Barcali
Active member
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Mesajlar
- 1,145
- Puanları
- 38
‘Çorakyerler’ hafriyat alanında bu yıl 7 cinse ilişkin 104 fosil bulundu Hafriyat Lideri, Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim Erol “Bulunan fosiller incelendiğinde aslında 9 milyon yıl evvel Çorakyerler ve etrafının hiç de çorak olmadığı, tam tersine sulak ve ormanlık alanların yanı sıra geniş savananın bulunduğu farklı ekolojik ortamların varlığı anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Çankırı-Yapraklı Karayolu üzerinde ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde 2001 yılında başlayan hafriyat çalışmaları sürüyor. Bugüne kadar fil, gergedan, zürafa ve kılıç dişli kaplan başta olmak üzere 40’ın üzerinde tipe ilişkin 4 binden çok tanımlanabilen fosil bulunan alanda, bu yıl çalışmalar 7 Temmuz’da başladı. Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında 20 kişilik takım ile gerçekleştirilen çalışmalarda geyik, at, fil, zürafa, yaban koyunu, sırtlan, kılıç dişli kedigillere ilişkin 104 fosil bulundu. 23 Ağustos’ta sona eren çalışmaların akabinde ele geçirilen fosiller Çorakyerler araştırma ve hafriyat konutunda inceleme altına alındı.
“BURASI ÇOK GÜÇLÜ VE KIYMETLİ FOSİL YATAĞI”
Prof. Dr. Erol, bölgenin fazlaca sayıda tipe mesken sahipliği yaptığını ve bir daha bir epey farklı çeşide ilişkin fosil buluntusu elde ettiklerini söylemiş oldu. Prof. Dr. Erol, şunları lisana getirdi:
“Bu açıdan burası hayli güçlü ve kıymetli bir fosil yatağıdır. Çankırı etrafında fil tipleri, gergedan çeşitleri, su samuru, yaban atları tipleri, antilop tipleri, zürafa tipleri, sırtlan, kılıç dişli kedigiller üzere çeşitli yırtıcı tipleri, oklu kirpi üzere şu anda bu etrafta görmeniz mümkün olmayan cinslere ilişkin fosilleri buluyoruz. Kazdığımız bu fosil alanına ‘Çorakyerler’ ismi, bugünün Çankırısı dikkate alınarak verilmişti. Bulunan fosiller incelendiğinde aslında 9 milyon yıl evvel Çorakyerler ve etrafının hiç de çorak olmadığı, tam tersine sulak ve ormanlık alanların yanı sıra geniş savananın bulunduğu farklı ekolojik ortamların varlığı anlaşılmaktadır.”
“ÇORAKYERLER DE BİR DOĞAL MİRASTIR”
Prof. Dr. Erol, ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nin bu alanda çalışan bütün bilim insanları tarafınca bilindiğini belirterek, “Çorakyerler, kentin merkezine yakınlığı ve ulaşımı epeyce kolay olması açısından müspet özelliklere sahipken; yol kenarında olması açısından da her an yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Burası bize tabiatın bıraktığı değerli bir mirastır; sahip çıkılmalı ve korunmalıdır. Ne yazık ki birden fazla defa bu üzere yerlerin, değerini bilmeden yok ediyoruz. Her ilin halkı, gelecek jenerasyonlarına de bir şeyler öğretebilmesi için kendi etraflarındaki bu fosil yatağı üzere doğal mirasları ve kültür varlıklarına sahip çıkmalıdır. Çorakyerler de bir doğal mirastır ve korunabilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” dedi.
Çankırı-Yapraklı Karayolu üzerinde ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde 2001 yılında başlayan hafriyat çalışmaları sürüyor. Bugüne kadar fil, gergedan, zürafa ve kılıç dişli kaplan başta olmak üzere 40’ın üzerinde tipe ilişkin 4 binden çok tanımlanabilen fosil bulunan alanda, bu yıl çalışmalar 7 Temmuz’da başladı. Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında 20 kişilik takım ile gerçekleştirilen çalışmalarda geyik, at, fil, zürafa, yaban koyunu, sırtlan, kılıç dişli kedigillere ilişkin 104 fosil bulundu. 23 Ağustos’ta sona eren çalışmaların akabinde ele geçirilen fosiller Çorakyerler araştırma ve hafriyat konutunda inceleme altına alındı.
“BURASI ÇOK GÜÇLÜ VE KIYMETLİ FOSİL YATAĞI”
Prof. Dr. Erol, bölgenin fazlaca sayıda tipe mesken sahipliği yaptığını ve bir daha bir epey farklı çeşide ilişkin fosil buluntusu elde ettiklerini söylemiş oldu. Prof. Dr. Erol, şunları lisana getirdi:
“Bu açıdan burası hayli güçlü ve kıymetli bir fosil yatağıdır. Çankırı etrafında fil tipleri, gergedan çeşitleri, su samuru, yaban atları tipleri, antilop tipleri, zürafa tipleri, sırtlan, kılıç dişli kedigiller üzere çeşitli yırtıcı tipleri, oklu kirpi üzere şu anda bu etrafta görmeniz mümkün olmayan cinslere ilişkin fosilleri buluyoruz. Kazdığımız bu fosil alanına ‘Çorakyerler’ ismi, bugünün Çankırısı dikkate alınarak verilmişti. Bulunan fosiller incelendiğinde aslında 9 milyon yıl evvel Çorakyerler ve etrafının hiç de çorak olmadığı, tam tersine sulak ve ormanlık alanların yanı sıra geniş savananın bulunduğu farklı ekolojik ortamların varlığı anlaşılmaktadır.”
“ÇORAKYERLER DE BİR DOĞAL MİRASTIR”
Prof. Dr. Erol, ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nin bu alanda çalışan bütün bilim insanları tarafınca bilindiğini belirterek, “Çorakyerler, kentin merkezine yakınlığı ve ulaşımı epeyce kolay olması açısından müspet özelliklere sahipken; yol kenarında olması açısından da her an yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Burası bize tabiatın bıraktığı değerli bir mirastır; sahip çıkılmalı ve korunmalıdır. Ne yazık ki birden fazla defa bu üzere yerlerin, değerini bilmeden yok ediyoruz. Her ilin halkı, gelecek jenerasyonlarına de bir şeyler öğretebilmesi için kendi etraflarındaki bu fosil yatağı üzere doğal mirasları ve kültür varlıklarına sahip çıkmalıdır. Çorakyerler de bir doğal mirastır ve korunabilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” dedi.