- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
‘Erken teşhis kalp krizi riskini yüzde 80 önleyebilir’ Kardiyoloji Uzmanı Dr. Özgür Öz, erken teşhis ve tedavilerin kalp krizi riskini kıymetli ölçüde önleyebileceğini tabir etti.
Gerekli önlemlerin alınması durumunda yüzde 80 düzeyine kadar kalp krizi riskinin önlenebileceğini kaydeden Uzman Dr. Özgür Öz, “Kalp ve damar hastalıkları gerek toplumda görülme sıklığı gerekse sonuçları açısından dikkatle takip edilmesi gereken kıymetli sıhhat problemleridir. İnsanoğlunun yaklaşık yarısının vefatından sorumludur ve hadiselerinin yarısında var olan hastalık ani mevt öncesi hiçbir belirti göstermeyebilir. bir daha hastalığın oluşturduğu işlev kayıp fizikî, ruhsal ve sosyolojik sıkıntılara yol açabilir” diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
Dr. Özgür Öz, “Gerek hastalığı oluşturan gerekse hastalığın ilerlemesine niye olan durumlar vardır ki kalp ve damar hastalığı risk faktörleri olarak karşımıza çıkar. Bunlar; ailesel yatkınlık, ileri yaş, hipertansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, yağ metabolizması bozuklukları, istikrarsız beslenme, hareketsizlik, sigara kullanması ve anksiyete, depresyon üzere ruhsal bozukluklardır. Kişi kalp hastası olmasa bile kendisindeki kalp damar hastalığı için risk yoğunluğunu bilmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Kalp damar hastalığı olmayanlar için bu risk faktörlerinin tespit ve tedavisi birincil muhafaza, hastalık ortaya çıkanlar için hastalığın yenidenlamaması ve ilerlememesi için yapılan müdahaleler ikincil muhafaza olarak nitelendirilir” biçiminde konuştu.
“SOĞUK HAVALARDA KALBİNİZİ KORUYUN”
Soğuk hava kas spazmlarına (kasılmalarına) ötürüsı ile kalp damar darlıklarının ilerlemesine, göğüs ağrısı, nefes darlığı üzere belirtilerin artmasına ve kişinin işlevsel kapasitesinde azalmaya niye olduğunu vurgulayan Dr. Özgür Öz , “bir daha soğuk hava kanın pıhtılaşmaya olan yatkınlığını artırdığından bilhassa kalp damar hastalığı olanlarda pıhtı oluşumu ile damarın tıkanması ve kararında kalp krizi ya da inme ihtimalini artırmaktadır’’ dedi.
HAYAT ŞEKLİNİ DA ETKİLİYOR
Soğuk havalara sık ve uzun vadeli maruz kalınan vaktin daha hayli kış mevsimi olduğunu aktaran Dr. Öz, “Bu süreçte gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması hayat üslubunu da etkilemektedir. Günlerin kısa olması ve soğuk hava günlük fizikî aktivitenin azalmasına, geceleri uzun olması besin tüketiminin artmasına, havaların daha karanlık seyretmesi depresyon üzere ruhsal bozukluklara yol açabilmektedir. Tüm bunlar soğuk havaya ek kalp için ek yükler getirmektedir. bir daha kış mevsiminde bilhassa gribal enfeksiyonlar kalp yükünü artırabilmekte kalp yetmezliğinin şiddetlenmesine ve kalp krizi riskinin artışına niye olabilmektedir’’ diye açıklamada bulundu.
Kalp krizi riskinin de azaltılabileceğine dikkat çeken Dr. Özgür Öz , “Soğuklara karşı gerekli önlemlerin alınması, mevsim koşullarına ahenk, yanlışsız hayat şeklinin uygulanması, risk faktörü varlığının tespiti ve gerekli ise tedavilerinin düzenlenmesi için sıhhat denetimlerinin yapılması alınabilecek önlemlerdir’’ diye kelamlarını tamamladı.
Gerekli önlemlerin alınması durumunda yüzde 80 düzeyine kadar kalp krizi riskinin önlenebileceğini kaydeden Uzman Dr. Özgür Öz, “Kalp ve damar hastalıkları gerek toplumda görülme sıklığı gerekse sonuçları açısından dikkatle takip edilmesi gereken kıymetli sıhhat problemleridir. İnsanoğlunun yaklaşık yarısının vefatından sorumludur ve hadiselerinin yarısında var olan hastalık ani mevt öncesi hiçbir belirti göstermeyebilir. bir daha hastalığın oluşturduğu işlev kayıp fizikî, ruhsal ve sosyolojik sıkıntılara yol açabilir” diye konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
Dr. Özgür Öz, “Gerek hastalığı oluşturan gerekse hastalığın ilerlemesine niye olan durumlar vardır ki kalp ve damar hastalığı risk faktörleri olarak karşımıza çıkar. Bunlar; ailesel yatkınlık, ileri yaş, hipertansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, yağ metabolizması bozuklukları, istikrarsız beslenme, hareketsizlik, sigara kullanması ve anksiyete, depresyon üzere ruhsal bozukluklardır. Kişi kalp hastası olmasa bile kendisindeki kalp damar hastalığı için risk yoğunluğunu bilmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Kalp damar hastalığı olmayanlar için bu risk faktörlerinin tespit ve tedavisi birincil muhafaza, hastalık ortaya çıkanlar için hastalığın yenidenlamaması ve ilerlememesi için yapılan müdahaleler ikincil muhafaza olarak nitelendirilir” biçiminde konuştu.
“SOĞUK HAVALARDA KALBİNİZİ KORUYUN”
Soğuk hava kas spazmlarına (kasılmalarına) ötürüsı ile kalp damar darlıklarının ilerlemesine, göğüs ağrısı, nefes darlığı üzere belirtilerin artmasına ve kişinin işlevsel kapasitesinde azalmaya niye olduğunu vurgulayan Dr. Özgür Öz , “bir daha soğuk hava kanın pıhtılaşmaya olan yatkınlığını artırdığından bilhassa kalp damar hastalığı olanlarda pıhtı oluşumu ile damarın tıkanması ve kararında kalp krizi ya da inme ihtimalini artırmaktadır’’ dedi.
HAYAT ŞEKLİNİ DA ETKİLİYOR
Soğuk havalara sık ve uzun vadeli maruz kalınan vaktin daha hayli kış mevsimi olduğunu aktaran Dr. Öz, “Bu süreçte gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması hayat üslubunu da etkilemektedir. Günlerin kısa olması ve soğuk hava günlük fizikî aktivitenin azalmasına, geceleri uzun olması besin tüketiminin artmasına, havaların daha karanlık seyretmesi depresyon üzere ruhsal bozukluklara yol açabilmektedir. Tüm bunlar soğuk havaya ek kalp için ek yükler getirmektedir. bir daha kış mevsiminde bilhassa gribal enfeksiyonlar kalp yükünü artırabilmekte kalp yetmezliğinin şiddetlenmesine ve kalp krizi riskinin artışına niye olabilmektedir’’ diye açıklamada bulundu.
Kalp krizi riskinin de azaltılabileceğine dikkat çeken Dr. Özgür Öz , “Soğuklara karşı gerekli önlemlerin alınması, mevsim koşullarına ahenk, yanlışsız hayat şeklinin uygulanması, risk faktörü varlığının tespiti ve gerekli ise tedavilerinin düzenlenmesi için sıhhat denetimlerinin yapılması alınabilecek önlemlerdir’’ diye kelamlarını tamamladı.