- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Yürüme Aralığınız Giderek Azalıyorsa Dikkat! Değerli omurga sorunlarından birinin dar kanal müdahale edilmediği takdirde ilerleyerek hayat kalitesini kıymetli oranda düşürüyor. Kişinin yürüme uzaklığının giderek azalmasının en değerli belirteçlerden biri olduğuna söyleyen Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, erken müdahale ile çok yüz güldürücü sonuçlara ulaşabildiklerini anlattı.
Yaşlanmanın bedenimizin en erken yıpranın yapılarının başında omurgamız geliyor. Hareket kabiliyetimizin devamının sağlanması açısından da epey değerli olan bu yapıda ortaya çıkan sorunlardan biri de dar kanal hastalığı. Omurga kanalının bilhassa bel ve boyun bölgelerinde daralarak hudutlara yahut omurgaya baskı yapması daha sonrası oluşan bu sorunun bilhassa yaşlanmayla birlikte kendini gösterdiğini söyleyen Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hilmi Kaya, “Omurilik kanal darlığı bilhassa yürüme arasının azalmasıyla karakterize bir sorun. Hasta kümesinin yaklaşık yüzde 10-15’lik kısmını ise yapısal kanal darlığı olanlar oluşturuyor.” diye konuştu.
Omurganın fazla yük taşıyan bir organ olduğu için öbür beden dokularından daha süratli eskidiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, genelde orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkan omurilikte dar kanalın, genetik etkenlere bağlı olarak ergenlerde de görülebildiğini hatırlattı. Prof. Ahmet Hilmi Kaya, “Kanal darlığına yalnızca fıtık ve kemik yapısı niye olmaz. Kanalı çevreleyen bağ dokusu da vakit ortasında halk tabiriyle kireçlenir ve ağır ağır omurga kanalını daraltmaya başlar. Bu darlık vakit ortasında işlevsel kayba yol açar” diye konuştu.
YÜRÜME ARASI GİDEREK AZALIYORSA DİKKAT!
Omurgada dar kanal sorunu için en kıymetli belirtinin hastanın yürüme arasının giderek azalması olduğunu söyleyen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya belirtilerle ilgili şunları anlattı: “Omurilikteki bası niçiniyle yürürken dengesizlik, his kayıpları, motor kayıplar ve kaç güçsüzlüğü üzere şikâyetler ortaya çıkar. Belde görülen dar kanalda ise hasta vakit ortasında yürüme arasında azalma hisseder. Hasta bunu fazlaca tipik olarak tabir eder; “yürümeyi sevmiyorum” demeye başlar. ‘Her iki bacağımda yük var üzere. Ayak uçlarım güçsüzleşiyor’ biçimindeki sözleri dar kanalın varlığına işaret eder. Hasta, bacaklarında uyuşma ve bilhassa ayak kısmında güçsüzlük niçiniyle yürürken durup dinlenmek zorunda kalır. birebir vakitte hastanın yürüme arası gitgide azalır. 200-300 metrede bir dinlenmeye muhtaçlık duyar. Bu nokta dar kanala müdahale etme vakti geldiğini gösterir.”
ERKEN MÜDAHALEYLE HASTALIĞI GERİ DÖNDÜRMEK MÜMKÜN
Dar kanal hastalığının muayene, klinik teşhis ve görüntülemeyle çarçabuk teşhisinin konulabileceğini söyleyen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, “Bu durumda asıl kıymetli nokta, erken teşhis ve vaktinde müdahaledir. Zira tedaviyle hastalığı geri döndürmek ve durumu aksine çevirmek mümkün olabiliyor” diye konuştu. Uyguladıkları çağdaş cerrahi yollar hakkında şu ayrıntıları verdi:
“Aslında daha fazlaca mekanik bir iş yaptığımızı söyleyebilirim. Birtakım özel aygıtların sayesinde omurgaya girip kanalı genişletiyoruz. Hastanın durumuna nazaran sıradanten komplekse varabilecek farklı ameliyatlar uygulayabiliyoruz. kimi vakit tekli, kimi vakit de fazlacalu bölgelerden girerek hududun etrafı temizliyoruz. Doğuştan gelen kanal darlıklarında ise birtakım durumlarda kanalın büyük kısmı açılır. Açılan omurganın ileride oynak bir hale geleceğini ve sorun yaratabileceğini düşünürsek de birtakım özel vidalarla sabitleme süreci yapılır.”
