmaların fikri mülkiyetlerini BM dayanaklı bir kuruluş olan İlaç Patent Havuzu’na aktarmalarını istedi. İlaç Patent Havuzu’nun maksadı fakir ülkelere ucuz ilaçlar sağlamak. Bu havuzun hedefi ayrıyeten sağlam üreticileri belirleyerek araştırmacı ilaç firmaları ile hakikat paydaşlıklar yapmalarına arabuluculuk yapmak. Ancak ilaç sanayisi bu davete da cevap vermedi. Memleketler arası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu (IFPMA) Genel Müdürü Thomas Cueni, üretimi artırmanın en inançlı ve emin yolunun bunu şirket ortasında yapmak olduğunu savundu ve “İnanılmaz derecede karmaşık olan kalite denetim ve kalite garantisi lakin şirket ortasında sağlanabilir” dedi. Lakin Patent havuzunun lideri Marie-Paule Kieny, kümesindeki biroldukça araştırmacının daha evvel önde gelen ilaç firmalarında çalıştığını ve en güzel uygulamaları sağlama konusunda tecrübeye sahip olduğunu belirterek Cueni’ye mutlaka katılmadığını belirtiyor.
BİLGİLERDE HAK TEZİ
Bir öteki teklif de gelişmekte olan ülkelerdeki ilaç firmalarının Güney Afrika’da oluşturulan teknoloji transfer merkezine katılmaları. Bu merkez, haziran ayında DSÖ tarafınca duyurulmuştu. Merkezde mRNA aşısı geliştiren araştırmacıların ayrıntılarını başka üreticilere aktarması planlanıyor. Lakin geçen hafta Pfizer CEO’su Albert Burla bu teşebbüsten çekildiğini duyurdu. öne sürülen nedeni ise bunun uzun yıllar alacağı idi. Pfizer’i, Moderna izledi. Öte yandan ABD’deki Public Citizen isimli bir sivil toplum örgütü Amerikan hükümetinin Moderna ile kamuya açık bir mukavele kapsamında oluşturulan “tüm dokümanlara ve datalara erişim” karşılığında Covid-19 aşısı geliştirilmesi için 1.4 milyar dolar aktarıldığını belirterek bu cins bilgiler üzerinde hakları olduğunu argüman ediyorlar.
Bilim beşerlerine bakılırsa Covid-19 aşılarına adil erişim sağlamanın en düzgün yolu, gelişmekte olan ülkelerin aşıyı kendilerinin üretmelerini sağlamak. Bu yüzden geçen yıldan beri, tesirli Covid-19 aşısı geliştiren ilaç şirketlerine ve hükümetlerine patentlenmiş bilgi ve teknolojilerini gelişmekte olan ve fakir ülkelerdeki mahallî ilaç üreticileri ile paylaşmaları ya da paydaşlıklar yapmaları konusunda önemli baskılar var. Bu davetler bu hafta New York’ta başlayan BM Genel Konseyi ve Covid-19 doruğu öncesinde daha da arttı. Pfizer-BioNTech; Moderna, Astra-Zeneca, J&J ise büsbütün isteksizler ve türlü münasebetlere karşı çıkıyorlar.
HAYAT KIYMETİNE
Aslında Rusya kendi ürettiği Sputnik V aşısını ortalarında Türkiye, Hindistan ve Brezilya’dan ilaç firmalarının da olduğu 34 ilaç şirketi ile üretim ve lisans muahedesi yaptı. Lakin burada da sorun, birincisinden farklı bir bileşime sahip olan aşının ikinci dozun büyük ölçülerde üretilmesinin sıkıntı olması.
Hindistan’da bir küme STK tarafınca hazırlanarak imzaya açılan ve dünyaca ünlü Nature mecmuasında geçen hafta yayımlanan bir mektupta ABD Lideri Joe Biden’a davet yapılıyor ve J&J’yi global güneydeki ilaç şirketleriyle paydaşlıklar yapması için zorlaması isteniyor. Çağrıyı yapanlarınca Johnson & Johnson’ın aşısının da Sputnik V ile emsal teknolojiye sahip olması ve lokal üreticiler açısından bu geçişin altı aydan az bir süre ortasında gerçekleşebileceği ileri sürülüyor.
