- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Uzmanı uyardı: Kalp sıhhati için bu besinlerden uzak durun! Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kalp sıhhati ile ilgili değerli açıklamalarda bulundu.
Dünyada her yıl 18 milyon insanın kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfeli, “Bu hastalıklar dünyada bir numaralı mevt niçini olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa önümüzdeki 20 yıl içerisinde de en kıymetli mevt sebebi olarak görmeye devam edeceğiz. halbuki kalp hastalıkları risk faktörleri ile birlikte değerlendirildiğinde önlenebilir yahut ötelenebilir bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalp sıhhati için hazır ve rafine besinlerden uzak durun” diye konuştu.
Kalp hastalıklarına yol açan risk faktörlerinin birçoklarının değiştirilebilir ve önlenebilir olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Seyfeli, “Sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, hareketsiz ömür ve obezite üzere risk faktörlerini ömrümüzden uzaklaştırdığımızda hastalık riskini de epey azaltmış oluruz. Sigara içmediğimizde kalp hastalığı riskini 5 ile 10 yıl içinde erteleyebiliriz. Kandaki şeker seviyemiz istikrarlı olursa kalp krizi riskini yüzde 20 ile 40 içinde azaltabiliriz. Bunlar için iki değerli usul vardır; istikrarlı beslenme ve sistemli idman. Bu prosedürler ilaçtan daha tesirli olup, hiç bir yan tesiri de yoktur” sözlerini kullandı.
‘HAFTADA EN AZ 3 GÜN EGZERSİZ’
Kalp sıhhatini korumak için en değerli iki etmenin idman ve sağlıklı beslenme olduğunu söz eden Prof. Dr. Seyfeli, “Mümkünse haftanın her günü idman yapılması gerekiyor. Şayet bu mümkün değilse en azından haftanın 3-4 günü, 30 ile 45 dakika içinde tempolu yürüyüş olabilir. Bisiklet sürme, yüzme ve aerobik antrenmanlar de eklenebilir. Lakin 40 yaşından daha sonra bilhassa müsabakalı sporlardan ve adrenalin düzeyi yüksek idmanlardan kaçınılması gerekiyor. Şayet altta yatan bâtın kalp yahut ritim sorunu olan hastalarda kalp krizleri ve ani vefatlar görülebilir. ötürüsıyla 40 yaşından daha sonra antrenman yapmak isteyenler ve yarışa katılacakların kesinlikle kardiyolojik olarak kıymetlendirilmesi gerekiyor” halinde konuştu.
‘AKDENİZ ŞEKLİ BESLENME, KALBİN DOSTU’
Akdeniz biçimi beslenmenin kalp ve damar hastalıklarına karşı kollayıcı tesiri üzerinde duran Prof. Dr. Seyfeli, yağlı rafine edilmiş, tuz oranı yüksek hazır besinlerden uzak durulması gerektiğinin altını çizerek şunları söylemiş oldu: “Bilhassa fast food yiyeceklerden kaçınmak gerekir. İstikrarlı ve sistemli beslenme kalp sıhhati için epey değerlidir. Hastalarımıza sofradan doymadan kalkmalarını öneriyorum. Ağır yemek ve dolu karın, kalbi yorar. Kalp krizlerinin iftar ve sahur sonlarında artması da bunu kanıtlıyor. Sistemli beslenmede katiyen kahvaltı yapılmalıdır. Öğlen ve akşam yemekleri ise nispeten daha yavaşça yenilmelidir. Yediğimiz besinlerin içeriği de hayli kıymetli. Akdeniz diyeti ülkemizdeki yetişen zerzevat ve meyve bakımından pek güçlü bir beslenme çeşididir. Zeytinyağı şayet olmazsa olmazımızdır. Bilhassa pandemi devrinde zerzevat ve meyve yüklü beslenme vitamin, mineral ve posa açısından pek zengindir. Bu da bizim beden direncimizi ve immun sistemimizi kuvvetlendirmektedir. Ayrıyeten Akdeniz diyetine et ve süt mamüllerinin yağsız kısımları ve tahıllları da eklemeyi unutmamalıyız.”
Dünyada her yıl 18 milyon insanın kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfeli, “Bu hastalıklar dünyada bir numaralı mevt niçini olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa önümüzdeki 20 yıl içerisinde de en kıymetli mevt sebebi olarak görmeye devam edeceğiz. halbuki kalp hastalıkları risk faktörleri ile birlikte değerlendirildiğinde önlenebilir yahut ötelenebilir bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalp sıhhati için hazır ve rafine besinlerden uzak durun” diye konuştu.
Kalp hastalıklarına yol açan risk faktörlerinin birçoklarının değiştirilebilir ve önlenebilir olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Seyfeli, “Sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, hareketsiz ömür ve obezite üzere risk faktörlerini ömrümüzden uzaklaştırdığımızda hastalık riskini de epey azaltmış oluruz. Sigara içmediğimizde kalp hastalığı riskini 5 ile 10 yıl içinde erteleyebiliriz. Kandaki şeker seviyemiz istikrarlı olursa kalp krizi riskini yüzde 20 ile 40 içinde azaltabiliriz. Bunlar için iki değerli usul vardır; istikrarlı beslenme ve sistemli idman. Bu prosedürler ilaçtan daha tesirli olup, hiç bir yan tesiri de yoktur” sözlerini kullandı.
‘HAFTADA EN AZ 3 GÜN EGZERSİZ’
Kalp sıhhatini korumak için en değerli iki etmenin idman ve sağlıklı beslenme olduğunu söz eden Prof. Dr. Seyfeli, “Mümkünse haftanın her günü idman yapılması gerekiyor. Şayet bu mümkün değilse en azından haftanın 3-4 günü, 30 ile 45 dakika içinde tempolu yürüyüş olabilir. Bisiklet sürme, yüzme ve aerobik antrenmanlar de eklenebilir. Lakin 40 yaşından daha sonra bilhassa müsabakalı sporlardan ve adrenalin düzeyi yüksek idmanlardan kaçınılması gerekiyor. Şayet altta yatan bâtın kalp yahut ritim sorunu olan hastalarda kalp krizleri ve ani vefatlar görülebilir. ötürüsıyla 40 yaşından daha sonra antrenman yapmak isteyenler ve yarışa katılacakların kesinlikle kardiyolojik olarak kıymetlendirilmesi gerekiyor” halinde konuştu.
‘AKDENİZ ŞEKLİ BESLENME, KALBİN DOSTU’
Akdeniz biçimi beslenmenin kalp ve damar hastalıklarına karşı kollayıcı tesiri üzerinde duran Prof. Dr. Seyfeli, yağlı rafine edilmiş, tuz oranı yüksek hazır besinlerden uzak durulması gerektiğinin altını çizerek şunları söylemiş oldu: “Bilhassa fast food yiyeceklerden kaçınmak gerekir. İstikrarlı ve sistemli beslenme kalp sıhhati için epey değerlidir. Hastalarımıza sofradan doymadan kalkmalarını öneriyorum. Ağır yemek ve dolu karın, kalbi yorar. Kalp krizlerinin iftar ve sahur sonlarında artması da bunu kanıtlıyor. Sistemli beslenmede katiyen kahvaltı yapılmalıdır. Öğlen ve akşam yemekleri ise nispeten daha yavaşça yenilmelidir. Yediğimiz besinlerin içeriği de hayli kıymetli. Akdeniz diyeti ülkemizdeki yetişen zerzevat ve meyve bakımından pek güçlü bir beslenme çeşididir. Zeytinyağı şayet olmazsa olmazımızdır. Bilhassa pandemi devrinde zerzevat ve meyve yüklü beslenme vitamin, mineral ve posa açısından pek zengindir. Bu da bizim beden direncimizi ve immun sistemimizi kuvvetlendirmektedir. Ayrıyeten Akdeniz diyetine et ve süt mamüllerinin yağsız kısımları ve tahıllları da eklemeyi unutmamalıyız.”