Arda Güler’e övgü yağmuru devam ediyor! Sarı-lacivertli formayla birinci profesyonel maçına 16 yaşında çıkan ve bilhassa son iki müsabakada gösterdiği performansla futbol kamuoyunun dikkatini üzerine çeken Arda Güler’in 9 yaşında Gençlerbirliği’nde birinci antrenörlüğünü yapan Erol Tokgözler, açıklamalarda bulundu.
Genç futbolcunun Gençlerbirliği altyapısının bir eseri olduğunu ısrarla vurgulayan Tokgözler, Arda’nın keşfedilme sürecini şöyleki anlattı:
“Arda, Gençlerbirliği altyapısının bir eseridir. Buradaki her altyapı hocasının emeği vardır. Arda’nın Eryaman’daki okulunda bir Mahmut hocamız vardı, onun bize göndermesiyle Arda’yı tanıdık. Futbol okulunda denedik bir baktık ki çocuk hazır. Çabucak yaş kümelerine transferini yapıp lisansını çıkardık. Arda, futbolun prensiplerini epey uygun biliyor. Oynadığı bölge prestijiyle özel bir oyuncu. Olağan oyuncuların düşündüğünden 3-4 atak daha evvel düşünür. Arda da bu biçimde bir yetenek olarak geldi. Gençlerbirliği’nde de fazla kalamamasının niçini bu yeteneği. Ben Fenerbahçe’de de pek fazla kalacağını düşünmüyorum. Sinemanın başı âlâ başladı, sonu da yeterli biter mi onu merak ediyoruz.”
Fenerbahçe’nin altyapısında çalışan Serhat Pekmezci’nin Arda’yı sarı-lacivertli kulübe kazandırdığını aktaran Erol Tokgözler, “Keçiören’de Osmanlıspor’la maçımız vardı. Orada izlemiş Arda’yı. Arda’yı kulübe rapor ediyor, olay Ali Koç’a kadar yansıyor. Transferin son günü, bir çarşamba günüydü yöneticiler bana ‘Hocam Arda’nın lisansı lazım.’ dediler. Biz hafta sonu maç planı yaparken Arda, Fenerbahçe’ye transfer oldu.” sözlerini kullandı.
Tokgözler, Arda Güler’in transferi sırasında devrin altyapı sorumlusu Sezai Yıldırım’ın kendilerine “Oyuncunun ederi nedir?” diye sorduğunu aktararak, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Tabii bu biçimdea kadar oyuncuyu gönderme niyetimiz olmadığı için hiç düşünmemiştik. bu biçimde bir yeteneğin kolay kolay yetişmeyeceğini biliyorduk. ‘Trilyondan aşağı vermeyin.’ dedik ancak para işinde yeterli olmadığımız için ‘Trilyon nedir biliyor musunuz?’ diye bir karşılık almıştık. Bildiğim kadarıyla 200 bin lira peşin, 200 bin lira da birinci profesyonel maçından daha sonra diye anlaşılmış. Şu an kaça alınır kestirim edemiyorum. Bilmediğimiz iki şey var, biri Arda’nın potansiyelinin sonu, başkası de ne kadar para edeceği.”
“HATAYSPOR MAÇINDAN daha sonra ARKADAŞIYLA PLAYSTATİON OYNADI”
Arda Güler’in geçen hafta Fenerbahçe formasıyla 11’de çıktığı birinci maçı büyük bir heyecanla takip ettiğini belirten Tokgözler, şunları kaydetti:
“İki üç maç uygun oynayıp daha sonra sönen oyuncular var. Örneğin Beşiktaş’ta Muhammed Demirci projesi vardı. Onca yatırıma karşın olumsuz sonuçlandı. Arda’nın en büyük avantajı saha haricinde da epeyce düzgün bir insan olması. Babasıyla son Hatayspor maçından daha sonra görüştüm. Arda, maçtan daha sonra telefonunu bir kenara koyup 19 yaş altı kadrosundan bir arkadaşıyla konutta PlayStation oynamış. İleti atmıştım maçtan daha sonra kendisine, benim mesajıma bile sonraki gün döndü. Heyecanını yönetebilen bir futbolcu Arda.”