Tıpkı mektupta daha tesirli olan mRNA aşılarını üreten şirketlere de patent paylaşım daveti yapılıyor. Aslında Hindistan’ın kıymetli bir özelliği de diğer hastalıklara karşı geliştirilen aşıların burada üretiliyor ve fakir ülkelere buradan dağıtılıyor olması. aslına bakarsan Hintli STK’ler de “biz 3.9 milyar insan için aşı üreticisiyiz’ diyorlar.
Pekala, bu baskılar ve davetler, yerine ulaşıyor mu?
Ne yazık ki hayır. Aşı geliştiren firmaların ileri sürdükleri münasebetler bu teknolojilerin adaptasyonun çok güç ve uzun olduğu; tıpkı kaliteyi tutturamayacakları. Bu yaklaşım ise fakir güney tarafınca milyarlarca hayat kıymetine bile patent ve teknolojileri üstündeki denetimi kaybetmek istememeleri olarak yorumlanıyor.
Husus yaşamsal.
DSÖ’NÜN DAVETİ KARŞILIKSIZ
Güzel olmayan olaylar da yaşandı. Örneğin Güney Afrika’da Durban kentinde J&J’nin mahallî bir şirketle kendi aşılarını şişeleme iştirakinde, şişelenen aşıları Güney Afrika halkı için kullanmak yerine Avrupa’ya gönderdiği ortaya çıktı (New York Times’ın haberi). Bunun üzerine J&J Güney Afrika’da şişelenecek öbür dozların Afrika’da kullanılacağını açıklamak zorunda kaldı.
PATENT HAVUZU ÖNERİSİ
DSÖ’nün baş bilim insanı Soumya Swaminathan da aşı üreten yenilikçi firmaların fikri mülkiyetlerini BM dayanaklı bir kuruluş olan İlaç Patent Havuzu’na aktarmalarını istedi. İlaç Patent Havuzu’nun maksadı fakir ülkelere ucuz ilaçlar sağlamak. Bu havuzun hedefi ayrıyeten sağlam üreticileri belirleyerek araştırmacı ilaç firmaları ile hakikat paydaşlıklar yapmalarına arabuluculuk yapmak. Ancak ilaç sanayisi bu davete da cevap vermedi. Memleketler arası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu (IFPMA) Genel Müdürü Thomas Cueni, üretimi artırmanın en inançlı ve emin yolunun bunu şirket ortasında yapmak olduğunu savundu ve “İnanılmaz derecede karmaşık olan kalite denetim ve kalite garantisi lakin şirket ortasında sağlanabilir” dedi. Lakin Patent havuzunun lideri Marie-Paule Kieny, kümesindeki biroldukça araştırmacının daha evvel önde gelen ilaç firmalarında çalıştığını ve en güzel uygulamaları sağlama konusunda tecrübeye sahip olduğunu belirterek Cueni’ye mutlaka katılmadığını belirtiyor.
BİLGİLERDE HAK TEZİ
Bir öteki teklif de gelişmekte olan ülkelerdeki ilaç firmalarının Güney Afrika’da oluşturulan teknoloji transfer merkezine katılmaları. Bu merkez, haziran ayında DSÖ tarafınca duyurulmuştu. Merkezde mRNA aşısı geliştiren araştırmacıların ayrıntılarını başka üreticilere aktarması planlanıyor. Lakin geçen hafta Pfizer CEO’su Albert Burla bu teşebbüsten çekildiğini duyurdu. öne sürülen nedeni ise bunun uzun yıllar alacağı idi. Pfizer’i, Moderna izledi. Öte yandan ABD’deki Public Citizen isimli bir sivil toplum örgütü Amerikan hükümetinin Moderna ile kamuya açık bir mukavele kapsamında oluşturulan “tüm dokümanlara ve datalara erişim” karşılığında Covid-19 aşısı geliştirilmesi için 1.4 milyar dolar aktarıldığını belirterek bu cins bilgiler üzerinde hakları olduğunu argüman ediyorlar.