“YÜZ GÜLDÜRÜCÜ SONUÇLAR ELDE EDİLEBİLİYOR”
Hastada metabolik ek sorun ya da ek bir hastalık yoksa tedavi kararınun hakikaten yüz güldürücü olabileceğini vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, toplumun bu hususta bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Tedavi daha sonrasında hastanın yürümekten zevk almaya başladığını ve bir daha hayata döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Hareket kabiliyetinin artması hastanın genel sıhhati açısından da epeyce değerlidir. Omurga genişlediği için epeyce hasta fazlaca daha rahat hareket edebilecektir” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Yaşlanmanın bedenimizin en erken yıpranın yapılarının başında omurgamız geliyor. Hareket kabiliyetimizin devamının sağlanması açısından da epey değerli olan bu yapıda ortaya çıkan sorunlardan biri de dar kanal hastalığı. Omurga kanalının bilhassa bel ve boyun bölgelerinde daralarak hudutlara yahut omurgaya baskı yapması daha sonrası oluşan bu sorunun bilhassa yaşlanmayla birlikte kendini gösterdiğini söyleyen Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hilmi Kaya, “Omurilik kanal darlığı bilhassa yürüme arasının azalmasıyla karakterize bir sorun. Hasta kümesinin yaklaşık yüzde 10-15’lik kısmını ise yapısal kanal darlığı olanlar oluşturuyor.” diye konuştu.
Omurganın fazla yük taşıyan bir organ olduğu için öbür beden dokularından daha süratli eskidiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, genelde orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkan omurilikte dar kanalın, genetik etkenlere bağlı olarak ergenlerde de görülebildiğini hatırlattı. Prof. Ahmet Hilmi Kaya, “Kanal darlığına yalnızca fıtık ve kemik yapısı niye olmaz. Kanalı çevreleyen bağ dokusu da vakit ortasında halk tabiriyle kireçlenir ve ağır ağır omurga kanalını daraltmaya başlar. Bu darlık vakit ortasında işlevsel kayba yol açar” diye konuştu.
YÜRÜME ARASI GİDEREK AZALIYORSA DİKKAT!
Omurgada dar kanal sorunu için en kıymetli belirtinin hastanın yürüme arasının giderek azalması olduğunu söyleyen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya belirtilerle ilgili şunları anlattı: “Omurilikteki bası niçiniyle yürürken dengesizlik, his kayıpları, motor kayıplar ve kaç güçsüzlüğü üzere şikâyetler ortaya çıkar. Belde görülen dar kanalda ise hasta vakit ortasında yürüme arasında azalma hisseder. Hasta bunu fazlaca tipik olarak tabir eder; “yürümeyi sevmiyorum” demeye başlar. ‘Her iki bacağımda yük var üzere. Ayak uçlarım güçsüzleşiyor’ biçimindeki sözleri dar kanalın varlığına işaret eder. Hasta, bacaklarında uyuşma ve bilhassa ayak kısmında güçsüzlük niçiniyle yürürken durup dinlenmek zorunda kalır. birebir vakitte hastanın yürüme arası gitgide azalır. 200-300 metrede bir dinlenmeye muhtaçlık duyar. Bu nokta dar kanala müdahale etme vakti geldiğini gösterir.”
ERKEN MÜDAHALEYLE HASTALIĞI GERİ DÖNDÜRMEK MÜMKÜN
Dar kanal hastalığının muayene, klinik teşhis ve görüntülemeyle çarçabuk teşhisinin konulabileceğini söyleyen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, “Bu durumda asıl kıymetli nokta, erken teşhis ve vaktinde müdahaledir. Zira tedaviyle hastalığı geri döndürmek ve durumu aksine çevirmek mümkün olabiliyor” diye konuştu. Uyguladıkları çağdaş cerrahi yollar hakkında şu ayrıntıları verdi:
“Aslında daha fazlaca mekanik bir iş yaptığımızı söyleyebilirim. Birtakım özel aygıtların sayesinde omurgaya girip kanalı genişletiyoruz. Hastanın durumuna nazaran sıradanten komplekse varabilecek farklı ameliyatlar uygulayabiliyoruz. kimi vakit tekli, kimi vakit de fazlacalu bölgelerden girerek hududun etrafı temizliyoruz. Doğuştan gelen kanal darlıklarında ise birtakım durumlarda kanalın büyük kısmı açılır. Açılan omurganın ileride oynak bir hale geleceğini ve sorun yaratabileceğini düşünürsek de birtakım özel vidalarla sabitleme süreci yapılır.”
“YÜZ GÜLDÜRÜCÜ SONUÇLAR ELDE EDİLEBİLİYOR”
Hastada metabolik ek sorun ya da ek bir hastalık yoksa tedavi kararınun hakikaten yüz güldürücü olabileceğini vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, toplumun bu hususta bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Tedavi daha sonrasında hastanın yürümekten zevk almaya başladığını ve bir daha hayata döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Hareket kabiliyetinin artması hastanın genel sıhhati açısından da epeyce değerlidir. Omurga genişlediği için epeyce hasta fazlaca daha rahat hareket edebilecektir” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı