Ayşe Tuba Arslan davasında bayanlar, sonucu Yargıtay’a taşıyacak Özge Zaim
ESKİŞEHİR – Eskişehir’de 23 defa şikayette bulunulmasına karşın gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle Ayşe Tuba Arslan’ı öldüren Yalçın Özalpay hakkında “canavarca hisle” öldürmediği kanaatine varılarak cezasında haksız tahrik indirimi uygulanması daha sonrası Ayşe Tuba Arslan dava komitesi üyeleri karara reaksiyon göstererek, Yargıtay yoluna gideceklerini belirtti.
Eskişehir Baro Hizmet binasında gerçeklesen görüşmede, “Ayşe Tuba’yı katleden sanık Yalçın Özalpay’ın hiç bir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek, nitelikli taammüden öldürme kabahatinden cezalandırılması için bayanlar olarak Yargıtay yoluna başvuracağımızı bildiriyoruz” denildi.
‘SANIĞIN DEĞİL AYŞE TUBA’NIN HAYATINI YARGILADILAR’
Avukat Funda Güney, yaptığı konuşmada, “Ayşe Tuba’nın 23 şikâyetine kulak tıkayan eril yargı verdiği bu kararla sanığın değil, Ayşe Tuba’nın hayatını yargılamış, sanık hakkında ise haksız tahrik indirimi uygulamıştır. Tarafların içinde evlilik birliği dahi kalmamasına, tarafların boşanmasına karşın mahkeme olmayan evliliğin sadakat yükümlülüğü üzerinden karar vermiştir. Mahkeme bu sonucunı mesnetsiz ve içeriği anlaşılmayan doküman ve bilgilere dayandırmıştır. Çağdaş demokratik toplumların, içgüdüleri ile hareket eden bireyler yerine, eğitilmiş, kanunlara saygılı ve özgür bireylerden oluştuklarının gözden uzak tutulmaması, eğitim ve yasalar tarafınca öngörülen ceza tehdidi ile (cezanın caydırıcılık unsuru ile) bastırılması gereken kimi içgüdülerin de indirim sebebi sayılmasının çağdaş ve demokratik toplum gerekleri ile bağdaşmayacağı gerçeğinin de haksız tahrik kararları uygulanırken göz önüne alınması bir zorunluluktur” dedi.
‘YARGITAY YOLUNA BAŞVURACAĞIZ’
Aksine bir uygulamanın, kendi adaletini kendi anlayışına göre gerçekleştiren sanığa ödül verme manası taşıdığını kaydeden Güney, “Namus kisvesi ve aldatma mazeretlerinin bayan cinayetlerinde en epey başvurulan savunma aracı olmasının niçini yargı tarafınca bu savunmaların kabul görüyor olmasıdır. halbuki bugünlerde feshi konuşulan İstanbul Mukavelesi tam da bu noktada, kültür, töre, din, gelenek ve kelamda namus üzere kavramların şiddeti ve cinayeti mazur gösteren sebepler olarak kabul edilemeyeceğini ve taraf devletlerin bu konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulamaktadır. Bayanlara şiddet içerisinde gecen bir ömrü reva bakılırsan, bayanların hayatları değerine “aile” kutsaması yapanlar, her gün bayanların şiddetin bir biçimine maruz kaldığı ve katledildiği bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenler Ayşe Tuba basta olmak üzere bu ülkede yaşanan tüm bayan cinayetlerinin azmettiricisidir. Katledilen tüm bayanların vebali, katillerin lehine kararları uygulayan kelamda adalet uygulayıcılarının ellerindedir. Topluma örnek olmak yerine, adeta halkı cinayete teşvik eden bu kararların bozulması için elimizden geleni gerimize koymayacağız. Ayşe Tuba’yı katleden sanık Yalçın Özalpay’ın hiç bir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek, nitelikli taammüden öldürme kabahatinden cezalandırılması için bayanlar olarak Yargıtay yoluna başvuracağımızı bildiriyoruz” formunda konuştu.
NE OLMUŞTU?
Eskişehir’de yaşayan Ayşe Tuba Arslan 23 defa şikayette bulunduğu Yalçın Özalpay tarafınca 11 Ekim 2019 tarihinde satırlı atağa uğramış, 24 Kasım’da da tedavi görürken hayatını kaybetmişti. Arslan’ın vefatına ait Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Özalpay ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almıştı.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin önüne gelen belgede, savcı olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin kelam konusu olmadığını ileri sürmüş ve sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği tarafında mütalaa vermişti.
