- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
CHP’li Sındır, “toprağımız, suyumuz, havamız yok ediliyor!”
TBMM genel heyetinde YETERLİ Parti Kümesinin Kuraklıkla ilgili verdiği araştırma önergesi üzerine CHP ismine Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır konuştu.
CHP İzmir Milletvekili ve bununla birlikte Ziraat Mühendisi olan Sındır, ülkedeki kuraklığı; yanlış tarım siyasetleri, toprakların yanlış ve kontrolsüz kullanması ile sistemsiz yağışların etkilediği tespitini yaparken tahlil tekliflerini de paylaştı.
PLANSIZ VE YANLIŞ SİYASETLER ÇİFTÇİMİZİ VE TARIMI YOK EDİYOR
“Çiftçimizi ve ülke tarımımızı maalesef bir yandan plansızlık ve yanlış tarım siyasetleri, öbür yandan son senelerda şiddetle yaşadığımız kuraklık ile birlikteinde çölleşme yok ediyor” diyerek kelamlarına başlayan Sındır, “Topraklarımız yanlış ve kontrolsüz kullanımdan kaynaklı kirlenmekte, çölleşmekte, verimsizleşmekte; üretemez duruma gelmekteyiz ve ülkeyi yönetenler ise bu duruma maalesef kayıtsız kalmakta. Başka yandan, tarım topraklarımız konut, sanayi, madencilik ve gibisi maksatlarla tarım dışına çıkarılmakta. Sularımız kirletilmekte, zehirlenmekte ve bırakın içme ve kullanma hedefiyle kullanılmayı ziraî üretimde dahi kullanılamaz hâle gelmekte. Ve bir daha ülkeyi yönetenlerin bu hususta pek büyük bir kederi olmadığını da görüyoruz. Toprağımız, suyumuz ve ayrıyeten doğal ki birlikteinde havamız; bir yandan kirletilirken öteki yandan plansızlık, vurdumduymazlık, denetimsizlik, beceriksizlik niçiniyle maalesef yok oluyor, ölüyor. Üreticilerimiz toprağını terk ediyor, hayvanlarını mezbahaya gönderiyor ve kentlere göç ediyor; kentlerde büyük bir sorunun da sebebi hâline geliyor” dedi.
TÜRKİYE TARIM TOPRAKLARININ YÜZDE 73’ÜNDE KURU TARIM YAPILIYOR
Kuraklıkla karşı karşıya olunduğunu ve 41 vilayette Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin yaptığı çalışmanın bunu ortaya koyduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sındır; “2020 yılı toplam tarım alanımızın -ki tarla bitkileri, zerzevat, meyve, süs bitkileri nadas dâhil 23 milyon 145 bin hektar olduğunu biliyoruz- yalnızca 6,2 milyon hektarı sulanıyor hâlde olduğuna göre, Türkiye tarım topraklarının yüzde 73’ünde kuru tarım yapılıyor yani yağışa dayalı tarım yani Allah ne verirse onunla üretim yapıyoruz. Bunun manası şu: “Tarımsal kuraklık” dediğimiz kavram bitkinin, gereksinim duyduğu vakitte suya kavuşamaması manasını taşıyor ki son senelerda yaşanan sistemsiz yağışlarla, bilhassa vakitsiz yağışlarla ve şiddetli yağışlarla, bu su döngüsü içerisinde, gelen suyun büyük bir kısmının ne yer altını beslediğini, ne gölleri beslediğini, ne de yer altından sulama hedefli kullanıldığını görüyoruz” sözlerini kullandı.
ALINACAK TEDBİRLERİ SIRALADI
Kuraklığa ait niye ve tespitleri anlatan Sındır, konuşmasının sonunda da buna ait tahlil tekliflerini sıraladı. Sındır; “Bu iklim değişikliğinin tesirlerinin; meteorolojik, ziraî ve hidrolojik kuraklık sıkıntısının mümkün tesirlerinin sağlıklı, hakikat bilgilerle ve gerçekçi iddialanması gerekiyor. Bu iddia ve projeksiyonlara bakılırsa yanlışsız bir üretim planlaması, eser deseni planlaması gerekiyor. Bu bağlamda, kuraklığa sağlam çeşitlerin, sulama ihtiyacı düşük olan çeşit ve çeşitlerin üretimlerinin teşviki; su idaresi ve gerçek sulama; bitkinin ihtiyaç duyduğu suyun bilhassa kapalı ve basınçlı sulama sistemleri ile ayrıyeten toprak altı sulama sistemleriyle ulaştırılmasının desteklenmesi, teşvik edilmesi; suyun tasarruflu kullanmasının sağlanması; tarla içi sulamada üreticilerimize kâfi ve gerekli ayrıntıların verilmesi gerekmektedir. Kuraklık destekleme ödemelerinin çeşitlendirilmesi, artırılması ve derhâl yapılması; hasar tespiti sürecinin hızlandırılması ve natürel ki üreticimizin her açıdan desteklenmesi; üretici borçlarında faizlerin silinerek ileri tarih ve uzun vadeyle üreticinin rahatlatılması üzere tedbirler; doğal, hepsindilk evvel, ithalatçı tarım siyasetinden üretime dayalı siyasetin uygulanması gerekiyor” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
TBMM genel heyetinde YETERLİ Parti Kümesinin Kuraklıkla ilgili verdiği araştırma önergesi üzerine CHP ismine Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır konuştu.
