- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Yeni yıla sağlıklı bir ciltle girmenin 5 sırrı Cilt yenileme ve gençleştirme emeliyle uygulanan biroldukca anti-ageing tedavi yolu bulunduğunu lisana getiren Dermatoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Hıra, cilt sıhhatini ve hoşluğunu korumak için ikazlarda bulundu.
GÜNEŞTEN 4 MEVSİM KORUNUN
Güneşin ziyanlı ışınlarından dört mevsim korunmak gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, yeni yıla sağlıklı bir ciltle girmek isteyenlere tekliflerini şu biçimde sıraladı:
“Güneşin ziyanlı ışınlarından dört mevsim korunun: Cildi olumsuz etkileyen faktörlerin başında denetimsiz maruz kalınan güneş ışığı gelir. Bu güneş ışınları cildin renk tonu istikrarını bozar, ciltte leke ve ince kırışıklık oluşumuna yol açar. ötürüsıyla daha hoş, pürüzsüz ve ışıltısını koruyan bir cilt için yaz-kış ayırmadan her mevsim tertipli güneş esirgeyici krem kullanmak gerekir.
“Cildinizi temizleyin ve nemlendirin: Pürüzsüz bir cilt için cilt tipinize uygun bir yıkama eseri ile günlük olarak yüzünüzü yıkayın ve bol su ile durulayın. Yıkamanın çabucak akabinde cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanmak, cildinizin nem istikrarını koruyacaktır.
“Bol su tüketin: Kâfi ölçüde ve tertipli su tüketimi, sağlıklı bir cilt için gerekli temel gereksinimlerden biridir. Sağlıklı bir cilt için günlük tüketilen su ölçüsü en az 2 litre olmalıdır. Sistemli tüketilen su ölçüsüyle hakikat orantılı olarak cildinizin nem kapasitesi, elastikiyeti ve ışıltısı artacaktır.
“Uykunuzu alın: Cilt hoşluğu için tavsiye edilen günlük uyku mühleti 6-8 saattir. Şayet uykunuz yetersiz ve düzensizse, vücudunuzun yorgunluğu cildinize yansıyacak ve cildinizde sıhhatsiz bir görünüm oluşacaktır. Uyku düzensizliği gözaltı morluklarına ve şişliklerine de sebep olacağı için yorgun ve yaşlı bir görünüme niye olacaktır.
“Sağlıklı beslenin: Hoş bir cilt sağlıklı beslenme ile mümkün olabilir. Sağlıklı bir beslenme için evvela katkı hususu içeren ve süreç görmüş besinlerden uzak durulmalı, protein içeriği yüksek, vitamin ve mineralden güçlü besinler tüketilmelidir.”
MASKE KULLANIMI DERİ EGZAMASINI ARTIRDI
Pandemi sürecinde, virüslerden korunmak için maske kullanmasının pek kıymetli hale geldiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, maske kullanmasın cildimizi nasıl etkilediği ile ilgili şu ayrıntıları paylaştı:
“Maske kullandığımızda nefesimizi verirken oluşan nem, maskenin altında kalan ısıyı artırmakta ve artan nemle birlikte cilt bariyeri bozulmaktadır. Buna bağlı olarak pandemi devrinde deri enfeksiyonlarını ve sivilce gibisi döküntüleri daha sık görüyoruz. Maske ipinin kulak ardında temas ettiği alanda sürtünme niçiniyle oluşan deri egzamaları da bu vakitte artan bir öteki sorun. Bilhassa alerjiye yatkın olan hassas ciltlerde deri egzamaları kulak etrafında oluşuyor. Maske ile cilt bariyerinde küçük bozulmalar oluşmaya başladığında süratli bir biçimde bir tabibe başvurup gerekli tedbir alınmazsa deri bariyeri bozulduğu için deride kuruluk ve pullanma artıyor.”
CİLDE UYGUN NEMLENDİRİCİ SEÇİLMELİ
Maske kullanmasında derideki kuruluk ve pullanmanın arttığına dikkat çeken Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Cildin paklığını ve nem istikrarını sağlamak için hassas ciltlere yönelik uygun bir temizleyici, tonik ve nemlendirici kullanılmalıdır. Bunun haricinde rastgele bir tedaviye gereksinim var ise, süratli bir biçimde başlanması gerekiyor” diye konuştu.
MAKYAJLA UYUMAK YANILGILI BİR DAVRANIŞ
Cilt bakımıyla ilgili en sık karşılaştığımız kusurlu uygulamalardan birinin makyajla uyumak olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Güneş esirgeyici kullanmamak, makyajla uyumak, cildi denetimsiz bir biçimde sıkıştırmak, cilt tipine uygun olmayan bakım mamüllerini kullanmak, mamüllerin son kullanım tarihlerine ve kapak açıldıktan daha sonraki kullanım ömürlerine uymamak ve tıbbi yardım almak için dermatoloji uzmanına vaktinde başvurmamaktır” dedi.
BESLENME HALİ GÖZ GERİSİ EDİLMEMELİ
Cilt için uygulanan detoks programlarının, cilde yapılan uygulamalara ek olarak bir beslenme programı ile gerçekleştirilebileceğini söz eden Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Cilt için detoks yaparken dikkat edilmesi gerekenlerden en kıymetlisi, yediğimiz ve içtiğimiz besinlere dikkat etmektir. İşlenmiş ve hazır besinlere orta vermek son derece değerlidir. Günde en az 2.5 litre su içmek bedenin en temel detoksudur. Cilt detoksu vitamin ve mineralden güçlü meyve ve sebzelerin sistemli tüketimini kapsar. Bilhassa lifli meyve ve sebzelerin cildi güzelleştirdiği kanıtlanmıştır. Lahana, havuç, domates, kabak üzere farklı renkteki meyve ve sebzeler gün ortasında tüketilmelidir. Bilhassa cildin muhtaçlık duyduğu Omega 3 ve Omega 6 üzere yağları karşılamak için balık, ceviz, badem, fındık ve zeytinyağı tüketilmelidir” formunda konuştu.
Cilt yenileme ve gençleştirme maksadıyla uygulanan biroldukça anti-ageing tedavi sistemi bulunduğu vurgulayan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Önemli olan yaşlanma sürecindeki sıkıntıları yanlışsız tespit edip, muhtaçlığa yönelik tedaviler planlamaktır. Medikal cilt bakımı, botoks, dermal dolgu, peeling, lazer, altın iğne, radyo frekans, PRP, mezoterapi ve ip askı uygulamaları en sık tercih ettiğimiz tedavi şekilleridir” sözlerini kullandı.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT EDİLMELİ
Soğuk kış günlerinin genel sıhhatimizin yanı sıra cildimizi de olumsuz etkileyebileceğine değinen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Yüz, el ve ayak derisinde gelişen şiddetli ve rahatsız edici kuruluk kış aylarında ciltte en sık karşılaştığımız problemdir. Kuruluk belirginleştiğinde cildin nem ve yağ istikrarını kaybetmesi kararında ciltte kepeklenme, çatlama, kızarıklık, kaşıntı, egzama üzere problemler gelişebiliyor. Kış aylarında cilt kuruluğunun en değerli sebebi soğuk hava. Bunun haricinde rüzgâr, oda içerisindeki sıcak ve kuru hava, cildi kurutan giysiler, uzun periyodik sıcak duş almak, hamam ve saunalarda uzun müddet kalmak, kese-lif ve cildi kurutucu hijyen mamüllerinin kullanması da cilt kuruluğu riskini artırabiliyor. Bu risk faktörlerinden uzak durarak ve cilt tipinize uygun sistemli bir nemlendirici kullanarak cildinizin çok kurumasını engelleyebilir, soğuk havanın sebep olabileceği cilt hastalıklarından korunabilirsiniz” diyerek ikazlarını noktaladı.
GÜNEŞTEN 4 MEVSİM KORUNUN
Güneşin ziyanlı ışınlarından dört mevsim korunmak gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, yeni yıla sağlıklı bir ciltle girmek isteyenlere tekliflerini şu biçimde sıraladı:
“Güneşin ziyanlı ışınlarından dört mevsim korunun: Cildi olumsuz etkileyen faktörlerin başında denetimsiz maruz kalınan güneş ışığı gelir. Bu güneş ışınları cildin renk tonu istikrarını bozar, ciltte leke ve ince kırışıklık oluşumuna yol açar. ötürüsıyla daha hoş, pürüzsüz ve ışıltısını koruyan bir cilt için yaz-kış ayırmadan her mevsim tertipli güneş esirgeyici krem kullanmak gerekir.
“Cildinizi temizleyin ve nemlendirin: Pürüzsüz bir cilt için cilt tipinize uygun bir yıkama eseri ile günlük olarak yüzünüzü yıkayın ve bol su ile durulayın. Yıkamanın çabucak akabinde cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanmak, cildinizin nem istikrarını koruyacaktır.
“Bol su tüketin: Kâfi ölçüde ve tertipli su tüketimi, sağlıklı bir cilt için gerekli temel gereksinimlerden biridir. Sağlıklı bir cilt için günlük tüketilen su ölçüsü en az 2 litre olmalıdır. Sistemli tüketilen su ölçüsüyle hakikat orantılı olarak cildinizin nem kapasitesi, elastikiyeti ve ışıltısı artacaktır.
“Uykunuzu alın: Cilt hoşluğu için tavsiye edilen günlük uyku mühleti 6-8 saattir. Şayet uykunuz yetersiz ve düzensizse, vücudunuzun yorgunluğu cildinize yansıyacak ve cildinizde sıhhatsiz bir görünüm oluşacaktır. Uyku düzensizliği gözaltı morluklarına ve şişliklerine de sebep olacağı için yorgun ve yaşlı bir görünüme niye olacaktır.
“Sağlıklı beslenin: Hoş bir cilt sağlıklı beslenme ile mümkün olabilir. Sağlıklı bir beslenme için evvela katkı hususu içeren ve süreç görmüş besinlerden uzak durulmalı, protein içeriği yüksek, vitamin ve mineralden güçlü besinler tüketilmelidir.”
MASKE KULLANIMI DERİ EGZAMASINI ARTIRDI
Pandemi sürecinde, virüslerden korunmak için maske kullanmasının pek kıymetli hale geldiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, maske kullanmasın cildimizi nasıl etkilediği ile ilgili şu ayrıntıları paylaştı:
“Maske kullandığımızda nefesimizi verirken oluşan nem, maskenin altında kalan ısıyı artırmakta ve artan nemle birlikte cilt bariyeri bozulmaktadır. Buna bağlı olarak pandemi devrinde deri enfeksiyonlarını ve sivilce gibisi döküntüleri daha sık görüyoruz. Maske ipinin kulak ardında temas ettiği alanda sürtünme niçiniyle oluşan deri egzamaları da bu vakitte artan bir öteki sorun. Bilhassa alerjiye yatkın olan hassas ciltlerde deri egzamaları kulak etrafında oluşuyor. Maske ile cilt bariyerinde küçük bozulmalar oluşmaya başladığında süratli bir biçimde bir tabibe başvurup gerekli tedbir alınmazsa deri bariyeri bozulduğu için deride kuruluk ve pullanma artıyor.”
CİLDE UYGUN NEMLENDİRİCİ SEÇİLMELİ
Maske kullanmasında derideki kuruluk ve pullanmanın arttığına dikkat çeken Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Cildin paklığını ve nem istikrarını sağlamak için hassas ciltlere yönelik uygun bir temizleyici, tonik ve nemlendirici kullanılmalıdır. Bunun haricinde rastgele bir tedaviye gereksinim var ise, süratli bir biçimde başlanması gerekiyor” diye konuştu.
MAKYAJLA UYUMAK YANILGILI BİR DAVRANIŞ
Cilt bakımıyla ilgili en sık karşılaştığımız kusurlu uygulamalardan birinin makyajla uyumak olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Güneş esirgeyici kullanmamak, makyajla uyumak, cildi denetimsiz bir biçimde sıkıştırmak, cilt tipine uygun olmayan bakım mamüllerini kullanmak, mamüllerin son kullanım tarihlerine ve kapak açıldıktan daha sonraki kullanım ömürlerine uymamak ve tıbbi yardım almak için dermatoloji uzmanına vaktinde başvurmamaktır” dedi.
BESLENME HALİ GÖZ GERİSİ EDİLMEMELİ
Cilt için uygulanan detoks programlarının, cilde yapılan uygulamalara ek olarak bir beslenme programı ile gerçekleştirilebileceğini söz eden Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Cilt için detoks yaparken dikkat edilmesi gerekenlerden en kıymetlisi, yediğimiz ve içtiğimiz besinlere dikkat etmektir. İşlenmiş ve hazır besinlere orta vermek son derece değerlidir. Günde en az 2.5 litre su içmek bedenin en temel detoksudur. Cilt detoksu vitamin ve mineralden güçlü meyve ve sebzelerin sistemli tüketimini kapsar. Bilhassa lifli meyve ve sebzelerin cildi güzelleştirdiği kanıtlanmıştır. Lahana, havuç, domates, kabak üzere farklı renkteki meyve ve sebzeler gün ortasında tüketilmelidir. Bilhassa cildin muhtaçlık duyduğu Omega 3 ve Omega 6 üzere yağları karşılamak için balık, ceviz, badem, fındık ve zeytinyağı tüketilmelidir” formunda konuştu.
Cilt yenileme ve gençleştirme maksadıyla uygulanan biroldukça anti-ageing tedavi sistemi bulunduğu vurgulayan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Önemli olan yaşlanma sürecindeki sıkıntıları yanlışsız tespit edip, muhtaçlığa yönelik tedaviler planlamaktır. Medikal cilt bakımı, botoks, dermal dolgu, peeling, lazer, altın iğne, radyo frekans, PRP, mezoterapi ve ip askı uygulamaları en sık tercih ettiğimiz tedavi şekilleridir” sözlerini kullandı.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT EDİLMELİ
Soğuk kış günlerinin genel sıhhatimizin yanı sıra cildimizi de olumsuz etkileyebileceğine değinen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, “Yüz, el ve ayak derisinde gelişen şiddetli ve rahatsız edici kuruluk kış aylarında ciltte en sık karşılaştığımız problemdir. Kuruluk belirginleştiğinde cildin nem ve yağ istikrarını kaybetmesi kararında ciltte kepeklenme, çatlama, kızarıklık, kaşıntı, egzama üzere problemler gelişebiliyor. Kış aylarında cilt kuruluğunun en değerli sebebi soğuk hava. Bunun haricinde rüzgâr, oda içerisindeki sıcak ve kuru hava, cildi kurutan giysiler, uzun periyodik sıcak duş almak, hamam ve saunalarda uzun müddet kalmak, kese-lif ve cildi kurutucu hijyen mamüllerinin kullanması da cilt kuruluğu riskini artırabiliyor. Bu risk faktörlerinden uzak durarak ve cilt tipinize uygun sistemli bir nemlendirici kullanarak cildinizin çok kurumasını engelleyebilir, soğuk havanın sebep olabileceği cilt hastalıklarından korunabilirsiniz” diyerek ikazlarını noktaladı.