ESKİŞEHİR – Eskişehir’de 23 defa şikayette bulunulmasına karşın gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle Ayşe Tuba Arslan’ı öldüren Yalçın Özalpay hakkında “canavarca hisle” öldürmediği kanaatine varılarak cezasında haksız tahrik indirimi uygulanması daha sonrası Ayşe Tuba Arslan dava komitesi üyeleri karara reaksiyon göstererek, Yargıtay yoluna gideceklerini belirtti.
Eskişehir Baro Hizmet binasında gerçeklesen görüşmede, “Ayşe Tuba’yı katleden sanık Yalçın Özalpay’ın hiç bir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek, nitelikli taammüden öldürme kabahatinden cezalandırılması için bayanlar olarak Yargıtay yoluna başvuracağımızı bildiriyoruz” denildi.
‘SANIĞIN DEĞİL AYŞE TUBA’NIN HAYATINI YARGILADILAR’
Avukat Funda Güney, yaptığı konuşmada, “Ayşe Tuba’nın 23 şikâyetine kulak tıkayan eril yargı verdiği bu kararla sanığın değil, Ayşe Tuba’nın hayatını yargılamış, sanık hakkında ise haksız tahrik indirimi uygulamıştır. Tarafların içinde evlilik birliği dahi kalmamasına, tarafların boşanmasına karşın mahkeme olmayan evliliğin sadakat yükümlülüğü üzerinden karar vermiştir. Mahkeme bu sonucunı mesnetsiz ve içeriği anlaşılmayan doküman ve bilgilere dayandırmıştır. Çağdaş demokratik toplumların, içgüdüleri ile hareket eden bireyler yerine, eğitilmiş, kanunlara saygılı ve özgür bireylerden oluştuklarının gözden uzak tutulmaması, eğitim ve yasalar tarafınca öngörülen ceza tehdidi ile (cezanın caydırıcılık unsuru ile) bastırılması gereken kimi içgüdülerin de indirim sebebi sayılmasının çağdaş ve demokratik toplum gerekleri ile bağdaşmayacağı gerçeğinin de haksız tahrik kararları uygulanırken göz önüne alınması bir zorunluluktur” dedi.
‘YARGITAY YOLUNA BAŞVURACAĞIZ’
Aksine bir uygulamanın, kendi adaletini kendi anlayışına göre gerçekleştiren sanığa ödül verme manası taşıdığını kaydeden Güney, “Namus kisvesi ve aldatma mazeretlerinin bayan cinayetlerinde en epey başvurulan savunma aracı olmasının niçini yargı tarafınca bu savunmaların kabul görüyor olmasıdır. halbuki bugünlerde feshi konuşulan İstanbul Mukavelesi tam da bu noktada, kültür, töre, din, gelenek ve kelamda namus üzere kavramların şiddeti ve cinayeti mazur gösteren sebepler olarak kabul edilemeyeceğini ve taraf devletlerin bu konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulamaktadır. Bayanlara şiddet içerisinde gecen bir ömrü reva bakılırsan, bayanların hayatları değerine “aile” kutsaması yapanlar, her gün bayanların şiddetin bir biçimine maruz kaldığı ve katledildiği bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenler Ayşe Tuba basta olmak üzere bu ülkede yaşanan tüm bayan cinayetlerinin azmettiricisidir. Katledilen tüm bayanların vebali, katillerin lehine kararları uygulayan kelamda adalet uygulayıcılarının ellerindedir. Topluma örnek olmak yerine, adeta halkı cinayete teşvik eden bu kararların bozulması için elimizden geleni gerimize koymayacağız. Ayşe Tuba’yı katleden sanık Yalçın Özalpay’ın hiç bir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet çektirerek, nitelikli taammüden öldürme kabahatinden cezalandırılması için bayanlar olarak Yargıtay yoluna başvuracağımızı bildiriyoruz” formunda konuştu.
NE OLMUŞTU?
Eskişehir’de yaşayan Ayşe Tuba Arslan 23 defa şikayette bulunduğu Yalçın Özalpay tarafınca 11 Ekim 2019 tarihinde satırlı atağa uğramış, 24 Kasım’da da tedavi görürken hayatını kaybetmişti. Arslan’ın vefatına ait Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Özalpay ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası almıştı.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin önüne gelen belgede, savcı olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin kelam konusu olmadığını ileri sürmüş ve sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği tarafında mütalaa vermişti.