hem de vücut eğitimi öğretmeni olduğunu söyleyen Tokgözler, “Okulda öğrencilerime Arda’dan bahsettim. ‘Arda ağabeyle görüşelim.’ dediler. Artık o ‘Arda abi’ durumuna geldi. Çocukların yanında aradım ancak ulaşamadım. daha sonra beni aradı ‘Hocam valla antrenmandaydım görmedim.’ dedi. Bu bile ne kadar düzgün bir çocuk olduğunu gösterir. İnşallah yolu açık olsun. Ben 16 yaşında ne yapıyordum hatırlamıyorum. Arda’nın en büyük avantajı süreci ailesiyle yönetmesi. Fenerbahçe, fazlaca gerçek bir iş yapıp ailesini de İstanbul’a götürdü. Babasına iş verdiler, Arda Fenerbahçe Kolejinde okuyor. İnşallah yeterli olur. Arda’yı alkışlamak için sabırsızlıkla bekliyoruz.” diye konuştu.
“ALEX HAYRANI, ÖZEL BİR ÇOCUK”
Tokgözler, Arda Güler’in Fenerbahçe’ye olan sevdasından da bahsederek, “Bir kulüpten ayrılmaya karar vermek kolay değil. Hele ki bu yaş kümesi için. Babası Ümit Beyefendi, hala görüşürüz, beni aradı ve ‘Hocam bir çay içelim.’ dedi. Arda’nın Fenerbahçe tarafınca istendiğini söylemiş oldu. Ben Arda’nın Fenerbahçe’de oynama hayalini biliyordum ve ona bu yolu açmanın bizim için ehemmiyetini söylemiş oldum. Çocuk doğuştan Fenerbahçeli. Alex hayranı, özel bir çocuk.” değerlendirmesinde bulundu.
Fenerbahçeli futbolcu İrfan Can Kahveci’nin de birinci antrenörü olduğunu vurgulayan Tokgözler, “Onların televizyondan muvaffakiyetlerini izlemek benim için epeyce büyük bir keyif. Arda’nın başaramayacağı bir şey yok saha dışını güzel yönetirse. Transfer piyasasında dünyada artık bilinen bir oyuncu. Arda’yı da Türk futboluna kazandıran Gençlerbirliği Kulübüdür. Ne kadar Fenerbahçe’de oynarlarsa oynasınlar bu çocuklar Gençlerli İrfan, Gençlerli Arda’dır. Buranın kültüründe yetiştiler. Burası öbür bir dünya. Buraya giren çocukların hali oburdur. Biz öbür kulüplerden altyapıya çocuklar alıyorduk ancak bu yaşta dışarı gönderdiğimiz birinci futbolcumuz Arda’ydı.” diyerek görüşlerini aktardı.
“EN MEŞHUR TÜRK FUTBOLCU OLACAKTIR”
Erol Tokgözler, Arda’nın yeteneklerinden ise şu biçimde bahsetti:
“Top, Arda’nın bedeninin bir modülü üzere. Çok rahat bir oyuncu. Biz antrenörler kimi vakit oyunu kazanmak için oyuncuyu kaybederiz. meğer oyun süreksiz, oyuncu kalıcıdır. Ben Arda’dan yapabildiklerinin en uygununu yapmasını isterdim. Arda daha yeni 17 yaşına girdi. Aslında milletlerarası arenada 17 yaş olağan. Ligimizde deneyimli oyuncular oynadığı için biz genç diyoruz. Hocaların kendilerini sağlama alma niyetinde olduğu bir ligimiz var. Ben Sergen Yalçın’a epeyce benzetiyorum, oyundaki rahatlığından dolayı. Biz şu an tek bir şey görmedik, Arda’nın başarısızlığı. Onları da nazaranceğiz. Futbolda yeterli de makûs de gün vardır. O daha bir çocuk. Benim bile ömrüm Arda hakkında röportajlarla birkaç günde değişti, bir de onu düşünün. Arda’nın gelmiş geçmiş en uygun, en meşhur, en yetenekli Türk futbolcu olacağına inanıyorum. Saha haricindeki var olan uygun durumunu korumak Arda’nın büyük futbolcu bulunmasına yetecektir.”
Genç futbolcunun Gençlerbirliği altyapısının bir eseri olduğunu ısrarla vurgulayan Tokgözler, Arda’nın keşfedilme sürecini şöyleki anlattı:
“Arda, Gençlerbirliği altyapısının bir eseridir. Buradaki her altyapı hocasının emeği vardır. Arda’nın Eryaman’daki okulunda bir Mahmut hocamız vardı, onun bize göndermesiyle Arda’yı tanıdık. Futbol okulunda denedik bir baktık ki çocuk hazır. Çabucak yaş kümelerine transferini yapıp lisansını çıkardık. Arda, futbolun prensiplerini epey uygun biliyor. Oynadığı bölge prestijiyle özel bir oyuncu. Olağan oyuncuların düşündüğünden 3-4 atak daha evvel düşünür. Arda da bu biçimde bir yetenek olarak geldi. Gençlerbirliği’nde de fazla kalamamasının niçini bu yeteneği. Ben Fenerbahçe’de de pek fazla kalacağını düşünmüyorum. Sinemanın başı âlâ başladı, sonu da yeterli biter mi onu merak ediyoruz.”
Fenerbahçe’nin altyapısında çalışan Serhat Pekmezci’nin Arda’yı sarı-lacivertli kulübe kazandırdığını aktaran Erol Tokgözler, “Keçiören’de Osmanlıspor’la maçımız vardı. Orada izlemiş Arda’yı. Arda’yı kulübe rapor ediyor, olay Ali Koç’a kadar yansıyor. Transferin son günü, bir çarşamba günüydü yöneticiler bana ‘Hocam Arda’nın lisansı lazım.’ dediler. Biz hafta sonu maç planı yaparken Arda, Fenerbahçe’ye transfer oldu.” sözlerini kullandı.
Tokgözler, Arda Güler’in transferi sırasında devrin altyapı sorumlusu Sezai Yıldırım’ın kendilerine “Oyuncunun ederi nedir?” diye sorduğunu aktararak, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Tabii bu biçimdea kadar oyuncuyu gönderme niyetimiz olmadığı için hiç düşünmemiştik. bu biçimde bir yeteneğin kolay kolay yetişmeyeceğini biliyorduk. ‘Trilyondan aşağı vermeyin.’ dedik ancak para işinde yeterli olmadığımız için ‘Trilyon nedir biliyor musunuz?’ diye bir karşılık almıştık. Bildiğim kadarıyla 200 bin lira peşin, 200 bin lira da birinci profesyonel maçından daha sonra diye anlaşılmış. Şu an kaça alınır kestirim edemiyorum. Bilmediğimiz iki şey var, biri Arda’nın potansiyelinin sonu, başkası de ne kadar para edeceği.”
“HATAYSPOR MAÇINDAN daha sonra ARKADAŞIYLA PLAYSTATİON OYNADI”
Arda Güler’in geçen hafta Fenerbahçe formasıyla 11’de çıktığı birinci maçı büyük bir heyecanla takip ettiğini belirten Tokgözler, şunları kaydetti:
“İki üç maç uygun oynayıp daha sonra sönen oyuncular var. Örneğin Beşiktaş’ta Muhammed Demirci projesi vardı. Onca yatırıma karşın olumsuz sonuçlandı. Arda’nın en büyük avantajı saha haricinde da epeyce düzgün bir insan olması. Babasıyla son Hatayspor maçından daha sonra görüştüm. Arda, maçtan daha sonra telefonunu bir kenara koyup 19 yaş altı kadrosundan bir arkadaşıyla konutta PlayStation oynamış. İleti atmıştım maçtan daha sonra kendisine, benim mesajıma bile sonraki gün döndü. Heyecanını yönetebilen bir futbolcu Arda.”
hem de vücut eğitimi öğretmeni olduğunu söyleyen Tokgözler, “Okulda öğrencilerime Arda’dan bahsettim. ‘Arda ağabeyle görüşelim.’ dediler. Artık o ‘Arda abi’ durumuna geldi. Çocukların yanında aradım ancak ulaşamadım. daha sonra beni aradı ‘Hocam valla antrenmandaydım görmedim.’ dedi. Bu bile ne kadar düzgün bir çocuk olduğunu gösterir. İnşallah yolu açık olsun. Ben 16 yaşında ne yapıyordum hatırlamıyorum. Arda’nın en büyük avantajı süreci ailesiyle yönetmesi. Fenerbahçe, fazlaca gerçek bir iş yapıp ailesini de İstanbul’a götürdü. Babasına iş verdiler, Arda Fenerbahçe Kolejinde okuyor. İnşallah yeterli olur. Arda’yı alkışlamak için sabırsızlıkla bekliyoruz.” diye konuştu.
“ALEX HAYRANI, ÖZEL BİR ÇOCUK”
Tokgözler, Arda Güler’in Fenerbahçe’ye olan sevdasından da bahsederek, “Bir kulüpten ayrılmaya karar vermek kolay değil. Hele ki bu yaş kümesi için. Babası Ümit Beyefendi, hala görüşürüz, beni aradı ve ‘Hocam bir çay içelim.’ dedi. Arda’nın Fenerbahçe tarafınca istendiğini söylemiş oldu. Ben Arda’nın Fenerbahçe’de oynama hayalini biliyordum ve ona bu yolu açmanın bizim için ehemmiyetini söylemiş oldum. Çocuk doğuştan Fenerbahçeli. Alex hayranı, özel bir çocuk.” değerlendirmesinde bulundu.
Fenerbahçeli futbolcu İrfan Can Kahveci’nin de birinci antrenörü olduğunu vurgulayan Tokgözler, “Onların televizyondan muvaffakiyetlerini izlemek benim için epeyce büyük bir keyif. Arda’nın başaramayacağı bir şey yok saha dışını güzel yönetirse. Transfer piyasasında dünyada artık bilinen bir oyuncu. Arda’yı da Türk futboluna kazandıran Gençlerbirliği Kulübüdür. Ne kadar Fenerbahçe’de oynarlarsa oynasınlar bu çocuklar Gençlerli İrfan, Gençlerli Arda’dır. Buranın kültüründe yetiştiler. Burası öbür bir dünya. Buraya giren çocukların hali oburdur. Biz öbür kulüplerden altyapıya çocuklar alıyorduk ancak bu yaşta dışarı gönderdiğimiz birinci futbolcumuz Arda’ydı.” diyerek görüşlerini aktardı.
“EN MEŞHUR TÜRK FUTBOLCU OLACAKTIR”
Erol Tokgözler, Arda’nın yeteneklerinden ise şu biçimde bahsetti:
“Top, Arda’nın bedeninin bir modülü üzere. Çok rahat bir oyuncu. Biz antrenörler kimi vakit oyunu kazanmak için oyuncuyu kaybederiz. meğer oyun süreksiz, oyuncu kalıcıdır. Ben Arda’dan yapabildiklerinin en uygununu yapmasını isterdim. Arda daha yeni 17 yaşına girdi. Aslında milletlerarası arenada 17 yaş olağan. Ligimizde deneyimli oyuncular oynadığı için biz genç diyoruz. Hocaların kendilerini sağlama alma niyetinde olduğu bir ligimiz var. Ben Sergen Yalçın’a epeyce benzetiyorum, oyundaki rahatlığından dolayı. Biz şu an tek bir şey görmedik, Arda’nın başarısızlığı. Onları da nazaranceğiz. Futbolda yeterli de makûs de gün vardır. O daha bir çocuk. Benim bile ömrüm Arda hakkında röportajlarla birkaç günde değişti, bir de onu düşünün. Arda’nın gelmiş geçmiş en uygun, en meşhur, en yetenekli Türk futbolcu olacağına inanıyorum. Saha haricindeki var olan uygun durumunu korumak Arda’nın büyük futbolcu bulunmasına yetecektir.”