Üretim azalacak, besin meblağları artacak Birleşmiş Milletler tarafınca yayımlanan ve Türkiye’yi de kapsayan yeni rapor gelecek 10-15 yıla ait ürkütücü tabloyu ortaya çıkardı. Rapora göre 10 yıl ortasında dünya sıcaklığı en az 2 derece artacak. Bunun kararında Türkiye’de olağanüstü gece ve gündüz sıcaklıkları yaşanacak. Kronik hastaların mevt riski artacak. Yağışlar azalacak, ziraî üretim düşecek, besin meblağları olağanüstü yükselecek.
SICAKLIK ARTACAK
İklim Değişikliği Siyaset ve Araştırma Derneği Lideri Dr. Baran Bozoğlu, BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Raporu’nu kıymetlendirdi. Bozoğlu, dünyada ortalama 1.1 dereceye ulaşan sıcaklık artışının mümkünse 1.5 derece değilse 2 dereceyle sonlandırılmaya çalışıldığını, lakin yayımlanan yeni raporun dünya ısısının 10-15 yılda 2 dereceden de fazla artacağını ortaya koyduğunu söylemiş oldu.
Dr. Bozoğlu, dünyada yükselen sıcaklığın Türkiye’de en epey Anadolu ve Akdeniz havzasını vuracağını, sıcaklığın 2 derece artması halinde Türkiye’de halkın alışık olmadığı halde sıcak gün ve gece sayısının artacağını, orman yangınlarının artacağını, yaşlı ve kronik hasta ölümlerinin yükseleceğini söylemiş oldu. Bozoğlu, Türkiye’nin sıcaklık artışına bağlı olarak ziraî üretimin suya erişiminde en olumsuz etkilenecek ülkelerin başında geldiğini belirtirken, “Ne yazık ki, Türkiye’de önemli bir ziraî kuraklık yaşanacak” dedi.
Dr. Baran Bozoğlu
Ziraî çöküş yaşanabilir
Dünyada ortalama sıcaklık 2 derecelik artışla sınırlandırılabilirse Türkiye’de yağış ortalamasının yüzde 20 azalacağını belirten Dr. Baran Bozoğlu, “Artış 4 dereceye hakikat giderse yağışlar yüzde 40’a kadar düşecek. 10 yıl ortasında ziraî çöküş yaşanabilecek. Ziraî üretim azalacak, besin fiyatları artacak. Birtakım bölgelerdeki su yalnızca insanlara yetecek” dedi.
Bütün kararlar gözden geçirilmeli
İklim değişikliğinin yaratacağı ziyanı en aza indirmek için ülke ve toplum olarak sil baştan planlamaya muhtaçlık olduğunu belirten Dr. Baran Bozoğlu, “10 yıl evvel verilmiş kararlardan vazgeçmemiz gerekiyor. Türkiye’nin bütün sanayi, tarım, üretim, turizm, ormancılık, ekosistem, kanalizasyon alanındaki çalışmalarını iklim değişikliğine uyarlanması gerekiyor. Kentlerimizdeki su kaçaklarını önlemeliyiz. Kömürlü termik santrallerden, fosil yakıt ve doğalgaz kullanmasından süratli bir biçimde çıkış yoluna geçmeliyiz. Bugüne kadar verilen bütün ÇED olumlu raporlarının bir daha ele alınması gerekiyor” dedi.
SICAKLIK ARTACAK
İklim Değişikliği Siyaset ve Araştırma Derneği Lideri Dr. Baran Bozoğlu, BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Raporu’nu kıymetlendirdi. Bozoğlu, dünyada ortalama 1.1 dereceye ulaşan sıcaklık artışının mümkünse 1.5 derece değilse 2 dereceyle sonlandırılmaya çalışıldığını, lakin yayımlanan yeni raporun dünya ısısının 10-15 yılda 2 dereceden de fazla artacağını ortaya koyduğunu söylemiş oldu.
Dr. Bozoğlu, dünyada yükselen sıcaklığın Türkiye’de en epey Anadolu ve Akdeniz havzasını vuracağını, sıcaklığın 2 derece artması halinde Türkiye’de halkın alışık olmadığı halde sıcak gün ve gece sayısının artacağını, orman yangınlarının artacağını, yaşlı ve kronik hasta ölümlerinin yükseleceğini söylemiş oldu. Bozoğlu, Türkiye’nin sıcaklık artışına bağlı olarak ziraî üretimin suya erişiminde en olumsuz etkilenecek ülkelerin başında geldiğini belirtirken, “Ne yazık ki, Türkiye’de önemli bir ziraî kuraklık yaşanacak” dedi.
Dr. Baran Bozoğlu
Ziraî çöküş yaşanabilir
Dünyada ortalama sıcaklık 2 derecelik artışla sınırlandırılabilirse Türkiye’de yağış ortalamasının yüzde 20 azalacağını belirten Dr. Baran Bozoğlu, “Artış 4 dereceye hakikat giderse yağışlar yüzde 40’a kadar düşecek. 10 yıl ortasında ziraî çöküş yaşanabilecek. Ziraî üretim azalacak, besin fiyatları artacak. Birtakım bölgelerdeki su yalnızca insanlara yetecek” dedi.
Bütün kararlar gözden geçirilmeli
İklim değişikliğinin yaratacağı ziyanı en aza indirmek için ülke ve toplum olarak sil baştan planlamaya muhtaçlık olduğunu belirten Dr. Baran Bozoğlu, “10 yıl evvel verilmiş kararlardan vazgeçmemiz gerekiyor. Türkiye’nin bütün sanayi, tarım, üretim, turizm, ormancılık, ekosistem, kanalizasyon alanındaki çalışmalarını iklim değişikliğine uyarlanması gerekiyor. Kentlerimizdeki su kaçaklarını önlemeliyiz. Kömürlü termik santrallerden, fosil yakıt ve doğalgaz kullanmasından süratli bir biçimde çıkış yoluna geçmeliyiz. Bugüne kadar verilen bütün ÇED olumlu raporlarının bir daha ele alınması gerekiyor” dedi.