CHP İzmir Milletvekili ve bununla birlikte Ziraat Mühendisi olan Sındır, ülkedeki kuraklığı; yanlış tarım siyasetleri, toprakların yanlış ve kontrolsüz kullanması ile sistemsiz yağışların etkilediği tespitini yaparken tahlil tekliflerini de paylaştı.
PLANSIZ VE YANLIŞ SİYASETLER ÇİFTÇİMİZİ VE TARIMI YOK EDİYOR
“Çiftçimizi ve ülke tarımımızı maalesef bir yandan plansızlık ve yanlış tarım siyasetleri, öbür yandan son senelerda şiddetle yaşadığımız kuraklık ile birlikteinde çölleşme yok ediyor” diyerek kelamlarına başlayan Sındır, “Topraklarımız yanlış ve kontrolsüz kullanımdan kaynaklı kirlenmekte, çölleşmekte, verimsizleşmekte; üretemez duruma gelmekteyiz ve ülkeyi yönetenler ise bu duruma maalesef kayıtsız kalmakta. Başka yandan, tarım topraklarımız konut, sanayi, madencilik ve gibisi maksatlarla tarım dışına çıkarılmakta. Sularımız kirletilmekte, zehirlenmekte ve bırakın içme ve kullanma hedefiyle kullanılmayı ziraî üretimde dahi kullanılamaz hâle gelmekte. Ve bir daha ülkeyi yönetenlerin bu hususta pek büyük bir kederi olmadığını da görüyoruz. Toprağımız, suyumuz ve ayrıyeten doğal ki birlikteinde havamız; bir yandan kirletilirken öteki yandan plansızlık, vurdumduymazlık, denetimsizlik, beceriksizlik niçiniyle maalesef yok oluyor, ölüyor. Üreticilerimiz toprağını terk ediyor, hayvanlarını mezbahaya gönderiyor ve kentlere göç ediyor; kentlerde büyük bir sorunun da sebebi hâline geliyor” dedi.
TÜRKİYE TARIM TOPRAKLARININ YÜZDE 73’ÜNDE KURU TARIM YAPILIYOR
Kuraklıkla karşı karşıya olunduğunu ve 41 vilayette Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin yaptığı çalışmanın bunu ortaya koyduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sındır; “2020 yılı toplam tarım alanımızın -ki tarla bitkileri, zerzevat, meyve, süs bitkileri nadas dâhil 23 milyon 145 bin hektar olduğunu biliyoruz- yalnızca 6,2 milyon hektarı sulanıyor hâlde olduğuna göre, Türkiye tarım topraklarının yüzde 73’ünde kuru tarım yapılıyor yani yağışa dayalı tarım yani Allah ne verirse onunla üretim yapıyoruz. Bunun manası şu: “Tarımsal kuraklık” dediğimiz kavram bitkinin, gereksinim duyduğu vakitte suya kavuşamaması manasını taşıyor ki son senelerda yaşanan sistemsiz yağışlarla, bilhassa vakitsiz yağışlarla ve şiddetli yağışlarla, bu su döngüsü içerisinde, gelen suyun büyük bir kısmının ne yer altını beslediğini, ne gölleri beslediğini, ne de yer altından sulama hedefli kullanıldığını görüyoruz” sözlerini kullandı.
ALINACAK TEDBİRLERİ SIRALADI
Kuraklığa ait niye ve tespitleri anlatan Sındır, konuşmasının sonunda da buna ait tahlil tekliflerini sıraladı. Sındır; “Bu iklim değişikliğinin tesirlerinin; meteorolojik, ziraî ve hidrolojik kuraklık sıkıntısının mümkün tesirlerinin sağlıklı, hakikat bilgilerle ve gerçekçi iddialanması gerekiyor. Bu iddia ve projeksiyonlara bakılırsa yanlışsız bir üretim planlaması, eser deseni planlaması gerekiyor. Bu bağlamda, kuraklığa sağlam çeşitlerin, sulama ihtiyacı düşük olan çeşit ve çeşitlerin üretimlerinin teşviki; su idaresi ve gerçek sulama; bitkinin ihtiyaç duyduğu suyun bilhassa kapalı ve basınçlı sulama sistemleri ile ayrıyeten toprak altı sulama sistemleriyle ulaştırılmasının desteklenmesi, teşvik edilmesi; suyun tasarruflu kullanmasının sağlanması; tarla içi sulamada üreticilerimize kâfi ve gerekli ayrıntıların verilmesi gerekmektedir. Kuraklık destekleme ödemelerinin çeşitlendirilmesi, artırılması ve derhâl yapılması; hasar tespiti sürecinin hızlandırılması ve natürel ki üreticimizin her açıdan desteklenmesi; üretici borçlarında faizlerin silinerek ileri tarih ve uzun vadeyle üreticinin rahatlatılması üzere tedbirler; doğal, hepsindilk evvel, ithalatçı tarım siyasetinden üretime dayalı siyasetin uygulanması gerekiyor” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı