AKP’li Bülent Turan: Soykırım savı büyük bir iftiradır AKP Küme Başkanvekili Bülent Turan, “‘Soykırım’ savı büyük iftiradır, palavradır. bu biçimde olsaydı; Ermeni bir vekilin Meclis’te ne işi olabilirdi? ‘Soykırım’ tarifinde olduğu üzere bütünüyle bir ırkın yok olması, dinin, mezhebin yok edilmesi olsaydı, Ermeni vatandaşların Türkiye’de rahat, huzur ortasında yaşamaları mümkün olabilir miydi? Bunun epeyce vicdansızlık olduğunu düşünüyorum” dedi.
AKP’li Turan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Turan, bu hafta Meclis’te daha epeyce kontrol faaliyetlerine yoğunlaşılacağını söylemiş oldu.
Bülent Turan, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın, soykırım ile ilgili yasa teklifi vermesi ve soykırıma ait açıklamalarının sorulması üzerine, şunları söylemiş oldu:
* Meclis millet iradesinin tecilli ettiği en özel yerdir. Bahis ‘tarihçilerin mevzusudur’ diye fazlaca kere söz ettik. Gururla söylüyoruz ki; tarihimize güveniyoruz. Anadolu’nun vicdan olduğunu, fazilet olduğunu söz ediyoruz.
* ‘Soykırım’ argümanı büyük iftiradır, palavradır. Ermeni çetelerinin Anadoluda neler yaptıklarını, hangi mezalime ön ayak olduklarını büyüklerimizden duyduk, dinledik.
* ASALA’nın, diplomatlarımızı nasıl şehit ettiğini üzülerek takip ettik. Olay tarihçilerin konusu. Hukukçuyuz, adım atarken epey daha hassas atmak zorundayız.
“HDP, BU TOPRAKLARIN PARTİSİ DEĞİL”
Turan, Birleşmiş Milletler mukavelesinin ilgili unsurundaki ‘soykırım’ tanımını okuyarak şunları söylemiş oldu:
* bu biçimde olsaydı; Ermeni bir vekilin Meclis’te ne işi olabilirdi? ‘Soykırım’ tarifinde olduğu gibi bütünüyle bir ırkın yok olması, dinin, mezhebin yok edilmesi olsaydı, Ermeni vatandaşların Türkiye’de rahat, huzur ortasında yaşamaları mümkün olabilir miydi? Bunun epey vicdansızlık olduğunu düşünüyorum.
* Bu tablo, bu haddini aşan telaffuz bize tekrar gösterdi ki; HDP bu toprakların partisi değil, HDP Kürtlerin de partisi değil. HDP, emperyal güçlerin uzantısı bir parti olduğunu gösterdi. İsterdik ki, HDP yöneticileri kendi vekillerine, ‘bir dakika’ desinler. Yanlışa müsaade vermesinler.
* İsterdik ki en büyük yansıyı kendi partisi göstersin. CHP göstersin. Lakin artık CHP, Atatürk’ün partisi değil. HDP, Biden’in telaffuzunu tekrar eden, CHP’nin dayanak olduğu bir telaffuz haline gelmiş. Emperyal güçlerin ‘Türkiye’de toprak, tazminat tartışmaları başlasın’ diye ortaya attıkları sorun. ABD önderi bu mevzuyla ilgili son konuşacak kişidir.
“ARTIK HEYECANLARI KALMADI”
Turan, 6 siyasi partinin genel liderlerinin toplantısına ait soru üzerine de şunları söylemiş oldu:
* Dün bir toplantı daha oldu. Çok toplanıyorlar, sık toplanıyorlar. Artık, heyecanları kalmadı. Altın günü, kısır günü aktiflikleri üzere ‘toplan toplan dağıl’ tarzı bir anlayış ortaya çıktı. Hâlâ somut bir şey yok, açıklamalar soyut, net değil, anlaşılan değil.
* Akşama kadar, her hafta bir ortaya gelin. Bir ortaya gelmek değil, bir ortaya geldiğinizde ne söylemiş olduğiniz, ne yaptığınız epeyce daha değerli. Artık takibe kıymet kalmadı. Ortak açıklamada, Biden’ı kınayan bir cümle var; lakin yedinci ortak HDP’yi kınayan, uyaran bir metin, bir söz dahi yok.
* Biden’a laf söylenmiş; ama Biden’ın sözünün Türkiye’de yenidenını isteyen o vekile maalesef bir cümle söylememiş. Bu yüzden toplanmaları değil, toplantılarında ne yaptıkları daha değerli. Artık takibe bedel bulmuyoruz. (DHA)
AKP’li Turan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Turan, bu hafta Meclis’te daha epeyce kontrol faaliyetlerine yoğunlaşılacağını söylemiş oldu.
Bülent Turan, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan’ın, soykırım ile ilgili yasa teklifi vermesi ve soykırıma ait açıklamalarının sorulması üzerine, şunları söylemiş oldu:
* Meclis millet iradesinin tecilli ettiği en özel yerdir. Bahis ‘tarihçilerin mevzusudur’ diye fazlaca kere söz ettik. Gururla söylüyoruz ki; tarihimize güveniyoruz. Anadolu’nun vicdan olduğunu, fazilet olduğunu söz ediyoruz.
* ‘Soykırım’ argümanı büyük iftiradır, palavradır. Ermeni çetelerinin Anadoluda neler yaptıklarını, hangi mezalime ön ayak olduklarını büyüklerimizden duyduk, dinledik.
* ASALA’nın, diplomatlarımızı nasıl şehit ettiğini üzülerek takip ettik. Olay tarihçilerin konusu. Hukukçuyuz, adım atarken epey daha hassas atmak zorundayız.
“HDP, BU TOPRAKLARIN PARTİSİ DEĞİL”
Turan, Birleşmiş Milletler mukavelesinin ilgili unsurundaki ‘soykırım’ tanımını okuyarak şunları söylemiş oldu:
* bu biçimde olsaydı; Ermeni bir vekilin Meclis’te ne işi olabilirdi? ‘Soykırım’ tarifinde olduğu gibi bütünüyle bir ırkın yok olması, dinin, mezhebin yok edilmesi olsaydı, Ermeni vatandaşların Türkiye’de rahat, huzur ortasında yaşamaları mümkün olabilir miydi? Bunun epey vicdansızlık olduğunu düşünüyorum.
* Bu tablo, bu haddini aşan telaffuz bize tekrar gösterdi ki; HDP bu toprakların partisi değil, HDP Kürtlerin de partisi değil. HDP, emperyal güçlerin uzantısı bir parti olduğunu gösterdi. İsterdik ki, HDP yöneticileri kendi vekillerine, ‘bir dakika’ desinler. Yanlışa müsaade vermesinler.
* İsterdik ki en büyük yansıyı kendi partisi göstersin. CHP göstersin. Lakin artık CHP, Atatürk’ün partisi değil. HDP, Biden’in telaffuzunu tekrar eden, CHP’nin dayanak olduğu bir telaffuz haline gelmiş. Emperyal güçlerin ‘Türkiye’de toprak, tazminat tartışmaları başlasın’ diye ortaya attıkları sorun. ABD önderi bu mevzuyla ilgili son konuşacak kişidir.
“ARTIK HEYECANLARI KALMADI”
Turan, 6 siyasi partinin genel liderlerinin toplantısına ait soru üzerine de şunları söylemiş oldu:
* Dün bir toplantı daha oldu. Çok toplanıyorlar, sık toplanıyorlar. Artık, heyecanları kalmadı. Altın günü, kısır günü aktiflikleri üzere ‘toplan toplan dağıl’ tarzı bir anlayış ortaya çıktı. Hâlâ somut bir şey yok, açıklamalar soyut, net değil, anlaşılan değil.
* Akşama kadar, her hafta bir ortaya gelin. Bir ortaya gelmek değil, bir ortaya geldiğinizde ne söylemiş olduğiniz, ne yaptığınız epeyce daha değerli. Artık takibe kıymet kalmadı. Ortak açıklamada, Biden’ı kınayan bir cümle var; lakin yedinci ortak HDP’yi kınayan, uyaran bir metin, bir söz dahi yok.
* Biden’a laf söylenmiş; ama Biden’ın sözünün Türkiye’de yenidenını isteyen o vekile maalesef bir cümle söylememiş. Bu yüzden toplanmaları değil, toplantılarında ne yaptıkları daha değerli. Artık takibe bedel bulmuyoruz. (DHA)